Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri, Gazze’deki Vahşete Soykırım Diyemedi
16 Nisan 2025

Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri, Gazze’deki Vahşete Soykırım Diyemedi

Köklü Değişim Medya

Suudi Arabistan merkezli sivil toplum kuruluşu olan Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri Muhammed el-İsa, Gazze’deki vahşet hakkında, "Elbette Gazze'de yaşananlar bir trajedidir ve gerçekte soykırım değilse bile soykırıma benzemektedir” skandal ifadeler kullandı.

Euronews'e mülakat veren Şeyh Dr. Muhammed Abdülkerim el-İsa, 7 Ekim 2024'te Hamas'ın işgale karşı başlattığı direniş sonrası başlayan ve Gazze’de süren savaşı kınarken, nefret ve savaşla mücadele için kültürler arası diyalog çağrısında bulunarak işgalcilere zeytin dalı uzatmayı da unutmadı.

Şeyh çağrısında, İslamofobi, antisemitizm ve her türlü nefretle mücadele etmenin tek yolu olarak kültürler ve medeniyetler arasında diyalog ihtiyacına odaklandı.

Dünya İslam Birliği 1962 yılında Suudi Arabistan'da kuruldu. Suudi Arabistan ve özel bağışçılar tarafından finanse edilen örgüt, kendisini halklar arasında hoşgörü ve dostluğu savunan İslami bir kuruluş olarak tanımlayan kuruluş, Türkiye’de de kolu bulunan “dinlerarası diyalog” tarzı çalışmalar yürütüyor.

Riyad'ın siyasetini izleyen bu fikirler işgalci 'İsrail' ile "normalleşme" anlaşmalarına da yeşil ışık yakıyor.

Kınadı ve Çözümden Bahsetmedi

Ortadoğu'daki çatışmalara da değinen Şeyh, Gazze'de aylardır devam eden ve on binlerce insanın ölümüne neden olan savaşı şiddetle kınadı. Uluslararası toplumu bu durum karşısında sağlam bir duruş sergilemeye çağırarak 57 Müslüman ülke yönetiminin bir buçuk yıldır yaptığını tekrarladı.

"Elbette Gazze'de yaşananlar bir trajedidir ve gerçekte soykırım değilse bile soykırıma benzemektedir. Gazze'de yaşananlar insanlığın vicdanını sarsmıştır. Gazze'de yaşananlar uluslararası hukuku ve insani hukuku ihlal etmektedir" ifadeleriyle Gazze’deki vahşeti soykırım olarak tanımadı.

Savaşların ve krizlerin etkisiyle sarsılan bir dünyada Şeyh, halklar ve kültürler arasında uzlaşmanın sağlanmasında diyaloğun gücünü ve hem Avrupa'da hem de küresel ölçekte nefret ve ötekinin reddedilmesiyle mücadelede anahtar kelime olduğunu vurgulayarak Batılılara ve işgalcilere barış çağrısını yineledi ve şunları söyledi:

"Nefretin şekli ne olursa olsun, her türlü nefret yöntemine karşıyız. Dini tercihlerinden dolayı dinlerin takipçilerine karşı düşmanlığa karşıyız, ama aynı zamanda etnik, kültürel ya da bu düşmanlık ve nefretin yöntemi ne olursa olsun diğer tüm düşmanlıklara da karşıyız."

Dini, Siyasetten Ayırdı

Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri, İslam'ın siyasi amaçlar için kullanılmasına karşı bir duruş sergileyerek, dinin siyasi gündemlere hizmet etmek için istismar edilmemesi gerektiğini ifade ederek Batılı bir fikir olan dini yönetimden ayırma ilkesi olan “laikliğe” işaret etti.

Daha önce ülkesi Suudi Arabistan'da Adalet Bakanı olarak görev yapmış olan Şeyh el-İsa, halkları ve kültürleri uzlaştırmanın tek yolunun diyalog olduğunu tekrarlayarak Suud rejiminin fikirlerinin ortaya koymuş oldu.

Avrupa'daki Müslüman Azınlığa Yönetimlerin Uygulamalarına Uyun Çağrısı

İssa, Avrupa'daki Müslüman azınlıklara önemli bir mesaj vererek onları sosyal dokunun bir parçası olmaya çağırdı ve dini inançları ile içinde yaşadıkları toplumlara karşı görevleriyle çelişen hiçbir şey olmadığını vurguladı:

"Elbette onlara tavsiyem, dini kimliklerini temsil eden İslami çalışmalarda bulunmaları ve aynı zamanda ulusal kimliklerini temsil eden ulusal çalışmalarda bulunmalarıdır (...) çünkü dünyadaki tüm medeni anayasalar hiçbir dinin dini kimliğinin özünü etkilemez ve bu nedenle dini kimlik ile ulusal kimlik arasında hiçbir çatışma yoktur."