AYM Çıkmazda: Önünde 95 Bin Başvuru Var
26 Nisan 2022

AYM Çıkmazda: Önünde 95 Bin Başvuru Var

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

AYM (Anayasa Mahkemesi) Başkanı Zühtü Arslan, önlerinde 95 bin başvuru olduğunu ve bunu yönetilebilir olmadığı şikayetinde bulundu. Arslan, “47 ülkeden başvuru alan AİHM'in (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) önünde 72 bin, AYM'nin önünde 95 bin başvuru var” diyerek kritik durumu gözler önüne serdi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, mahkemenin 60 yıllık tarihinin en ağır, en yoğun iş yüküyle karşı karşıya olduğunu, buna acilen müdahale edilmesi gerektiği çağrısında bulunarak, "Yasama organı olarak bu konudaki kanuni düzenlemeleri gecikmeksizin yapmak zorundayız. Şayet bireysel başvurunun etkili ve verimli bir hak arama yolu olarak yoluna devam etmesini istiyorsak" eleştirisinde bulundu.

Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu'ndaki 60. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamındaki törenin açılış konuşmasını yapan Arslan, "Türk Anayasa Mahkemesi, anayasa yargısının varlık nedeninin bilincinde, anayasa ve adaleti sağlamaya ve bu yolla temel hak ve özgürlükleri sağlamaya çalışıyor. Bunun için büyük bir gayret gösteriyor" dedi.

Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu'ndaki törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, eski TBMM Başkanları Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Mehmet Ali Şahin, bazı bakanlar, yüksek yargı mensupları ve 26 ülkeden çok sayıda yerli ve yabancı davetli yer aldı.

Anayasa Mahkemesini, ilk 50 yıl ve son 10 yıl olarak ikiye ayıran Arslan, bu ayrımın, 2010 Anayasa değişikliği sonrası getirilen bireysel başvuru hakkı ile ortaya çıktığını aktardı.

Anayasa Komisyonu raporunda da bireysel başvurunun, dönüm noktasını teşkil ettiğinin belirtildiğini anlatan Arslan, aynı raporda, "Şu ana kadar devleti ve sistemi koruyan Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruyla birlikte artık özgürlükleri koruyan, özgürlükçü bir mahkeme haline gelecek" tespitinin yapıldığını aktardı.

Anayasa Mahkemesinin hak eksenli paradigmayı benimsemesinin, 2010 Anayasa değişikliğinin getirdiği bir zorunluluk olduğuna işaret eden Arslan, "Türk Anayasa Mahkemesi, son 10 yılda belirgin bir şekilde hak eksenli bir yaklaşımla kararlarını vermektedir" açıklamasında bulundu.

AYM’ye Eleştiriler

Anayasa Mahkemesinin temel hak ve özgürlükleri korumaya çalışırken kamu güvenliğini bir kenara bırakmadığını, bazen bu yönde eleştirilerin yapıldığını anımsatan Arslan, mahkemenin bu eleştirileri hak etmediğini dile getirdi. Başkan Zühtü Arslan, şöyle devam etti:

“Çünkü Anayasa Mahkemesi, özellikle kamu güvenliği ile temel haklar arasında çok hassas bir dengenin olduğunu vurguluyor ve bu dengeyi sağlamaya çalışıyor. Bu dengeyi sağlamaya çalışırken de Anayasa Mahkemesinin pusulası Mevlana'nın adalet pusulası. Mevlana'nın asırlar önce söylediği gibi, 'Adalet, her şeyi yerli yerine koymaktır'. Anayasa Mahkemesi de bu dengelemeyi yaparken her şeyi yerli yerine koymaya çalışarak, adaleti tecelli etme gayreti içerisinde oluyor.”

"Paradigma Değişimi, Laiklik İlkesinin Özgürlükçü Yorumuyla Başladı"

"Türk anayasa yargısındaki paradigma değişiminin, laiklik ilkesinin özgürlükçü yorumuyla başladığını söylersem yanlış bir şey söylemiş olmayız" diyen Arslan, Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuru başlamadan 3 gün önce, çok önemli bir norm denetimi kararı verdiğini, bu kararda, "eski katı, pozitivist laiklik anlayışı, yasakçı laiklik anlayışı yerine, daha esnek, özgürlükçü bir anlayışı benimsediğini" aktardı.

Mahkemenin bu kararında, "laikliğin dini, bireyin iç dünyasına hapsetmediğini, din ve inancın toplumsal görünürlüğüne imkan tanıdığını ve bunu güvence altına aldığını" ifade eden Arslan, "Mahkemeye göre, laik bir siyasal sistemde, dini konulardaki bireysel tercihler ve bunların şekillendirdiği yaşam tarzı, devletin müdahalesi dışında ancak koruması altındadır. İşte bu anlayışla Anayasa Mahkemesinin laiklik yorumu değişmiş ve bu birçok karara yansımıştır. Bunun en bariz şekilde yansıdığı kararlar, başörtüsü yasağına ilişkin bireysel başvuru kararlarıdır" detayını paylaştı.

Zühtü Arslan, Mahkemenin hak eksenli laiklik yorumuyla, başörtüsü nedeniyle duruşma salonundan çıkarılan avukat ile aynı nedenle üniversiteden ilişiği kesilen fakat bursu kendisinden talep edilen kişilerin başvurularında ihlal kararları verdiğini hatırlattı.

İş Yükünden Kurtulmak İçin Kanuni Düzenlemeyi İşaret Etti

Zühtü Arslan, mahkemenin iş yükünün düşürülmesi gerektiğini belirterek, özellikle iş yüküyle mücadelede iş birliğine ihtiyaç duyduklarını söyledi.

"Anayasa Mahkemesi, 60 yıllık tarihinin en ağır, en yoğun iş yüküyle karşı karşıya" ifadesini kullanan Arslan, bireysel başvuruda çok hızlı bir artışın söz konusu olduğunu açıkladı.

Arslan, Mahkemede şu an 95 binden fazla başvuru bulunduğunu, 47 ülkeden başvuru alan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde bile 72 bin derdest başvuru olduğu detayına yer verdi.

Başkan Arslan, "Bu başvuru, yönetilebilir olmanın çok ötesine geçti artık, buna acilen müdahale edilmesi gerekiyor" çağrısında bulundu.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a seslenmek istediğini söyleyen Arslan, "Yasama organı olarak bu konudaki kanuni düzenlemeleri gecikmeksizin yapmak zorundayız. Şayet bireysel başvurunun etkili ve verimli bir hak arama yolu olarak yoluna devam etmesini istiyorsak" diyerek çağrıda bulundu.

Yapılan yasal değişikliklerin, belirli bir rahatlatma getireceğini ama tam anlamıyla sorunun çözümü olmadığını kaydeden Arslan**, ihlallerin kaynağının kurutulması gerektiğine işaret etti.**

Başkan Arslan, mahkeme bir ihlal kararı verdiğinde ihlale sebep olan kanunun ya da idare kararlarının veya yargı kararlarının ortadan kaldırılması gerektiğini, ancak bunun yapılması halinde yeni ihlal başvurularının önüne geçilebileceğini vurguladı.