Majör Medya Kamu İhalesi Alan Şirketlerin Elinde
08 Haziran 2021

Majör Medya Kamu İhalesi Alan Şirketlerin Elinde

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Medya izleme raporuna göre, Türkiye’deki büyük televizyon ve gazeteler devletten ihale alan belli büyük holdinglerin elinde toplanmış durumda. Bu ilişki ise halkta oluşturulmak istenen algıyı ve manipülatif haberleri gücü elinde bulunduranların lehine doğru kaymasını sağlıyor ve kamuoyunun objektif habere ulaşması engelleniyor. Dünden bugüne medya, güç dengesinin değişimine göre hareket ediyor.

Euro News'in derlediği haberde, medya sahipliği izleme raporuna göre, Türkiye'deki medya organlarının çoğu medya haricinde faaliyet gösteren ticari şirketleri bünyesinde bulunduruyor ve bu kuruluşlar belli şirketlerin elinde yoğunlaşıyor.

Mart 2018’de TBMM’den geçen, yurt içinde ve yurt dışında Türkçe yayın yapan medya platformlarını RTÜK denetimine bağlayan yasa da 'medyadaki sansür mekanizmasının güçlendiği' eleştirilerine sebep oluyor. RTÜK mekanizmasının ise oluşturulan medya havuzu dışında kalanları kontrol etmek için hareket ettiği ve sesini kıstığı fikri kamuoyunda hâkim.

Ticari Şirketler ve Bünyelerindeki Medya

Bianet ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün ortak hazırladığı Medya Sahipliği İzleme Projesi (MOM) tarafından yayınlanan araştırmaya göre, Mayıs 2019 itibarıyla, Türkiye'de medya sektöründe toplam 2 bin 474 gazete, 3650 dergi, 899 radyo istasyonu ve 108 televizyon kanalı yayın yapıyor. Ülkenin en büyük 40 medya kuruluşu, medya haricinde sanayi ve ticaret alanlarında faaliyet gösteren şirketler tarafından kontrol ediliyor.

CNN Türk, Kanal D, Milliyet, Hürriyet gibi kanal ve gazetelerin içinde bulunduğu en büyük medya kuruluşları Doğuş, Demirören, Ciner, Albayrak gibi şirketlere ait. Öte yandan Turkuvaz Medya bünyesinde de Sabah, Daily Sabah, Takvim, ATV gibi gazete ve televizyon kanalları bulunuyor.

Doğan Medya Grubunun el değiştirmesiyle büyüyen Demirören Grubu, Doğuş, Ciner, Albayrak, Kalyon, İhlas grupları ve Ethem Sancak'a ait şirketler; inşaat, enerji, maden, turizm, telekomünikasyon, bankacılık ve finans alanında da faaliyet gösteriyor.

Bu şirketlerin, büyük kamu ihalelerini alması ve devletle ticari ilişkiler sürdürmesi, kontrol ettikleri medya organlarının bağımsız haber yapmasına engel teşkil ediyor.

Türkiye'de, Mayıs 2019 itibarıyla, televizyon izlenme oranı yüzde 77. İzlenen kanalların 165'i yerel, 19'u ulusal ve 13'ü devlet kontrolündeki kanal ve yayıncı kuruluşlar. MOM raporuna göre Türkiye’deki televizyon seyircisinin yüzde 45’i hükümete yakın sermaye sahiplerinin televizyon kanallarını seyrederken, bu oran yazılı basın okurlarında yüzde 52 ve online haber sitelerinin takipçileri arasında yüzde 73'e yükseliyor.

Doğan-Demirören Satışı Dengeleri Değiştirdi

Türkiye’de medyanın yüzde 10’unu elinde bulundurun Doğan Medya'nın Demirören'e satışı medyadaki dengeleri büyük oranda değiştirdi. Medya gücünün her dönem güçlü olanın yanında yer alması halkın doğru habere ulaşmasının önündeki en büyük engel. 28 Şubat döneminde Doğan Medya Grubu, manipülatif haberlerle Müslümanları hedefe koyup, Kemalistlerin egemenliğindeki ordunun yanında yer almış ve hükümetin yıkılmasında etkili olmuştu. Bugün ise Demirören’e devredilen medya kuruluşları sayesinde hükümetin tarafındaki terazi kefesinin ağır basmasına neden oldu. Terazinin kefeleri hiçbir zaman dengede olmadı.

Bünyesinde Milliyet ve Vatan gibi gazeteleri de bulunduran Demirören Grubu’nun Türkiye'deki medya payı yapılan bu satışın ardından yüzde 16’ya yükseldi ve ülkenin en büyük medya kuruluşu haline geldi.

Demirören grubu bünyesinde bulunan kanal ve gazeteler şöyle; CNN Türk, Kanal D, Hürriyet, Milliyet, Posta, Vatan ve Fanatik.

Resmi Medya Kuruluşu TRT

Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), Türkiye'nin kamu yayıncılığını yapmakla görevlendirilen, 1972 anayasa değişiklikleriyle "tarafsız" olarak tanımlanmış ve 55 yıldır devlet adına yayın yapan tek yayın kuruluşu. TRT bünyesinde 13 televizyon kanalı, 13 radyo istasyonu, iki online haber sitesi ve üç dergi yayın yapıyor.

TRT'nin, özel televizyonların sektöre katılmasıyla, 1990 yılına kadar devam eden televizyon yayınları üzerindeki tekeli ortadan kalktı. TRT, özerkliği ve tarafsızlığı Anayasa ile hükme bağlanmış bir şekilde kamu hizmeti yayıncısı olarak yayınlarına devam ediyor.

TRT'nin tarafsızlığı konusu özellikle seçim dönemlerinde ciddi şekilde eleştirilmişti. RTÜK üyesi İsmet Demirdöğen’in siyasi haber raporuna göre 31 Mart 2019 yerel seçimleri öncesi TRT, 16-20 Mart arası AKP ve MHP'ye toplam 27 saat 3 dakika lehte, CHP ve İYİ Parti'ye ise toplam 3 saat 29 dakika lehte, 1 saat 21 dakika aleyhte yer verdi. Bu süre içinde HDP’ye sıfır saniye lehte, 15 saat, 53 dakika ise aleyhte yer verildi.

Öte yandan 24 Haziran 2018 erken seçimlerle ilgili siyasi parti ve adayların propagandaları için ayrılan sürelerin eşitsizliği ve ayrımcılık konusu medyada tartışıldı. RTÜK üyelerinden İlhan Taşçı ve İsmet Demirdöğen, TRT'nin tarafsız kamu yayıncısı ilkesini ihlal ettiğini ve konuyla ilgili yargı yoluna başvuracaklarını açıklamıştı.

Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı arasındaki bu çekişme, Cumhuriyet sonrası Türkiye’de egemen güç olmak için çatışan İngiltere ve Amerika arasındaki bilek güreşinin bir yansıması. Bu güçlerin çatışmasında en büyük zararı halk görürken, medya güç dengesine göre hareket etmeye ve yine bu güçler tarafından maddi olarak beslenmeye devam ediyor.

Dijital Medya

MOM dijital medya araştırmalarına göre, Mayıs 2019 itibarıyla, Türkiye halkının yüzde 67'si bilgisayar, yüzde 72'si mobil telefon aracılığıyla haberleri takip ediyor. Ülkenin nüfusuna oranla yüzde 63'lük aktif sosyal medya kullanıcısı var.

We are Social tarafından 2019'da yapılan "İnternet ve Sosyal Medya Kullanıcı İstatistikleri" isimli araştırmaya göre, Türkiye’de kullanıcıların yüzde 84'ü her gün internete giriyor ve herhangi bir cihaz üzerinden ortalama 7 saat bağlanıyor. Toplumun yüzde 12'si haftada en az bir kez çevrimiçi oluyor.

Washington merkezli bağımsız sivil toplum örgütü Freedom House (Özgürlük Evi), 2016'da ilan edilen OHAL ile medya üzerindeki kontrolün arttığını belirterek ilk kez Türkiye medyasını 'bağımsız olmayan' (not free) kategorisinde açıkladı. Reuters Enstitüsü'nün 2018 Dijital Haberler Raporu'na göre; Türkiye'de Periscope ve YouTube aracılığıyla haber izleme oranları geçmiş yıllara göre hızlı şekilde arttı. Türkiye'de haber alma platformu olarak YouTube'un kullanımı 9 kat, Twitter'ın kullanımı ise 10 kat yükseldi.

Dijital Haberler Raporunda ayrıca, Türkiye'de WhatsApp uygulamasının yüzde 30 oranında arttığı ve bu uygulamanın haber alma amaçlı kullanıldığı yer alıyor. Raporda, baskıcı ülkelerde WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamaların kullanımının gittikçe yaygınlaştığı yer alırken, listenin başlarında yer alan ülkelerden biri de Türkiye.

Dijital Medyada RTÜK Denetimi

TBMM’de 2 Şubat 2018 tarihli bir torba yasa kapsamında dijital yayın platformlarını ilgilendiren bir tasarı kabul edildi. Ardından ise, internet üzerinde yapılan yayınları RTÜK denetimine bağlayan söz konusu torba yasa meclisten geçti.

Bu yasa internetten Türkçe yayın yapan tüm basın ve yayın kurumlarını ilgilendiriyor. Böylece internetten yayın yapan basın kuruluşları da RTÜK’ün insiyatifindeki lisans barajına takılabilecek.

Avrupa Güvenlik ve İş birliği Teşkilatı (AGİT) Basın Özgürlüğü Temsilcisi Harlem Désir, torba yasanın dijital medya organlarını tehdit ettiğini ve Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası antlaşmalara uygun olmadığını ifade etmişti.

Torba yasa çıkmadan önce de internette birçok yayın kuruluşu mahkeme kararıyla engellenmiş ve yasak getirilmişti. Yasalarla Olağanüstü Hal (OHAL) artık sürekli hale getirilmiş oldu.