Köklü Değişim Medya
Yahudi varlığının Filistinli 15 Müslümanı katletmesi üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN yaptığı konuşmada Netanyahu’ya hitaben “Sen terör devletisin” dedi. Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut KAR da “terör devleti” konusu bağlamında sosyal medya hesabından bir açıklama yayınladı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana'da il kongresi öncesinde vatandaşlara seslendi. “İsrail” Başbakanı Netanyahu'nun Türkiye'ye yönelik sözlerine sert yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ey Netanyahu sen çok zayıfsın çok garipsin. Kendine çekidüzen ver. Sen terör devletisin" ifadelerini kullandı. Konuşmasında Fransa’ya da göndermeler yapan Cumhurbaşkanı’nın tutarsızlıklarını Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut KAR, “terör devleti” konusu üzerinden sosyal medya hesabında yaptığı açıklamalar ile eleştirdi.
“Terör Devleti’nin Terör Örgütünden Ne Farkı Var?”
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar “terör devleti” konusunda görüşlerini sosyal medya hesabı üzerinden ifade etti.
“Dünya’nın en büyük terör devleti Amerika’dır. Hiç kimse bu gerçeğin aksini iddia edemez etmiyor da. Çünkü Amerika; Irak’ı işgal etti, Afganistan’ı işgal etti, Pakistan’da cinayetler işledi, Libya, Yemen ve Somali’de hakeza… 7 yıldır Suriye’de işgalci olarak bulunuyor. İşte bu Amerika hem sömürgecidir hem işgalcidir hem de üstüne üstlük demokrasi ile kurtarıcı rolüne bürünecek kadar küstahtır. Evet o, gören gözler için koskoca bir terör devletidir.
Dünya’nın -Müslüman, gayrimüslim- neredeyse bütün yöneticilerinin “devlet” dediği ama Müslümanlar olarak bizim kendisini “işgalci Yahudi varlığı” olarak isimlendirdiğimiz sözde “İsrail Devleti” ise yine dünyanın bir başka terör devletidir. İşte bu Yahudi varlığı “İsrail” ise terörün elebaşından destek alan, varlığını ve güvenliğini ona borçlu olan bir korkaktır. Onun cesareti Müslümanların yöneticilerinin korkaklığından ve pısırıklığından ileri gelmektedir. O aslında cesur yürekler için bir kaşık suda boğulacak zavallı bir terör “devleti”dir.
Fransa’ya gelince O; Cezayir’i, Fas’ı ve Orta Afrika’yı işgal eden büyük terör devletlerinden biridir. İngiltere zaten son yüzyılın en tehlikeli ve en sinsi terör devletidir. Daha başka, Rus ayısı ve İran hainini saymıyorum…
Ancak ne ilginçtir ki, bu terör devletleri Müslümanlara, Müslümanlarda onlara düşmanken, beldelerimizin yöneticileri bu terör devletleri ile dostluklarından hiç vazgeçmiyorlar. Bu yöneticiler, ABD’nin maşası olan ve lejyonerler gibi İslam beldelerinde terör estiren örgütlere karşı mücadele ederken terör devletlerine karşı bir tek şey dahi yapmıyorlar.
Şimdi PYD/YPG-PKK ve diğer terör örgütlerine karşı mücadele veren Türkiye yöneticilerine soruyorum; bu örgütleri besleyen Amerika’nın bunlardan farkı nedir? Rusların, Fransızların bu örgütlerden farkı nedir? Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soruyorum; Fransız Macron’un haddi aşan arabuluculuk teklifine karşı sarf ettiğiniz “Siz terör örgütleri ile bir masaya oturabilirsiniz ama Türkiye terör örgütleriyle bir masaya oturmaz” sözü sadece terör örgütleri için mi geçerlidir? Terör devleti ABD için geçerli değil midir? Rusya için, İran için geçerli değil midir? Terör örgütleri ile masaya oturmayan Türkiye, terör devletleri ile hem de hiçbir arabulucu olmadan nasıl masaya oturabilir? Bu nasıl bir tezattır ki, siz ABD’ye Mumbiç’te YPG ile değil de Türkiye ile çalışmasını, orada ortak hareket edilmesini teklif ettiniz. Bir terör devletinin maşası olan örgütü bırakıp Türkiye ile çalışmasını teklif etmek nasıl bir devlet aklıdır? Terör devletinin terör örgütünden ne farkı var? Bu tezatlar nasıl izah edilebilir? Bir yapının terörist olması sizin için yeterli değil midir? O yapının örgüt olması ile devlet olması arasındaki farkın izahı nedir?
Yine Müslümanlar olarak soruyoruz; Filistinlileri daha 3 gün önce katleden Yahudi varlığının sözde Başbakanı Netanyahu’ya meydanlarda “sen terörist devletsin” deyip sonra da masada varılan Türkiye ile “İsrail” dostluk anlaşmalarını onaylamak, o terör devletinin büyükelçisine çalışma onayı vermek tezat değil midir? Hem meydanlardan Netanyahu’ya hem de kürsülerden Mavi Marmara davasına sahip çıkanlara ayrı ayrı ayar vermek ne ile anlatılabilir? Müslümanlar hangisine inanacaklar; Türkiye ile Yahudi varlığı “İsrail”in dostluğuna mı yoksa Türkiye ile işgalci terör “devleti”nin düşmanlığına mı? Hangisine?
Son olarak, Müslümanların şunu çok iyi bilmesi gerekiyor; Amerika’nın, Fransa’nın, Rusya’nın Suriye topraklarında Irak topraklarında yani bizim topraklarımızda -sadece Türkiye toprakları bizim değil İslâm coğrafyasının hepsi bizim- bulunması asla ve asla çıkarımıza değildir. Türkiye ve diğer Müslüman beldelerin çıkarlarına da değildir. Onlar sadece ve sadece kendi sömürge çıkarları için buralarda terör estiriyorlar. Onlar mübarek Aksa topraklarına işgalci olarak yerleştirdikleri Yahudi varlığının sözde devletinin güvenliğini korumak için fitne ile bölüp parçalıyorlar, kan döküyorlar ve plan çiziyorlar. Onlar şehirlerimizde kaos çıkaran, bombalı eylem yapan, Müslümanlara karşı cürüm ve cinayet işleyen örgütlerin patronlarıdırlar, işte asıl terörist onlardır.
O halde Müslümanlar olarak hep birlikte haykıralım;
Terörist Amerika!
Terörist Rusya!
Terörist Fransa!
Terörist İngiltere!
Terörist “İsrail”!
Siz bizim dostumuz değilsiniz; sizi dost edinenleri dost edinmeyeceğiz!”