Esed ile “normalleşme” sürecini yürüten Ankara, adım adım katil rejime meşruiyet kazandırmaya çabalıyor. Rusya’nın arabuluculuğunda başlayan Ankara-Esed rejimi görüşmeleri ikinci aşamaya geçiyor.

İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan dün Ankara'da Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile bir araya geldi.

Toplantı sonrası yapılan basın açıklamasında Çavuşoğlu, Esed rejimi ile “normalleşme” sürecine dair açıklamalarda bulundu. Açıklamaya göre, Rusya, Türkiye ve Esed rejiminin 3’lü formatta yürüttüğü toplantılara İran’ın da resmen katılımının sağlanacağı, Türkiye, Suriye, Rusya ve İran dışişleri bakan yardımcıları gelecek hafta Moskova’da bir araya geleceği ifade edildi.

Ankara, Aralık ayında Rusya’nın arabuluculuğunda Moskova’da Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Suriyeli mevkidaşının görüşmesi ile başlayan Suriye halkının katili Esed rejimi ile olan “normalleşme” sürecini, dışişleri bakanları düzeyinde yürütmek, daha sonra devlet başkanlarının görüşmesine zemin hazırlamak ve el sıkışarak meşruiyet kazandırmak için adım adım ilerliyor.

Türkiye ve Suriye Halkının Katilleri 4’lü Formatta Görüşecek

Türkiye, Rusya ve Suriye dışişleri bakanları arasında düzenlenmesi planlanan toplantıya ilişkin soruya yanıt veren Çavuşoğlu, Türkiye, Rusya ve Suriye arasında Savunma Bakanları üçlü savunma bakanları toplantısı gerçekleştirildiğini, mevkidaşı Abdullahiyan'ın da dışişleri düzeyindeki bu formata katılmak istediğini söylediğini hatırlattı.

Çavuşoğlu, mevkidaşına İran'ın da bu toplantıya katılmasının hiçbir mahsurunun olmadığı yanıtını verdiklerini belirterek, şu anda Suriye için ayakta kalan tek mekanizmanın Astana formatı olduğunu söyledi.

Dışişleri bakanları toplantısı için çalışmaların devam ettiğini beyan eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bunu 4'lü bir şekilde yapmayı planlıyoruz. Ruslardan olası dışişleri bakanları toplantısının hazırlığı için teknik düzeyde bir toplantı yapma teklifi geldi gelecek hafta için. Bakan yardımcımızı da Moskova'ya göndereceğiz. Bu toplantıya İran tarafı da katılacak. Bu toplantıda dışişleri bakanları toplantısının hazırlıkları yapılacak"

Çavuşoğlu, daha sonraki aşamada herkesin uygun gördüğü bir zamanda dışişleri bakanları düzeyinde toplantı gerçekleştirilebileceğini belirterek, sözlerini, "Gelecek hafta Moskova'da teknik düzeyde dörtlü bir toplantı için Rusya'dan bir davet aldık. Biz de bu toplantıya katılacağız" açıklamasıyla tamamladı.

Esed Rejimine Meşruiyet Kazandırma Çabaları

Yüzbinlerce Müslümanı katleden ve milyonlarcasını yerinden eden Esed rejimine meşruiyet kazandırmak için depremi de fırsata çeviren bölge ülkeleri Şam ile el sıkışmak için sıraya gürmüş durumda.

Ankara’nın yanı sıra Arap Birliği ve bölge ülkelerin destek verdiği bu çalışma tıpkı “İsrail” ile “normalleşme” anlaşmalarında olduğu gibi bir düğmeye basılmış gibi toplu bir hareketlenme öz konusu…

Yaklaşık 10 gün önce Arap Birliği'ni temsil eden bir heyet katil Esed rejimine meşruiyet kazandırmak için Şam’a gitmişti.

Toplantı sonrası yapılan açıklamada, üst düzey Arap milletvekillerinin Esed rejimi liderliğindeki Suriye’yi yeniden Arap Birliği’ne katma konusunda görüşmek üzere ziyarette bulunduğu ifade edilmişti.

Dokuz Arap ülkesinden milletvekillerinin yanı sıra Filistinli temsilciler de Şam’ı ziyaret eden delegasyonda yer aldı.

2011 yılında barışçıl halk gösterilerini bombalaması üzerine Arap Birliği’nden uzaklaştırılan Esed rejimi hala halkını katletmesine rağmen geri dönüş yolunun açılması dikkat çekiyor.

6 Şubat'ta Türkiye ve Suriye'yi vuran depremi fırsata çeviren siyasiler, Esed rejimine meşruiyet için çaba sarf ederken Ankara, bu plana depremden çok önce dahil olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esed ile görüşmeye hazır olduğunu beyan ederken, Hulusi Akar da Moskova’da Suriyeli mevkidaşı ile bir görüşme yapmıştı. Bu sürece tepki gösteren Suriye halkı ise protesto gösterileri düzenleyerek “Esed’le asla uzlaşmayacağız” sloganları atmıştı. Depremden sonra da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye halkının katiline bir taziye mektubu göndermişti.

Bilindiği üzere ABD’nin desteklediği BM’nin 2254 sayılı kararı gereği Esed’e meşruiyet kazandırılarak masada muhatap alınıyor ve resmi yönetici olarak tanınıyor. Ankara da BM’nin kararı doğrultusunda hareket ettiğini ifade ederek Esed ile münasebetini legal olarak lanse ediyor.

Mısır ve Suudi Arabistan, Suriye'de hükümetin kontrolündeki bölgelere deprem yardımı sağlayan Orta Doğu'daki ABD müttefikleri arasında yer alıyor. Birleşik Arap Emirlikleri, Suriye'nin kilit müttefikleri Rusya ve İran da diğer tüm ülkelerden daha fazla yardım yüklü uçağı Şam Havalimanı’ndan Esed rejimine ulaştırıyor.

Mısır Meclis Başkanı El-Gebali, Şam'a indikten sonra gazetecilere verdiği demeçte, Arap heyetinin depremden sonra "Suriye halkını desteklemek için kardeş Suriye'yi ziyaret ettiğini" ifade ederek depremi bu ihanetlerine bir kalkan olarak kullandıkları gözlemleniyor.

Bağdat’ta önceki gün toplanan Arap Birliği toplantısında “Suriye'yi Arap Birliği’ne geri getirme” sürecinin başlatılması gerektiğine dair ortak bildiri alınmıştı. El Gebali bu karara da atıfta bulunmuştu. Çavuşoğlu, İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile görüşmesinde sınır kapılarını açık tutarak Suriyeli depremzedeler yardım ulaşmasına yardımcı olduklarını da ifade etti.

Oysa Suriye’de muhalefetin yoğunlukta olduğu kuzey bölgelerini vuran Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki depremin 10. gününde Türkiye-Suriye arasındaki açık bir sınır kapısına ek olarak 2 sınır kapısı açılmıştı.

Sınır kapılarının açılması için Rusya, Esed rejiminden izin alınmasını ileri sürerken BM yetkilileri Şam’a gidip, rejim ile görüşmeler yaptı. Depremzedeler enkaz altında can verirken bu süreç de katil Esed rejiminin meşruiyeti için kullanıldı. ABD’nin çağrısından sonra kapıların açılması kararının alınması Suriye sahasına kimin hakim olduğunu ortaya koyuyor.

“İsrail” ile “normalleşme” anlaşmalarını başlatan Washington, Esed rejimine meşruiyet kazandırma hedefi güden “normalleşme” anlaşmalarını ise perde arkasından yürütüyor. Bölgedeki tüm müttefiklerini harekete geçiren ABD, Baba Esed’den beri bölgede çıkarlarını koruyan Esed rejimini Rusya, Türkiye ve İran’dan oluşan “Astana Üçlüsü” ile ayağa kaldırırken, Cenevre süreci ile de meşruiyet kazandırmayı planlıyor.

Ankara, Esed rejimi ile görüşmeleri BM’nin 2254 sayılı kararına binaen yaptığını sık sık vurguluyor ve ABD’nin Suriye’de desteklediği çözüm olan 2254 sayılı karar doğrultusunda bu siyasete angaje hareket ediyor. “Siyasi süreç” de denilen bu çalışma ile Esed rejiminin meşru yönetim olarak tanınması, geçiş sürecini yönetmesi ve yeniden halka dayatılması amaçlanıyor.