ABD’den Rusya’yı BMGK’dan Çıkarma Adımı
15 Aralık 2022

ABD’den Rusya’yı BMGK’dan Çıkarma Adımı

Köklü Değişim Medya

ABD Temsilciler Meclisi’ne, savaş nedeniyle Rusya'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden (BMGK) çıkarılması için karar tasarısı sunuldu. ABD, Rusya'yı büyük devletler liginden düşürmek için adımlar atıyor.

ABD Temsilciler Meclisine, Tennessee Temsilcisi Steve Cohen ve Güney Carolina Temsilcisi Joe Wilson, Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden (BMGK) çıkarılması için karar tasarısı sundu.

Temsilciler Meclisi Avrupa'da Güvenlik ve İş birliği Komisyonu üyeleri olan Demokrat Cohen ve Cumhuriyetçi Wilson, yaptıkları ortak açıklamada, "Rusya'nın Ukrayna'daki işgali ve sebepsiz savaşı ışığında, Rusya'nın BMGK'daki varlığı BM'nin amaçlarını ve prensiplerini ihlal etmektedir" ifadesine yer verildi.

ABD Temsilciler Meclisine, Rusya'nın BMGK'den çıkarılması için sunulan karar tasarısında, Rusya'nın "sürekli ve kasti olarak" BM prensiplerini ihlal ettiğine işaret edildi.

Tasarıda, ABD Başkanı Joe Biden'a da Rusya'nın Konseyden çıkarılması için gerekli tüm adımları atması çağrısında bulunuldu.

BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ABD, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa'dan oluşuyor. Bu devletlerin biri kararı veto ettiğinde geçersiz oluyor. Dünya hükmeden 5’li olarak da bilinen BMGK daimi üyelerinden Rusya’nın çıkarılması, büyük devletler liginden düşmesi sürecinin somut bir yansıması olarak kabul ediliyor.

ABD’nin Rusya’yı Büyük Ülkeler Listesinden Çıkarma Stratejisi

NATO lideri ABD, dünyaya hükmeden Batı egemenliğindeki kapitalist dünya düzeninin bekası için Rusya’yı tahrik ederek başlattığı Ukrayna’daki savaşı hedefine ulaşıncaya kadar sürdürmeyi planlıyor. Rusya her ne kadar müzakere için hazır olduğunu ifade etse de Biden son açıklamasında Kremlin’i aşağılayarak Ukrayna’dan askerini çekmeden masaya oturmayacaklarını açıklayıp, ön şart ileri sürmüştü.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de, Batı’nın en modern nükleer güce sahip Rusya’yı "hiçbir şekilde var olma hakkı olmayan ikinci sınıf bir ülke" olarak gördüğünü ifade ederek ABD’nin stratejisinin farkında olduğunu beyan etmişti.

Hizb-ut Tahrir, yaklaşık 2 ay önce bu sürece dair “Rusya’nın Ukrayna’daki Savaşının Yansımaları” başlıklı siyasi analizinde şu ifadelere yer vermişti:

“Rusya’nın ilhaktan geri adım atması meselesine gelince, bu, Rusya’nın uluslararası arenadan silinmesi ve etkisinin sona erdiği anlamına gelir. Bu, Rus liderliğine çok ağır gelir. Bu yüzden Rusya’nın, bu dört bölgede yani ilhak referandumlarının düzenlendiği bölgelerin sınırlarında durması bekleniyor. Belki Kharkov’da kaybettiği bölgeleri geri almak için biraz ileriye gidebilir. Rusya Devlet Başkanı, halkı önünde ‘güçlü’ görünüyor. 2014’te Kırım’ı ilhak ettikten sonra Rusya’ya yeni toprak kazanımları sağladı. Eğer bu gerçekleşirse, Ukrayna’yı kısa sürede yutmakla tehdit eden süper güç görüntüsündeki bir ülke için küçük bir hedef olur. Ama öte yandan Amerika ve Batılı ülkeler, Rusya’nın işgal ettiği bu bölgelerin kurtarılması için Ukrayna’yı cesaretlendiriyorlar ve ordusunu destekliyorlar.

Batının Ukrayna’ya artan askeri desteği ile Rusya’nın kısmı seferberliği arasında kalan Ukrayna savaşı, büyük ihtimalle yoğun çatışmalara sahne olacak ve daha uzun sürecektir. Rusya’nın, nükleer silah kullanımı dışında savaşı kazanma garantisi zayıflarken, Ukrayna’daki savaş, daha fazla uluslararası tehlikelere açık hale gelecektir... Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Rusya’nın müzakereleri reddetmediğini hatırlatsa da, Amerika ve özellikle İngiltere, Ukrayna’yı Rusya’nın büyük ülkeler listesinden çıkarıldığı arena haline getirme niyetindeler. Bu iradeler çatışması arasında Ukrayna sahası, işleri alt üste edebilecek sürprizlere gebedir.”

ABD, Rusya’yı BMGK’dan çıkarmak için attığı bu son adım da ‘ABD’nin Rusya’yı büyük ülkeler listesinden çıkarma stratejisi’ ile paralel bir gelişme olarak dikkat çekiyor. ABD, Rus liderliğini sürekli tahrik edip, yaptırımlarla sıkıştırarak hedefine ulaşmaya çalışırken dünyayı da gıda ve enerji krizine sürüklüyor. Bugün uzak bir ihtimal olarak gürülse de nükleer silahların kullanılacağı bir savaş tehdidi de liderlerin dilinden düşmüyor.