Yıldırım’dan ABD, Rusya ve İran İle Ortak Hareket Mesajı
11 Ağustos 2017

Yıldırım’dan ABD, Rusya ve İran İle Ortak Hareket Mesajı

Ajanslar

Köklü Değişim Medya

Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin Suriye’ye yönelik bir operasyon söz konusu mu sorusuna; “Gerek koalisyon, gerek Rusya, gerek Amerika ve Türkiye, hatta İran'ın da dahil olduğu bölgede birtakım faaliyetler var. Bu faaliyetler çerçevesinde hareket edilecek” dedi.

"Çankaya Köşkü'nde yapılan güvenlik toplantısında bundan sonraki sürece ilişkin alınan kararlar var mı? Afrin ve İdlib'e yönelik Türkiye'nin politikasında değişiklik söz konusu olacak mı?" sorusu üzerine Yıldırım, Türkiye'nin güvenlik politikasında herhangi bir değişiklik olmadığını bildirdi. Yıldırım, şöyle devam etti:

"Gerek hudutlarımız içinde, gerekse hudutlarımız dışında vatandaşımızı rahatsız eden, terör tehdidi olan her durumda Türkiye, uluslararası hukuktan doğan haklarını bugüne kadar kullandığı gibi bundan sonra da kullanmaya devam edecek, eğer tehdit hudutlarımızın dışındaysa durum yine aynı. Özellikle İdlib'de son günlerde meydana gelen gelişmeleri dikkate alarak, o bölgede, 150 kilometrelik Hatay'ın Suriye sınırında gerekli tedbirleri alıyoruz. Malum orada radikal gruplar son zamanlarda kontrolü ele aldı ve burada yaşanacak gelişmelere göre, yapılacak operasyonları dikkate alarak, biz hem insani dram yaşanmaması hem de sınırlarımızdan ülkemize yönelik tehditlerin oluşmaması için tedbirlerimizi alıyoruz. Baştan beri söylediğimiz bir şey var, sınırlarımızın...

Özellikle Suriye ve Irak'ta yeni bir yapay devlet oluşturma gayretlerine bizim asla müsamaha etmemiz, izin vermemiz söz konusu değil. Bu konuda muhatap ülkelerle gerekli görüşmelerimizi yapıyoruz. Şartlar ne olursa olsun, ülkemizin milli menfaatlerine, hükümranlık haklarına, güvenliğine yönelik bir tutum, gelişme yaşarsak, geçmişte olduğu gibi gelecekte de buna karşılık vermekten tereddüt göstermeyiz."

"Bir operasyondan söz ettiniz, koalisyon çerçevesinde gerçekleştirilecek bir operasyon mu, yoksa Türkiye de müdahil olabilir mi?" sorusuna Yıldırım, "Gerek koalisyon, gerek Rusya, gerek Amerika ve Türkiye, hatta İran'ın da dahil olduğu bölgede birtakım faaliyetler var. Bu faaliyetler çerçevesinde yaşanan gelişmelere göre yine birlikte hareket edilecek." karşılığını verdi.

Güvenlik Zirvesi Sonucu: Cilvegözü Sınır Kapısı Giriş Çıkışları Kapatılacak

Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında toplanan güvenlik zirvesinde, ABD'nin İdlib'i vurması durumunda alınacak önlemler ve Suriye'deki gelişmeler değerlendirildi. Toplantıda, Cilvegözü Sınır Kapısı'nın insani yardımlar dışında ticari faaliyetlere, giriş-çıkışlara kapatılması kararlaştırıldı.

Çankaya Köşkü'nde yapılan toplantıda; Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın da yer aldı. 1.5 saatlik toplantının ana gündem maddesi, Suriye'deki gelişmeler ve özel olarak İdlib'deki son durumdu.

Cilvegözü Kapısı'ndan Geçişlere Sınırlama Getirildi

Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı'nda Suriye'ye geçişlere sınırlama getirildi. Açıklama Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci'den geldi. Gerekçe ise, Cilvegözü Sınır Kapısı’nın karşısındaki Bab el-Hawa Sınır Kapısı'nın Heyet Tahrir el-Şam tarafından kontrol edilmesi olduğu belirtildi.

Bab El Hawa sınır kapısı sözde terörist bir grubun eline geçtiği için Cilvegözü sınır kapısındaki geçişlere sınırlama getirildi. Türkiye, Azez ve Cerablus’taki politikalarını Ahrar’uş Şam üzerinden İdlib’te de hakîm kılmak isterken, Heyet Tahrir el-Şam'ın bu politikalara karşı direniyor.

Türkiye ile ilişkileri güçlü olan Ahrar’uş Şam ve diğer çatı hareket Heyet Tahrir el-Şam'ın arasındaki alan kontrol etme ve hakîmiyet mücadelesi sürüyor. Temmuz’dan itibaren iki grup arasında başlayan çatışmalar, Bab El Hawa Sınır Kapısı’nın Heyet Tahrir el-Şam'ın eline geçmesiyle yeni bir boyut kazandı.

Türkiye, ABD’nin Suriye politikalarının bir uygulayıcısı olarak, Fırat Kalkanı ile grupları yanına çekmesi ve Halep’i 2016 yılında Esed Rejimi’ne teslim etmesi ile Suriye devrimine ve Suriye Müslümanlarına karşı büyük bir ihanet gerçekleştirdi.

ABD’nin “Çatışmasız Bölgeler” planının bir parçası olarak Türkiye, “Fırat Kalkanı” ile Azez, Cerablus ve Halep’te yaptıklarını son dönemde İdlib’te de yapmak istiyor. Cilvegözü sınır kapısındaki sınırlama ile İdlib'i kontrol etmek isteyen Türkiye, Refah sınır kapısı üzerinden Gazze'nin direnişini kırmak isteyen Mısır Hükümeti'nin uygulamalarını hatırlatıyor.

Buna mukabil Türkiye, Laikliği reddeden muhaliflere karşı gösterdiği mücadeleyi, ABD’nin PKK/PYD'ye gönderdiği Binlerce TIR dolusu silah yardımına karşı göstermedi.

Türkiye, ABD’nin bu tutumuna karşılık “sert açıklamalar ve kınama”nın ötesinde hiçbir etkin uygulama içerisine girmedi.

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Ratney, İdlib Halkını Tehdit Etti

Astana sürecinde, çatışmasız bölgeler/kontrollü sahalar memorandumu ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kontrolüne bırakılan İdlib'de durum karışık. İdlib'in neredeyse tamamını Heyet Tahrir el-Şam'ın ve bağlı grupların ele geçirmesi üzerine, ABD'nin buraya müdahale ihtimali gündeme geldi. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Michael Ratney, geçen hafta, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib Eyaleti'nde yaşanan çatışmalardan Heyet Tahrir el-Şam'ın zaferle çıkmasının ülkenin geleceği açısından büyük bir tehlike yaratacağını söyledi. Ratney'in "İdlib'de Heyet Tahrir el-Şam'ın hakîmiyet kurması halinde, ABD'nin gerekli askeri önlemlere başvurmamaları konusunda uluslararası aktörleri ikna etmesi çok zorlaşır" sözleri, buraya askeri müdahalenin gerekçesi/bahanesi olarak değerlendiriliyor.