Kaldırılışının 99. yıldönümünde Siyasetçi, Yazar Muzaffer Doğan'ın Hilafet mesajı
"Müslümanın başı yok, dayanacak taşı yok!"
"3 Mart 1924 kara bir gündür çünkü, bu tarihte Hilâfetin kaldırılışı ile, din devletin emrine girdi. Bu kararla din, mü’minlerin gönlüne ve câmiye hapsedildi. Cumhuriyetin ilânından önce, devlet ve devletin bütün kurumları dinin (Kur’an ve Sünnetin) emrindeydi. Cumhuriyetin ilânıyla din, devletin emrine girdi. Arkasından lâiklik ilân edilince, Allah’ın Kur’an ile koyduğu kanunlar, kurallar, emirler ve yasaklar hayattan kovuldu.
Halifeliğin kaldırılması ve laikliğin getirilişi, Müslümanlara karşı yapılmış büyük bir darbe ve büyük bir zulümdür. Müslüman, laik olamaz. Çünkü laiklik, Allah’a “alan” tayin etmektir. Büyük çoğunluğu Müslüman olan bir toplumda, Hilâfetin kaldırılması ve laiklik dayatması, Müslümanların her hususta faaliyet alanlarını daraltmış, kısıtlamış ve dinî hayatı köreltmiştir.
Müslüman bir toplum, giderek dinine, tarihine, mâzisine, temel mefkûrelerine, bütün manevî müktesebatına yabancılaş(tırıl)mış ve telâfisi çok zor ahlakî bozulmaya ve çöküntüye yol açılmıştır. Arkasından, 1928’de İslâm harflerinin kaldırılması ile milletin, Allah’ın kitabı Kur’an ile bağı koparılmıştır. Bütün bu kararlar, Lozan’da alınmış ve adım adım “inkılap” adı altında tatbik edilmiştir. İslâm toplumunda, “baş, başa bağlı; baş da, Allah’a (dine, şeriata) bağlıdır.”
Hilâfetin kaldırıldığı ve son halifenin yurt dışına sürgün edildiği günlerde, Müslüman halk arasında sıkça söylenen şöyle bir söz vardı: “Müslümanın başı yok, dayanacak taşı yok!” İşte şimdi, tam da o hâldeyiz.”
Siyasetçi, Yazar Muzaffer Doğan
#3Mart1924