Köklü Değişim Medya
Hizb-ut Tahrir Türkiye tarafından Türkiye'nin farklı illerinde 16 ayrı noktada planladığı basın açıklamaları Müslüman Türkiye halkının yoğun katılımı ile tamamlandı.
Basın açıklamasının tam metni:
Kudüs İsrail’e Başkent Değil! Mezar Olacaktır!
Kıymetli Müslümanlar,
Sömürgeci Kâfir ABD’nin küstah ve hadsiz Başkanı Trump dün akşam yaptığı açıklamada, İsra ve Miraç toprağı ve Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs’ün, Yahudi varlığının başkenti olarak tanındığı hezeyanında bulundu. Müslümanlar olarak, bizim nazarımızda yok hükmünde olan bu safsatanın sinyallerini ise birkaç gün önceden vermişti. Müslümanların başlarındaki yöneticiler ise, her zamanki gibi aciz ve korkak tavırlarla Trump’tan böyle bir şey yapmaması noktasında ricalarda bulundular. Buna rağmen Trump, kararını meydan okurcasına ve küstahça açıkladı. Çünkü o biliyordu ki bu yöneticiler kınamaktan başka hiçbir şey yapamazlar. Hamaset dolu sözlerin dışında hiçbir adım atamazlar. İşte Amerikan Başkanı Trump’ı cesaretlendiren şeyde budur!
Ey Müslümanlar! Sizlerde biliyorsunuz ki Kudüs, İsra ve Mirac topraklarıdır. Kudüs, Müslümanların ilk kıblesidir. Kudüs bize Allah Rasulü’nün emanetidir. Bundan dolayı Kudüs asla Yahudilerin başkenti olmayacaktır. Tekrar tekrar ifade ediyoruz ki Kudüs; olsa olsa ancak onlara mezar olacaktır.
Kardeşlerim! İslâm İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanlığını yürüten Türkiye ise böyle bir kararın çıkacağını daha önceden biliyordu. Bunun için Cumhurbaşkanı yanına Yahudilerin dostu, Allah'a, Rasulü’ne, Filistin'e ve mukaddesatlarına ihanet içerisinde olan Ürdün Kralı Abdullah’ı da alarak: “Kudüs'ün kutsiyetinin ve tarihi statüsünün muhafazası hususunda Ürdün ile aynı hissiyatı paylaşıyoruz” dedi. Ayrıca böyle bir kararın alınması durumunda “İsrail ile diplomatik işbirliğini bile kesebiliriz” gibi komik tehditlerde bulunuldu! Yine aynı gece Müslümanların başlarındaki işbirlikçi yöneticilerin hepsinden kınama mesajları yağmaya başladı. Zira onlar kınamaktan başka bir şey bilmiyorlar!
Ey Müslümanlar! İsra ve Miraç topraklarını gasp eden mücrim Yahudi varlığına “Orta Doğu’da ihtiyacımız var” diyen ve her fırsatta gasıp Yahudi varlığı ile sıcak ilişkiler kurmaya çalışan yöneticiler, bu aciz halleriyle Kudüs’e sahip çıkabilirler mi? Yapılan kınama açıklamaları, İslâm’ın ve Müslümanların düşmanı Amerikan Başkanı Trump’ı ve Yahudi varlığını ne kadar caydırabilir? Bunların en fazla yaptıkları şey “şiddetle kınamak” değil midir? Yemekli toplantılar yapmaktan öte hiçbir etkisi ve yetkisi olmayan İslâm İşbirliği Teşkilatı, Yahudi varlığına yâda Amerika’ya karşı ne yapabilir? Söyler misiniz İsra ve Miraç topraklarını bunlar mı savunacak? Mescidi Aksa’yı bunlar mı kurtaracak?
Kardeşlerim! Kendi peygamberlerinin diliyle lanetlenen bir kavim olan Yahudiler, mübarek topraklarda yıllardır fesat saçıyor, Mescidi Aksa'yı kirletiyor ve Filistinli kardeşlerimizi katlediyorlar. Bütün bunları yaparken de çevresindeki işbirlikçi ve kiralık rejimlere güveniyorlar. Eğer ki bu rejimlerin ihaneti, alçaklığı ve zilleti olmamış olsaydı, Yahudiler kutsal Mescidi Aksa’da asla taşkınlık yapamazlardı. Yahudiler, bugün kışlalarda çakılıp kalan orduların Kudüs’ü arındırmak için seferber olacağını bilselerdi, Filistin’i işgal edemez, halkını katledemez ve kutsallarımızı kirletemezlerdi. Filistin’in bir karış toprağından dahi vazgeçmeyen Abdülhamit Han gibi bir Halifemiz olsaydı, Müslümanlar tefrikaya düşmeseydi ve birliğimizi sağlayan Hilâfet ilga edilmeseydi tüm bunlar olabilir miydi?
Ey Amerika ve ey O’nun küstah Başkanı! Öncelikle şunu bilin ki; Kudüs Müslümanların kanları ile fethedilmiştir. Mescidi Aksa üç kutsal mescidimizden birisi ve ilk kıblemizdir. Bu nedenle Kudüs istediğiniz gibi “İsrail’e” başkent değil! Olsa olsa mezar olacaktır! Hatta ve hatta, Allah’ın izniyle çok yakında Müslümanlar Hilâfeti yeniden ikame ederek paramparça olan İslâm Ümmetini birleştirecek ve Mescidi Aksa’yı siyonistlerin pisliklerinden temizleyeceklerdir. Böylece Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözü yerini bulacaktır. “Müslümanlar Yahudilerle savaşıp onları öldürmedikçe Kıyamet kopmayacaktır. Yahudiler taş ve ağaçların arkasına gizlenecek de taş ve ağaçlar dile gelip şöyle söyleyecek: Ey Müslüman! Ey Allah’ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi var gel ve onu öldür.”
Ey Müslümanlar! Filistin yönetimi, işbirlikçi yöneticiler ve sömürgeci Batı, Filistin sorununun çözümü konusunda çirkin taktik ve üsluplar kullanarak Müslüman kitleleri yanıltıyor, meseleleri karartıyorlar. Zira Filistin sorununa ilişkin doğru ve köklü çözümü örtbas ediyorlar. Bilirsiniz ki çözüm, sorunun tespit edilmesi kadardır. Buradaki sorun ise Filistin’in işgalidir. Bunun çözümü de bellidir. 2 milyarlık nüfusa ve yüzbinlerce askerden oluşan orduları harekete geçirmek ve bu mübarek topraklardan Yahudi varlığının kökünü kazıyıp atmaktır. Sorunun çözümünü Birleşmiş Milletler, Amerika ve Uluslararası güçler ile birlikte aramak, çözümden ziyade çözümsüzlük talep etmek ve Filistin’e ihanet etmektir.
Ey Müslümanlar! Kudüs ve Mescidi Aksa kınama mesajları ile kurtulmaz. İslâm konferansı örgütünün yemekli toplantıları ile kurtulmaz. Birleşmiş Milletler kararlarına atıf yapmakla kurtulmaz. İsrail ile diplomatik ilişkileri askıya almakla kurtulmaz. Barış mesajları vermekle kurtulmaz. İki devletli çözümden bahsetmekle kurtulmaz.
Kudüs’ün ve Mescidi Aksa’nın kurtuluşu ancak, Kudüs işgal altında iken bize gülmek haram olsun diyen Selahaddinler gibi komutanlarla kurtulur. Kudüs’ü fethettiğinde şehre deve ile değil de güzel bir at üzerinde girmesi istenildiğinde “Eğer biz İslâm’dan başka izzet ararsak Allah bizi zelil eder” diyen Hz. Ömer gibi Raşid Halifelerle kurtulur. Yüklü miktarda paralar karşılığında Filistin’den toprak vermesini isteyen Siyonist Liderlere karşı, “Ben size bir karış dahi toprak satmam, Zira o beldeler bizim değil İslâm Ümmetinindir” diyen Abdulhamit gibi basiretli yöneticilerle kurtulur. Velhasıl sözlerle değil ordularla kurtulur.
Ey Müslümanlar! Bizler sadece Aziz ve Hamid olan Allah’a güveniyoruz. Bizler Allah’ın yardımının yakın olduğuna inanıyoruz. Başta ABD olmak üzere bu ceberut ve küstah kâfirlerden korkmuyoruz. Çünkü bizim Mevla’mız Âlemlerin Rabbi olan Allah’tır. O Aziz ve İntikam Sahibidir. Onların ise Mevla’sı yoktur. Onlara Allah’a karşı yardım edecek hiçbir güç yoktur. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
أَفَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَيَنْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ دَمَّرَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَلِلْكَافِرِينَ أَمْثَالُهَا ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ مَوْلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَأَنَّ الْكَافِرِينَ لَا مَوْلَى لَهُمْ
“Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğunu görmezler mi? Allah onları yere batırmıştır. Kâfirlere de onların benzeri vardır. Bu, Allah’ın, inananların yardımcısı olmasından dolayıdır. Kâfirlere gelince, onların yardımcıları yoktur.” [Muhammed 10-11]
Ey Rabbimiz! Kuvvetimizin azlığını ve zayıflığımızı sana şikâyet ediyoruz. Bizleri İslâm ile izzetlendir ki, kâfirleri zelil kılalım.
Ey Rabbimiz! Bizleri yardımınla destekle ki, yeniden ayağa kalkalım.
Ey Rabbimiz! Saflarımızı birleştir ki, dağılmayalım.
Ey Rabbimiz! Bizlere basiret ver ki aldatılmayalım.
Ey Rabbimiz! Bizlere güç ve kudret ver ki, kâfirlerin belini kıralım.
Ey Rabbimiz! Bizleri yeniden tek bir ümmet eyle, topraklarımızı tek bir toprak eyle, savaşlarımızı tek bir savaş eyle,
Ey Rabbimiz! Bizlere yeniden Râşidî Hilâfet’i nasip et. Kâfirlerden değil sadece Allah’tan korkan Halifeler nasip et. Sözlerle değil, ordularla cevap veren yöneticiler nasip et. Kudüs Yahudi işgali altındayken uykuyu ve gülmeyi kendine haram kılan komutanlar nasip et. Kudüs’te tek bir gasıp Yahudi kalmayıncaya kadar kışlalarına dönmeyecek ordular nasip et. Kudüs’te 55 yıl nöbet tutan Hasan Onbaşı gibi askerler nasip et.
Ey Rabbimiz! İsra topraklarına sahip çıkamadık, ilk kıblemize sahip çıkamadık, Mescidi Aksa’ya sahip çıkamadık, Kudüs’e sahip çıkamadık. Bizleri affet! Acizliğimizden dolayı senden bağışlanma diliyoruz. Ancak şu Cuma saatinde sana söz veriyoruz ki, İslâm’ı hayata hâkim kılmak için hiç durmadan çalışacağız. Bizlere nusret ve yardım nasip et. Küstah Amerika ve diğer kâfirlerin hadlerini bildirecek Hilâfet Devleti’ni bizlere nasip et.
Allah’ım! Müslümanların saflarını birleştir. Sözlerini birleştir, amellerini birleştir, kalplerini birleştir. Nübüvvet metodu üzere Râşidî Hilâfet Devleti’ni yeniden ikame etmek için hedeflerini birleştir.