Türkiye "Medine-Kudüs-Kur'an / Kutsallarını Koru Müslüman" Diye Haykırdı!
14 Mayıs 2018

Türkiye "Medine-Kudüs-Kur'an / Kutsallarını Koru Müslüman" Diye Haykırdı!

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya tarafından Türkiye’nin 12 ayrı ilinde planlanan "Medine-Kudüs-Kur'an / Kutsallarını Koru Müslüman" başlıklı basın açıklamaları, Gaziantep ve Hatay’da valilik tarafından engellenmesiyle 10 şehirde gerçekleştirildi.

11 Mayıs 2018 Cuma günü •Ankara - Hacı Bayram Camii, •Van - Hz. Ömer Camii, •Tatvan - Merkez İbadullah Camii, •Mersin - Ulu Camii, •Maraş - Ulu Camii, •Aydın - Bey Camii’nde

13 Mayıs 2018 Pazar günü de •İstanbul - Fatih Camii, •Şanlıurfa - Bahçıvan İş Merkezi, •Yalova - Merkez Camii, •Bursa - Ulu Camii’nde yapılan basın açıklamasının ortak metnin tamamını siz değerli takipçilerimizin istifadesine sunuyoruz:

Kudüs & Medine & Kur’an / Kutsallarına Sahip Çık Müslüman!

Kıymetli Basın Mensupları ve Değerli Müslümanlar!

Gün geçmiyor ki dünyanın herhangi bir beldesinde Müslümanlar katledilmesin! Gün geçmiyor ki kâfirler tarafından İslam veya Müslümanlar hedef alınmasın! Gün geçmiyor ki Müslümanlara ve mukaddesatına yönelik yeni bir saldırı yapılmasın! İşte Amerika büyükelçiliğini İsra ve Miraç toprağı olan Kudüs’e taşıyor! Fransızlar, şiddet içeriyor diyerek Kur’an’ı Kerim’den bazı ayetlerin çıkarılmasını istiyor! Almanlar, Allah’ın emri olan başörtüsünü yasaklamaya çalışıyor! Papa ise İslam’a karşı açık bir savaş başlatan Suudi Prens Muhammed bin Selman ile anlaşarak Rasulullah’ın şehri Medine’ye büyük bir kilise yaptırmanın ilk adımını atıyor!

Ey Müslümanlar! Ey Allah’ın Hayırlı Kulları! Hatırlayacağınız üzere 6 Aralık 2017 tarihinde sömürgeci ABD’nin küstah başkanı Trump, Kudüs’ü Yahudi varlığının başkenti olarak tanıdığını açıklamıştı. Kalbinde Allah ve Rasulü’nün emanetine sahip çıkma şuuru olan Müslümanlar ise bu açıklamayı Türkiye’de ve dünya çapında protesto edip Trump’ın bu kararını yok hükmünde kabul ederek hep bir ağızdan “Kudüs İsraile’ başkent değil, olsa olsa mezar olacak” diye haykırdılar. İşte Amerika, o gün aldığı bu kararı önümüzdeki 15 Mayıs’ta fiili olarak uygulamaya koyarak Tel Aviv’de bulunan büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyor ve Kudüs’ü resmen Yahudi varlığının başkenti kabul ettirmenin ilk adımını atıyor. Bunu da Yahudi varlığının bir hançer misali Filistin’e saplandığı 15 Mayıs 1948 tarihinin yıldönümünde küstahça yapıyor!

Yine Fransızlar aralarında eski Cumhurbaşkanı Sarkozy, eski başbakanlar ve STK temsilcilerinin de bulunduğu 300 kişinin imzaladığı bir bildiri ile Kur'an-ı Kerim'den "şiddet ve Yahudi karşıtı fikirleri yaydığı” gerekçesiyle bazı ayetlerin çıkarılması talep ediyor. Fransızlar pervasızca Kur’an ayı olan Ramazan-ı Şerif’i karşılamaya hazırlandığımız şu günlerde mukaddes kitabımıza dil uzatarak O’nun şiddet içerdiğini söylüyor! İslam nefretini, halkı Müslüman olan hiçbir ülkeden çekinmeden ve korkmadan alenen kusuyor!

Yine bu hafta içinde İslami değerlerimize ve mukaddesatımıza yapılan bir diğer saldırı da Medine ile ilgilidir. Malumunuz olduğu üzere, Medine Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in kurduğu İslam Devleti’nin başkentidir. Medine, Efendimiz’in hicret ettiği nusretin şehridir! Medine yeryüzündeki üç haremimizden biri olan Mescid-i Nebevi’nin bulunduğu şehirdir. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: لا تُشَدُّ الرِّحَالُ إِلا إِلَى ثَلاثَةِ مَسَاجِدَ: الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ , وَمَسْجِدِي هَذَا، وَالْمَسْجِدِ الأَقْصَى “Şu üç mescit dışında, başkasına ziyaret için seyahate çıkılmaz: Mescid-i Harâm, şu benim mescidim (Mescid-i Nebevi) ve Mescid-i Aksâ.”

Kıymetli Müslümanlar! İslam, dünyaya Medine’de kurulan İslam Devleti eliyle yayılmıştır. Ancak şimdi Rasulullah’ın şehrine tarihinde ilk defa bir kilise yapılacaktır. Amerika için İslam’ı “ılımlı” hale getireceğini söyleyen Suudi Arabistan’ın veliaht prensi Muhammed bin Selman, zulümlerine ve ihanetlerine bir yenisini daha eklemiştir. Harem bölgesine gayr-i Müslimlerin girmesi dahi yasakken, bu had bilmez Prens Allah’a, Rasulü’ne ve Müminlere ihanet ederek Vatikan ile bir anlaşma imzalatmış, böylece Papa ile birlikte Medine’de büyük bir kilise inşa etmeye karar vermişlerdir.

Ey Müslümanlar! Ey Miraç Gecelerini İhya Eden Müslümanlar! Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Miraca yükseldiği Mescid-i Aksa esaret altındayken, Kâfir Amerikalılar mübarek Kudüs’ü Yahudilere başkent yaparken sadece izlemekle mi yetineceksiniz? Kâfir Fransızlar Kur’an’ımıza “şiddet içeriyor” diyerek dil uzatırken düşünce özgürlüğü deyip susacak mısınız? Hain Suudi yöneticiler Rasulullah’ın şehri olan Medine’ye Papa ile birlikte kilise inşa ederken görmezden mi geleceksiniz? Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu uyarısına kulak veriniz Allah için:

يُوشِكُ الأُمَمُ أَنْ تَدَاعَى عَلَيْكُمْ كَمَا تَدَاعَى الأَكَلَةُ إِلَى قَصْعَتِهَا‏.‏ فَقَالَ قَائِلٌ وَمِنْ قِلَّةٍ نَحْنُ يَوْمَئِذٍ، قَالَ ‏بَلْ أَنْتُمْ يَوْمَئِذٍ كَثِيرٌ وَلَكِنَّكُمْ غُثَاءٌ كَغُثَاءِ السَّيْلِ وَلَيَنْزِعَنَّ اللَّهُ مِنْ صُدُورِ عَدُوِّكُمُ الْمَهَابَةَ مِنْكُمْ وَلَيَقْذِفَنَّ اللَّهُ فِي قُلُوبِكُمُ الْوَهَنَ‏.‏ فَقَالَ قَائِلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا الْوَهَنُ، قَالَ حُبُّ الدُّنْيَا وَكَرَاهِيَةُ الْمَوْتِ “Birçok milletlerin (kâfirlerin), yemek tabaklarına üşüşen obur kimseler gibi, sizin üzerinize birbirlerini davet ederek üşüşmeleri yakındır.” Birisi şöyle dedi: “Acaba o gün sayımız az mı olacak?” Dedi ki; “Hayır! Bilakis siz o gün çok olacaksınız. Fakat siz, selin sürüklediği çerçöp gibi olacaksınız. Allah düşmanlarınızın göğsünden sizin korkunuzu çıkaracak ve sizin kalbinize de “vehn” atacaktır.” Birisi dedi ki; “Vehn nedir, ey Allah’ın Rasulü?” Dedi ki; “Dünyayı sevmek ve ölümü kerih (çirkin) görmektir.” [Ebu Davud, 3745]

Ey Allah’ım! Ey Yeri ve Göğü Yaratan Yüce Rabbimiz! Şahit ol ki biz bu zulümlerden beriyiz! Şahit ol ki bizler bu ihanetlere razı değiliz! Sen şahit ol ki biz bu cürümlere ortak değiliz! Fakat maalesef gösterdiğimiz bu tepkiler kâfirleri korkutmuyor! Müslüman fertler olarak yükselttiğimiz bu haykırışlar zalimlerin zulümlerine engel olmuyor! Onların küstahlıkları ve pervasızlıkları karşısında mukaddesatımızı ve haramlarımızı korumuyor! Çünkü Müslümanların başlarındaki yöneticiler bizim kadar bile tepki veremiyor! Kimileri bu cürümlerde kâfirler ile işbirliği yaparken, kimileri hiçbir faydası olmayan göstermelik tepkiler vermekle yetiniyor! Kınamaktan veya eleştirmekten başka bir şey yapmıyorlar! Çünkü bu yöneticiler İslam’a, Müslümanlara ve mukaddesatımıza saldıranlarla dost ve müttefikler! Çünkü İslam ve Müslümanlar sahipsiz! Çünkü İslam’ı koruyacak bir Halifeleri yok! Tıpkı Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in buyurduğu gibi:

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ، يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ، وَيُتَّقَى بِهِ "İmâm [Halîfe] kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur."

Değerli Müslümanlar! Ey Kerim Kardeşlerim! Bu saldırılar karşısında eğer bir Halifemiz olsaydı böyle mi olurdu? Hatırlayın Halife Sultan Abdulhamid Hanı; hani Yahudiler ona gelerek Kudüs’ten bir parça toprak istemişler ve bunun karşılığında çok yüklü miktarda para teklif etmişlerdi. İçerisinde bulunduğu zor şartlara rağmen Halife Abdulhamid Han bu teklife karşı şu cevabı vermişti: “Ben Kudüs’te bir karış bile toprak satamam. Çünkü o bana değil, ümmete aittir. Bu ümmet o toprağa kanlarını vererek sahip olmuştur… Yahudiler milyonlarını kendilerine saklasınlar. Belki bir gün Hilafet yıkılınca Kudüs’ü tek kuruş dahi ödemeden elde edeceklerdir.

إِنَّ عَمَلَ المِبْضَعِ فِي جَسَدِي أَهْوَنُ عَلَيَّ مَنْ أَنْ أُعْطِيَ شِبْراً وَاحِداً مِنْ أَرْضِ فِلَسْطِينَ

Filistin’den bir karış toprak vermektense, vücudumun lime lime edilmesine razı olurum…” Allah’ım bize Kudüs’e bu şekilde sahip çıkacak Sultan Abdülhamid gibi Halifeler nasip eyle! Bize İslam’a, Müslümanlara ve mübarek beldelerimize sahip çıkacak Halifeler nasip eyle!

Değerli Mü’minler! Eğer bugün İslam ile hükmeden bir Halifemiz olsaydı böyle mi olurdu? Kanuni Sultan Süleyman gibi bir Halifemiz olsaydı, Fransızların Kur’an’ı Kerim’e yaptığı bu pervasız saldırı karşısında onlara hak ettikleri cevabı vermez miydi? Kanuni Sultan Süleyman o dönemde Fransa’da ortaya çıkan bir dans sonrası Fransa Kralı’na yazdığı mektupta şöyle demişti:

“Ey Fransa Kralı! Sefirimden aldığım rapora göre, memleketinizde dans adı altında kadın erkek birbirine sarılmak suretiyle insanlar arasında oyun oynanmakta olduğunu işitmiş bulunmaktayım. Bu rezaletin memleketime de sirayeti ihtimali olduğundan bu mektup elinize ulaştığı andan itibaren derhal buna son verin! Son verilmediği takdirde, bizzat ordumla gelip buna son vermeye muktedirim…” İşte bu kudretli mektuptan sonra Fransa'da yüz sene dans yapılamamıştır. Allah’ım bize İslam ve Müslümanlar için ordularını sefere çıkaracak kudretli Halifeler nasip eyle! İslam’ın değerleri için savaşacak komutanlar nasip eyle!

Ey Müslümanlar! Eğer bugün bir Halifemiz olsaydı mübarek beldelerimize kiliseler yapılabilir miydi? Ayasofya’yı cami yaptığı için kendisine hakaret eden Papa’ya mektup yazan Fatih Sultan Mehmed Han ona şu cevabı veriyordu: “Vatikan kilisesinin liderine; Ayasofya’yı kiliseden camiye çevirdiğim zaman şereflendirdim. Ama susmazsan Vatikan kilisesine geleceğim, orasını atlarım için ahıra çevireceğim…" Papa’ya bu cevabı veren Fatih Sultan Mehmed nerede, basit bir menfaat uğruna Medine’ye kilise inşa etmeyi düşünen aciz yöneticiler nerede?

Nerede bu Ümmetin liderleri? Hani neredeler? Müslümanlar katledilirken kıllarını dahi kıpırdatmayan hainler nerede? Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e necis karikatürleri ile saldıranlara bir şey yapamayan acizler nerede? Aziz Kitabımız Kur’an’ı Kerim’e dil uzatanlara ve mübarek beldelerimizi kirletenlere karşı kuru laftan öte tek bir somut adım dahi atamayan işbirlikçiler nerede?

Hani nerede Ümmetin âlimleri? Nerede Rasulullah’ın varisi olan âlimler? Nerede Kâfirlere ve zalim yöneticilere karşı hak sözü haykırmaktan korkmayan hocalarımız? Vallahi izzet yalnızca Allah’ın dinindedir. Her kim izzeti İslam’dan başka bir yerde ararsa zillete duçar olur.

وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى “Kim de dinimden yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.” [Tâ-Hâ 124]

Hiç şüphesiz korkulmaya en layık olan Allah Azze ve Celle’dir. Her kim her şeye kadir olan Rabbimizin yerine Amerika’dan, İngiltere’den, Rusya’dan ve Yahudi varlığından korkarsa, büyük bir hüsrana uğraması muhakkaktır! O halde razı edilmesi gereken ancak ve sadece Allah Subhanehu ve Teâlâ’dır. İslam’ı ve mukaddesatını koruyacak olan da O’dur. Öyleyse O’nun dini için çalışmalıyız. Yeniden İslam’ı ve Müslümanları koruyacak Râşid Halifenin Müslümanların lideri olması için gecemizi gündüzümüze katmalıyız. Yeniden Nübüvvet metodu üzere Râşidî Hilafet’i ikame etmeli ve İslam’ın hükümlerine tabi olmalıyız. Yalnız İslam için çalışmalı, yalnız İslam için mücadele etmeliyiz. İslam’a, Müslümanlara ve mukaddesatımıza sahip çıkacak olan Hilafet’in yeniden ikamesi için var gücümüzle çaba harcamalıyız.

هَذَا بَلاغٌ لِلنَّاسِ وَلِيُنْذَرُوا بِهِ وَلِيَعْلَمُوا أَنَّمَا هُوَ إِلَهٌ وَاحِدٌ وَلِيَذَّكَّرَ أُولُو الألْبَابِ “İşte bu, kendisi ile uyarılsınlar, (Allah’ın) ancak tek bir ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.” [İbrâhîm 52]

~Hacı Bayram Camii – ANKARA

~Tatvan Merkez İbadullah Camii - BİTLİS

~Ulu Camii - MERSİN

~Ulu Camii - KAHRAMANMARAŞ

~Fatih Camii - İSTANBUL

~Ulu Camii - BURSA

~Bahçıvan İş Merkezi - ŞANLIURFA

~Bey Camii - AYDIN

~Hz. Ömer Camii - VAN

~Merkez Camii - YALOVA