Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 11 Ocak 2022 Salı günü gerçekleştirdiği Haftalık Gündem Değerlendirme Toplantısında Kazakistan’da yaşanan olaylar ele alındı. Toplantıda ayrıca Türkiye’de körüklenen mülteci düşmanlığı ile Ekonomik krizin İslami çözümleri hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Toplantıda konuşan Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, Kazakistan’da yaşanan halk protestolarının sadece akaryakıt zamlarıyla ilgili olmadığını asıl nedenin uzun yıllardır rejime duyulan öfkenin dışa vurması olduğunu söyledi.

Kazakistan’ın sahip olduğu zenginliklere dikkat çeken Mahmut Kar, şöyle konuştu: “İnsanlar nasıl öfkelenmesin ki! Kazakistan, Orta Asya'nın en nüfuzlu ülkesi olmasının yanında bölgenin gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 60'ına sahip. Doğalgaz rezervlerinde dünyada 22. sırada, petrol rezervlerinde ise 12. sırada. Ayrıca yüzölçümü açısından dünyanın 9. büyük ülkesi ve devasa tarım arazilerine sahip. Buna rağmen halk varlık içinde yokluk çekiyor. Tıpkı diğer İslam beldelerinde olduğu gibi ümmetin serveti, kamu malı, sırtını sömürgeci kafirlere dayayan bir avuç yönetici tarafından sömürülüp paylaşılmış. İşte Kazakistan halkı bu sömürü ve adaletsizliğe karşı sokağa indi. Göstericiler arasındaki bir kadının “ülke Nazarbayev'in özel şirketine döndüğü için sokaktayız! ifadeleri tüm resmin özetidir aslında…”

Mahmut Kar, Kazakistan rejiminin göstericileri terörist olarak yaftalamasının tüm diktatörlük rejimlerinin başvurduğu bir yalan olduğunu hatırlattı ve Cumhurbaşkanı Tokayev’in Ruslardan askeri destek istemesi ile gerçekte kimin dış güçlerin adamı olduğunu gösterdiğini söyledi.

Konuşmasında Türk Devletleri Teşkilatı’nın yapısına ve takındığı tavra da değinen Mahmut Kar, şu cümleleri dile getirdi: “Yeri gelmişken söyleyelim. Hani Kazakistan için Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurucu aklı deniyor ya işte o kurucu akıl Türklerden değil de Ruslardan yardım istedi. Türk Devletleri Teşkilatı ise Rusya’ya uşaklık eden Kazakistan rejimi ile dayanışma içinde olduğunu söyledi. Demek ki ırk ve toprak temelindeki birliktelikler sadece ümmeti bölen birer sömürge projesiymiş ve siyasi arenada hiçbir işe yaramıyormuş. Nasıl ki Arap Birliği, Arap beldelerini kafirlerin işgal ve sömürüsünden koruyamıyorsa, Türk Birliği de Türklerin topraklarını işgal ve sömürüden koruyamıyor. İşte bakınız Rusya Kırım’ı yuttu Türk devletleri hiçbir şey yapmadı. Ermenistan Karabağ’ı otuz yıl boyunca işgal etti Türk devletleri hiçbir şey yapmadı. Çin Doğu Türkistan’ı yok ederken Türk devletleri hiçbir şey yapmadı, yapmayacaklar da… “

Konuşmasının sonunda Kazakistan’daki olayların İslam ümmetinin sürekli bir kaynama halinde olduğunun, kendisine dayatılan yozlaşmış rejimlere isyan ettiğinin ve kurtuluşa giden yolu hissettiğinin göstergeleri olduğunu söyleyen Mahmut Kar, “Allah’ın izniyle bu bilinç ümmeti diri tutarak yakın bir zamanda özlemini duydukları İslami hayata ulaştıracaktır. Bizlere düşen dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman kardeşlerimizin yanında olmak gayrı İslami rejimlerin ise karşısında olmaktır. Biz yoksulluk ve sefalete mahkum edilen bir halkın, diktatörlere karşı ayaklanmasını asla ve asla fitne olarak görmüyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki asıl fitne ümmetin başına çöreklenmiş rejimler, satılmış yöneticiler ve uşaklarıdır.” İfadelerini kullandı.

Gündem Değerlendirme Toplantısında ayrıca Ekonomik krize 10 maddede İslami çözümler ve Türkiye’de körüklenen mülteci düşmanlığı hakkında önemli değerlendirmeler yapıldı.

Konuşma metninin tamamını okumak için tıklayın

------------

#YenidenHilafet