Köklü Değişim Medya
Anayasa Mahkemesi’nin 2014 yılında meydana gelen bir olay hakkında verdiği kararla, polis ekiplerince cadde kenarında fuhuş amacıyla müşteri beklediği için 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'na göre işlem yapıp para cezası kesmesini haksız buldu ve yerel mahkemenin kararını bozdu. Böylelikle fuhuş için caddelerde bekleyen fahişe ve travestilere “komik” de olsa para cezaları kesilemeyecek.
AYM’ce alınan kararın 'Kimse işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez' ilkesi gereğince alındığı vurgulandı.
TCK’ya göre fuhuş zaten suç değil
Karar, bundan sonraki uygulamalar için ’emsal’ niteliği taşıyor. Yani artık cadde ve sokaklarda müşteri bekleyen fahişelere polis ceza kesemeyecek.
Kaldı ki “TCK’na göre; -21 yaşını bitirmeyen bir bayan ile bu kişinin kendi rızası ile dahi olsa fuhuş maksadıyla ilişkide bulunmak istisna olmak üzere- fuhuş yapmak suç olmamakla birlikte … 31.01.1973 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı 5/984 sayılı Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü ile” suç olmaktan çıkarılmıştır.
“Tüzükteki espri fuhuş yapanları cezalandırmak değildir; fuhuş nedeniyle bulaşabilecek zührevi hastalıkların yayılmasının önlenmesi ve genel sağlığın korunması için fuhşun kontrol altında yapılması, bu nedenle fuhuş yapanların tespit ve tescil edilmesi, bu kişilere uygulanacak sağlık kontrolleri, gizli fuhuş yapılan yerlerin belirlenerek kapatılması gibi hususlar düzenlenmiştir.”
Fuhuş artık daha da “serbest”
Demokratik Laik Türkiye Cumhuriyeti’nde ve özellikle AK Parti hükümeti zamanında fuhşun ve zinanın serbestleşmesine imkân sağlayacak kararların birbiri ardına alınması, toplumda bir yandan ahlaksızlığı arttırırken diğer yandan da insanların bu gayri ahlaki ortama alışmalarına, tepkisiz kalmalarına sebebiyet veriyor.
Haberde konu edinen olayda olduğu gibi fuhuş yapanlara yönelik olarak kolluk kuvvetlerinin elindeki cüzi ceza yetkisi de AYM’nin vermiş olduğu bu kararla alınmış oluyor.
Daha önceki AYM kararlarıyla ve AK Parti hükümeti eliyle yapılan düzenlemelerle zina, Türk Ceza Kanunu’nda suç olmaktan çıkartılmıştı.
Laik Türkiye Cumhuriyeti’nde fuhuş serbestken İslamî hayatı talep etmek “terör” suçu
Fuhuş karşısında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin durumu bu iken, bugün İslâmi hayatın başlaması için fikrî ve siyasi mücadele yapan Müslümanlara en ağır cezalar veriliyor, “terörist” muamelesi yapılıyor.
En son geçtiğimiz günlerde Yargıtayca onanan 58 Hizb-ut Tahrir üyesine verilen toplam 285 yıllık ceza, Türkiye yargısının geldiği noktayı en açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bir tarafta bir Hizb-ut Tahrirli üyesine ortalama 5 yıl ceza verilirken diğer tarafta fuhuş gibi bir pislik hakkında verilen “komik” para cezaları bile çok görülebiliyor; toplumun altını oyan, ahlakını bozan, Müslümanların değerlerini yok sayan fahişeler, transseksüeller mağdur olarak gösterilebiliyor.
Dolayısıyla, Türk yargı sisteminde travesti için çalıştırılan 'Kimse işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez' ilkesi, Hizb-ut Tahrir başta olmak üzere diğer İslâmi mücadele veren Müslümanlar için çalıştırılmayarak yakınlarıyla birlikte binlerce insan mağdur edilmeye devam ediyor.