Şehadetinin 99. Yıldönümünde Şeyh Said, Rahmetle Anılıyor
29 Haziran 2024

Şehadetinin 99. Yıldönümünde Şeyh Said, Rahmetle Anılıyor

Köklü Değişim Medya

29 Haziran 1925’te 46 arkadaşı ile birlikte İstiklal Mahkemeleri kararlarıyla şehid edilen Şeyh Said Efendi ve arkadaşları, şehadetlerinin 99. yılında rahmetle anılıyor.

Şehadetinin yıldönümü münasebetiyle Köklü Değişim, Diyarbakır'da bu akşam 20.30'da, Selahattin Eyyubi Camii Konferans Salonu'nda "Şeyh Said'in Mirası" başlıklı bir konferans düzenliyor.

Abdullah İmamoğlu, M. Emin Kutluay, M. Emin Yıldırım, ve M. Tayyip Elçi konuşmacı olarak katılacağı programda Şeyh Said ve arkadaşları anılacak. Şeyh Said kıyamının asıl nedeni ve hedefi konululacak.

Şeyh Said Kıyamı

Muvahhid ve mücahid kişiliği ile ulemaya ders veren Şeyh Said, “İmam (Halife) kalkandır, ümmet onun arkasında savaşır ve onunla korunur.” hadisi ve yine yöneticinin İslam’dan vazgeçip küfür ile hükmettiği zaman ona itaat yoktur emrine binaen başlatmış olduğu kıyam, bazı çevreler tarafından farklı yönlere çekilmek ve karalanmak istense de Şeyh Said, İslam Şeriatı’nın kendisi ile uygulandığı Hilafet için kıyam etmiştir.

Yayınladığı bildirisinde Şeyh Said Palevi şöyle diyordu: “Halife sizi bekliyor. Hilafetsiz Müslümanlık olmaz. Şiarınız dindir, şeriat isteyiniz.”

Osmanlı İslam Devleti’nin yıkılması ve Hilafet’in kaldırılmasıyla yüzlerce yıllık hayali gerçek olan sömürgeci kâfir Batı, yerine seküler bir zemin üzerinde kurulan Cumhuriyet ile hedefine ulaşmıştı. Yönetimde İslam’ın ahkâmından vazgeçip, yerine batının bozuk ve küfri nizamları ile Müslümanlara tahakküm edilmesi ve Batı hayranı kadroların bu uygulamalarına karşın İslam beldelerinde irili ufaklı birçok kıyam hareketi başladı.

Hilafetin kaldırılması ile memleketteki İslam âlimleri, süreci kaygı ile izleyip, yeni yönetimin İslam’a olan düşmanlığını fark etti. Dönemin ileri gelen İslam âlimlerinden olan Şeyh Said Efendi de Cumhuriyet’in kuruluş ve Hilafet’in kaldırılması sürecini takip etmiş, sürecin İslam ve Müslümanlar aleyhine ilerlediğine kanaat getirmiştir. Yaşadığı bölgedeki âlimler ile bir araya gelmiş ve birçok istişarede bulunmuştur. Bu istişareler için yaptığı seyahati daha bitmemiş iken, ileride gerçekleştirmek istediği kıyamın hazırlıkları içinde iken, bir provokasyon sonucu kıyam erkenden patlak vermiştir.

Hükümet, söz konusu bu kıyamı diğer Müslümanlardan destek bulmaması için, iç kamuoyuna “Kürtçü” bir hareket olarak, hatta yabancı devletler ile iş birliği içinde olup, bir Ermeni devleti kurma iddiası ile karalarken, dış dünyaya da bu hareketi dinci bir hareket olarak propaganda ettirmiş ve askeri yardım istemiştir.

Öte yandan Şeyh Said’in darağacına doğru giderken söylediği son sözler aslında her şeyi özetliyordu: “Eğer Allah ve din için kavga vermişsem, basit dallarda asılmaktan perva etmem.”

Şeyh Said Efendi, başka bir sözünde davası ve yolunun küfürden uzak sadece İslam olduğuna şöyle beyan etmişti:

“Hayır! Andolsun Allah'a ki, yalnız ben ve elimdeki asa bile kalsa bâtılın karşısına çıkıp kıyam edeceğim. Şehid olana kadar da mücadelemden de asla dönmeyeceğim.”

Şeyh Said, İslam akidesine inanan ve bu akideden doğan şeriata inanıp teslim olan bir âlim, bir mücahit, bir önder ve feraset sahibi mümtaz bir şahsiyet olarak Müslümanların kalbinde her sene anısına düzenlenen etkinliklerle yerini koruyor.

Kıyam kanlı bir şekilde bastırılıp, öncüleri hukuksuz İstiklal Mahkemeleri tarafından yargılanıp, idam edildikten sonra, çıkarılan yasalar ile devlet, genel anlamda ülkede özel olarak Kürtlere yönelik çok acımasız uygulamalara giriştiği tarihçiler tarafından delillendiriliyor. Toplu katliamlar, hapsetmeler, sürgünler ve her türlü asimilasyon yöntemleri devreye sokulduğu ifade ediliyor.

İslam’ı savunan mümtaz şahsiyetlere en şedid yüzünü gösteren batıl ideoloji, Marksist terör örgütlerinin kapitalist batılı devletler tarafından palazlandırılmasına yıllarca göz yummuştu. Kürtler, izzet ve şerefi buldukları İslam’a ve Hilafete sarılmasınlar da neye sarılırsa sarılsınlar siyaseti, bugünkü konjonktürün gelişmesini sağlayan ve bölgeyi çözümsüzlüğe kanalize eden en büyük etken olmuştur. Şeyh Said kıyamının ardından yıllarca İslam ve eşsiz nizamıyla irtica denerek mücadele edilmiş, Müslümanlar baskı ve tehdit ile sindirilmeye çalışılmıştı.

Köklü Değişim olarak Osmanlı İslam Devleti’nin bağrında yetişen Şeyh Said Efendi ve 46 arkadaşını, şehadetlerinin 99. Yıldönümünde rahmetle anıyoruz.