Hizb-ut Tahrir, sömürgeci Batılıların egemenlik savaşına sahne olan Burkina Faso’daki askeri darbelerin arka planına ışık tutan bir siyasi analiz yayımladı.

Yıllardır Afrika’yı sömüren Fransa karşıtlığı kıtada hızla yayılırken, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, Afrika gezileri düzenleyip, egemenliğini koruma için yoğun çaba sarf ediyor. Askeri darbeler Afrika kıtasında artık olağan bir hal alırken, yönetimler sömürgeci kafir Batılıların elinde sürekli el değiştiriyor.

Bu ülkelerden biri olan ve Batı Afrika’da yer alan İslam beldesi Burkina Faso’da önce 2022 yılının Ocak ayında Damiba ve 9 ay sonra İbrahim Traore liderliğindeki darbelerin arka planına ışık tutulan siyasi analizin başında Burkina Faso hakkında genel bir bilgi veriliyor.

Ekonomisi tarıma bağlı ve 274.200 km² yüzölçümüne sahip, 21.510.181 nüfuslu Burkina Faso’nun yüzde 60,5’inden fazlasını Müslümanlar, yaklaşık yüzde 23’ünü Hristiyanlar ve geri kalanını da yerel dinlerin oluşturduğu ifade edilerek demografik yapısına yer veriliyor.

İslam krallıkları içinde yer alan ve 1896’da ilk kez Fransız sömürgeciliğinin kontrolü altına giren Burkina Faso’nun bağımsızlık mücadelesine değinilen kısa tarihinden sonra geçen yılın başında Fransa’nın kontrolünde gerçekleşen darbeye değiniliyor:

“24 Ocak 2022’de Burkina Faso’da gerçekleşen darbe hakkında 30 Ocak 2022 tarihinde yayınladığımız soru cevapta, darbe ve darbe lideri Damiba’nın arkasında Fransa’nın olduğunu belirttik. Soru cevapta Burkina Faso ve ordusuna genel olarak Fransa’nın egemen olduğu bir yerde, darbe lideri Damiba’nın yetişme tarzı, çürük darbe gerekçeleri ve Fransa’nın darbeden rahatsızlığı yerine hoşnut olduğunu lanse etmesi, Yarbay Damiba’nın bu darbeyi Fransa’nın desteğiyle gerçekleştirdiğini teyit eder... Bu yüzden Amerika, bu darbeye karşı çıkmıştır. Burkina Faso halkı, daha sonra eski ve halen sömürgeci olan Fransa’nın o darbenin arkasında olduğunu fark etmiştir.”

Daha sonra ise yaklaşık 9 ay sonra 30 Eylül 2022 Cuma akşamı Burkina Faso’da askeri cunta ve eski darbe lideri Damiba’yı görevden alan, yeni darbe lideri İbrahim Traore’yi göreve getiren bir darbe gerçekleştiğine dikkat çekiliyor. Daha sonra İbrahim Traore’nin, Damiba’nın Fransız askeri üssüne sığındığını belirtmesi üzerine Fransız misyonlarına saldırılar gerçekleştiğine ve Paris’in bu saldırılara sert tepki gösterdiğinin altı çiziliyor. Traore’nin açıklamaları ile kızgın kalabalığın ülkedeki Fransız varlığına yönlendirilmesi darbenin Fransa’ya karşı gerçekleştiğini göstermekte olduğu ifade ediliyor.

İbrahim Troere

Fransa’nın Afrika’daki çıkarlarıyla ilgilenen ve Fransa’nın Burkina Faso’daki nüfuzunu, AB nüfuzunun bir parçası olarak gören Avrupa’nın da darbe karşıtı ifadelerine yer veriliyor.

ABD’nin ise darbeye karşı olmadığı, zımnen darbenin yanında yer aldığı ve bir darbe olarak tanımlamadığına ve “ilgili tüm taraflara sükûnet ve itidal” çağrısında bulunarak durumu geçiştirdiğine dikkat çekiliyor.

Bu nedenle Burkina Faso Geçiş Hükümeti Sözcüsü 21 Ocak 2023’de Burkinabé devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, “Fransız askerlerinin Burkina Faso topraklarında bulunmasına izin veren anlaşmayı feshettiklerini ve Burkina Faso kuvvetlerinin kendi ülkelerini savunacaklarını belirtti ve ülkede konuşlu Fransız askeri birliklerinin 1 ay içerisinde ülkeden ayrılmalarını istedi” ifadesi ile darbenin rengini tamamen belli etmiş olduğuna da yer veriliyor.

Son bölümde ise geçiş hükümeti lideri İbrahim Traore’nin, Fransız askeri varlığını sona erdirmesi için uyarmasına rağmen, Fransa ile diplomatik ilişkilerini kesmeyeceklerini açıklamasına da şu şekilde açıklık getiriliyor:

“Fransa, onlarca yıllık bir nüfuzu sahiptir ve Burkina Faso’da ajanları var. Şimdiki yönetim, Fransız askeri varlığının ayrılması üzerine odaklanıyor ve sadece bununla yetiniyor, diplomatik ilişkileri keserek siyasi provokasyona girmiyor. Muhtemeldir ki Fransa, bunun farkındadır ve askeri geri çekilmeyi alttan almaktadır. Tabii Amerika’nın mevcut iktidara maddi yardımı ile yenik düşmediği sürece...”

İslam beldelerindeki darbelerin sömürgecilerin sökülüp atılması için değil, sömürgeci bir ülkenin ajanlarını başka bir sömürgeci ülkenin ajanlarıyla değiştirmek için yapıldığını vurgulayan analizde ancak Raşidi Hilafet ile İslam ve Müslümanların, izzet bulacağı, küfür ve kâfirlerin ise zelil ve perişan olacakları vurgulanıyor.

Hizb-ut Tahirir’in yayımladığı analizin tüm detaylarını okumak için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz…

“Burkina Faso ve Son Zamanlarda İvme Kazanan Darbeler”