İstanbul Başakşehir’de yaşayan Özbek Alim Alisher Tursunov’un, 8 Mayıs 2025 Perşembe günü evinden gözaltına alınarak Özbekistan’a sınır dışı edilmesi, Türkiye’de geniş yankı uyandırdı ve tepkilere neden oldu.
Tursunov’un herhangi bir suç isnadı olmadan apar topar Göç İdaresi’ne teslim edilip, gizlice Özbekistan’a gönderilmesi, avukatına bile bilgi verilmemesi, hem kamuoyunda hem de sosyal medyada büyük tepkilere yol açtı.
Alisher Tursunov, Özbekistan’da Mubashshir Ahmad (Mübeşşir Ahmet) adıyla tanınan bir din âlimi olarak biliniyor. Türkiye’de yıllardır ikamet eden Tursunov, Ezan Bilim Yayma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği’nin kurucusu olarak “Mezana” Uluslararası Bilim Akademisi’ni tesis etmiş, gençlere İslam’ı doğru bir şekilde öğretme misyonunu sürdürmüştü. Ayrıca, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminde AFAD ile koordineli şekilde depremzedelere yardım organizesi düzenlemiş, Hatay ve Kahramanmaraş’ta binlerce kişiye Özbek pilavı dağıtımı yapmış ve 100’den fazla çadır ile 16 konteyner ev teslim etmişti. Edinilen bilgilere göre, Tursunov’un sınır dışı edilmesi, Özbekistan makamlarının “yasa dışı dini içerikli kitaplar basmak” ve “kamu düzenini tehdit eden faaliyetlerde bulunmak” gibi suçlamalarına dayandırıldı. Ancak bu suçlamalar, Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları ve Tursunov’u tanıyanlar tarafından “asılsız” olarak nitelendirildi. Zira Özbekistan’daki rejim İslam’a karşı düşman politikaları ve cezaevlerinde Müslümanlara yönelik uyguladığı işkencelerle tanınıyor.
Sessiz Sedasız Sınır Dışı İşlemine Tepkiler
Sınır dışı kararının duyulmasının ardından sosyal medyada #AlisherTursunovaOzgurluk etiketiyle kampanyalar başlatıldı. X platformunda paylaşılan gönderilerde, Tursunov’un ilmi çalışmaları ve Türkiye’deki yardım faaliyetleri hatırlatıldı. Kullanıcılar, Alisher Tursunov’un, ilmiyle tanındığını, hiçbir suça bulaşmamış bir âlim olduğunu, İslam düşmanı Özbek rejimin talebiyle sınır dışı edilmesinin vicdanları kanattığını ifade eden paylaşımlarda bulundular.
Türkistander Başkanı Kavuncu: “Akıbetinden Endişeliyiz”
Sivil toplum kuruluşları da olaya sessiz kalmadı. Türkistander Başkanı Burhan Kavuncu, Tursunov’un Özbekistan’a iadesinin “ciddi bir tehdit” oluşturduğunu belirterek, “Özbekistan’da dini faaliyetler nedeniyle birçok kişi baskı görüyor. Tursunov’un da benzer bir akıbete uğramasından endişeliyiz” dedi.
MAZLUMDER Basın Açıklaması Düzenleyecek
Derneğin sosyal medya hesabından, Özbek din Alimi Alisher Tursunov'un, hukuka aykırı biçimde sınır dışı edildiğinin altı çizilen açıklamada, Perşembe günü basın açıklaması düzenleneceği duyuruldu.
Avukat Enes Kafadar: “Muhacirler Artık Güvende Değil”
Yeryüzü Avukatları Derneği Yönetim kurulu Başkanı Avukat Enes Kafadar, sosyal medya hesabından tepkisini dile getirdi:
“Türkiye, ülkesini siyasi/dini sebeplerle terk etmiş hiçbir muhacir için artık güvenli bir ülke değildir. Göç idaresi, politika belirleyemeyen, iradesini güvenlikçilere teslim etmiş etkisiz bir kurumdur. Boraltan Köprüsü üzerinden oluşturulan söylemlerin gerçekte karşılığı yoktur.”
Avukat Halim Yılmaz: “Hukuk Çiğnendi”
Avukat Halim Yılmaz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı etiketliği sosyal medya paylaşımında şu ifadelerle tepkisini dile getirdi:
“Son yıllarda, Türkiye'ye insani nedenlerle gelen çok sayıda insan; Özbekistan, Çin, Kazakistan gibi devletlerin talebi üzerine, paketlenerek ve hukuk çiğnenerek teslim edildi.**
‘Devletime sığınan mazlumu asla vermem’ diyen ecdadımıza layık olmaya çalışıyoruz diyen, @RTErdogan”**
Avukat Ümit Kudbay: “Veyl Olsun”
Avukat Ümit Kudbay, ise olayın bir zulüm olduğunu ifade ederek olaya tepki gösterdi:
Alisher Tursunov maalesef akıbetinin meçhul olduğu Özbekistan’a iade edildi.
Türkî cumhuriyetlerle yakınlaşmanız, zulüm altındaki halkların menfaatine olacaksa yakınlaşın. Despot yönetimlerin zulmüne mani olmayacaksanız, bilakis zalimlerin jandarmalığını yapacaksanız veyl olsun!
Avukat İbrahim Ergin: “Boraltan Köprüsü Müteahhitleri”
Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat İbrahim Ergin, olayla ilgili uzun bir açıklama yaptı. Alisher Hoca’nın 10 Mayıs’ta teslim edildiği haberini Özbekistan İçişleri Bakanlığının açıklamasıyla öğrendiklerini belirterek Türkiye’nin sessiz sedasız gizlice sınır dışı işlemi yapmasını eleştirdi şunları söyledi:
“Ancak yapılan açıklamada izinsiz dini materyal açıklanması gibi mantıksız bir suçla süresiz – belirsiz olarak tutuklandığının da açıklanması Türkiye’deki Boraltan Köprüsü müteahhitlerinin önem ve vahametini ortaya koymaktadır. Daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden de ihlal kararı alınan ve iadesi sonrası şehit edilen Zayniddin Askarov gibi kalleşçe ülkesine gönderilmiştir. Bu süreçte yasal hakları elinden alınmış ve kurbanlık koyun gibi teslim edilmiştir. Ailesi, avukatları ve kamuoyundan saklanmıştır. Bu olaydan mütevellit dahli olan İçişleri ve Cumhurbaşkanlığı yetkililerine hakkımı helal etmediğimi, kaderlerinde her zaman yüzleşecekleri utanç vesilesi olarak kalmasını hatırlanmasını dilerim. Bize, bu ülkeye bu utancı yaşattığınız için hep kötü hatırlanacaksınız!”
Resmi Makamlarda Sessizlik
Tursunov’un sınır dışı edildiği, Özbekistan İçişleri Bakanlığı tarafından 10 Mayıs’ta doğrulandı. Ancak Türkiye İçişleri Bakanlığı ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, konuyla ilgili resmi bir açıklama yapmaktan kaçındı.
Tursunov’un geri iadesine tepki gösterenler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Nisan 2025’te Göç Yönetimi programında söylediği, “Ümmetin, insanlığın umudu olmaya devam edeceğiz. Yeni Boraltanlar yaşatmayacağız” sözlerini hatırlatarak, devletin mazlumlara sahip çıkması gerektiğini vurgulamıştı.
Alisher Tursunov’un sınır dışı edilmesi, Türkiye’nin mülteci politikaları ve insan hakları konusundaki tutumunu bir kez daha tartışmaya açtı. Kamuoyu, Tursunov’un Özbekistan’da karşılaşabileceği muamele ve akıbetinden endişeli.