Köklü Değişim Medya
Batı’dan ithal İstanbul Sözleşmesi’nin savunucularından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin, Ayasofya Baş İmamı Mehmet Boynukalın’la arasındaki tartışmaya istinaden yaptığı açıklamada, hukuki bir gerçekliğin karşısında dini referans alan açıklamalar yapıldığı zaman rekabet etme şansı kalmadığını ve bunun doğru olmadığını söyledi. Zengin, “din ile dini yan yana koymalıyız, hukuk ile hukuku” ifadesiyle laikliğe bağlı olduklarını ve referans aldıklarını ifade etmiş oldu.
TVNet’te yayınlanan Sert Sorular programına konuk olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin, 8 Mart Kadınlar Günü’nde yaptığı paylaşım sonrası tartışmaya girdiği eski Ayasofya Baş İmamı Mehmet Boynukalın hakkında yaptığı açıklamada dini değil, hukuku referans aldıklarını ve Boynukalın’ın istifası hakkında ise "İstifasında dahlim yok ama Ayasofya'nın özgürleştiğini düşünüyorum" açıklamasında bulundu.
AK Parti, aldığı bazı kararları “nass var” diyerek meşruiyet kazandırırken bazı kararlarını ise din ayrı hukuk ayrı diyerek savunuyor.
"Araya dinle ilgili bir referans girdiği zaman rekabet etme şansınız kalmıyor"
Moderatör Taha Hüseyin Karagöz'ün "Yüzde doksan dokuzu Müslüman bir ülkede bir baş imamın İslâm'ı referans göstermesinden daha doğal bir şey var mı?" sorusu Zengin şöyle yanıtladı:
“Adalet Bakanlığımızın çok önemli bir çalışmasıyla beraber artık kadın cinayetleri hukuki bir terim olarak mevzuatın içerisine girmiş oldu. Kadın cinayetleri denilen şey hukuk mevzuatında bir tanımlama. Böyle bir tanımlama varken sizin karşınıza devamlı dini referans göstererek hukukun var kıldığı kavramları reddetmeye çalışan insanlar oluyor. Onu dinleyen insanlar sizi düşman biliyor. Beni dindar görmüyorlar. Benim ne kadar inançlı olduğuma insanlar mı karar verecek?
Burada problem şu, kadınlar için şiddetin konuşulduğu bir gün var, çok önemli bir günden bahsediyoruz ve hukuken de bir terimden bahsediyoruz. Araya dinle ilgili bir referans girdiği zaman siz ne söylerseniz söyleyin onunla rekabet etme şansınız kalmıyor. Oysa ki siz hukuken var olan bir gerçeklikten bahsediyorsunuz. Tezlerimizi savunurken; din ile dini yan yana koymalıyız, hukuk ile hukuku**”**
Boynukalın’ın İstifası: "İstifasında Dahlim Yok Ama Ayasofya'nın Özgürleştiğini Düşünüyorum"
Özlem Zengin, İslam'ı referans alarak yaptığı açıklamalarından rahatsız olduğu Boynukalın'ın istifasına ilişkin soruya ise "Dahlim yok ama Ayasofya'nın özgürleştiğini düşünüyorum. Ayasofya kimsenin sıfatı değil. Tek başına, müstakil" diyerek yanıtladı.
Boynukalın'dan Yanıt: “Allah Hidayet Versin”
Özlem Zengin'in açıklamalarına sosyal medya hesabından cevap veren Ayasofya Başimamı Mehmet Boynukalın, Zengin'e "Allah hidayet versin" dedi.
Boynukalın'ın yaptığı açıklama şöyle:
“İslam inanç, ibadet, ahlak ve hukukuyla hayatımıza sirayet etmediği sürece Ayasofya tam manasıyla özgürlüğüne kavuşamaz. Ama açılması bu yönde bir adımdır inşallah… Meselemiz şahsi değil. Allah hidayet versin”
Olayın Geçmişi
Ayasofya eski Başimamı ve İslam Hukuku Profesörü Mehmet Boynukalın'ın 8 Mart kadınlar gününde yaptığı paylaşımda, “Cinayet cinayettir; cinsiyet değiştirmez; erkek, kadın, çocuk, büyük kimin başına gelirse gelsin ilkemiz: ‘Sizin için kısasta hayat vardır’ ilahi düsturudur. Sürekli ‘kadın cinayetleri’ vurgusu, kadını erkeğe düşman etmeye çalışan bir sloganik medya propagandasıdır” diyerek Batı’dan ithal İstanbul Sözleşmesi ve çıakrılan uyum yasalarını (6284) eleştirmişti. Boynukalın İslam’ın bu hususa ilişkin İslam’ın bir nizamı ve ilkeleri olduğunu hatırlatmıştı.
Açıklamaya tepki gösteren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin ise, "Bu paylaşımı yanlış buluyorum. Ayasofya Cami İmamı, böyle bir konuda tweet atmamalı. Kadın-erkek meselesine dair dini de referans yaparak, katı, sert açıklamalar yapmayı problemli görüyorum ve bize fayda vermiyor. Tam tersine incitiyor, kadınları da incitiyor, bu alanda çalışanların yükünü arttırıyor. Ve daha önemli bu açıklamalar siyasetin yükünü artıyor. Siyaset çok ağır bir iş. O yüzden bence herkes kendi işini yapmalı diye düşünüyorum" açıklamasıyla dinin ayrı devletin ayrı olduğu ilkesine dayanan laiklik fikrini referan aldıklarını üstü kapalı ima etmişti.
AK Parti, İslam’da haram olan zinayı 2004 yılında serbestleştiren kanunu çıkarmış ve 2011 yılında yine Batı’dan ithal “İstanbul Sözleşmesi”ni ilk imzalayan hükümet olmuştu. Sözleşme ile binlerce aile yıkılmış, ahlak ve nesiller ifsat edilmişti. Gelen ciddi eleştiriler karşısında AK Parti, İstanbul Sözleşmesi’ni fesh etse de çıkardığı uyum yasalarıyla halen sözleşmeyi fiilen uygulamaya devam ediyor.