ABD Başkanı Donald Trump, Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un dün (Çarşamba) Kremlin'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldiği toplantıya ilişkin detayları kamuoyu ile paylaştı.
Trump, sahibi olduğu Truth Social'da paylaştığı gönderide, ABD Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile "oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdiğini" duyurdu.
"Büyük ilerlemeler kaydedildi" diyen Trump, "Ardından bazı Avrupalı müttefiklerimizi bilgilendirdim. Herkes bu savaşın sona ermesi gerektiği konusunda hemfikir ve önümüzdeki günler ile haftalarda bunun için çalışacağız" ifadelerini paylaştı.
Göreve gelmeden önce aylar içinde Ukrayna savaşını çözeceğini taahhüt eden Trunp, henüz ciddi bir başarı sağlayabilmiş değil.
İsmini saklı tutan iki ABD'li yetkili, The New York Times gazetesine yaptıkları açıklamada, Trump'ın önümüzdeki hafta Putin'le yüz yüze görüşmek istediğini ileri sürdü.
Kaynaklar, bu olası görüşmenin ardından Trump'ın, Zelenskiy ve Putin'in katılacağı üçlü bir zirve düzenleyeceğini açıkladı. ABD Başkanı'nın bu düşüncesini Ukrayna Cumhurbaşkanı ve Avrupalı müttefikleriyle paylaştığını da aktardılar.
Görüşme Üç Saat Sürdü
Putin ile Witkoff arasındaki görüşme yaklaşık üç saat sürerken, Putin’in dışişleri danışmanı Yuri Uşakov, Putin ve Witkoff’un Ukrayna krizine odaklanan “yararlı ve yapıcı bir görüşme” gerçekleştirdiklerini ve Washington ile Moskova arasındaki ilişkilerin anlamlı hale getirilmesini ele aldıklarını beyan etti.
Öncesinde Witkoff, Kremlin’e çok yakın Zaryadye Parkı’nda, Rusya’nın yatırım ve ekonomik iş birliği temsilcisi Kirill Dmitriev ile sabah erken saatlerde bir yürüyüş gerçekleştirdi. TASS ajansının yayınladığı görüntülerde Dmitriev, “diyaloğun hakim olacağını” söyleyerek olumlu mesajlar verdi.
Dmitriev, son aylarda İstanbul’da Rusya ve Ukrayna delegasyonları arasında gerçekleşen üç tur doğrudan görüşmede ve Rusya ile ABD yetkilileri arasındaki müzakerelerde kilit rol oynamıştı. Bu görüşmeler, Rusya’nın, Ukrayna’ya saldırısının ardından başlayan üç yıllık savaşın sona erdirilmesinde başarı sağlayamadı.
Öte yandan Trump’ın tehditkkâr bir şekilde ateşkes için Putin’e tanıdığı süre cuma günü sona eriyor.
Washington, saldırıların durmaması halinde Moskova'yı “sert vergilerle” ve diğer ekonomik yaptırımları uygulamakla tehdit ediyor.
Trump, Rusya’nın Ukrayna’daki sivillere yönelik artan saldırılarından dolayı Putin’den giderek daha fazla hayal kırıklığına uğradığını açıklamıştı. ABD Başkanı son aylarda Rus lideri defalarca yumuşamaya çağırdı.
Batılı analistler ve Ukraynalı yetkililer, Putin’in zaman kazanmaya çalıştığını ve ciddi müzakerelerden kaçındığını iddia ederken, Rus ordusu daha fazla yeri ele geçirmek için ilerlediği gözlemleniyor. Bahar aylarında başlayan ve sonbahara kadar devam etmesi beklenen Rus saldırısı, geçen yılki harekattan daha hızlı ilerliyor ancak yavaş ve maliyetli kazanımlar elde ediyorlar ve henüz büyük şehirleri ele geçiremediler.
Putin geçen hafta, NATO’nun mevcut hava savunma sistemleri tarafından engellenemeyeceğini söylediği yeni hipersonik füzenin hizmete girdiğini duyurarak bu tehdide karşılık vermişti.
Rusya, salı günü nükleer başlıklı orta menzilli füzelerin konuşlandırılmasına ilişkin kendi koyduğu sınırlandırmayı artık tanımadığını da duyurdu. Bu, potansiyel olarak yeni bir silahlanma yarışının habercisi olarak kabul ediliyor.
Önceki hafta Eski Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, Ukrayna savaşının Rusya ile ABD’yi silahlı çatışmaya sürükleyebileceği uyarısında bulunması üzerine Trump, iki ABD nükleer denizaltısının konumunu değiştirerek bu açıklamaya karşılık vermişti.
Göreve gelir gelmez Avrupa ve Ukrayna’yı saf dışı bırakarak Rusya ile hızlı bir şekilde görüşmelere başlayan Trump, bu görüşmelerin “çok iyi gittiğini”, savaşın bitmesi için zamanın daraldığını açıklamıştı. Ancak göreve başlamasının üzerinden aylar geçmesine rağmen henüz bir ilerleme sağlamış değil.
Kapitalist Batı’nın askeri gücü NATO’nun lideri olan ABD, Ukrayna’nın NATO’ya üyelik tehdidini sürekli canlı tutarak başlattığı savaşta büyük bir zafer elde etti. Batı eksenli statükoya meydan okuyan Rusya, sahada bataklığa çekilirken, Finlandiya ve İsveç’in birliğe katılması sağlandı. Ayrıca Rusya korkusu öne çıkarılarak NATO’ya yeniden önem kazandırmış oldu. Hatırlanacağı üzere Ukrayna savaşı öncesi Fransa, “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” ifadesini kullanmış ve bir öneminin de kalmadığını vurgulamak istemişti.
24 Şubat 2022’de başlayan üç yılı aşkın zamandır devam eden savaş her ne kadar sahada Rusya ve Ukrayna arasında cereyan etse de asıl tarafların ABD liderliğindeki Batı ve Rusya olduğu biliniyor.
Uzmanlar, Rusya ile el sıkışan Washington’ın masrafları da Kiev’e yükleyerek bu cepheyi kapatmak ve Ortadoğu’da da sükuneti sağladıktan sonra rakibi Çin’e odaklanacağını düşünüyor.