Trump: "İran İsterse Kesinlikle Görüşürüz"
31 Temmuz 2018

Trump: "İran İsterse Kesinlikle Görüşürüz"

Anadolu Ajansı

Köklü Değişim Medya

ABD Başkanı Donald Trump, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile ön koşulsuz bir şekilde görüşmeye hazır olduğunu açıkladı.

ABD'ye resmi ziyarette bulunan İtalya Başbakanı Giuseppe Conte'yi Beyaz Saray'da ağırlayan Trump, görüşmelerinin ardından konuğuyla beraber ortak basın toplantısı düzenledi.

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, basına yaptığı açıklamada İranlı liderler ile ön koşulsuz olarak görüşebileceğini söyledi. Trump, bu tarz görüşmelerin he zaman faydalı olduğunu söyleyerek, “Görüşmelere inanıyorum, eğer İran isterse kesinlikle onlarla görüşürüm. İran şu ara çok zor zamanlar geçiriyor. Böyle bir görüşmeye hazırlar mı bilmiyorum” ifadelerini kullandı.

İran ile daha önceden yapılmış ticari anlaşmaların kesinlikle anlamsız olduğunu belirten Trump, “İran’la sonlandırdığımız anlaşma çok saçmaydı. İran’ın eninde sonunda görüşme talep edeceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

Bunun bir zayıflık değil, yapılması uygun olan şey olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Trump, “Eğer bir önceki dosya israfından başka bir şeye yaramayan anlaşmadan farklı daha anlamlı bir şey üzerine çalışabilirsek, kesinlikle görüşebiliriz” dedi.

İran ile görüşmek için bir ön koşulu olmadığını vurgulayan Trump, “Hiçbir ön koşulum yok, istedikleri herhangi bir zamanda görüşebiliriz. Hem onlar için, hem bizim için hem de dünya için iyi olacak” şeklinde konuştu.

Birbirlerini Tehdit Etmişlerdi

Trump ve Ruhani, geçtiğimiz ay içinde birbirlerine yönelik sert açıklamalarda bulunmuşlardı.

ABD Mayıs ayında, İran'la nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklamıştı.

Washington, 2015'teki anlaşmayı imzalayan İngiltere, Fransa, Çin, Rusya ve Almanya gibi ülkelerin eleştirilerine rağmen nükleer anşlaşmadan çekilmiş ve Tahran'a yeniden yaptırım uygulamaya hazırlandığını bildirmişti.

Ruhani, geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada ABD'yi uyardı ve "İran'la barış, barışların; savaş da savaşların anasıdır" dedi.

Trump ise, İran Cumhurbaşkanı Ruhani'ye: “Bir daha asla ABD'yi tehdit etme yoksa tarihte daha önce çok az kişinin gördüğü sonuçlara katlanırsın. Artık şiddet ve ölüme dair çılgın laflarınızı sineye çekecek bir ülke değiliz. dikkatli ol!" tehdidinde bulunmuştu.

Trump, geçen hafta yaptığı açıklamada ise daha önceki açıklamalarının aksine müzakere kapısını açık bıraktı ve "gerçek bir anlaşmaya hazır olduklarını" söyledi.

ABD Başkanı, "Neler olacağını göreceğiz ama gerçek bir anlaşma yapmaya hazırız; bir önceki yönetim tarafından yapılan ve bir felaket olan anlaşmadan değil" diye konuştu.

2015’teki Nükleer Anlaşma İran’ı Aşağılayan Bir Anlaşmaydı. Yeni Anlaşma İran’ı Daha Ne Kadar Aşağılayabilir?

2015’teki Nükleer Anlaşmanın Ana Hatları:

Temmuz 2015'te, Çin, Almanya, Fransa, Rusya, İngiltere ve ABD'den oluşan ve P5+1 olarak adlandırılan ülkeler, İran ile uranyum zenginleştirmeyi azaltması karşılığında bazı ekonomik yaptırımların kaldırılmasını öngören nükleer anlaşma imzalamıştı.

Resmi adı Ortak Kapsamlı Eylem Planı olan anlaşmaya göre İran uranyum zenginleştirdiği santrifüjleri azaltma taahhüdünde bulunuyor.

Anlaşma koşulları İran'ın uranyum zenginleştirmeyi büyük anlamda azaltması ve nükleer silah yapmaya yetecek düzeye çıkarmamasını öngörüyor.

Anlaşmadan sonra İran'ın Natanz ve Fordo tesislerindeki santrifüj sayısı azaltıldı ve tonlarca az zenginleştirilmiş uranyum Rusya'ya gönderildi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan denetçiler İran'ın nükleer tesislerinde teftiş yapma yetkisine sahipti.

ABD’nin 2015 yılında imzaladığı anlaşma aslında İran’ı aşağılayan bir anlaşma. Bugün daha fazla aşağılamak için yeniden masaya çağırıyor.

Abd’nin İran’a Sahada Artık İhtiyacı Kalmadı

İran, ABD’nin izni ile Suriye sahasında Rusya ile birlikte şehir şehir katliamlara başladığında, Esed rejimi çok kötü durumdaydı. Lübnan’daki partisinin de desteği ile bugün birçok noktada rejimi diriltmeyi başardı. Bu başarının arkasında, içinde yer aldığı Astana üçlüsünün ortak kararlarının ve operasyonlarının da payı büyük.

Esed rejiminin dirilmesi ile ABD, 2015’te imza koyduğu İran ile nükleer anlaşmadan çekilerek, artık İran’a ihtiyacının kalmadığını tebliğ etmiş oldu. “İsrail”in de sürekli İran karargahlarına düzenlediği hava saldırıları, “artık burada işin bitti, evine dön!” tehdinin tekrarı olduğu görülüyor.