Arap Birliği Yine Toplandı, Kınadı ve BM’ye Havale Etti
17 Mayıs 2024

Arap Birliği Yine Toplandı, Kınadı ve BM’ye Havale Etti

Köklü Değişim Medya

Bahreyn'in başkenti Manama'da düzenlenen 33. Arap Birliği Zirvesi’nde 8 aydır Gazze’deki katliamı izleyen ve kınama mesajları yayımlayan liderler, Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes sağlanması ve BM’nin himayesinde bir gücün konuşlandırılması çağrısında bulundu.

Suriye kasabı Beşar Esed’in de katıldığı Arap Birliği Zirvesi, sona ererken yayımlanan sonuç bildirisinde yer alan önemli noktalar kamuoyuna duyuruldu. Somut bir adım yerine yine 7 aylık süreçteki rollerini aynen üstlenmeye devam eden liderlerin acziyeti ve El Fetih lideri Mahmud Abbas’ın Hamas’ı suçlayan ve işgalci “İsrail”i temize çıkarmaya çalışan açıklamaları öne çıktı. “İsrail” ekseninde Batı Şeria’yı yöneten Abbas, 7 Ekim’de Hamas’ın işgal altındaki topraklara başladığı cihadı “İsrail”in eline saldırı için koz vermek olarak niteledi.

Köklü Değişiim,Arap Birliği Zirvesi,Manama,Selamn ve Esed.jpeg

Arap Birliği Genel Sekreteri, bildiride, "Gazze Şeridi'nde acilen ateşkesin sağlanması ve bağımsız Filistin devletinin oluşması gerçeğini somutlaştıracak Ortadoğu'da uluslararası barış konferansının düzenlenmesi çağrısının bulunduğuna" dikkati çekti.

Yine Kınadılar

Bahreyn resmi ajansı BNA'da yer alan açıklamaya göre ise zirvenin sonuç bildirisinde liderler, "‘İsrail'in Gazze Şeridi'nde devam ettirdiği acımasız saldırılarını, sivil Filistin halkı aleyhinde işlenen suçları ve ‘İsrail'in uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuku benzeri görülmemiş şekilde ihlal etmesini" şiddetle kınadı.

Liderler ayrıca Gazze'de sivillerin ve sivil tesislerin hedef alınmasını, kuşatmanın bir silah olarak kullanılmasını, aç bırakmayı, zorla yerinden edilme girişimlerinin yanı sıra bunların sonucunda on binlerce masum Filistinlinin öldürülmesi ve yaralanmasına da tepki gösterdi.

‘İsrail'in saldırılarının, bir milyondan fazla tehcir edilmiş insan için sığınak haline gelen Refah'a kadar yayılması ve bunun sonucunda ortaya çıkan insani felaketi kınayan liderler, ‘İsrail'in Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafını ele geçirmesine ve bunun insani yardım akışının durmasına neden olmasına da tepkilerini ifade etti.

Arap Birliği Yine Toplandı, Kınadı ve BM’ye Havale Etti-2.jpg

ABD’nin “İki Devletli Planını” Çözüm Diye Sundular

İki devletli çözüm uygulanıncaya kadar ‘Birleşmiş Milletler Geçici Görev Güçleri'nin işgal altındaki Filistin topraklarında konuşlandırılması çağrısında bulunan liderler, Filistin'in BM'ye tam üyeliğini kabul ederek, iki devletli çözümün uygulanması için net önlemler alma konusundaki sorumluluğun BM Güvenlik Konseyi'ne ait olduğunu vurguladı.

Liderler, siyasi süreç için bir zaman sınırı belirlenmesi ve bağımsız bir Filistin devleti kurulmasına yönelik bir BM Güvenlik Konseyi kararı çıkarılması gerektiğine dikkati çekti.

Hamas’tan Zirve Açıklaması ve Mahmut Abbas’a Tepki

İslami Direniş Hareketi (Hamas), dün Bahreyn’in başkenti Manama’da düzenlenen 33’üncü Arap Birliği Zirvesi’nin sonuç bildirisini memnuniyetle karşıladığını ifade etti.

Hamas, konuyla ilgili yaptığı açıklamada Arap ülkelerine, ‘İsrail’i savaşı durdurmaya ve Gazze Şeridi’nin tamamından çekilmeye zorlamak için gerekli önlemleri almaları çağrısında bulunuldu.

“Kardeş Bahreyn’de düzenlenen 33’üncü Arap Birliği Zirvesi’nde yayınlanan ve halkımızın kurtuluş ve bağımsızlık özlemlerine sağlam ve sarsılmaz Arap desteğini vurgulayan açıklamayı memnuniyetle karşılıyoruz” diyen Hamas, bildiride ‘İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü soykırım ve etnik temizlik savaşı aracılığıyla Filistin halkını yerinden etme girişimlerinin reddedildiğinin vurgulanmasından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.

Bu arada Hamas, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın zirvede yaptığı konuşmadan duyduğu üzüntüyü de dile getirdi.

Konuyla ilgili yayınladığı bildiride işgal güçlerinin Filistin halkına Batı Şeria’da, Gazze Şeridi’nde, Kudüs’te ve 1948’de işgal edilen topraklarda 76 yıldır zulmettiğine dikkat çeken Hamas, işgalcilerin cinayet işlemek için bahaneye ihtiyaç duymadıklarını söyledi.

Abbas, Manama’daki Arap Birliği Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Hamas’ın tek başına aldığı kararla 7 Ekim’de gerçekleştirdiği eylemin ‘İsrail’e Gazze Şeridi’ne saldırı için gerekçe oluşturduğunu öne sürmüştü.

Bölgesel Sorunlar

Bölgesel meselelerle ilgili olarak da liderler, Sudanlı taraflara bir yıldan fazla süredir devam eden silahlı çatışmanın çözümüne yönelik girişimlere katılmaları çağrısında bulundu.

Suriyeli mültecilerin ülkelerine onurlu, güvenli ve gönüllü olarak geri dönmelerini sağlayacak koşulların oluşturulması gerektiğini vurgulayan liderler, Suriyeli mültecilere ve onlara ev sahipliği yapan ülkelere yönelik uluslararası desteğin azalmasının yansımaları konusunda uyardı.

Yemen ve Libya'daki krizlere siyasi çözümü desteklediklerini vurgulayan liderler, tüm Lübnanlı taraflara, görev süresi 31 Ekim 2022'de sona eren Mişel Avn'ın yerine bir cumhurbaşkanı seçilmesine öncelik vermeleri çağrısında bulundu.

Somali'nin egemenliğini koruma ve buna gölge düşürebilecek her türlü icraata karşı koyma konusunda Somali ile dayanışma içinde olduğunu vurgulayan liderler, BAE'nin Basra Körfezi'nde bulunan Ebu Musa, Büyük Tunb ve Küçük Tunb adaları üzerindeki egemenliğini teyit ederek, İran'ı müzakereler yoluyla barışçıl bir çözüm bulmaya veya kontrol ettiği adalarla ilgili olarak Uluslararası Adalet Divanı'na başvurmaya çağırdı.

Arap su güvenliğinin, özellikle Mısır ve Sudan için Arap ulusal güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu kaydeden liderler, Nil suları üzerindeki haklarını etkileyen her türlü eylem veya icraatı reddettiklerine dikkati çekti.

Liderler, devlet egemenliği kapsamı dışında faaliyet gösteren ve Arap ülkelerinin üstün çıkarlarıyla çatışan yabancı ülkelerin ajandalarını takip eden veya uygulayan silahlı gruplara veya militanlara verilen her türlü desteği reddettiklerini yineledi.

Uluslararası sularda denizde seyrüsefer özgürlüğüne bağlı kalındığını ve Kızıldeniz, Umman Denizi ve Basra Körfezi'nde seyrüsefer özgürlüğünün güvence altında olduğunu vurgulayan liderler, seyrüsefer özgürlüğünü, uluslararası ticareti, dünya ülkeleri ve halklarının çıkarlarını tehdit eden ticari gemilere yönelik saldırıları kınadı.