“Astana Üçlüsü”nün Desteğiyle Ayakta Duran Zorba Esed, Şartlarını Sıraladı
13 Ocak 2023

“Astana Üçlüsü”nün Desteğiyle Ayakta Duran Zorba Esed, Şartlarını Sıraladı

Köklü Değişim Medya

Rusya, Türkiye ve İran’dan oluşan “Astana Üçlüsü”nün desteğiyle ayakta duran ve son zamanlarda meşru bir yönetimmiş havası verilmek için Ankara tarafından üst düzey muhatap alınan zorba diktatör Esed, Türkiye-Suriye-Rusya görüşmelerine ilişkin şartlarını açıkladı.

Suriye halkının katili Esed'in, beklediği somut sonuçlar arasında, “Suriye topraklarındaki işgalin sona ermesi ve teröre desteğin kesilmesi olduğu" aktarıldı. Esed rejiminin “teröre desteğin kesilmesi” ifadesiyle muhalifleri kastettiği ve bu “normalleşme” sürecinde etkisiz hale getirilmelerini şart koştuğu biliniyor. Esed rejimi, terörle mücadele ettiğini ileri sürerek, katliamlarına meşruiyet kazandırmaya çalışıyor.

Türkiye ile Suriye arasında 11 yıl sonra Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Moskova’da Suriyeli mevkidaşı ile kurulan ilk temasın ardından ikinci aşamaya geçilmesi planlanan görüşmelerle ilgili Beşar Esed'den da bir açıklama geldi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev'le başkent Şam'da bir araya gelen Esed, istihbarat şeflerini ve savunma bakanlarını bir araya getiren, dışişleri bakanları ve devlet başkanları düzeyinde devam etmesi planlanan üçlü görüşmeler hakkında konuştu.

Suriye Devlet Başkanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre Esed, "Bu tür görüşmeler, verimli olması ve Şam'ın beklediği somut hedeflere ulaşılması için Rusya ve Suriye arasında önceden koordine edilerek ve planlanarak hazırlanmalı" dedi.

Esed'in, "Şam'ın beklediği somut sonuçlar arasında Suriye topraklarındaki işgalin sona ermesi ve teröre desteğin kesilmesi olduğunu söylediği" aktarıldı.

Lavrentyev de Moskova'nın üçlü görüşmeleri değerli bulduğunu, bu görüşmelerin sürmesinin ve dışişleri bakanları düzeyinde temasların kurulmasının önem arz ettiğini beyan etti.

Çavuşoğlu’dan Açıklama: “Görüşme Şubat Başında Olabilir”

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün yaptığı açıklamada, Türkiye-Rusya-Suriye Dışişleri bakanları arasında gerçekleşmesi planlanan görüşmenin gelecek hafta yapılacağı bilgisinin doğru olmadığını belirterek, "Belki şubat başında olabilir. Rusya'ya bazı tarih önerilerimiz de oldu. Gelecek hafta için bazı tarih önerileri yazıldı, çizildi bunlar doğru değil ama üçlü görüşmeyi önümüzdeki süreçte gerçekleştireceğiz, bu da bir gerçek" dedi. AK Parti hükümeti, bir süredir 1 milyona yakın Suriyeli Müslümanı, Rusya ve İran’ın desteğiyle katleden, katliamlarında kimyasal silah ve varil bombaları kullanan Esed rejimine meşruiyet kazandırmak için çalışmalar yürütüyor.

ASTANA ÜÇLÜSÜ

Köklü-Değişim,Astana-Üçlüsü.jpg

Ankara, Esed rejimi ile görüşme adımlarını terörle mücadele için attığını ifade eden açıklamalarda bulunsa da rejimin ne sınırda güvenliği sağlamaya ne de ayakta durmaya takati olmadığı ve sahada sözünün geçmediği biliniyor. Bu yüzden Ankara’nın bu yakınlaşma girişimi, Esed rejimine meşruiyet kazandırma çabası olarak okunuyor. Ankara, bu girişimleri ayrıca BM’nin 2254 sayılı kararına binaen yaptığını sık sık vurguluyor. ABD’nin Suriye’de desteklediği çözüm olan 2254 sayılı karar doğrultusunda ve Ankara da bu siyasete angaje hareket ediyor. “Siyasi süreç” de denilen bu çalışma ile Esed rejiminin meşru yönetim olarak tanınması, geçiş sürecini yönetmesi ve yeniden halka dayatılması amaçlanıyor.

Söz konusu görüşmelerin Suriye halkı tarafından ihanet olarak niteleniyor ve gösterilerde “Esed’le uzlaşmayacağız” sloganları atılıyor.

Ankara her ne kadar muhaliflerin garantörü rolünü üstlense de, masada alınan kararlar ve sahadaki operasyonlar Esed rejimini ayağa kaldırılmasını sağlamıştı. Astana süreci, Esed rejimini ayağa kaldırırken, Cenevre süreci de katil Esed rejimine meşruiyet kazandırma hedefi güden bir çerçeveye sahip.

ABD, baba Esed’den beri bölgede çıkarlarını koruyan ve “İsrail”in emniyetini sağlayan Esed rejiminin bekasını korumak için perde arkasında hareket ediyor. Washington, katliamları ve vahşiliklerini alenen sürdüren Esed rejimine karşı söylemlerde bulunsa da Suriye sahasını kontrolünü bizzat elinde bulunduruyor.