Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kızılcahamam’da açılım süreci hakkında konuştu 

Köklü-Değişim,-Erdoğan-Açılım-Süreci.jpg

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın günlerdir beklenen Kızılcahamam’da partisinin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'ndaki açılış konuşmasında “Üçlü İttifak” vurgusu dikkat çekti.  

Konuşmasında tarihi hatırlatan ve ümmetin birliğine vurgu yaparak Türk-Kürt kardeşliğinin altını çizen Erdoğan, **“AK Parti, MHP ve DEM, biz en azından üçlü olarak bu yolda beraber yürüme kararı verdik”** ifadesi ile yeni bir ittifakın kurulduğuna da işaret etti. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır basları şöyle:

“Bundan 47 yıl önce Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde terör örgütü ilk eylemlerini yaptı. İki askerimizi şehit verdik. Bu tarihten itibaren bölücü örgüt, güvenlik güçlerimiz ve sivillerimize saldırılar düzenledi. 10 bine yakın güvenlik görevlimizi şehit verdik.

Şehitlerimizi unutmadık, unutmayacağız. Ay yıldızlı bayrağımız özgürce dalgalanacak. Vatanımız ebediyen var olacak.

Terör bitirilemedi. Bunda elbette devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Hataların bedelini hep beraber ödedik. Türkiye bu terör saldırılarıyla istikrarsız hale geldi. Ekonomide 2 trilyon doları bulan bir faturayla karşılaştık. 

Terörle mücadele ederken bir yandan teröre bahane oluşturan bataklığı kurutmaya çalıştık. Kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi adımlar attık.

Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini hemen tamamen kırdık. Terör eylemlerinin zarar vermesinin önüne geçtik. Irak ve Suriye harekatlarımız terörle mücadelede elimizi güçlendirdi. Güvenlik birimlerimiz koordinasyon içinde çalıştı. Terör örgütü İmralı'nın da çağrısıyla kongresini topladı ve kendisini feshettiğini açıkladı. Silahlarını bıraktı. Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir. Bugün yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün büyük Türkiye'nin Türkiye Yüzyılı'nın kapıları ardına kadar aralanmıştır.

**Terörsüz Türkiye süreci bir pazarlığın, bir al ver sürecinin neticesi değildir. Türkiye Cumhuyeti devletinin onurunu gurununu çiğnetmeyiz. başını öne eğdirmeyiz.**

Bahçeli'nin Türkiye aşkını sorgulamak, vatan sevgini sorgulamak, milleyetçiliği sorgulamak kimsenin haddi değildir. 

Çabamız sadece Türkiye'nin hayrınadır. Türkiye'nin hayrına olan her girişimde bizi önde göreceksiniz. Ne yapıyorsak Türkiye ve istikbalimiz için yapıyoruz. Kimsede soru işareti olmasın. 

Terör en başından beri bir sektör, bir ekosistem oluşturdu. Milleti istismar ettiler, terör saldırılarından kendi emellerine rant devşirmeye kalktılar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor. Çünkü rant kapıları kapanıyor. Ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Milletim bunları gördükçe çok daha güçleneceğimizi unutmasınlar. 

Terör bitecek göreceksiniz hepsi işsiz kalacak. Niyet okuyarak, komplo teorilerini üreterek milletin sevincini gölgelemeye çalışıyorlar. İçerdeki ve dışardaki gayretlerimiz neticeleniyor. Türkiye kazanmıştır. Milletim kazanmıştır. Birliğimize, bütünlüğümüze, milletimize, huzurumuza kast eden, kast edecek hiçbir girişimde olmayız ve asla müsade etmeyiz. 

Bırakınız tedirgin olmayı milletimizin her ferdi bu tablodan dolayı sevinmeli, bayram etmeli, Türkiye'nin her hanesi ay yıldızlı bayrağımızla donatılmalı.

**Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik ayaktadır. Düne göre çok daha umutludur. 41 yıllık parantez kapanmaktadır. Terör duvarı yıkılmaktadır. Türk, Kürt, Arap, 86 milyon her bir vatandaşımız kazanmıştır.**

**Biz tarih sahnesine dün çıkmış bir millet değiliz. Biz yani Türkler, Kürtler, Araplar, ittifak yaptığında Çin Denizi'nden Adriyatik'e atlarımız serin esintiler yaydı.**

Terörün nihai amacı Türkiye'yi bölmek değildi ama bizi oyaladılar. Bize zaman kaybettirdiler. 41 yılda kim kazandı?

Bugün Türk ile Kürt aralarında engel olmaksızın tekrar muhabbetle kucaklaşıyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye'nin şafağı söküyor. Silahlarla değil, şiddetle değil, muhabbet için kardeşlik için yüz yüze gönül gönüle konuşacağız. Her meselemizi konuşarak çözeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvasıdır, çatısıdır. 81 milyon bir, beraber ve kardeşiz. Gönüller bir olunca sınırlar ortadan kalkar.

**İlk adım olarak TBMM'de komisyon kuracağız. Sürecin yasal çatısını Meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız.**

Daha güzel şeyler olacak. İnşallah mümkün olan en geniş katılımla Meclis'imizin de bu hayırlı süreci desteklemesini temenni ediyoruz. Dünkü atılan adımlar Irak'ta çok farklı sesler meydana getirdi. Suriye'deki Kürt kardeşimin de huzurlu yaşaması bizim olmazsa olmazımızdır. Orada da terör defterinin kapanacağına birlik ve beraberliğin kazanacağına inanıyoruz.

**AK Parti, MHP ve DEM, biz en azından üçlü olarak bu yolda beraber yürüme kararı verdik. Derdimiz var. Dertli olduğumuza göre, el ele verdiğimize göre biz bu engelleri aşarız. Artık yumrukları sıkmaya gerek yok.**

Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edeceğiz. Terörün bitmesiyle Türkiye, unutmayın eskisinden çok daha güçlü ve özgüvenli olacak. Enerjimizi artık asli işimize vereceğiz.”


Erdoğan Beklenen Konuşmasında “Üçlü İttifakı” İlan Etti 

PKK’nın silah bırakma sürecinde ilk grup silahlarını bıraktı 

Köklü-Değişim,-PKK-Silah-Bırakıyor.jpg

PKK'nın aldığı fesih kararı sonrası bugün Irak’ın kuzeyindeki Süleymaniye kentinde bir grup PKK'lı silah bırakıyor. 

Silah bırakma töreninde Barış ve Demokratik Toplum Grubu olarak yapılan açıklamasa Abdullah Öcalan’ın çağrısına bağlı kalındığının altı çizilirken sosyalizm vurgulu mesajlar verildi. 

Açıklamada ayrıca **“Halkımızın yaşadığı acının sorumlusu olan tüm bölgesel ve küresel güçleri, halkımızın son derece meşru ve demokratik ulusal haklarına saygı göstermeye, barış ve demokratik çözüm sürecine destek vermeye davet ediyoruz”** çağrısı dikkat çekti. 

Yapılan açıklama sonrası ajanslara verilen metinde şu ifadeler yer alıyor: 


“Halkımıza ve Kamuoyuna;

Demokratik değişim ve dönüşüm sürecine ivme kazandırmak üzere oluşan Barış ve Demokratik Toplum Grubu olarak; burada bulunan ve tarihi demokratik eylemimize tanıklık eden herkesi saygıyla selamlıyoruz.
Kürt varlığına yönelik inkâr ve imha amaçlı saldırılara karşı savaşmak amacıyla farklı tarihlerde PKK’ye katılmış ve silah kuşanıp farklı bölgelerde mücadele etmiş biz kadın ve erkek özgürlük savaşçıları, bugün buraya Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 19 Haziran 2025 günü açıklamasında dile getirdiği çağrıya cevap olarak buraya geldik. Gelişimiz aynı zamanda Önder Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 günü açıkladığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, 5-7 Mayıs günlerinde yapılan PKK 12. Kongre kararları temelindedir. Barış ve Demokratik Toplum sürecinin pratik başarısı için bir iyi niyet ve kararlılık adımı olarak ve bundan sonra özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizi, demokratik siyaset ve hukuk yöntemiyle yürütmek amacıyla ve demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması temelinde sizlerin huzurunda silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz.

Attığımız bu adımın başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımıza, Türkiye ve Ortadoğu halklarına ve tüm insanlığa hayırlı olmasını, barış ve özgürlük getirmesini diliyoruz. 

Önder Abdullah Öcalan’ın **‘Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum’** ifadesine yürekten katılıyor ve bu tarihi ilkenin gereğini yerine getiriyor olmaktan büyük gurur ve onur duyuyoruz.

Biliyoruz şimdiye kadar hiçbir şey kolay, bedelsiz ve mücadelesiz olmadı; tersine her şey her gün ağır bedeller ödeyerek ve dişle-tırnakla mücadele ederek kazanıldı. Elbette bundan sonrası da zorlu bir mücadele ile olacak. Bu gerçeği çok iyi biliyoruz, bu temelde yeni başarılar ve demokratik kazanımlar elde etmek üzere, Önder Abdullah Öcalan’ın fikir ve paradigmasına yürekten inanıyor, kendimize ve yoldaşlar topluluğu olarak kolektif gücümüze güveniyoruz.

**Dünyada faşist baskı ve sömürünün arttığı, bölgemiz Ortadoğu’nun kan gölüne döndüğü ve halkımızın barış içinde özgür, eşit ve demokratik bir yaşama her zamankinden daha fazla ihtiyacının olduğu bu ortamda attığımız bu tarihi adımın büyük önemini, doğruluğunu ve aciliyetini görüyor ve hissediyoruz.**

Umuyoruz ki herkes, kadınlar ve gençler, işçi ve emekçiler, sosyalist ve demokratik güçler, tüm halklar ve insanlık da attığımız bu barış ve demokrasi adımının tarihi değerini görür, anlar ve takdir eder.
 
**Bunlar temelinde halkımızın yaşadığı acının sorumlusu olan tüm bölgesel ve küresel güçleri, halkımızın son derece meşru ve demokratik ulusal haklarına saygı göstermeye, barış ve demokratik çözüm sürecine destek vermeye davet ediyoruz.**

Başta kadınlar ve gençler, işçi ve emekçiler olmak üzere tüm halkları, demokratik ve sosyalist güçleri, aydın, yazar, akademisyen, hukukçu, sanatçı ve siyasetçileri attığımız bu tarihi adımı doğru anlayarak, bizimle, halkımızla dayanışmaya çağırıyoruz. Yine Önder Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü için daha aktif mücadele etmeye, küresel düzeyde demokratik, sosyalist enternasyonal mücadeleyi ve dayanışmayı geliştirip, güçlendirmeye çağırıyoruz.

Halkımızı ve tüm siyasi güçlerini, yaşadığımız tarihi sürecin özelliklerini ve Önder Apo’nun geliştirdiği Barış ve Demokratik Toplum sürecini doğru anlayarak, her alandaki eğitsel, örgütsel, eylemsel görevleri başarıyla yerine getirmeye, demokratik yaşamı geliştirmeye çağırıyoruz.
 
Zulüm ve sömürü son bulacak, özgürlük ve dayanışma kazanacaktır.

Barış ve Demokratik Toplum süreci mutlaka başarıya ulaşacaktır.
 
11 Temmuz 2025
 
Barış ve Demokratik Toplum Grubu”


PKK’nın Silah Bırakma Töreninde Bölgesel ve Küresel Güçlere Çağrı

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Rus mevkidaşı ile Malezya’da görüştü 

Köklü-Değişim,-Rubio-Lavrov-Görüşmesi-.jpg

Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) Dışişleri Bakanları Toplantısı marjında bir araya gelen Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD'li mevkidaşı Marco Rubio, çatışmalara barışçıl çözümler arama hususunda mutabık kaldı. 

Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Lavrov ve Rubio, 3 Temmuz'daki son telefon görüşmesinde de olmak üzere Rusya ve ABD liderlerinin vardıkları anlaşmalar uyarınca ikili gündemdeki ve dünyadaki tüm konular hakkında kapsamlı bir görüş alışverişi yaptı.

Görüşme Rusya’nın, Ukrayna’yı ağır bir şekilde bombaladığı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın, Rusya lideri Vlademir Putin ile anlaşma sağlamadığını açıklamasının hemen ardından gelmesi dikkat çekiyor. 

Ukrayna, İran, Suriye'deki durumla birlikte diğer uluslararası sorunları istişare eden Lavrov ve Rubio'nun görüşmesiyle ilgili **"Çatışmalara barışçıl çözümler bulma, Rus-Amerikan ekonomik ve insani iş birliğini yeniden tesis etme ve iki ülke toplumları arasında, özellikle doğrudan hava trafiğinin yeniden başlatılmasıyla kolaylaştırılabilecek kesintisiz temasların sürdürülmesi konusundaki karşılıklı kararlılık teyit edildi. İkili diplomatik misyonların işleyişinin normalleştirilmesi için daha fazla çalışmanın önemi vurgulandı"** detaylarına yer verildi. 

Bakanlık, Rusya ve ABD dışişleri bakanlıkları nezdinde karşılıklı saygıya dayalı ve yapıcı diyaloğun, iki ülkeyi ilgilendiren ve giderek genişleyen bir kapsamda süreceğinin de altı çizildi. 

**Rubio: “Lavrov İle Görüşme Dürüst Ve Önemli”**

Reuters, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmeyi ‘dürüst ve önemli’ olarak nitelendirdiğini aktardı. 

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Rus mevkidaşı ile görüşmesini samimi olarak nitelendirdi, ABD'nin ‘her fırsatta’ Rusya ile temaslara devam edeceğini belirtti.

Lavrov ile Ukrayna çatışmasının sonlandırılması ile ilgili bir ‘yol haritası’ üzerine ‘bazı fikirleri’ görüştüklerini anlatan Rubio, ABD'nin Ukrayna'daki çatışmanın sonlandırılması konusunda net bir plan olmasına ilgi duyduğunu, bu konudaki önerilerin bugün ABD Başkanı Trump’a sunulacağını söyledi.

ABD tarafının Rusya temsilcileriyle bugün yapılan toplantıda, Ukrayna ile ilgili daha önce dile getirilmeyen önerileri dinlediğini ifade eden Rubio, ABD'nin barış müzakerelerinde ‘ilerleme eksikliğine’ rağmen, Ukrayna'daki çatışmanın çözümü adına tüm taraflarla temas kurmaya devam edeceğini vurguladı.

ABD’nin Avrupa'daki birçok ortağının elinde Kiev’e gerekli Patriot hava savunma sistemlerinin bulunduğuna dikkat çeken Rubio, söz konusu sistemlerin tedarikini bekleyen ülkelere ise teslimatları Ukrayna adına ‘ertelemesini’ önerdiğini de beyan etti. 


Rubio-Lavrov Görüşmesi: “Çatışmalara Barışçıl Çözüm Aranacak”

Aliyev ve Paşinyan, Abu Dabi’de masaya oturuyor 

Köklü-Değişim,Rusya,-Azerbaycan-Ermenistan-Barış-Denkleminin-Dışında-mı-Kalıyor--.jpg

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in perşembe günü Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Abu Dabi kentinde bir araya gelerek barış anlaşmasının sonuçlandırılmasına yönelik atılacak adımları görüşecekleri ofisleri tarafından teyit edildi.

Güney Kafkasya’nın geleceğini şekillendirecek görüşmeler, 40 yıllık çatışmanın ardından barış anlaşmasının taslak metni üzerinde mutabık kalmalarından bu yana Ermenistan ve Azerbaycan liderleri arasındaki ilk resmi ikili toplantı olacak.

Rusya’nın özellikle ABD liderliğindeki Batı’nın Ukrayna’yı NATO’ya dahil etme tehditleri sonrası başlayan savaşta hezimete uğrayıp, zayıflaması Güney Kafkasya’da bir güç boşluğunu ortaya çıkardı. Ankara’nın desteği ile işgal altındaki topraklarını tekrar ele geçirmeye başaran Bakü yönetimi, bu boşluktan büyük bir kazanım elde etti. Öte yandan bu operasyon terk edilmiş hissine kapılan Erivan yönetimini Rus liderliğinden uzaklaştırmış oldu. 

Abu Dabi'deki görüşme aynı zamanda Ermenistan Başbakanı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Aliyev ve ardından Paşinyan’la Ankara’da art arda görüşmesinin ardından gelmesi dikkat çekiyor.

Rusya'da kısa süre önce Yekaterinburg'daki polis baskınlarında iki Azerbaycanlının işkenceyle öldürülmesi ile başlayan ve Azerbaycan’a ait uçağın düşürülmesinde yeni belgelerin ortaya atılması ile tırmanan gerilim de sürüyor.

İki Azerbaycanlı işkenceyle öldürülmesi üzerine Bakü yönetimi, Rus devlet haber ajansı Sputnik'in, Azerbaycan'daki ofisine baskın yapmış ve üç Rus gazeteciyi gözaltına aldı. Ayrıca ülkedeki tüm Rus kültürel etkinlikleri iptal etmişti.

Bu olayların ardından Rusya Dışişleri Bakanlık Sözcüsü Maria Zaharova, iki ülkenin ilişkilerinin stratejik iş birliği seviyesine dönmesi için çağrıda bulunmuştu. 

Zaharova ayrıca **“Moskova ile Bakü arasındaki ilişkilerin stratejik müttefiklik niteliğinde olduğunu unutmamalıyız. Elbette, bundan hoşlanmayan güçler var”** açıklamasıyla gerilimin üçüncü devletler tarafından tırmandırıldığına işaret eden bir açıklamada bulunmuştu. 

ABD’nin Azerbaycan üzerinden Güney Kafkaslar’da nüfuz kazanma siyasetine sahip olduğu biliniyor. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ savaşına müttefiği Ankara ile müdahalede bulunan Washington, Ermenistan’a karşı havuç-sopa siyaseti güderek Rusya’nın güdümünden uzaklaştırmaya çalışıyor.

**Abu Dabi’deki Görüşmede Hangi Kararlar Alındı?**

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Paşinyan, iki ülke arasında devam eden barış süreci kapsamında haber yayına hazırlanırken Abu Dabi'de bir araya geldi.

Görüşmeye ilişkin şu başlıklar öne çıktı: 

-2. Karabağ Savaşı sonrasında Azerbaycan-Ermenistan arasında yeni bir sayfa açıldı 

-Taraflar, Mart 2025'te barış anlaşması metninde uzlaştı 

-Azerbaycan, anlaşmanın imzalanması için egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik iddialar içeren Ermenistan anayasasının değiştirilmesini istedi

-Bakü yönetimi, güncelliğini yitiren AGİT Minsk Grubu'nun da feshedilmesini istiyor

-Erivan yönetimi, AGİT Minsk Grubu’nun feshedilmesini kabul ediyor, zamanlaması için öneriler getiriyor 

-Ermenistan Başbakanı Paşinyan, barış anlaşmasının Anayasa Mahkemesine takılması halinde anayasa değişikliği sürecini başlatacağını duyurdu.


Rusya, Azerbaycan-Ermenistan Barış Denkleminin Dışında mı Kalıyor? 

Hizb-ut Tahrir Türkiye Haftalık Gündem Değerlendirme Toplantısı

Yolsuzluk Sadece CHP Belediyelerinde mi_.jpg

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 08 Temmuz 2025 Salı günü düzenlediği Gündem Değerlendirme Toplantısı’nda, CHP’li Belediyelere yönelik rüşvet ve yolsuzluk operasyonları ele alındı. Toplantıda ayrıca oldu bitti yapılarak yasalaşan iklim kanunu ile halkın belini büken zamlar ve hayat pahalılığı hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Toplantıda konuşan **Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar**, Türkiye’de ekonomik kriz ve hayat pahalılığı zirveye ulaşmışken TV kanallarının sabah akşam yolsuzluk haberlerini gündeme getirdiğini işaret ederek siyasi hesaplaşma çıkar için kirli çamaşırların ortalığa saçıldığını söyledi.

_“Zannedersiniz ki bu belediyeler Türkiye Cumhuriyeti’nin değil de muz cumhuriyetinin belediyeleri. Zannedersiniz ki bu belediyeler Türkiye Cumhuriyeti’nin 5393 sayılı yerel yönetimler kanununa tabi değil”_ diye konuşan Kar, “Bu belediyelerin yönetimini, denetimini başka ülkeler mi yapıyor?” sorusunu sorarak şöyle devam etti:
_“Sayıştay, danıştay, yargıtay, vergi idaresi, masak daha başka birçok kurum… Bunlar niçin var? Bu nasıl bir çürümüşlük, bu nasıl bir kokuşmuşluk bu nasıl bir ahlaksızlık, vicdansızlık bu nasıl bir zalimlik? Her şey olmuş bitmiş, alan almış veren vermiş, yiyen yemiş, hangi CHP belediyesinin kapısından içeri girsen içerisi kokuyor. Bu belediyeler yeni mi kuruldu, bunlar daha önce de vardı, dolayısıyla rüşvet hep vardı. Bugüne kadar niçin beklenildi?”_

Konuşmasında yolsuzluğun sadece CHP belediyelerinde olmadığını iktidar belediyelerin de de durumun farklı olmadığına dikkat çeken Kar, _**“Şu an CHP belediyelerinde iktidar taşı kaldırdığı için altındaki bütün pislikler görülüyor. İktidar belediyelerinin taşları bir kaldırılsa aynı kokuşmuşluk aynı çürümüşlük orada da görülecek bunu Türkiye halkı çok iyi biliyor.”**_ İfadelerini kullandı.

Size buradan cevabını bildiğiniz tek bir soru soruyorum hitabıyla Müslümanlara seslenen Kar şunları kaydetti:
_"Eğer CHP iktidarın istediği siyasi çizgiye gelmeyi kabul etseydi, eğer iktidar ile bir rekabet ve yarış içine girmeseydi bu rüşvet ve yolsuzluk operasyonları olacak mıydı? Hayır! Yani **demek ki partiler kavga etmese belediyeler size ait olan, sizin hakkınız olan her şeyi rüşvet karşılığında birilerine peşkeş çekmeye devam edeceklerdi.** Sonra bu ülke de 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nde belediyelerde yolsuzluk, rüşvet yeni mi, 99 yıldır belediyeler temizdi de şimdi mi yolsuzluğa bulaştılar? **Bu ülkeyi “benim memurum işini bilir” diyerek rüşveti meşru gösteren bir başbakan yönetti uzun bir süre, bu başbakan aynı zamanda bu ülkede cumhurbaşkanı oldu.** Ne oldu o günden bugüne ülkeyi yönetenlerin zihniyeti mi değişti, hak, hukuk ve adaleti gerçekten Allah’tan korkarak gözeten yöneticiler mi geldi başımıza… Yok! 100 yıllık Cumhuriyet döneminde kaç belediye başkanı rüşvet ve yolsuzluktan hapse mahkûm olmuş? **Kaç bakan, kaç bürokrat, kaç milletvekili adam kayırdığı için, başkalarının hakkını yediği için yargıya hesap vermiş. Bir elin parmakları kadar… O da gerçekten hesap sorulduysa tabi…**_

**"Müslümanların artık bu düzenden yüz çevirmeleri lazım"**

Mahmut Kar bugün yoğun bir şekilde CHP belediyelerine operasyon yapılmasının sebebinin siyasi rant ve hesaplaşma olduğunun altını tekrar çizerek konuşmasını şöyle tamamladı: 
_“Çünkü bu sistem böyle işliyor, yiyor yediriyor ve ayakta kalıyor. Halkın artık bunu görmesi lazım, Müslümanların artık bu devletin ve bu rejimin kurumlarının kokuşmuşluğunu görmeleri lazım. Ve bu düzenden yüz çevirmeleri lazım, İslami bir yönetimin yeniden hayat bulması, Hilafet’in kurulması için var güçleri ile çalışmaları lazım.”_

Konuşmanın tamamını toplantı videosundan izleyebilirsiniz.

<div style="position:relative;padding-bottom:56.25%;height:0;overflow:hidden;">
  <iframe src="https://geo.dailymotion.com/player.html?video=x9mkopy"
    style="width:100%; height:100%; position:absolute; left:0px; top:0px; overflow:hidden; border:none;"
    allowfullscreen
    title="Dailymotion Video Player"
    allow="web-share">
  </iframe>
</div>


Yolsuzluk Sadece CHP Belediyelerinde mi?

teshbr

LGBT yönetmeliğini kabul eden Eyyubiye belediyesi, kararından vazgeçti

1582712018.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Urfa'nın **Eyyübiye Belediyesi,** eşcinsel sapkınlığın önünü açan **LGBTİ** yönetmeliğini önce kabul edip, daha sonra iptal etti. Eşcinsel sapkınlığın önünü açan ve bu çirkinliğin görünür olmasını, kamuda ve özel sektörde istihdam önceliği verilmesini hedefleyen yönetmelik bazı belediyeler tarafından kabul edilip uygulanmaya başlandı. Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda bu sapkınlığın topluma kabul ettirilmesi için **İstanbul Sözleşmesi** kapsamında başlattığı **ETCEP’i** (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi) devreye sokmuş, gelen yoğun eleştiriler üzerine projeyi askıya almıştı.

Belediye Meclisi'ne sunulmak üzere Eyyubiye Belediyesi’nin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan tarafından hazırlanan yönetmelik, önce Yazı İşleri Müdürü İsmail Kaya'ya ardından da Başkan Mehmet Kuş'un onayıyla meclise sunuldu.

Meclise gönderilen çirkin yönetmelik oylamaya sunuldu ve kabul edildi.

Ancak Meclis'te oylamaya sunulan yönetmelikte, "***Toplumda dezavantajlı konumda bulunan LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks bireyler), etnik ve dini azınlıklar, sığınmacı ve mülteciler gibi çeşitli sosyal gruplara yönelik veri toplama, hizmet üretme ve belediye politikalarını yurtdışı ve yurtiçindeki STK'larla işbirliği içinde hazırlamak***" ifadelerinin yer aldığı görüldü.

Ajans Urfa'da yer alan habere göre kabul edilen yönetmelik yürürlüğe girerken, Eyyübiye Belediyesi yetkilileri durumu bir gün sonra fark edip, değişikliğe gidildi ve iptal edildi.

Haberde, çirkin yönetmeliği Belediyenin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan'ın internet üzerinden indirdiği ve CHP'li ya da HDP'li bir belediyeden "kopyala-yapıştır" usulüyle aldığı ifade edildi.

**İmza Kampanyası**

Batı aşığı ve oradan gelen her kanuna ve sözleşmeye sahip çıkan iktidar ve muhalefet partileri “İstanbul Sözleşmesi”ne sımsıkı bağlı. Eşcinselliği yaygınlaştırmak, namus mefhumunu ortadan kaldırmak, aileyi yok edip, gençliği ifsat etmek için planlanarak yürürlüğe koyulan İstanbul Sözleşmesi, kamuoyundan tepki almaya devam ediyor.

Bu kapsamda başlattığımız imza kampanyasına siz kıymetli okuyucularımızdan da destek bekliyoruz.

**İmza linki aşağıdadır**

[https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&amp;utm\_source=share\_petition&amp;utm\_medium=facebook&amp;utm\_campaign=share\_petition&amp;utm\_term=psf\_combo\_share\_initial&amp;recruited\_by\_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&amp;utm\_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2](https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&utm_source=share_petition&utm_medium=facebook&utm_campaign=share_petition&utm_term=psf_combo_share_initial&recruited_by_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&utm_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2)

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Suriye’de donan bebeğin görünütüsü vicdanları sızlattı

1578733886.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Suriye’den gelen son görüntü insanlık defterine utanç olarak yazıldı. Katillerle el sıkışan taş kalpli yöneticilerin hanesi bu cürümlere sessiz desteklerle doldu. Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları arşa ulaşırken, bu canilerle el sıkışanlar, donarak can veren körpe bedenlerin katili Esed’i yeniden meşru yönetici olarak tanımak için birbiriyle yarışıyor.

**Suriye’de Bir Körpe Donarak Can Verdi**

Acı olay Hama’nın kuzeyinde meydana geldi. Aktivistlerin ulaştırdığı bilgiye göre Rus ve rejimin hava saldırılarında anne babasını kaybeden ve kendisinden haber alınamayan küçük Erva Afrin-Mabatlı'nın cansız bedeni, 25 gün sonra bir zeytin ağacının altında donmuş halde bulundu.

Aylan bebeğin Akdeniz’de boğularak can vermesinden sonra çekilen görüntüleri gibi Erva bebeğin görüntüleri de sosyal medyada kısa sürede yayıldı.

![](https://resmim.net/f/N6Swv8.jpg)

İran’ın yanlışlıkla vurduğu Ukrayna uçağı gündemin zirvesinde yer alırken, 9 yıldır masum Müslümanları bilerek ve isteyerek katleden Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları görmezden geliniyor. Astana ve Cenevre masalarında katil rejim ile oturulup müzakere ediliyor.

Kardeşleri can verirken Suriye muhalefeti kuzeye çekilmiş ya katliamları izliyor ya icad edilen operasyonlarda vakit geçiriyor ya da daha fazla maaş için Libya’nın yolunu tutuyor.

Astana Üçlüsü Rusya, Türkiye ve İran masada aldıkları kararlar ve sahadaki operasyonlarla kendi halkını katleden cani Esed’in saltanatını korumaya devam ediyor. Körpeler donarken, taş kalpler de üşümüyor.

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

1546098328.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

Son günlerde sosyal medya gündeminde, nehirde düşerek donarak ölen Doğu Türkistanlı bir çocuğun buz kesmiş kahredici fotoğrafı var.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre; donarak ölen bu çocuğun anne-babası Çin Toplama Kamplarında tutuluyor ve kendisi de 78 yaşındaki yalnız yaşayan dedesi ile kalıyordu.

**Çin zulmü altında yaşayan Müslümanların yaşadıkları trajediye her gün bir yenisi ekleniyor**

Nehirde donarak ölen bu fotoğraf, özelde Müslümanlara genelde ise tüm insanlığa kahredici Komünist Çin zulmünün geldiği noktayı; Doğu Türkistanlı Müslümanların çaresizliklerini ve terkedilmişliklerini adeta haykırıyor!

![](https://www.google.com/url?sa=i&source=images&cd=&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwi00PunrcXfAhVMTBoKHT_FCZ0QjRx6BAgBEAU&url=https%3A%2F%2Fforum.donanimhaber.com%2Fdonarak-olen-uygur-turk-cocugu--136473606&psig=AOvVaw3Qnmgr3bnWHnpiMcBHHy0g&ust=1546183679301957)![](https://img.donanimhaber.com/upfiles/2600066/25912903-9092-48a4-8313-ba00b0a14c02.png)

**Çin toplama kamplarına aldığı Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere yerleştiriyor**

Yine geçtiğimiz aylarda da ajanslara yansıyan haberlerde, sistematik insan hakları ihlalleriyle gündeme gelen Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Müslüman Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere gönderdiği de ifade edilmişti.

Haberlerde; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yayımladığı son rapora göre, Çin’de 1 milyondan fazla Uygur Türkü ve diğer Müslüman azınlık toplama kamplarında tutuluyor.

Hükümetin, kamplarda tutulanların çocuklarını evlerinden alarak ülke genelinde çok sayıdaki yetimhaneye gönderdiği bildiriliyor.

teshbr

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

Erdoğan Beklenen Konuşmasında “Üçlü İttifakı” İlan Etti

PKK’nın Silah Bırakma Töreninde Bölgesel ve Küresel Güçlere Çağrı

Rubio-Lavrov Görüşmesi: “Çatışmalara Barışçıl Çözüm Aranacak”

Hakkımızda

Linkler

İletişim Bilgilerimiz

teshbr

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

Erdoğan Beklenen Konuşmasında “Üçlü İttifakı” İlan Etti

PKK’nın Silah Bırakma Töreninde Bölgesel ve Küresel Güçlere Çağrı

Rubio-Lavrov Görüşmesi: “Çatışmalara Barışçıl Çözüm Aranacak”

Sosyal Medya