Köklü Değişim Medya

Gündemden düşmeyen aile ile ilgili kanunlardaki sıkıntıları hedef tahtasına koyan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, "Eşler tartıştığında kadın, karakola telefon açıp şikâyette bulunduğunda koca evden uzaklaştırma alıyor. Bu da öfkeyi ve kadına şiddeti körüklüyor. Biz eşleri barıştırmak yerine ayrılsın diye kanun çıkarmışız" eleştirisinde bulundu.

Kamu Denetçiliği Kurumu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Türkiye gazetesine gündeme dair açıklamalarda bulundu. Kurumun devlet, kamu kurumları, idareyle vatandaş arasında bir dostluk köprüsü olduğunu belirten Malkoç, "Mahkemeler uzun sürüyor, masraflı. Fakat bize yapmış olduğunuz müracaatı, idareden bilgileri istiyoruz ve çözüyoruz. Kısacası dünyadaki yaygın adıyla ombudsmanlık, bir denetim kurumu ama denetlerken halkın avukatlığını yapıyor, idareye de yol gösteriyor" dedi.

Türkiye'de son yıllarda her alanda çok güzel gelişmeler oldu. İşte Kamu Denetçiliğinin kurulması da bunlardan biri. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının tanınması bunlardan biri.

Şeref Malkoç, arabuluculuk sistemi ile ilgili de bilgi verdi. İş davalarında 2018 yılında arabuluculuğun zorunlu hâle getirildiğini, böylece dava açma sayısının yüzde 70 azaldığını söyledi.

Ayrılan çiftler arasındaki en önemli problemlerden birinin ömür boyu nafaka olduğunu kaydeden Malkoç, "Aslında kanunlarımız bu problemin çözümü için yeterli. Ancak mahkemelerin uygulamasında sıkıntı var" ifadesini kullandı. Aile arabuluculuğunun kurulmasını da kendilerinin tavsiye ettiğini anlatan Malkoç "Eşler tartıştığında kadın, karakola telefon açıp şikâyette bulunduğunda koca evden uzaklaştırma alıyor. Bu da öfkeyi ve kadına şiddeti körüklüyor. Biz eşleri barıştırmak yerine ayrılsın diye kanun çıkarmışız. Aile arabuluculuğu ile ilgili Adalet Bakanlığı iyi bir çalışma yapıyor" diye konuştu.

Nafaka konusunda kanunların yeterli olduğunu ve bu konuda mahkemeleri suçlayan Malkoç, aileyi bir arada tutan değerlerin ise kanunlar tarafından yok edildiğini ileri sürdü.

Erken yaşta evlilik ile mücadele adı altında binlerce aileyi kanunlar paramparça etmiş durumda. Babalar yıllarca cezaevinde, kadınlar evlerinin geçimi ve çocuklarının bakımı için dışarıda cezalandırılıyor. En ufak anlaşmazlıkta kadının ifadesi ile devreye giren kanunlar, barışma fırsatı vermeden aileleri bir bir parçalıyor. Şiddete eğilimi olan insanlar yüzünden tüm eşleri bir kefeye koyan kanunlar, kamuoyunda şiddetin kaynağı olarak görülüyor.

Batı’yı razı etmek için aileyi koruma adı altında çıkarılan kanunların, aileyi yok edip, şiddeti körüklemekten başka bir işe yaramadığı, sorunları daha da çoğalttığı, açıklanan yukarı yönlü istatistikler tarafından da doğrulanıyor.