Hakan Fidan, Suriye’deki gelişmelere dair açıklamalarda bulundu

Köklü-Değişim,Hakan-Fidan-Suriye-Açıklaması-.jpg

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, France 24 kanalına gündeme dair verdiği mülakatta ABD ve AB’nin HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) ile görüşmesinin önemli olduğunu beyan etti. 

Üst düzey ABD heyetinin Şam'daki yeni yönetimle bir araya gelmesinin önemine ilişkin soruya Hakan Fidan, **"Bence çok önemli. Amerikalı yetkililerden önce bazı Avrupa ülkelerinin ve uluslararası kuruluşların temsilcileri de Şam'ı ziyaret ettiler. Şam’daki yeni yönetimle temas kurulmakta olduğunu görüyoruz. Bu, önemli bir gelişme"** yanıtını verdi.

**“YPG Dağıtılmalı”**

Fidan, **“YPG’ye operasyon” sorusu üzerine "YPG, Türkiye'den, Irak'tan, Suriye'den, bir kısmı da Avrupa'dan gelmiş kişilerden suni olarak ortaya çıkarılmış organize bir terör örgütüdür. Bu suni terör örgütünün derhal dağıtılması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda Suriye'de yeni bir yönetim var. Bence bu işi onlar halletmeli. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliği bunu zorunlu kılıyor. Bunun yapılması gerekiyor"** dedi.

YPG'nin Şam ile müzakere ederek çözüm bulmaları gerektiğini kaydeden Fidan, "Zira artık Şam’da yeni bir yönetim var. YPG/PKK'nın arkasında artık Rusya, İran ve Esed rejimi yok" değerlendirmesini yaptı.

Fidan, Rusya, İran ve Beşar Esad'ın, YPG'ye üzerine oturacağı bir zemin sunduğunu, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin de o zemindeki YPG'ye destek çıktığını savunarak, "Ama şimdi o zemin ortadan kalktı. Şam'da artık yeni bir gerçeklik var. Şam'daki yeni yönetim, umarım bu meseleleri ele alacaktır" ifadelerini kullandı.

Bakan Fidan, "Öte yandan YPG/PKK bizim ne istediğimizi gayet iyi biliyor. Biz, ülkemize yönelik herhangi bir tehdit görmek istemiyoruz. Mevcut tehditleri de potansiyel tehditleri de istemiyoruz" diye konuştu.

**“Şam’daki Yeni Yönetimle Bir Araya Gelmeyi Planlıyorum”**

Bakan Fidan, **"Şam'ı ziyaret etmeyi ve HTŞ lideriyle görüşmeyi planlıyor musunuz?"** sorusuna **"Evet, planlıyorum. Şam’daki yeni yönetimle bir araya gelmeyi planlıyorum"** cevabını verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Fidan’ın Şam’a gideceğini dün açıklamıştı. 

Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) Türkiye'nin terör listesinden neden çıkarılmadığına ilişkin soruya yanıt veren Fidan, **"Bizim onları listeye almamız, BM listesiyle alakalı bir konu. BM Güvenlik Konseyi kararlarına tabii ki uyuyoruz ama şimdi hukuki boyut ile fiili boyutun birbiriyle çeliştiği farklı bir durum var"** dedi.

**HTŞ’nin IŞİD ve El Kaide İle Mücadelesi**

"Dışişleri Bakanı olmadan önce istihbarat şefiydiniz. Ahmed eş Şara olarak bilinen HTŞ lideriyle temasınız olduğunu varsayıyorum. DEAŞ ya da El Kaide gibi terörist gruplarla mücadelede faydalı oldular mı? Artık terörist olmadıklarını ve terörist gruplara karşı iş birliği yaptıklarını göstermek için mi sizinle ve Batılı yetkililerle iş birliği yaptılar?" sorusuna yanıtında Fidan, **“HTŞ'nin özellikle IŞİD ile mücadelede istihbarat paylaşımı konusunda iyi iş birliklerinin olduğunu ve kendilerine çok yardımcı olduklarını”** ifade etti. 

Fidan, **"DEAŞ ve El-Kaide ile bağlantılı örgütler hakkında istihbarat toplama konusunda HTŞ, yıllardır bizimle iş birliği içinde oldu."** dedi.

**Rus Üslerinin Akıbeti**

Fidan, **"Pek çok insanın inanmakta güçlük çektiği şey, birkaç yıl önce (Suriye'de devrik lider Beşşar) Esed'i desteklemek için büyük yatırımlar yapan İran ve Rusya'nın birdenbire tek bir kurşun bile atmadan çekilmeleri. Bir mutabakat vardı, değil mi?"** sorusuna, **"Ben bunu mutabakat diye nitelemem."** ifadesini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yıllardır iktidarda olmanın da katkısıyla, "taktiksel yöneticiden iyi bir stratejik düşünüre dönüştüğünü" görebileceklerini kaydeden Fidan, "Neyin önemli olduğunu, neyin daha az önemli olduğunu, neye yatırım yapılabileceğini, bir şeyin sürdürebilir olup olmadığını çok iyi biliyor. Dolayısıyla Suriye konusunda nihai hesabı yaptığını, daha fazla devam etmemeye karar verdiğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Fidan, Rus üslerinin Suriye'de kalmasından yana olup olmadıklarına ilişkin soruya, **"Bu, Suriye halkının bileceği bir iş. Suriye halkına bağlı bir konu. Bir anlaşmaya varırlarsa bu, onların kararıdır yani göreceğiz ama şu an gördüğümüz kadarıyla Ruslar, birliklerini yeniden konuşlandırma sürecindeler. Bu sürecin sonunda bunların ne kadarı Suriye'deki üslerde kalmaya devam eder, bilemiyoruz."** yanıtını verdi.

**“ABD’nin Suriye’deki Asker Sayısını Son Haftalarda Fark Ettik”**

"ABD'nin Suriye'deki varlığının bilinenden iki kat fazla olduğunu biliyor muydunuz?" sorusu üzerine Fidan, sayılarının son haftalarda arttığını fark ettiklerini dile getirdi.

Fidan, ABD'nin Suriye'deki askeri varlığını "IŞİD'le mücadele" bahanesiyle artırdığını savunarak **"DEAŞ’la mücadele' ifadesi, hep bir bahane olarak kullanılıyor. Bazı şeyleri doğru tanımlamak lazım. 'DEAŞ’la mücadele' dedikleri hadise, aslında tek bir işten ibaret: O da, DEAŞ mahkumlarını hapishanede tutmak. Hepsi bu. Ne yazık ki Amerikalı dostlarımız ve bazı Avrupalı dostlarımız, teröristleri hapiste tutmak için başka bir terör örgütünü kullanıyor"** dedi.




Fidan’dan, ABD ve AB’nin, HTŞ İle Görüşmesine Yorum: “Çok Önemli” 

Almanya’daki Magdeburg saldırganı Suudi Abdulmuhsin İslam düşmanı bir doktor 

Köklü-Değişim,Almanya-Magdeburg'da-Terör-Saldrııs.jpg

Almanya'nın Magdeburg kentinde Cuma akşamı bir aracın kalabalığa dalarak düzenlediği saldırının failinin İslam düşmanı bir doktor olduğu ortaya çıktı.

Almanya'nın doğusundaki Magdeburg kentinde Cuma günü geç saatlerde Noel pazarındaki insanların arasına dalan bir araç, aralarında küçük bir çocuğun da bulunduğu en az beş kişinin ölümüne ve en az 200 kişinin de yaralanmasına yol açtı. 

[Köklü Değişim,Magdeburg Saldırısı.mp4](https://api.kokludegisim.net/uploads/Koeklue_Degisim_Magdeburg_Saldirisi_a688118329.mp4)

Yetkililer 50 yaşındaki sürücüyü olay yerinde yakalayarak sorgulamak üzere gözaltına alırken sosyal medyada İslam karşıtı mesajlar paylaşıldı. 

Yaklaşık 20 yıldır Almanya'da yaşayan Suudi vatandaşı saldırganın doktor olarak çalıştığı doğrulandı.

Talib Abdulmuhsin adlı saldırganın psikiyatri ve psikoterapi uzmanı olduğu tespit edilirken, neden kalabalığın arasına daldığına dair henüz bir gerekçe ise tespit edilemedi.

Sosyal medyada birçok kişi bu saldırıyı bir IŞİD militanının yapmış olabileceğini iddia ederken, Talib Abdulmuhsin'in yıllardır internette İslam karşıtı görüşler paylaştığı ve Batılı bozuk fikirleri benimseyen bir kişiliğe sahip olduğu ortaya çıktı. 

Hatta saldırgan, 2019'da FAZ'a verdiği bir röportajda kendisini "tarihteki en agresif İslam eleştirmeni" olarak tanımlamıştı.

Suudi Arabistan vatandaşlarının Almanya'da iltica başvurusunda bulunmaları için çevrim içi bir platform kuran zanlı, Almanya devletin "Suriyeli cihatçılara" sığınma hakkı verdiğini iddia etmişti.

Ayrıca Alman yetkilileri "Avrupa'nın İslamcılığı" olarak adlandırdığı olguyla yeterince mücadele etmemekle suçlayan zanlı, ülkelerinden kaçan Suudi kadınlara yardım eden bir aktivist olarak da tanınıyordu. 

**Irkçı Parti AfD Destekçisi** 

Abdulmuhsin aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisine desteğini de açıkça ifade etmiş ve son zamanlarda Alman makamlarının Suudi sığınmacıları hedef aldığı teorisine odaklanmıştı.

Suud Arabistan’dan ateist fikirlerini özgürce paylaşamadığı için Almanya’ya iltica eden saldırgan kendi ülkesinde de tecavüzle suçlanıyor. 

Öte yandan, Suudi Arabistan'ın Talib Abdulmuhsin hakkında terörizm ve Körfez ülkelerinden Avrupa'ya kadın kaçakçılığını kolaylaştırma iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi.

Bu iddialara rağmen Almanya 2016'da Talib Abdulmuhsin'e sığınma hakkı tanımış ve Suudi Arabistan'a iade etmeyi reddetmişti.


Almanya’daki Saldırgan İslam Düşmanı Ateist Bir Doktor Çıktı

ABD-HTŞ görüşmesi Şam’da gerçekleşti 

Köklü-Değişim,ABD,-Şam’da-Colani-ile-Görüştü,-Başına-Koyulan-Ödülü-Kaldırdı.jpg

ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf liderliğindeki diplomatik heyet, Cuma günü Suriye'nin fiili lideri Colani (Ahmed el-Şara) ile Suriye'nin siyasi geçiş süreci hakkında **iyi ve çok verimli** bir görüşme gerçekleştirdiklerini açıkladı ve ABD, Şara’nın başına konulan ödülün kaldırılmasına karar verdi.

Barbara Leaf, gazetecilere yaptığı açıklamada, yaptıkları ilk yüz yüze görüşmede Şara'nın **“pragmatik bir tavır sergilediğini”** söyledi.

**“İlk görüşme olarak iyiydi. Sadece sözlerle değil eylemlerle de değerlendireceğiz”** diyen ABD heyetinin başkanı Leaf, Amerikalı yetkililerin Suriye'nin yeni hükümetinin **"kapsayıcı"** olması gerektiğini yinelediklerini ifade etti. 

**"Terörist grupların Suriye içinde veya dışında, ABD ve bölgedeki ortaklarımız da dahil olmak üzere, tehdit oluşturmamasını sağlamanın kritik önemini ele aldık"** ifadesinin ardından Leaf,  **“Ahmed el-Şara bunu taahhüt etti”** dedi. 

Barbara Leaf ABD'nin HTŞ liderinin başına koyduğu 10 milyon dolarlık ödüle atıfta bulunarak, **“Bu yüzden, görüşmemize dayanarak ona adalet için ödül peşinde koşmayacağımızı söyledim”** dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf, **"Türkiye'nin Suriye'de kayda değer bir nüfuzu, ulusal güvenlik çıkarları ve başka pek çok çıkarı bulunuyor"** açıklamasında da bulundu.

**Barbara Leaf’in yanısıra Başkanlık Rehine İşleri Temsilcisi Roger Carstens ve Dışişleri Bakanlığı’nın Suriye işlerini yönetmekle görevlendirilen yeni Kıdemli Danışman Daniel Rubinstein,** Beşar Esed’in devrilmesinin ardından Şam'a giden ilk Amerikalı üst düzey diplomatlar oldu.

ABD ve Batılı devletlerin yanı sıra bölgedeki müttefikleri İslam beldelerinin yönetimleri de İslami bir yönetim olmasından endişe duyuyor ve Batı menşeli laik demokratik nizamın Suriye’de uygulanmaya devam etmesi için çaba sarf ediyor. 

ABD heyetinin ziyareti son günlerde Fransa ve İngiltere ile yapılan temasların ardından gerçekleşmesi dikkat çekiyor. ABD heyeti ayrıca 2012 yılında Suriye'ye yaptığı haber amaçlı bir gezi sırasında esir alınan ABD'li gazeteci Austin Tice ve Esed döneminde kaybolan diğer Amerikan vatandaşları hakkında yeni bilgiler edinmek için de çalışmalar yaptı. 

Heyette yer alan ABD Başkanlık Rehine İşleri Temsilcisi Roger Carstens, Washington'un Tice'ın bulunması için Suriye'nin geçici yetkilileriyle birlikte çalışacağını duyurdu. 

ABD 2012 yılında Suriye ile diplomatik ilişkilerini kesmiş ve Şam'daki büyükelçiliğinin çalışmalarına ara vermişti. Yeni atanan ve ABD'nin Suriye'deki angajmanını yönetecek olan kıdemli danışman Daniel Rubinstein, Amerikalı yetkililerin bölgeye daha fazla seyahat edeceğini belirtti, **“Bunu ihtiyatlı bir şekilde ve mümkün olduğunca sık yapmaya çalışacağız”** taahhüdünde bulundu.

Heyetin basın toplantısı düzenlenmesi planlanmıştı ancak Leaf gazetecilere açıklama yapmadan önce, ayrıntı verilmeksizin toplantının güvenlik endişeleri nedeniyle iptal edildiği belirtilmişti. 

Birleşmiş Milletler Sözcüsü Thameen Al-Kheetan da Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında, BM insan hakları ofisinin Esed’in devrilmesinin ardından yıllar sonra ilk kez gelecek hafta Suriye'ye bir insan hakları ekibi göndereceğini açıkladı.






ABD-HTŞ Görüşmesi: Colani'nin Başına Koyulan Ödül Kaldırıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı Suriye’ye gönderiyor

Köklü-Değişim,Erdoğan,-Yeni-Yapılanma-İçin-Fidan’ı-Suriye’ye-Gönderiyor.jpg

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır’ın başkenti Kahire’de düzenlene D-8 Zirvesi dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Suriye’ye gideceğini belirtip, **“Yeni yapılanmayı birlikte yapacaklar”** açıklamasında bulundu.

Suriye'deki gelişmeler ve yapılan açıklamalar Ankara'nın etkin rol oynadığına işaret ederken, bu açıklamaları bir yenisi daha eklendi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, **"Suriye'ye insani yardımlarımız devam ediyor, devam edecek"** taahhüdünde bulunarak bunun detaylarını şöyle anlattı:

"Türkiye olarak bugüne kadar Suriye'ye yeni dönem için insani yardım bazında birçok katkılar yaptık. Şimdi de bu devrimden sonra bu insani yardımlarımız devam ediyor, devam edecek. Bu yeni yönetimin özellikle ihtiyacı olan birçok unsur bulunuyor. Bu unsurlar konusunda da onları yalnız bırakmayacağız. Özellikle DEAŞ, PKK/YPG bunlarla mücadelede onların hiç yalnız kalmaması lazım. Gereken neyse bunları yapacağız. **Yakında Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan da inşallah oraya gidecek. Yeni yapılanmayı birlikte yapacaklar."**

**Suriye’de Barınma Meselesi**

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyelilerin sürdürülebilir bir yaşam kurmaları için barınma meselesini halledilmesi gerektiğine dair açıklamalarda bulundu: 

"Suriye’de çatışmalar ve yıllarca süren savaş, şehirlerin ve devletin altyapısını çökertti. Yaraları sarmak için kentlerin yeniden imarı önemli. Suriyeli mültecilerin ülkelerine gönüllü dönüşü ve sürdürülebilir bir yaşam kurmaları için barınma meselesini halletmek gerekiyor. Yeni evler, iş alanları, üretim ve enerji tesisleri, tarım ve hayvancılığa yönelik tesisler hızla oluşturulmalı. Suriye ekonomisi de çökmüş durumda. Suriye’ye yönelik Esed rejimi nedeniyle konulan ambargo ve kısıtlamaların kaldırılması ülkenin yeniden toparlanması için fayda sağlar."

**“Kapsayıcı Anayasa”**

Cumhurbaşkanı Erdoğan,  "Suriye’nin yeniden uluslararası topluma entegre edilmesi bir başka konu. Suriye’nin geleceğini temellendirecek, **‘kapsayıcı bir anayasa yapmak** ve siyasi sistem inşa etmek de bu adımlar kadar gerekli. Suriye’nin geleceğine Suriye halkının karar vereceği gerçeğini kimsenin aklından çıkartmaması gerekir” açıklamasında bulundu. 

**“Yol Kazasına Mahal Vermeyeceğiz”**

Cumhurbaşkanı Erdoğan, **"Suriye halkının herhangi bir yol kazasına mahal vermeden, geçiş sürecini suhuletle yönetmesine destek oluyoruz. Başta Ahmed eş-Şera olmak üzere yeni Suriye yönetimindeki isimlerle iletişimdeyiz. Savunmadan tutun, eğitime, enerjiye kadar birçok alanda iş birliği yapacağız"** ifadeleriyle sahadaki etkisine vurgu yaptı. 

**Trump’ın Erdoğan’a Övgüsü**

Bu hafta gazetecilere yaptığı açıklamada Suriye'de Esed rejiminin çöküşünün arkasında Türkiye’nin olduğunu belirten Trump, **“Bunun arkasında Türkiye var. (Cumhurbaşkanı Erdoğan) Çok akıllı bir adam. Bunu binlerce yıldır istiyorlardı ve Erdoğan da aldı ve içeri giren insanlar Türkiye tarafından kontrol ediliyor, bu da bir mesele değil” açıklamasında bulunmuştu. Bu sözlerin hatırlatılmasına üzerine Trump’a karşı övgüde bulunan Erdoğan şunları söyledi: 

"Geçenlerde de söylediğim gibi Türkiye, Türkiye'den büyüktür. Bizim topraklarımızı korumak, ülkemizi kalkındırmak, köklerimize tutunarak ileriye adımlar atmak gibi bir gayemiz var. Bunun yanında dostlarımızın, kardeşlerimizin yanında durma sorumluluğunu omuzlarımızda hissediyoruz. Şam'da büyükelçiliğimizi yeniden faaliyete geçirdik, orada adımızı gören Suriyeli kardeşlerimizin hissiyatlarına bir bakın. 'Türk beklenendir', sözü öylesine kurulmuş bir cümle değildir. Türkiye'nin gönül sınırları, fiziki sınırlarının çok ötesindedir. Gittiğimiz her ülkede, ayak bastığımız her coğrafyada bunu gördük. **Sayın Trump da aslında bir durum tespiti yaparak ülkemizin gücü ve etkinliğinin altını çiziyor. Doğru söze ne denir? Tespitler yerinde. Aramızda herhangi bir sıkıntı gerçekten yok.** Şu an itibarıyla kendisi seçildiği andan itibaren görüşmelerimizi yaptık. Sayın Trump, pragmatik bir siyasetçi. Kendi ülkesine ve müttefiklerine maliyet üreten politikaları değiştirme vizyonuna sahip. Devir-tesliminden sonra yine herhalde biz de ilk tebriğimizi yapar, gündemimizde bulunan konuları samimiyetle ele almaya başlarız."


Erdoğan, Yeni Yapılanma İçin Fidan’ı Suriye’ye Gönderiyor

ABD ve AB, Suriye yönetimine tehditler savuruyor 

Köklü-Değişim,ABD-ve-AB’den-Suriye-Yönetimine-Küstah-Çağrılar-.jpg

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Beşşar Esed'i devirerek Suriye'de iktidarı ele geçiren Heyetu Tahriru’ş-Şam'a (HTŞ), Taliban'a uygulanan izolasyona benzer bir durum yaşamamak istiyorsa ılımlılık vaatlerini yerine getirmesi çağrısında bulunurken benzer bir açıklama da AB’den (Avrupa Birliği) geldi. 

Blinken, New York'taki Council on Foreign Relations adlı düşünce kuruluşunda gerçekleştirdiği konuşmada, **“Taliban hareketi Afganistan'ın kontrolünü ele geçirdiğinde daha ılımlı bir yüz gösterdi ya da en azından göstermeye çalıştı ve sonra gerçek yüzü ortaya çıktı. Sonuç, uluslararası alanda büyük ölçüde izole kalmaları oldu”** ifadeleriyle tehdit etti. 

Blinken, **“Şayet bu izolasyonu istemiyorsanız, ülkeyi ileriye taşımak için yapmanız gereken bazı şeyler var”** diyerek isteklerini yerine getirilmesini ima etti. 

Blinken ayrıca, azınlıkları koruyan ve DEAŞ'la mücadeleyi sürdürmek ve kalan kimyasal silah stoklarını ortadan kaldırmak da dâhil olmak üzere güvenlik kaygılarını gideren mezhepçi olmayan bir Suriye hükümeti çağrısında bulundu.

HTŞ'nin Esed'in devrilmesinden diğer gruplarla siyasi bir çözüme varılması gerektiği konusunda dersler çıkarabileceğini belirten Blinken, **“Esed'in herhangi bir siyasi sürece katılmayı kesinlikle reddetmesi, devrilmesine yol açan şeylerden biriydi”** ifadesi ile tehditlerini sürdürdü. 

**AB’den Benzer Açıklama**

Avrupa Birliği liderleri Perşembe günü, Beşar Esad'ın devrilmesinin ardından Suriye ile ilişkilerin normalleştirilmesi için izleyecekleri **”temel ilkeler”** üzerinde anlaşmaya varırken, geçiş sürecine liderlik edecek muhalifler konusunda **"henüz karar verilmediği"** uyarısında bulundular.

Devlet ve hükümet başkanları ortak sonuç bildirgelerinde, ülkenin toprak bütünlüğünü, ulusal birliğini, tüm dini ve etnik azınlıkların korunmasını ve insan haklarına saygıyı güvence altına alacak ve aynı zamanda mezhepsel şiddet, aşırıcılık ve terörizmin yeniden ortaya çıkmasını önleyecek **"kapsayıcı ve Suriye liderliğinde bir siyasi süreç"** çağrısında bulundu.


AB Konseyi Başkanı Antonio Costa, Suriye ve Ukrayna'nın gündemin ilk sıralarında yer aldığı Brüksel'deki bir günlük zirvenin sonunda yaptığı açıklamada, **"Esed rejiminin düşmesine yönelik yaklaşımımızın ana ilke ve hedefleri üzerinde mutabık kaldık"** dedi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de Costa'nın yanında, **"Suriye halkı on yıldan bu yana ilk kez daha iyi bir gelecek için umutlanabilir"** dedi.

**"Avrupa, gücün Suriye halkına geri dönmesini önemsiyor ve Avrupa'nın oynayacağı bir rol var"** diyen Leyen, 2011'den bu yana 33 milyar euro'yu aşkın bir miktarı seferber ederek Suriye'nin en büyük donörü olan **Avrupa'nın geçiş sürecinde daha büyük bir etki gücüne sahip** olduğunu da ifade etti.

Sömürgeci kapitalist Batı, yarım asırlık Esed rejimi diktatörlüğünü ve Suriye’de 13 yıl süren oğul Esed’in başında olduğu rejiminin katliamlarını laik nizamı savunduğu için izlerken ve üstü örtülü desteklerken, Müslümanların Esed’i devirmesinin ardından siyasi düzene ilişkin tehdit mesajları veriyor. Halkın isteklerine uygun bir yönetim çağrısı adı altında yine Esed rejiminin uyguladığı laik nizamın uygulanması çağrısı yapılmaya devam ediyor. Bu çağrılar genelde “kapsayıcı hükümet” ifadesi ile yapılıyor. 


ABD ve AB’den Suriye Yönetimine Küstah Çağrılar 

TürkAkım doğalgaz boru hattının geliştirmesi ve Türkiye tarafına doğalgaz alım terminali inşa edilmesi amacıyla 340 milyon avroluk yatırım sözleşmesi imzalandı.

20170905_1_turkakim-icin-340-milyon-avroluk-anlasma.jpg

**Köklü Değişim Medya**

**İngiliz enerji şirketi Petrofac** ile **Gazprom**'un iştiraki South Stream Transport BV arasında **TürkAkım doğalgaz boru hattı**nın geliştirmesi ve Türkiye tarafına **doğalgaz alım terminali** inşa edilmesi amacıyla 340 milyon avroluk **yatırım sözleşmesi** imzalandı.

Petrofac'ten yapılan açıklamaya göre, şirket **sözleşme** kapsamında, **TürkAkım projesi**nin deniz altından geçecek **boru hattı**nın geliştirilmesi ile hattın Türkiye'ye giriş noktası olacak Kırklareli ili sınırlarındaki Kıyıköy mevkisine **doğalgaz alım terminali** inşa edecek.

Rusya'nın Anapa kenti yakınlarından başlayarak 900 kilometre deniz altından ilerleyecek **TürkAkım boru hattı**, Karadeniz'i geçerek Kıyıköy'den karaya ulaşacak.

Rusya'dan Türkiye'ye yılda 31,5 milyar metreküp doğalgaz sevkiyatı yapılacak hattın Aralık 2019'da faaliyete geçmesi öngörülüyor.

TürkAkım İçin 340 Milyon Avroluk Anlaşma

LGBT yönetmeliğini kabul eden Eyyubiye belediyesi, kararından vazgeçti

1582712018.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Urfa'nın **Eyyübiye Belediyesi,** eşcinsel sapkınlığın önünü açan **LGBTİ** yönetmeliğini önce kabul edip, daha sonra iptal etti. Eşcinsel sapkınlığın önünü açan ve bu çirkinliğin görünür olmasını, kamuda ve özel sektörde istihdam önceliği verilmesini hedefleyen yönetmelik bazı belediyeler tarafından kabul edilip uygulanmaya başlandı. Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda bu sapkınlığın topluma kabul ettirilmesi için **İstanbul Sözleşmesi** kapsamında başlattığı **ETCEP’i** (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi) devreye sokmuş, gelen yoğun eleştiriler üzerine projeyi askıya almıştı.

Belediye Meclisi'ne sunulmak üzere Eyyubiye Belediyesi’nin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan tarafından hazırlanan yönetmelik, önce Yazı İşleri Müdürü İsmail Kaya'ya ardından da Başkan Mehmet Kuş'un onayıyla meclise sunuldu.

Meclise gönderilen çirkin yönetmelik oylamaya sunuldu ve kabul edildi.

Ancak Meclis'te oylamaya sunulan yönetmelikte, "***Toplumda dezavantajlı konumda bulunan LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks bireyler), etnik ve dini azınlıklar, sığınmacı ve mülteciler gibi çeşitli sosyal gruplara yönelik veri toplama, hizmet üretme ve belediye politikalarını yurtdışı ve yurtiçindeki STK'larla işbirliği içinde hazırlamak***" ifadelerinin yer aldığı görüldü.

Ajans Urfa'da yer alan habere göre kabul edilen yönetmelik yürürlüğe girerken, Eyyübiye Belediyesi yetkilileri durumu bir gün sonra fark edip, değişikliğe gidildi ve iptal edildi.

Haberde, çirkin yönetmeliği Belediyenin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan'ın internet üzerinden indirdiği ve CHP'li ya da HDP'li bir belediyeden "kopyala-yapıştır" usulüyle aldığı ifade edildi.

**İmza Kampanyası**

Batı aşığı ve oradan gelen her kanuna ve sözleşmeye sahip çıkan iktidar ve muhalefet partileri “İstanbul Sözleşmesi”ne sımsıkı bağlı. Eşcinselliği yaygınlaştırmak, namus mefhumunu ortadan kaldırmak, aileyi yok edip, gençliği ifsat etmek için planlanarak yürürlüğe koyulan İstanbul Sözleşmesi, kamuoyundan tepki almaya devam ediyor.

Bu kapsamda başlattığımız imza kampanyasına siz kıymetli okuyucularımızdan da destek bekliyoruz.

**İmza linki aşağıdadır**

[https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&amp;utm\_source=share\_petition&amp;utm\_medium=facebook&amp;utm\_campaign=share\_petition&amp;utm\_term=psf\_combo\_share\_initial&amp;recruited\_by\_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&amp;utm\_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2](https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&utm_source=share_petition&utm_medium=facebook&utm_campaign=share_petition&utm_term=psf_combo_share_initial&recruited_by_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&utm_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2)

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Suriye’de donan bebeğin görünütüsü vicdanları sızlattı

1578733886.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Suriye’den gelen son görüntü insanlık defterine utanç olarak yazıldı. Katillerle el sıkışan taş kalpli yöneticilerin hanesi bu cürümlere sessiz desteklerle doldu. Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları arşa ulaşırken, bu canilerle el sıkışanlar, donarak can veren körpe bedenlerin katili Esed’i yeniden meşru yönetici olarak tanımak için birbiriyle yarışıyor.

**Suriye’de Bir Körpe Donarak Can Verdi**

Acı olay Hama’nın kuzeyinde meydana geldi. Aktivistlerin ulaştırdığı bilgiye göre Rus ve rejimin hava saldırılarında anne babasını kaybeden ve kendisinden haber alınamayan küçük Erva Afrin-Mabatlı'nın cansız bedeni, 25 gün sonra bir zeytin ağacının altında donmuş halde bulundu.

Aylan bebeğin Akdeniz’de boğularak can vermesinden sonra çekilen görüntüleri gibi Erva bebeğin görüntüleri de sosyal medyada kısa sürede yayıldı.

![](https://resmim.net/f/N6Swv8.jpg)

İran’ın yanlışlıkla vurduğu Ukrayna uçağı gündemin zirvesinde yer alırken, 9 yıldır masum Müslümanları bilerek ve isteyerek katleden Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları görmezden geliniyor. Astana ve Cenevre masalarında katil rejim ile oturulup müzakere ediliyor.

Kardeşleri can verirken Suriye muhalefeti kuzeye çekilmiş ya katliamları izliyor ya icad edilen operasyonlarda vakit geçiriyor ya da daha fazla maaş için Libya’nın yolunu tutuyor.

Astana Üçlüsü Rusya, Türkiye ve İran masada aldıkları kararlar ve sahadaki operasyonlarla kendi halkını katleden cani Esed’in saltanatını korumaya devam ediyor. Körpeler donarken, taş kalpler de üşümüyor.

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

1546098328.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

Son günlerde sosyal medya gündeminde, nehirde düşerek donarak ölen Doğu Türkistanlı bir çocuğun buz kesmiş kahredici fotoğrafı var.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre; donarak ölen bu çocuğun anne-babası Çin Toplama Kamplarında tutuluyor ve kendisi de 78 yaşındaki yalnız yaşayan dedesi ile kalıyordu.

**Çin zulmü altında yaşayan Müslümanların yaşadıkları trajediye her gün bir yenisi ekleniyor**

Nehirde donarak ölen bu fotoğraf, özelde Müslümanlara genelde ise tüm insanlığa kahredici Komünist Çin zulmünün geldiği noktayı; Doğu Türkistanlı Müslümanların çaresizliklerini ve terkedilmişliklerini adeta haykırıyor!

![](https://www.google.com/url?sa=i&source=images&cd=&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwi00PunrcXfAhVMTBoKHT_FCZ0QjRx6BAgBEAU&url=https%3A%2F%2Fforum.donanimhaber.com%2Fdonarak-olen-uygur-turk-cocugu--136473606&psig=AOvVaw3Qnmgr3bnWHnpiMcBHHy0g&ust=1546183679301957)![](https://img.donanimhaber.com/upfiles/2600066/25912903-9092-48a4-8313-ba00b0a14c02.png)

**Çin toplama kamplarına aldığı Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere yerleştiriyor**

Yine geçtiğimiz aylarda da ajanslara yansıyan haberlerde, sistematik insan hakları ihlalleriyle gündeme gelen Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Müslüman Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere gönderdiği de ifade edilmişti.

Haberlerde; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yayımladığı son rapora göre, Çin’de 1 milyondan fazla Uygur Türkü ve diğer Müslüman azınlık toplama kamplarında tutuluyor.

Hükümetin, kamplarda tutulanların çocuklarını evlerinden alarak ülke genelinde çok sayıdaki yetimhaneye gönderdiği bildiriliyor.

TürkAkım İçin 340 Milyon Avroluk Anlaşma

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

Fidan’dan, ABD ve AB’nin, HTŞ İle Görüşmesine Yorum: “Çok Önemli”

Almanya’daki Saldırgan İslam Düşmanı Ateist Bir Doktor Çıktı

ABD-HTŞ Görüşmesi: Colani'nin Başına Koyulan Ödül Kaldırıldı

Hakkımızda

Linkler

İletişim Bilgilerimiz

TürkAkım İçin 340 Milyon Avroluk Anlaşma

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

Fidan’dan, ABD ve AB’nin, HTŞ İle Görüşmesine Yorum: “Çok Önemli”

Almanya’daki Saldırgan İslam Düşmanı Ateist Bir Doktor Çıktı

ABD-HTŞ Görüşmesi: Colani'nin Başına Koyulan Ödül Kaldırıldı

Sosyal Medya