Köklü Değişim Medya

Halkını sefalete sürükleyen Kazakistan yönetimi ve bir avuç zengin azınlığın hamisi Rusya, Ankara'nın Kazakistan'la ilgili 'kötü niyetli açıklamalar yapmaktan kaçınmasını' ve 'bulanık sularda balık tutmaya çalışmamasını' söyleyerek uyardı.

İsim vermeden bir Türk yetkilinin, "Kazakistan Sovyet baskısından kurtuldu, şimdi bazı güçler onu (Kazakistan) yeniden bir boyunduruk altına almakla tehdit ediyor." yönünde açıklama yaptığını belirten Zaharova, "Türk yetkililerin bu tür kötü niyetli söylemlerden şiddetle kaçınmalarını bekliyoruz” uyarısında bulundu.

"Kazakistan'ın bu trajik, karmaşık ve olağanüstü durumu, ortak çaba gerektiriyor." diyen Rus Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, "Kesinlikle zarar vermek, bulanık sularda balık tutmak için bir fırsat olarak görülmemeli." sözleriyle tepki gösterdi.

Kazakistan yönetimi tarafından yılbaşında akaryakıta getirilen zammın ardından kitlesel gösteriler başlamış ve 160'tan fazla kişi hayatını kaybederken 10 binden fazla gösterici gözaltına alınmıştı.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, gösterilerin yayılmasının ardından Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nden (KGAÖ) yardım istemiş, Moskova, bu ülkeye 2 binin üzerinde asker sevk etmişti. Rusya ve Ermenistan askerlerini ülkesini davet ederek utanç verici bir olaya imza atan Tokayev ciddi şekilde eleştirilmişti.

ABD ve NATO'nun stratejik ortağı Türkiye’nin de içinde bulunduğu Türk Devletler Teşkilatı’nın kurucu aklı olarak nitelenen Kazakistan yönetiminin, sefalete sürüklediği halkının protestolarını bastırmak için işgalci Rus ordusunu ülkesine çağırması, yerli ve milli söyleminin ne kadar anlamsız ve içinin boş olduğunu ortaya koyuyor. Bu Teşkilat’ın kurulmasıyla halkların duygularını istismar eden liderlerin, sömürgeci devletlerin siyasi ekseni etrafında dönen, onların çıkarları doğrultusunda hareket eden uydular olduğu son gelişmelerle de açığa çıkmış oldu. Aslında ABD ve Rusya’nın kurduğu bloklarda yer alan yönetimler, halkları karşısında ayıplarını örtmek için batıl milliyetçi söylemler kullansalar da eylemleri ihanetlerini gün yüzüne çıkarıyor. Yalnızca menfaati kutsala kabul eden liderler, koltuklarında oturmak için Müslümanlara hainlik etmekte sınır tanımıyor.