Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 24 Kasım 2020 Salı günü gerçekleştirdiği Haftalık Gündem Değerlendirme Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa Birliği ile ilgili yaptığı açıklamalar ele alındı.

Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar’ın konuştuğu değerlendirme toplantında Cumhurbaşkanı’nın "Kendimizi Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa'yla kurmayı tasavvur ediyoruz" sözlerini değerlendirildi.

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 21 Kasım 2020 Cumartesi günü partisinin Kütahya il kongresinde gerçekleştirdiği konuşmasında "Kendimizi Avrupa'da görüyor geleceğimizi Avrupa ile birlikte tasavvur ediyoruz" demişti. Cumhurbaşkanı’nın bu açıklaması hakkında konuşan Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar “Erdoğan 57 yıldır Türkiye’yi kapısında bekleten haçlı zihniyetiyle şer ittifakı olan Avrupa ile gelecek kurmayı amaçlıyormuş. İnsan gerçekten hayret ediyor.” Dedi. Erdoğan’ın daha önce Avrupa hakkında söylediklerine atıfta bulunan Kar, bazı hatırlatmalar yaparak Cumhurbaşkanı’nın çelişkili açıklamalarına vurgu yaptı ve şöyle dedi: “Daha aylar öncesine kadar, bu Avrupa Birliği haçlı birliği değil miydi? Daha bir ay önce bu Avrupa için “Nazi’nin zincir halkalarını oluşturan ülkeler” diyen siz değil miydiniz? “Avrupa ülkeleri gerçek manada faşist ülkeler” diyen siz değil miydiniz? Hayırdır cumhur ittifakı size faşist olmayı damı sevdirmeye başladı? Siz bu sözleri söyleyeli daha 1 ay oldu Sayın Erdoğan!”

Mahmut KAR, Cumhurbaşkanı’nın bundan bir ay önce İbn. Haldun Üniversitesi Külleye açılışında yaptığı konuşmayı hatırlattı. Erdoğan bu toplantıda "İki asırdır kendimize yol ve yön bulmaya çalışıyoruz. Fikri bir buhranın içinde çırpınıyoruz." Demişti. Kar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben, “…daha bir ay önce fikri buhran içinde olduğunuzu söyleyen siz değil miydiniz? İçinde olduğunuz buhrandan sizi Avrupa mı çıkaracak yoksa? Avrupa mı sizi geleceğe taşıyacak? Avrupa sizi taşısa taşısa o buhranın içinde daha derin, daha karanlık dehlizlere taşır! Sizin derdiniz fikri iktidar olmak mı, yoksa ne olursa olsun sadece iktidar olmak mı?”

Hükümet Tüccar Mantığıyla Koronavirüs İle Mücadele Ediyor

Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, ayrıca toplantıda hükumetin yeni koronavirüs tedbirlerini de değerlendirdi. Uygulamaya sokulan yeni tedbirlerin Türkiye’nin kendi başına bağımsız şekilde uygulamaya soktuğu tedbirler olmadığını, bu konuda da Avrupa ülkelerini takip ettiklerini ifade etti. Hükumetin tüccar mantığı ile koronavirüs ile mücadele stratejisi geliştirdiğini söyleyen Kar, turizm sezonu açılınca yasaklar gevşetiliyor, sezon kapanınca da mantıklı mantıksız olmadığına bakılmadan yeni yasaklar gündeme getiriliyor dedi. Bu uygulamanın insan merkezli olmadığını tamamen kapitalist sistemi ayakta tutmak için yürütüldüğünü ifade eden Kar şunları söyledi: “Mesele insanların sağlığını korumak meselesi değil, mesele sağlık sistemlerinin yetersizliğini göstermemek ve mesele kapital düzenin devam etmesini sağlamak. Özellikle insanları virüsten koruyacak aşıların bulunduğu ile ilgili haberlerinin yayınlandığı bir zamanda vaka sayılarının artması çok da normal değil…”

Ortada Ne Bir Başarı Var Ne De Başarının Mimarı Bir Öğretmen!

24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle yapılan etkinlik ve kutlamalar da gündem değerlendirme toplantısındaki konulardan biriydi. Toplantı da 24 Kasım Öğrenmenler Günü’nün eğitim ve öğretim sisteminin başarısızlık öyküsünün üstü kapatılarak ve başarı gibi gösterilerek kutlandığını ifade etti ve şöyle dedi:

“Ortada ne bir başarı vardır ne de başarının mimarı bir öğretmen! Geldiğimiz noktada son yüzyılda çağdaşlaşma hareketinin lokomotifi kuşkusuz öğretmenlerdir. Nihayetinde yeni nesil onlara emanet edilmiştir. Onlar da tarihine ve değerlerine düşman, halkını hakir gören ama kendisini de bir yere oturtamayan, kendisi için bir kimlik biçemeyen, karakteri olmayan, renksiz nesiller yetiştirmiştir. Cumhuriyetin kuruluş felsefesinden meseleye baktığımızda öğretmenlerimiz oldukça başarılıdır. Hatta onlar dünyanın en başarılı öğretmenleridir. İlim, icat, sanat ve edebiyat açısından baktığımızda ise tam bir felaketle, fiyaskoyla ve başarısızlıkla karşı karşıyayız. Elde kazanılan bir şey olmayınca uydurma zaferlerle, uydurma başarı öyküleriyle övünmek Laik Cumhuriyetin en önemli maharetlerindendir.”