New York Times gazetesi, Lübnan'da 2 bin 700'den fazla kişinin yaralandığı ve 11 kişinin hayatını kaybettiği çağrı cihazı patlamalarının perde arkasını yazdı. Buna göre, “İsrail”, Hizbullah’a gönderilen Tayvan yapımı çağrı cihazlarına gizlice patlayıcı yerleştirerek, uzaktan bir sinyalle hepsini aynı anda patlattı.

Karar gazetesinde yer alan habere göre, “İsrail”, Hizbullah'a yönelik operasyonunda, Lübnan'a ithal edilen Tayvan yapımı çağrı cihazlarının içine patlayıcı maddeler yerleştirdi. Hizbullah’ın Gold Apollo adlı Tayvanlı bir şirketten sipariş ettiği cihazlar, Lübnan'a ulaşmadan önce “İsrail” tarafından müdahale edilerek patlayıcı maddeyle donatıldı. Cihazların çoğu AR924 modeli olup, patlayıcı maddeler pilin yanına yerleştirildi ve uzaktan tetiklenebilecek bir sistemle donatıldı.

Lübnan'da dün (Salı) saat 15:30’da, Hizbullah liderliğinden gelen bir mesaj gibi görünen bir ileti, bu cihazlara ulaştı. Ancak bu mesaj, patlayıcıları aktive eden bir sinyaldi. Patlama sonucunda en az 11 kişi hayatını kaybetti ve 2.700'den fazla kişi yaralandı.

Hizbullah’ın talep ettiği iletişim cihazlarına üretim aşamasında patlayıcı yerleştirildiğine dair benzer bir açıklama da Lübnan’lı güvenlik kaynakları tarafından yapıldı.

Lübnanlı üst düzey bir güvenlik kaynağı ve bir başka kaynak Reuters'e yaptıkları açıklamada, “İsrail” istihbarat servisinin (Mossad) dünkü bombalı saldırılardan aylar önce Lübnan Hizbullah'ı tarafından sipariş edilen Tayvan yapımı 5,000 çağrı cihazının içine az miktarda patlayıcı yerleştirdiğini söyledi.

Kaynak, 3,000 çağrı cihazının, patlayıcıların aynı anda aktif hale gelmesine yol açan şifreli bir mesaj aldıklarında patladığını ifade etti. Bir başka güvenlik kaynağı, yeni iletişim cihazlarına üç grama kadar patlayıcı gizlendiğini ve grubun bunu aylarca tespit edemediğini söyledi. Patlamaların gücü ve hızı, siber güvenlik uzmanları tarafından analiz edildi ve kullanılan patlayıcıların gücünü doğruladı.

İran’ın müttefiki olan Hizbullah, “İsrail’i” saldırıyı düzenlemekle suçladı ve “İsrail” hak ettiği cezayı çekecek” ifadelerini kullanarak misilleme sözü verdi. Filistin davasını direniş örgütlerine havale eden İslam beldeleri yönetimlerinin sessizliğinden cesaret alarak her türlü suçu işleyen Yahudi varlığı “İsrail” ise saldırıyla ilgili resmi bir açıklama yapmadı.

7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı’nın yıl dönümüne az bir zaman kala gerçekleşen bu saldırının “İsrail’in” bir yıldır Gazze’de elde edemediği askeri başarıyı Lübnan ve Hizbullah üzerinden elde etmesine yönelik bir imaj güçlendirme çalışması olduğu düşünülüyor. Ayrıca bu saldırının iç kamuoyunda hükümetine yönelik artan protesto ve baskıları hafifletmek için Netanyahu tarafından kullanılması bekleniyor.