Yahudi İşgalcinin Ziyareti Ankara’da Protesto Edildi: Defol Herzog!
09 Mart 2022

Yahudi İşgalcinin Ziyareti Ankara’da Protesto Edildi: Defol Herzog!

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Yahudi varlığı “İsrail” Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Türkiye ziyareti, Köklü Değişim Medya’nın düzenlediği Basın açıklaması ve Ankaralı Müslümanların yoğun katılımıyla protesto edildi.

“Mescid-i Aksa İşgalcisi Terörist Herzog: Topraklarımızdan Defol” başlıklı Basın açıklamasını Kökü Değişim Medya adına İlahiyatçı Abdullah İmamoğlu okudu.

“İsrail” Konuk evinin yanında bulunan Seğmenler Parkında gerçekleştirilen Basın açıklamasında İmamoğlu, “terörist başı Herzog’un, sanki işgalci bir terörist değilmiş gibi devlet töreni ile karşılandı. İki ülke arasında iş birliğini geliştirmek için resmî görüşmeler yapılacağı açıklandı. Mescid-i Aksalı, Gazzeli yavrularımızın parçalanmış bedenlerinin görüntüleri daha gözlerimizin önünde capcanlı duruyorken bu terörist başı ile sıcak ve samimi pozlar verildi” ifadelerine yer verildi.

“İsrail” Cumhurbaşkanı Herzog’un ziyaretini tekbir sesleriyle protesto eden Ankaralı Müslümanlar, “Katil Herzog, Defol”, “Katil Herzog Katil İsrail”, “Komutanı Hz. Muhammet olan Bir Ümmet Asla Yenilmez” sloganlarla tepkilerini dile getirdiler.

Açıklamada, “Türkiye’ye resmî davetli olarak gelen, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yetkililer ile görüşecek olan gasıp Yahudi varlığı temsilcisi Herzog, Mescid-i Aksa’da, el-Halil’de, Gazze’de olduğu gibi Akdeniz’de bir korsan gibi Mavi Marmara Gemisi’ndeki Müslümanları katleden haydut varlığının temsilcisidir” şeklindeki ifadeler dikkat çekti.

Yahudi varlığını telin eden çeşitli dövizlerin taşındığı Basın açıklaması, yapılan duanın ardından sona erdi.

İşte O Basın Açıklaması;

Mescid-i Aksa’nın İşgalcisi Terörist Herzog; Topraklarımızdan Defol

Sayın Basın Mensupları, Kıymetli Müslümanlar…

Neredeyse bir asırdır azgın işgalcilerin necis postallarıyla İsra ve Mirac topraklarımız kirletiliyor… İşgal edildiği günden bu yana ilk kıblemiz Mescid-i Aksa topraklarında zulüm hiç eksik olmadı. İslâm beldelerinin yöneticilerinin sessizliğinden cesaret alan gasıp Yahudi varlığı “İsrail” çoluk çocuk, yaşlı genç demeden Müslümanları katletti, üzerlerine bomba yağdırdı ve her türlü zulmü Müslümanlara reva gördü.

Ne var ki bugün alınlarına zillet damgası vurulmuş kâfir, gasıp Yahudi varlığının başkanı katil Herzog Türkiye’de kırmızı halılarla karşılandı. Filistinli Müslüman kardeşlerimizin kanlarına bulanmış ayakları ile Türkiye topraklarına bastı. Kanlı ve necis elleriyle yöneticilerimiz ile tokalaştı.

Terörist başı Herzog, sanki işgalci bir terörist değilmiş gibi devlet töreni ile karşılandı. İki ülke arasında iş birliğini geliştirmek için resmî görüşmeler yapıldı. Aksalı, Gazzeli yavrularımızın parçalanmış bedenlerinin görüntüleri daha gözlerimizin önünde capcanlı duruyorken bu terörist başı ile sıcak ve samimi pozlar verildi.

Türkiye’ye resmî davetli olarak gelen, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yetkililer ile görüşmeler yapan gasıp Yahudi varlığının sözde Cumhurbaşkanı terörist Herzog, Gazze sahillerinde masum çocukları bombalayan, Akdeniz’de bir korsan gibi Mavi Marmara Gemisi’ndeki Müslümanları katleden haydut varlığının temsilcisidir.

Bugün Türkiye’nin resmî davetiyle topraklarımıza gelen sözde “İsrail” devletinin Cumhurbaşkanı Herzog; her yıl Ramazan ayında etrafına barikatlar kurarak Müslümanların Mescid-i Aksa’ya girişini yasaklayan, ibadetlerine engel olan ve her yıl farklı bahaneler ile mübarek Ramazan ayını kana bulayan korkak ve alçak varlığın temsilcisidir.

Bu kişinin, kendinden önceki selefleri olan Netanyahu’dan, Şaron’dan ve Peres’den hiçbir farkı yoktur.

Kıymetli Müslümanlar!

Tam 74 yıldır Arap yönetimlerin korkaklığından, Türkiye ve diğer İslâm beldelerindeki yöneticilerin sessizliğinden cesaret alarak katliamlarını sürdüren terör varlığı temsilcilerinin topraklarımızda ağırlanması şeran haramdır. Onları çiçeklerle karşılamak, dostane görüntüler vermek Mescid-i Aksa topraklarına, O mübarek toprakları kanlarıyla sulayan ecdada ve orada bulunan Müslümanlara ihanettir.

Bugün gasıp Yahudi varlığının işgal ettiği topraklar bizim yani İslâm ümmetinindir… Ve bizler topraklarımızla alakalı yapılan hiçbir zillet anlaşmasını, topraklarımızı gasp eden kâfirlere şirin görünmek adına yapılan hiçbir görüşmeyi tanımıyoruz. Bizler, Hayber’de Yahudilerin yüreklerine İslâm’ın izzetini kazıyan ümmetiz. Bizler, değil yüz yıl binlerce yıllık planlar yapılsa dahi Mescid-i Aksa’dan vazgeçmeyecek olan İslâm ümmetiyiz. Nasıl olur da zillete rıza gösterebiliriz ki?!

Buradan gasıp Yahudi varlığının sözde Cumhurbaşkanı Herzog’u topraklarımızda ağırlayan başımızdaki yöneticilere sesleniyoruz!

Sizler var ya sizler; dün katil dediklerinizi bugün kırmızı halılarda dostane bir şekilde ağırlayan, Müslümanların kanlarını birkaç menfaate pazarlık konusu yapan, mukaddes toprakları “normalleşme” siyasetine kurban veren reel siyasetçi(!) yöneticilersiniz!

Bugün topraklarımıza davet ettiğiniz gasıp Yahudi varlığının temsilcilerini daha düne kadar üst perdeden yüksek tonajda eleştiriyordunuz!

Unuttuysanız bazılarını biz hatırlatalım ey yöneticiler! Şöyle demiştiniz bir zamanlar:

“Ey Netahyahu kendine gel kendine! Sen zalimsin! Mübarek mescidimize yapılan her saldırı karşılığında bizi bulacaklar. Ne ezanımıza yapılan saldırıyı görmezden gelecek ne de Mescid-i Aksa’nın kirletilmesine izin vereceğiz!”

Gasıp Yahudi varlığına karşı süslü sözlerle “bol hamaset, tam gaz ticaret” siyaseti icra eden yöneticiler! Siz en son “Mescid-i Aksa’ya saldırı yapan karşılarında bizi bulacaktır!” dediğinizde sömürgeci kâfirler sizi de planın bir parçası yaparak mübarek topraklarda işgallerini perçinledi. Kudüs’ü Yahudi varlığının başkenti ilan ettiler.

Siz yine en son gasıp Yahudi varlığı yöneticilerine “Eeyy!” diye başlayarak yüksek perdeden seslendiğinizde, Türkiye ile gasıp Yahudi varlığı arasındaki ticaret hacmi yaklaşık 2,5 kat büyüdü. Dün “Eeey!” diye bağırdığınıza “dostum” der oldunuz. Dün katil dediklerinizi bugün kırmızı halılarda, ellerinizde çiçeklerle karşılar oldunuz.

Ya da düne kadar katil dediğiniz “İsrail” ile yaptığınız görüşmelerden hayır murad ettiniz. Utanmadan, arlanmadan hayırlara vesile olsun dediniz…

Gasıp “İsrail” varlığı ile yapılan her türlü anlaşma hayır değil, şerdir. Onları topraklarımızda ağırlamanız baştan sona Allah’ı gadaplandıran büyük cürümdür.

İslâm'ın apaçık düşmanları ile stratejik iş birliği yapmak hayır değildir, şerdir. Allah düşmanları ile aynı kadrajda dostane görüntü vermek hayır değil, şerdir.

Buradan soruyoruz ey yöneticiler!

Nerede kaldı sizin “terör devleti” ve “Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir” edebiyatınız?! Yoksa âdetiniz olduğu üzere onları da mı reel politikaya kurban verdiniz? Siz onları topraklarımızda ağırlarken kadınların çığlıkları, çocukların hıçkırık dolu gözyaşları, sevdiklerini yitirenlerin ağıtları ve şehitlerin kanları vicdanınızı hiç mi sızlatmadı?

Daha Mescid-i Aksa’nın avlusunda katledilen kardeşlerimizin kanları ellerinde kurumamışken katillerin kanlı ellerini sıkarken hiç mi Allah’tan korkmadınız? Hiç mi hayâ etmediniz? Hiç mi ar duymadınız? O vakit Rasul-ü kelamla sesleniyoruz sizlere: إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْت “Eğer hayâ etmiyorsanız, dilediğinizi yapın!”

Sizin kendilerinden hayır murat ettikleriniz var ya, topraklarımıza davet edip dost belledikleriniz var ya, Kur'anî ifadeyle insanlar içerisinde iman edenlere en azılı düşman olan Yahudilerdir. Ve Allah’ın düşmanlarından asla hayır gelmez. Allah şahittir ki, şer oyunlarınızın bir parçası olmayacağız!

Allah şahittir ki, gasıp Yahudi varlığının topraklarımızda ağırlanmasına alkış tutanlardan olmayacağız! Allah şahittir ki, zillet ortaklığınıza sessiz kalanlardan, seyirci olanlardan da olmayacağız! Ve yine Allah şahittir ki, Hakkı haykırmaya adadığımız dillerimiz hakka hak, batıla batıl, hayra hayr, şerre şer demeye devam edecektir biznillah.

Ey Yöneticiler!

Yapmanız gereken Müslümanların katillerini ve topraklarımızı gasp edenleri ağırlamak değil, kovmaktır.

Yahudiler ile imzalanan tüm ihanet anlaşmalarını iptal edin! Bu “İsrail” denilen sözde devlet ile tüm ilişkileri durdurun ve onlara hadlerini bildirecek yaptırım kararları alın! Yahudi varlığının elçilerini, konsolosluklarını, istihbarat birimlerini ülkelerinizden kovun! Topraklarımızdaki sorununun çözüme kavuşması için Filistin topraklarından tüm Yahudileri temizleyecek orduları artık harekete geçirin! Aciz kınama mesajları yerine orduları harekete geçirmenin zamanı gelmiştir.

Ey Küstah “İsrail”! Ey kâfir Hertog! Sana gelince…

Başımızdaki yöneticilerin sana dostluk beslemeleri seni aldatmasın! Sakın ama sakın bizi, sizin kanlı ellerinizi sıkan yöneticiler gibi zannetme! Zira bizim Mescid-i Aksa sevdamız, Müslüman kardeşlerimize olan düşkünlüğümüz senin idrakini aşar!

Buradan senin nezdinde Mescid-i Aksa için şeytani planlar yapan herkese tekrar hatırlatıyoruz!

Bizim, İslâm ümmetinin bu mübarek topraklara Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya olan sadakatimiz “Mukaddes belde Filistin’den bir karış dahi vermektense vücudumun lime lime doğranmasını yeğlerim!” diyen Halife Abdulhamid’in sadakati gibidir. Bizim bu mübarek topraklara, Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya olan sadakatimiz Filistin topraklarında kalan son Osmanlı Hilâfet Devleti askeri, Hasan Onbaşı’nın sadakati gibidir!

İşte bizim sadakatimiz böyle bir sadakattir. Özlemimiz ise “Kudüs işgal altındayken bir Müslüman nasıl gülebilir? Nasıl rahat uyuyabilir?” diyen Selahaddin Eyyubi’nin özlemi gibidir!

Öyleyse yüz yıllık değil, bin yıllık hesap yapsanız da, normalleşme planları yapsanız da, İslâm beldelerindeki yöneticileri siyasi ve maddi rüşvetlerle satın alsanız da amacınıza asla ulaşamayacaksın! Mescid-i Aksa bizimdir! Mukaddes topraklar bizim onurumuzdur! Ve şunu sakın unutmayın! Onurumuzu bizden almaya ne sizin ne de satın aldığınız yöneticilerin gücü yeter!

Ey Müslümanlar! Şunu kesin olarak bilmemiz gerekir ki, Kudüs ve Mescid-i Aksa kınama mesajları ile kurtulmaz! Birleşmiş Milletler kararlarına atıf yapmakla kurtulmaz! Barış mesajları vermekle kurtulmaz! İki devletli çözümden bahsetmekle de kurtulmaz!

Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu gasıp Yahudi varlığını topraklarımızda ağırlayan onlarla dostluk köprülerini inşa eden yöneticilerle değil, ancak “Kudüs işgal altında iken bize gülmek haram olsun!” diyen Selahaddinler gibi komutanlarla kurtulur.

Mukaddes topraklarımız izzeti, şerefi kâfirlerin yanı başında arayan yöneticilerle değil, Kudüs’ü fethettiğinde şehre deve ile değil de güzel bir at üzerinde girmesi istenildiğinde فَمَهْمَا نَطْلُبُ الْعِزَّةَ بِغَيْرِ مَا أَعَزَّنَا اللَّهُ بِهِ أَذَلَّنَا اللَّهُ “Eğer biz İslâm’dan başka izzet ararsak Allah bizi zelil eder!” diyen Hz. Ömer gibi Râşid Halifelerle kurtulur.

Müslümanların kanı ve namusu başta Mavi Marmara olmak üzere şehitlerin nezih kanlarını birkaç menfaat karşılığında reel politiğe kurban verenlerle değil, yüklü paralar karşılığında Filistin’den toprak vermesini isteyen Siyonist Liderlere karşı “Ben size bir karış dahi toprak satmam! Zira o beldeler bizim değil, İslâm ümmetinindir!” diyen Abdülhamit gibi basiretli yöneticilerle kurtulur.

Velhasıl sözlerle değil, ordularla kurtulur!

İşte bunu gerçekleştirecek olan ise ancak vaat edilen ve müjdelenen Râşidî Hilâfet Devleti’dir! İlahi ya Rabbi sana ellerimizi açtık yalvarıyoruz!

Ya Rahmanu Ya Allah! Biz yardımı ancak Senden bekliyoruz! Hem bu dünyada hem de şahitlerin ayağa kalkacağı günde bizlere yardım et!

Bizleri umduklarımıza nail kıl Allah’ım!

Ya Kahharu ya Allah! Ey yakalaması ve cezalandırması şiddetli olan Allah’ım! Sömürgeci kâfirleri kahreyle. Ya Kahhar! “İsrail” kâfirini kahreyle. Ya Kahhar! Müslümanlara zulmü reva gören, yeryüzünde Müslümanlara karşı düşmanlık eden tüm zalimleri kahreyle...!

Ya Rahmanu Ya Allah! Ya Zel Celali vel İkram! Zalimlerle iş birliği yapan, sömürgeci kâfirlerin kanlı ellerini sıkan yöneticiler değil, senden Müslümanın feryadını işittiği anda devasa ordular hazır ederek mazlumun feryadına icabet eden Mutasım gibi halifeler, Mescid-i Aksa işgal altındayken gülmeyi kendisine haram kılan Selahaddin Eyyubi gibi komutanlar istiyoruz, bu yakarışlarımızı geri çevirme Allah’ım!

Ey her şeye Kâdir olan Allah’ım! Bu sana hiç de zor değildir!

Ya Rahmanu Ya Allah! Ya zel Celali vel ikram! Allah’ım İslâm’a ve Müslümanlara yardım et. Nübüvvet minhacı üzere Râşidî Hilâfet’i bize nasip et Ya Rabbi.

___

#HerzogDefol

Basın açıklamasının tamamını videomuzdan izleyebilirsiniz: