"Suriye’deki Olaylar Erdoğan-Esed Yakınlaşmasının Birikimi"
02 Temmuz 2024

"Suriye’deki Olaylar Erdoğan-Esed Yakınlaşmasının Birikimi"

Köklü Değişim Medya

Suriye’de Türkiye’ye karşı başlayan protesto ve eylemler Ankara-Esed yakınlaşmasının yansıması olarak görülürken, Kayseri’deki Suriyeli muhacirlere karşı başlatılan ırkçı provokasyonun sadece bir kıvılcım olduğu düşünülüyor.

Kayseri'de pazar gecesi Suriyelilerin evlerine, dükkanlarına ve araçlarına düzenlenen saldırının ardından Suriye ve Türkiye’de gerilim arttı. Gerilim dün Suriye'nin kuzeybatısında yer alan ve Türkiye tarafından kontrol edilen Halep'in kuzey kırsalına taşındı. Türkiye’den Halep’e giriş yapan kamyonlar yakıldı ve bayraklar indirildi.

Göstericiler Halep'in batı kırsalındaki Atarib bölgesinde bulunan Türkiye’ye ait karakolun önünde çatışmaya girerken, yaralılar olduğu bilgisi de geliyor.

Sosyal medya kullanıcıları, Halep kırsalındaki ilçelerde ve köylerde Suriyelilerin tepkilerini gösteren video ve fotoğraflara yer veriyor. Marea, Sacu ve El Bab'da Türk araçlarının ve kamyonlarının önü kesildi, Azez'deki Bab es-Selame Sınır Kapısı’ndaki Türk bayrakları indirildi.

Halep kırsalının çeşitli bölgelerinde ve İdlib’deki Türk karakollarının önünde protesto gösterileri düzenlenmesi çağrıları yapıldı. Bunun üzerine toplanan göstericiler ‘Türkiye’deki Suriyelilere yönelik ırkçı muameleyi, zorla sınır dışı edilmeleri ve Suriye rejimiyle normalleşme, sınır kapılarını açma girişimlerini’ kınadı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birkaç gün önce, 2011 yılında savaşın başlamasından bu yana geçen uzun yılların ardından Suriye halkının katili Suriye rejimi ile ilişkileri yeniden kurmaya hazır olduğunu açıklaması sonrası, muhaliflerin kontrolündeki El Bab kenti ile rejimin kontrolündeki Halep kenti arasında bulunan Ebu Zendin Sınır Kapısı açılmıştı.

Köklü-Değişim,Suriye’deki-Olaylar-Erdoğan-Esed-Yakınlaşmasının-Birikimi-1.jpg

Ayrıca uzun zamandır Türkiye’de ırkçı medya ve siyasi partilerin tahkir edici ve saldırgan dili Suriye’deki olayların başlamasında büyük etkiye sahip olsa da bardağı taşıran damlanın, “muhaliflerin garantörü” olan Ankara’nın Esed rejimine uzattığı zeytin dalı olduğu açıkça görülüyor.

Suriye’deki halkın açıklamaları ve videolara yansıyan görüntülerde, Türkiye’nin Suriye halkına ihanet ettiği ve halkı Esed rejimine sattığını ifade eden serzenişler duyuluyor.

Bölgedeki askeri kontrol noktalarının duvarlarında sık sık ‘kardeşliğin sınırı yoktur’ ifadesi yer alırken, sosyal medya kullanıcıları Türkiye'nin son dönemdeki tutum değişikliğinden duydukları öfkeyi ifade ediyor.

Esed rejimi, 2011 yılından bu yana Rusya ve İran’ın desteğiyle bir milyona yakın Suriyeli Müslümanı vahşice katlederken, ailelerini kaybeden halk bu yakınlaşmaya büyük tepki gösteriyor.

Köklü-Değişim,Suriye’deki-Olaylar-Erdoğan-Esed-Yakınlaşmasının-Birikimi-2.jpg

Ankara-Esed yakınlaşması, Washington’ın himayesindeki terör örgütü PYD ile mücadele ileri sürülerek meşruiyet kazandırılmaya çalışılsa da bu yapının Esed rejiminin lehine palazlandırıldığı görülebiliyor. Arkasında ordusu ve halk desteği olmayan Esed rejiminin, ABD’nin çalışmalarını takdir ettiği Rusya, Türkiye ve İran’dan müteşekkil “Astana Üçlüsü”nün çalışmaları ile ayakta tutulduğu biliniyor. Kuzeydeki bölgeleri bir emanetçi gibi elinde tutan ABD destekli PYD, ayrıca muhaliflerin Esed rejimi ile çatışmaktan uzaklaştırılması için girişilen operasyonlarda büyük rol oynamıştı. ABD’nin belirlediği sınırlar çerçevesinde Ankara’nın başlattığı kuzeydeki operasyonlarla Suriye muhalefeti uzun zamandır Esed rejimiyle çatışmaya girmiyor. Halep ve bazı bölgelerin Esed rejiminin eline geçmesi de bu operasyonlar sırasında yaşanmıştı. Ayrıca Esed rejimi, Baba Esed'den bu yana terör örügüt PKK'yı topraklarında barındırmış, Abdullah Öcalan'ın yakalanma sürecinde iki ülk savaşın kıyısından dönmüştü.

SMDK’dan Kayseri’deki Olaylara Kınama

Öte yandan Ankara eksenli Suriye Geçici Hükümeti (Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu/SMDK) Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminden, müttefiklerinden ve terör örgütlerinden kaçan Suriyeli mültecilere yönelik tüm aşırılık yanlısı kampanyaları ve Türkiye'nin Kayseri ilinde bazı aşırılık yanlısı kişiler tarafından Suriyeli mültecilere karşı gerçekleştirilen şiddet eylemlerini kınadı.

Suriyelilerin hem Türkiye'de hem de sığındıkları diğer ülkelerde korunması gerektiğini vurgulayan Suriye Geçici Hükümeti, Türkiye İçişleri Bakanlığı tarafından saldırganlara karşı alınan yasal tedbirlerden duyduğu memnuniyeti de ifade etti.

Bu olayların Türkiye-Suriye ilişkilerine zarar vermek için kullanılması tehlikesine dikkati çeken Suriye Geçici Hükümeti, ‘özgürleştirilen bölgelerdeki Suriyelilere, Suriye ve Türkiye halkları arasındaki ittifakı zayıflatmayı, TSK ve SMO’nun fedakarlıklarıyla inşa edilen kurumlara saldırmayı amaçlayan kışkırtıcı çağrılara kapılmamaları’ çağrısında bulundu.

Türkiye’de Sınır Dışı Kararları Çoğaldı

Türkiye'de 2011 yılından bu yana Esed katliamından kurtulmak için Türkiye’ye sığınan sayıları 3 milyonu aşan Suriyeli mültecilerin sınır dışı edilmesi için defalarca kez saldırgan bir dille ırkçı kampanyalar düzenlendi, çağrılar yapıldı. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy alabilmek için Suriyeli muhacirlerin sınır dışı edilmesi vaatleri dillendirildi. Son dönemde ise sınır dışı etme kampanyaları yoğunlaştı ve her gün onlarca Suriyeli sınır kapılarından Suriye’nin kuzeybatı bölgesine sınır dışı edilmeye başladı. Bu kararlarda çoğu kez hukukun dışına çıkıldığı ve zorla gönüllü geri dönüş metni imzalatıldığı ileri sürülüyor. Ayrıca asayiş olaylarında mağdur Suriyeli de olsa geri gönderme merkezlerine gönderilerek sınır dışı işlemleri başlatılıyor.

Yaklaşık 40 gençle birlikte Bab el-Hava Sınır Kapısı üzerinden sınır dışı edildikten sonra dün İdlib'e ulaşan Muhammed, yasal ikamet belgeleri olmasına ve herhangi bir yasayı ihlal etmemesine rağmen, sınır dışı merkezinde ‘çok kötü muamele’ gördükten sonra zorla sınır dışı edildiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletlerin (BM) Halep'in kuzey kırsalı ve İdlib'in nüfusuna ilişkin tahminlerine göre geçtiğimiz yılın ortalarında sınır dışı etme kampanyalarının artmasından bu yana bölgede yaşayanların sayısı yarım milyondan fazla arttı.

Halep kırsalındaki Suriyelilerin verdikleri tepkilerin, Türkiye’nin sığınmacılara yönelik politikalarını içeren geri gönderme dosyası ve Suriye’nin kuzeybatısında muhaliflerin kontrolündeki bölgeleri devrimi kullanarak kontrol altına alması ve ardından Esed rejimi ile yakınlaşmasından duyulan hayal kırıklıklarının birikiminin bir sonucu olduğu ve Kayseri'deki son olayların sadece bir kıvılcım olduğu ifade ediliyor.

Suriye devriminin 13. yılında Suriye halkı ve muhalifler, ailelerini katleden, kadınlarına tecavüz eden, şehirlerini yerle bir edip, yıllardır her ülkede horlanan sığınmacı hayatına mahkum eden Esed rejimi ile “garantörleri” Türkiye’nin el sıkışması için oluşturulmaya çalışılan zeminde karşılıklı iltifat yüklü mesajlarına şahit olmaya devam ediyor.