Erdoğan: ‘Güçlü, Müreffeh ve İstikrar Abidesi Avrupa'yı Hep Birlikte İnşa Edelim’
27 Mart 2018

Erdoğan: ‘Güçlü, Müreffeh ve İstikrar Abidesi Avrupa'yı Hep Birlikte İnşa Edelim’

Ajanslar

Köklü Değişim Medya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-AB ilişkilerinde zorlu bir dönemi geride bırakmış olmayı umduklarını belirterek, AB'ye "Gelin, güçlü, müreffeh ve istikrar abidesi Avrupa'yı hep birlikte inşa edelim." çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, 2 saat 20 dakika süren çalışma yemeğinin ardından, Euxinograd Sarayı'nda ortak basın toplantısı düzenledi.


Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi vesilesiyle Varna'da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, Borisov'a zirveye ev sahipliği yaptığı ve misafirperverliği için teşekkür ederek, Borisov ile zirve öncesinde çok verimli bir ikili görüşme gerçekleştirdiklerini bildirdi.

Erdoğan, uzun bir sürenin ardından Varna'da AB kurum liderleriyle bir araya geldiklerini hatırlatarak, "Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde zorlu bir dönemi geride bırakmış olmayı umuyoruz." diye konuştu.

Tusk ve Juncker ile daha çok çalışmaları gerektiğini ve birtakım tıkanıklıkların nasıl aşılabileceğini de konuşma imkanı bulduklarını aktaran Erdoğan, "Sene 1963 ve sene 2018, gerçekten Türkiye'nin hala Avrupa Birliği'ne aday ülke olmanın ötesinde gelebildiği bir nokta yok. Bu müspet adımı bir an önce atalım, bunun üzerinde durduk. Avrupa Birliği ile önceki görüşmelerimizde ortak meselelerimizin çözümüne yönelik atılacak adımları tespit etmiş ve karşılıklı taahhütlerde bulunmuştuk." ifadelerini kullandı.

"Ülkemizdeki Suriyeliler İçin Bu Adım Çok Daha Rahatlatıcı Olacaktır"

Türkiye'nin başta düzensiz göçle mücadele olmak üzere sorumluluklarını fazlasıyla yerine getirdiğinin herkesin malumu olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu an itibarıyla sadece Suriye'den 3,5 milyon göçmen ülkemizde, buna Irak'ı da ilave ettiğimiz zaman bu rakam 4 milyona ulaşmaktadır. Öte yandan geçen sürede bazı taahhütler olmuştur. Bunlardan ilki 3 milyar avroluk bir taahhüttü, bunun şu an itibarıyla 1 milyar 850 milyon avrosu bizim ilgili birimlerimize aktarılmış durumdadır. Temenni ediyorum ki şimdi diğer ikinci taksidi olan 3 milyar avronun da ulaştırılması suretiyle biz mültecilerle ilgili atılması gereken adımları atalım, yapılması gerekenleri de yapalım. Ülkemizdeki Suriyeliler için bu adım çok daha rahatlatıcı olacaktır ve şu anda Avrupa Birliği'nin bu ilgisi gerek oradaki mültecileri rahatlatacağı gibi bizim de çalışmalarımızı hızlandıracaktır."

"Her İki Tarafın Faydasına Olan Başlıklarda Süratle Mesafe Almalıyız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, acil ihtiyaçların beklemeyeceğini ve insani krizlerde bürokratik hantallığa tahammülün olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:

"Ülkemizin üzerine düşeni yaptığı ve Avrupa Birliği mensubu muhataplarımızdan geri dönüş beklediği bir diğer konuysa vatandaşlarımız için sağlanacak olan vize serbestisidir. Bununla ilgili çalışma kağıdımız Şubat ayı başında Avrupa Birliği Komisyonu'na sunulmuştu. Avrupa Birliği tarafına çalışmalarının bir an önce tamamlanması gerektiğini de söyledik. AB bu noktada adımını bir an önce atarsa o da bizi rahatlatacaktır. Bu siyasi bir mesele haline getirilmemeli, vatandaşlarımızın Avrupa Birliği'ne olan güvenini sarsacak bir hal almamalıdır. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi çalışmalarına başlanması konusundaki beklentimizi de dile getirdik. Bu tür teknik konuları siyasetin meselesi haline getirmemeliyiz. Her iki tarafın da faydasına olan başlıklarda süratle mesafe almalıyız."

Erdoğan, bir diğer meselenin de serbest ticaret anlaşmalarıyla ilgili sorunlar olduğunu, karayolu taşımacılığı konusunda yaşanan sıkıntıları özellikle vurguladıklarını, Avrupa Birliği'nden bu alandaki sıkıntıların çözümüne katkıda bulunmasını beklediklerini bildirdi.

"Bizim için son derece önemli bir diğer konu terör meselesidir." diyen Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Türkiye hali hazırda birçok “terör örgütünün” hedefinde yer alıyor. DEAŞ, PKK, PYD, YPG gibi “terör örgütleriyle” içeride ve dışarıda mücadelemizi sürdürüyoruz. Geçen yıl Fırat Kalkanı Harekatı'nda 3 bin DEAŞ'lıyı imha etmiştik. Bu sene de Zeytin Dalı Operasyonu'yla 3 bin 800'e yakın YPG'li teröristi etkisiz hale getirdik. Teröre karşı operasyonlarımız sadece kendimizin ve Suriyelilerin güvenliğine değil, Avrupa'nın da güvenliğine katkı sağlamaktadır. Biz artık terörle mücadele gibi hassas konularda afaki ve haksız eleştiriler değil, güçlü destek bekliyoruz. Türkiye insan haklarına, temel hak ve özgürlüklere saygılı, demokratik bir hukuk devletidir. Teröre karşı aldığımız tedbirler ve operasyonlar gerekli olduğu müddetçe devam edecek, tehditler bertaraf edildiği zaman sona erdirilecektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve AB'nin uzun süreli stratejik ortaklar olduğunu vurgulayarak, "Küresel bir güç olma iddiasındaki Avrupa'nın Türkiye'yi genişleme politikalarının dışına itmesi vahim bir hata olacaktır. Türkiye bölgede kilit aktör, jeostratejik öneme haiz bir müttefik, genç nüfusa sahip dinamik bir ülkedir." dedi.