Kalın: İİT'nin Kudüs Kararı ABD'nin Kararına Misilleme Olarak Görülmemeli
15 Aralık 2017

Kalın: İİT'nin Kudüs Kararı ABD'nin Kararına Misilleme Olarak Görülmemeli

Ajanslar-Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti ilan etmesinin ABD'nin kararına bir misilleme olarak görülmemesi gerektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın, TRT Haber canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen İİT Olağanüstü Zirvesi'nin hatırlatılması üzerine Kalın, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması kararını sadece İİT üyesi 57 ülke değil, Avrupa, Latin Amerika ve Asya ülkelerinin neredeyse tamamının reddettiğini söyledi.

ABD'nin kararına sadece Çekya'nın destek verdiğine dikkati çeken Kalın, "Amerika'nın bir yalnızlaşma süreci var. Tek başına bu kararı aldı. Bunu küresel ölçekte onların da tahlil etmesi gerekiyor." dedi.

"Bu, Amerika'nın Kararına Bir Misilleme Olarak Görülmemeli"

Kalın, olağanüstü zirveden, "Doğu Kudüs'ün Filistin Devleti'nin başkenti olarak tanınması, konunun BM Genel Kuruluna götürülmesi, Filistin Devleti'nin tanınma sürecinin hızlanması, Kudüs'ün İslami, dini ve tarihi kimliğini korumak ve ekonomik durumunu güçlendirmek için oluşturulan çeşitli fonların birleştirilmesi, Filistinlilere yönelik ekonomik destek, yardım ve güçlendirme projelerinin başlatılması, unutturulmuş olan Filistin meselesinin tekrar küresel gündeme taşınması" gibi önemli sonuçlar çıktığını vurguladı.

"Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti ilan edilmesi" kararına ilişkin Kalın, "Bu, Amerika'nın kararına bir misilleme olarak görülmemeli. Zaten birçok ülke, biz de dahil, fiilen Doğu Kudüs'ü Filistin Devleti'nin başkenti olarak tanır gibi muamele ettik şu ana kadar. Bizim oradaki başkonsolosluğumuz bir büyükelçilik gibi çalışıyor. Bunun resmiyet kazanması önemli. Gelecekte kurulacak Filistin devletinin hem sınırlarını belirlemek açısından hem de güçlü bir destek olma anlamında önem taşıyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Filistin Meselesi Çözülmeden Ortadoğu'ya Barış Gelmez"

Kalın şöyle devam etti:

"Ortadoğu'da bütün meseleleri çözün, Filistin meselesini çözmeyin, Ortadoğu'ya barış ve istikrarın gelmesi mümkün değildir. İki devletli çözüm, işgalin sona erdirilmesi, Kudüs'ün Filistin Devleti'nin başkenti olarak tanınması ve statü kazandırılması, Filistinli mültecilerin topraklarına geri dönmesi, bu başlıklar altında devam etmesi gereken Ortadoğu Barış Süreci, belki bu vesileyle belki tekrar yeni bir zemine kavuşacak, yeni bir ivme kazanacak."

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Ofisi Karar Üzerine “Basın Açıklaması” Yayımladı

Ey Kınayıcılar Güruhu!

Kudüs’ü İkiye Bölerek mi Çözüm Getirdiniz?

Kâfir ve küstah ABD Başkanı Trump'ın Kudüs’ü işgalci Yahudi varlığının sözde başkenti olarak tanıdığını açıklamasının ardından, gelişmeleri ele almak amacıyla dönem başkanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetiyle İslam İşbirliği Teşkilatı dün İstanbul’da olağanüstü toplandı. Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı’nda alınan kararların sonuç bildirisinde şunlar açıklandı: “Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın Kudüs’ü İşgalci Güç “İsrail”in sözde başkenti olarak tanıyan tek taraflı kararı en güçlü şekilde reddedilmiş ve kınanmıştır. Söz konusu karar hukuken hükümsüz ilan edilmiştir. Bu beyanın Filistin halkının tarihi, hukuki, doğal ve milli haklarına bir saldırı, bütün barış girişimlerine yönelik kasti bir baltalama, aşırılık ve terörizme ivme verecek bir tahrik unsuru ve uluslararası barış ve güvenliği hedef alan bir tehdit olarak görüldüğü belirtilmiştir.”

Yine yağmadan gürleyen kınayıcı liderler güruhu toplandı ve her zamanki gibi dağ fare doğurdu! Yine ellerinden bir şey gelmedi ve kınamaktan başka bir şey yapamadılar! Oysaki Müslümanlar olarak bizler, bir haftadır Türkiye başta olmak üzere tüm İslam beldelerinde meydanlara indik, liderlere ve komutanlara çağrı yaptık, ordularınızı Kudüs için harekete geçirin ve işgalci Yahudi varlığını kutsal topraklardan sökerek atın dedik. Onlar ise her zaman ki gibi Müslüman halkın sesini değil, efendilerinin sesini dinlediler. Hiç utanmadan da Amerikan çıkarlarını zedeleyeceği düşüncesiyle Trump’ın kararının aşırılık ve terörizme ivme vereceği uyarısını yaptılar. Yaşanan onca tecrübeden sonra bile barıştan ve uluslararası hukuktan söz ettiler. Hâlbuki ABD Başkanı Trump’ın istediği tamda bu idi. Çünkü ABD sinsi bir oyun kurgulayarak Filistin meselesinin bu şekilde gündeme gelmesini ve iki devletli çözümüne yönelik uluslararası zeminin hazırlanmasını istiyordu.

Sonuç bildirisinde ayrıca şöyle denildi: “İki devletli çözüm temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti’ne dayanan, uluslararası tanınmış referans hükümlerle ve 2005’te Mekke-i Mükerreme’de yapılan Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı’da stratejik bir tercih olarak kabul edilen 2002 Arap Barış Girişimi’yle uyumlu adil ve kapsamlı bir barışa bağlılık teyit edilmiştir.”

Ey Yöneticiler! Size soruyoruz; Trump’ın küstah kararından sonra Kudüs’ü ikiye bölerek mi Filistin’e çözüm getirdiniz? İşgalci dediğiniz Yahudi Varlığına karşı 1967 sınırlarını kabul ederek mi karşılık verdiniz? 57 devlet ve milyonlarca askere sahip iken Yahudi varlığını Filistin’den söküp atacak bir karar çıkaramadınız mı? Büyük bir şaşaa ile oluşturduğunuz “İslam Ordusu” kırmızıçizginizi savunamadı mı? İslam İşbirliği Teşkilatı olarak aldığınız bu kararlar, Amerika’nın iki devletli çözümüne bağlı olduğunuzun kanıtıdır. Dolayısıyla sizler Mescid-i Aksa’yı koruyacak muhafızlar olamazsınız! Kudüs’ü bu şekilde Yahudi varlığının işgalinden kurtaramazsınız! Sizler mukaddesatımıza saldıran Yahudi varlığı ve ABD ile ilişkilerinizi dahi kesemezsiniz!

Ey Müslümanlar! Bu kınayıcı liderler güruhundan Kudüs’e hiçbir fayda yoktur. Zira bunlar ancak ve ancak efendilerinin çıkarlarını koruyorlar. İşgal altındaki Filistin’i kurtarmak yerine hayâsızca Kudüs’ün batısını işgalciye peşkeş çekiyorlar! Gördüğünüz gibi bunların hepsi bir Abdülhamid dahi etmiyor! Bir kez daha açığa çıktı ki Filistin ve Kudüs’ün kurtuluşu Raşidi Hilafet’ten başkası ile asla mümkün olmayacaktır. Öyle ise haydi, sizde bu dava için harekete geçin ve çalışın.