Putin: “Kürtler’le Şam’ın Diyaloğunu Teşvik Ediyoruz”
25 Ocak 2019

Putin: “Kürtler’le Şam’ın Diyaloğunu Teşvik Ediyoruz”

Ajanslar

Köklü Değişim Medya

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Suriye konusunda görüşmesinin ardından Türkiye’nin terörist grup olarak nitelendirdiği PYD-YPG’yi kast ederek, Şam rejimiyle diyalog içerisinde olmalarını teşvik ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Moskova ziyareti kapsamında liderler düzeyinde ilk açıklamalar görüntü alımı sırasında yapıldı. Her iki lider, Rusya ve Türkiye ilişkilerindeki müzakere trafiği sıklığına işaret etti. Putin, Erdoğan’la sık sık düzenledikleri görüşmelerden artık sonuç aldıklarını belirterek, “Değerli dostum Erdoğan, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin bu noktaya gelmesi sizin katkılarınızla olmuştur” dedi. Erdoğan ise, "Astana süreciyle başlattığımız üçlü zirveler; gerek Soçi gerek Ankara gerek Tahran, bunlar gerçekten dünyanın ilgisini çeken görüşmelerimiz oldu. Yine bu görüşmemizle birlikte bu sürecin devamının çok faydalı olacağına inanıyorum” diye konuştu.

Görüşmeler sonrasında ortak basın toplantısında ise, Putin’in açıklamalarında, Türkiye’nin terör örgütü PKK’nın kolu olarak tanımladığı PYD-YPG konusunda beklentilerini karşılayacak ifadeler kullanmadığı gözlendi. Putin’in tam tersine PYD-YPG örgüt adını kullanmaksızın “Kürtler” ifadesiyle bölgedeki grup ile Suriye merkezi yönetimi arasında diyaloğu teşvik ettiklerini söylemesi göze çarptı. Putin’in, “güvenli bölge” oluşturulması konusunda ise, Türkiye’nin aksine Suriye’deki merkezi yönetimi işaret etmesi ve Şam rejimiyle Türkiye arasında geçmişte imzalanmış terörle mücadele antlaşmasını gündeme getirmesi dikkat çekti.

“Suriye Sorununu Siyasi ve Demokratik Yollarla Çözmeyi Düşünüyoruz”

Putin, Türkiye’nin Menbiç ve Fırat’ın doğusuna yönelik askeri operasyon hazırlığı söz konusu olmasına karşın Suriye’deki sorunun çözümü konusunda “askeri” seçeneği devre dışı bıraktı. Bu noktada Türkiye ile Rusya’nın ortak görüşe sahip olduğunu da vurgulayan Putin, “Sorunun siyasi ve demokratik yollarla çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği bizim için önemli” açıklaması yaptı.

ABD’nin askeri güçlerini Suriye’den çekme kararını da görüştüklerini kaydeden Putin, “Eğer bu planı gerçekleştirirlerse olumlu bir adım olacaktır. Bu bölge Kürtler’in elindedir. Şam rejimiyle Kürtler’in diyalog içerisinde olmasını teşvik ediyoruz. Bu hem Suriye’de uzlaşma sağlanmasına hem de komşu ülkelerin de faydasına olacaktır” dedi.

İdlib’te ise terör sıkıntısı yaşandığını vurgulayan Putin, Suriye’deki örgütlerin faaliyetlerinin durdurulması için Türkiye ile birlikte birçok faaliyet yaptıklarını belirterek, bunun için İdlib Mutabakat Zaptı’nın hayata geçirilmesini Erdoğan ile görüştüklerini ve İdlib’in istikrara kavuşması için neler yapılacağını ele aldıklarını söyledi. Putin, soru üzerine, İdlib’te teröristlerce etkin faaliyette bulunulduğunu ve ateşkes ihlali yaşandığını da kaydetti.

Putin “Güvenli Bölge” Oluşumuna Kapıyı Kapattı mı?

Putin, son olarak ABD Başkanı Trump’ın gündeme getirdiği ve Türkiye’nin ise uzun süredir Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmasını istediği “güvenli bölge” meselesine ilişkin soruyu da yanıtladı. Bu noktada Putin, “güvenli bölge” oluşturulmasına yönelik herhangi bir destek açıklaması yapmadı.

Tam tersine Putin, Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenli bölge oluşturulması yönünde bir kararı olmadığını ve Suriye hükümetinden böyle bir davet yapılmadığını söyledi. Putin, kuzeydeki sınır güvenliği konusunda Şam rejimini gündeme getirerek, Suriye Arap Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 1998 tarihli terörle mücadele konusunda imzalanmış bir sözleşme olduğunu dile getirdi. Bu sözleşme kapsamında Türkiye’nin güvenlik endişesinin giderilebileceğine işaret eden Putin, “Bu sözleşme Türkiye’nin güney sınırının güvenliğinin sağlanması gibi birçok konuyu kapsıyor” ifadesini kullandı. Putin, Erdoğan’la bunu da görüştüklerini belirtti.

Putin ayrıca Suriye’nin geleceği konusunda oluşturulması planlanan Anayasa Komitesi konusundaysa Avrupa ülkelerine tepki gösterdi. İstanbul’da 27 Ekim 2018’de Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la yaptıkları görüşmeyi anımsatan Putin, bu görüşmedeki işbirliği zeminine rağmen Almanya, Fransa ve İngiltere’nin BM Genel Sekreteri’ne Anayasa Komitesi’nin oluşumu konusunda gönderdiği mektuba tepki gösterdi.

Erdoğan “PYD-YPG’yi Temizleme” Kararlılığını Yineledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, ABD’nin çekilmesi sonrasında terör örgütlerince istismar edilebilecek bir boşluk olmamasını yegâne amaç olarak gördüklerini belirterek, başta IŞİD olmak üzere tüm terör örgütleri ve PYD-YPG’nin bölgeden temizlenmesini istediklerini söyledi.

Suriye konusunda “Rus dostlarımızla koordinasyonumuzu güçlendirmeye kararlıyız” diyen Erdoğan, İdlib başta olmak üzere sahadaki tüm gelişmeleri Putin ile gözden geçirdiklerini kaydederek, Türkiye–Rusya ilişkilerinde Suriye konusunda sağlanan işbirliğini “ilişkilerdeki mihenk taşı” olarak da nitelendirdi.

Putin’le Suriyeli sığınmacıları geri döndürme konusunu da ele aldıklarını anlatan Erdoğan, Türkiye’nin bugüne değin 300 bin Suriyeli’nin geri dönüşünü sağladığını belirterek, “Suriyeli kardeşlerimiz Afrin’den Cerablus’a uzanan 4 bin kilometrekarelik alanda normal yaşamlarını sürdürüyorlar. Bu modelin Fırat’ın doğusuna da uygulanması gerekiyor” dedi.

Erdoğan, gelecek ay İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin de katılımıyla Rusya’nın ev sahipliğinde Suriye konusunda üçlü bir zirve yapacaklarını da ifade etti.

Erdoğan, soru üzerine Suriye’nin kuzeyinde “güvenli bölge” oluşturulmasına taraftar oldukları görüşünü de yineleyerek, ABD’nin bu konudaki olumlu yaklaşımından memnuniyet duyduklarını ve 32 kilometre derinliğinde terörden arındırılmış bir bölgeyi kast ettiklerini kaydetti. Bu konuyla ilgili Rusya’yla bir sıkıntıları olmadığını görüşünü paylaşan Erdoğan, ilgili taraflar arasında dışişleri ve savunma bakanlıklarıyla istihbarat örgütleri arasında bunun görüşülmeye devam edeceğini açıkladı.

Erdoğan, İdlib konusundaki soruyu ise, “İdlib'de terör örgütlerine karşı mücadelemiz ortak devam edecektir. Terör örgütleriyle mücadeleler anlık değildir. Hedefimiz Suriye halkının huzurunu mutluluğunu sağlamaktır” diye yanıtladı.

Erdoğan, Anayasa Komitesi konusundaysa, Putin gibi Avrupa ülkelerine yönelik şaşkınlığını ifade ederek, o mektupları görüşmelere Türkiye’nin katılmadığını ve İstanbul Zirvesi’nde hemfikir olunduğu şekilde çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

Ekonomik İlişkiler de Konuşuldu

Putin ve Erdoğan’ın, ortak basın açıklamasında, Türkiye ile Rusya arasında ekonomik ilişkilerden ise övgüyle söz ettikleri görüldü.

Putin, Rusya ve Türkiye’nin ekonomi alanındaki işbirliğiyle 2018 yılında ilk 11 aylık dönemde ikili ticaret hacminin yüzde 18 oranında artış göstererek, 23 milyar dolar olarak gerçekleştiğini açıkladı. Enerji alanında birlikte stratejik projeler gerçekleştirdiklerini kaydeden Putin, Türk Akımı Doğalgaz Hattı’nın karadaki bölümünün en hızlı şekilde tamamlanmasını umut ettiğini söyledi. Putin, 2019 yılını Türkiye ve Rusya’nın karşılıklı olarak kültür ve turizm yılı ilan ettiğini de belirtti.

Erdoğan da, Türkiye ile Rusya arasında yoğun bir işbirliği bulunduğunu söyleyerek, Türk Akımı ve Akkuyu Nükleer Santral projelerinde başarılı bir ilerleme sağlandığını dile getirdi. Rusya’dan Türkiye’ye 2018 yılında 6 milyon ziyaretçi geldiğini kaydeden Erdoğan, karşılıklı ziyaretçi sayısını arttırmak istediklerini ve bunun için Putin ile vize muafiyetini de görüştüklerini bildirdi. Erdoğan, “Tam muafiyet sağlanması ilişkilerimizin eriştiği noktanın bir gereği olarak halklarımızın kaynaşmasını daha da güçlendirecektir” mesajını verdi.