Avrupa Sınırlarını Koruması İçin Türkiye’ye 220 Milyon Euro Destek
14 Aralık 2022

Avrupa Sınırlarını Koruması İçin Türkiye’ye 220 Milyon Euro Destek

Köklü Değişim Medya

Avrupa Birliği, sınırlarını koruması için Türkiye’ye 220 milyon euro destekte bulunacak.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türkiye'nin doğu sınırındaki kontrollerin iyileştirilmesi amacıyla 220 milyon euroluk destekte bulunacağını duyurdu. Avrupa bu yardımları Batı'ya göçün engellenmesi için taksitler halinde Ankara'ya ödüyor.

AB Komisyonundan yapılan açıklamada, bugün onaylanan 220 milyon euroluk son paketle AB'nin Türkiye'deki sığınmacılar ve sınır yönetimi konusundaki programlarında desteğinin 2022'de 1,2 milyar euroya ulaştığı da açıklandı.

Açıklamada, bu fonların 2021-2023 döneminde Türkiye'deki sığınmacılar için AB yardımının Haziran 2021'de duyurulan ilave 3 milyar euroluk paketinin parçası olduğu kaydedildi. Bilindiği üzere Avrupa, Türkiye’den Avrupa’ya göçmen akınını durdurmak için anlaşmaya varmıştı. Bu anlaşma sonrası taksitlerde gecikme olunca Cumhurbaşkanı Erdoğan, sık sık “kapıları açmakla” tehdit etmişti. Erdoğan ayrıca 2019 yılında Kızılay ve AFAD’a Avrupa’dan 3 milyar euro yardım gönderildiğini de söylemişti.

Açıklamada değerlendirmesine yer verilen AB Komisyonunun komşuluk ve genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi, "Bu yardım paketi, sığınmacılara ev sahipliği yapma ve yasa dışı göç akınlarını ele almada AB'nin Türkiye ile işbirliği yapma taahhüdünü yerine getirmeye devam ettiğinin göstergesidir" ifadesine yer verildi.

AB'nin Türkiye ile Mart 2016 tarihli Göç Mutabakatı kapsamındaki iş birliğini devam ettirmek istediğini vurgulayan Varhelyi, 220 milyon euroluk paketle Türkiye'nin doğu sınırlarında düzensiz göçün önlenmesi amacıyla gelişmiş teknolojiye sahip izleme ekipmanı sağlanacağını açıkladı.

Türkiye'nin 2015'ten beri dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olduğu, 4 milyon civarında sığınmacın Türkiye'de bulunduğu belirtilen açıklamada, Türkiye'nin bu konuda takdire şayan çabalar gösterdiği ifade edildi.

Açıklamada, AB'nin 2015'ten beri Türkiye'deki sığınmacılar ve ev sahibi topluluklar için 9,5 milyar euro yardımı onayladığı da belirtildi.

Bunların toplam 6 milyar euroluk kısmının 18 Mart 2016'daki Türkiye-AB mutabakatı kapsamındaki yardımları içerdiği, bugüne kadar 4,9 milyar euronun ödendiği ifade edildi.

Ankara, Suriye muhalefetinin yanında olduğunu hissettirmek için olayların başladığı 2011 yılından beri açık kapı politikası uyguluyor. Bu sayede garantör rolünü üstlenerek muhalifleri kontrol altında tutup, Esed ile çatışmalarını engellemeye çalışıyor. ABD’nin himayesindeki Cenevre’de sürdürülen “siyasi süreci” Esed rejimi ile muhalefeti uzlaştırarak ayakta tutmaya çalışıyor.

Rusya,Türkiye ve İran’ın içinde bulunduğu “Astana Üçlüsüsü”nün masada aldığı kararlar ve sahadaki operasyonlarıyla Esed rejimi ayağa kaldırılırken, muhalefet de İdlib’e sıkıştırılmıştı. Cenevre’nin altyapısını oluşturan Astana süreci öncesi muhalifler Suriye’nin yüzde 70’ini kontrol ediyordu.

Mazlum Suriye halkı, Esed rejiminin vahşi katliamlarına karşı yalnız bırakılırken, sığındıkları İslami beldeler de ırkçı saldırılara ve hakaretlere maruz kalıyor. Irkçı söylemlerle şekillenen siyasi konjonktür ve kamuoyuna şirin gözükmek isteyen siyasiler de Suriyeli muhacir Müslümanları ötekileştirici politikalar uyguluyor. Batı'dan beklenen para yardımları gecikince de Suriyeli muhacirleri şantaj malzemesi olarak kullanılıyor. Sömürgecilerin Sykes-Picot Anlaşması ile ümmetin arasına çizdiği sınırlar milliyetçi söylemlerle kutsanıyor ve İslam'ın kardeş kıldığı Müslümanlar birbirine düşman ediliyor.