Ecir Kapısı Yardım Derneği, işgalci ‘İsrail’in Gazze ablukasını kırmak ve Gazze halkına yardım ulaştırma hedefi ile harekete geçen Küresel Sumud Filosu'na destek için İstanbul’da Saraçhane’de bir program düzenledi.
Kur’an tilaveti ile başlayan programda, Ecir Kapısı adına Ömer Faruk Kabataş'ın okuduğu basın açıklamasında Sumud Filosu'nun sivil bir girişim olduğunun altı çizilirken, bu filoya karşı saldırıların tarihe kara bir leke olarak geçtiği ifade edildi.
Filoya yapılan siyonist saldırıların aynı zamanda insanlığın ortak vicdanına, adalet arayışına ve zulme karşı direnen bütün değerlere yöneltildiğinin altı çizilen basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Küresel Sumud Filosuna bu gece gerçekleştirilen saldırı, tarihe bir kara leke olarak geçmiştir. Bu saldırı, yalnızca bir gemiye değil; insanlığın ortak vicdanına, adalet arayışına ve zulme karşı direnen bütün değerlerimize yöneltilmiştir.
Unutulmamalıdır ki, Sumud Filosu tamamen sivil bir girişimdir. İçinde farklı ülkelerden gelen vicdan sahibi aktivistler, insan hakları savunucuları, akademisyenler ve gönüllüler bulunmaktadır. Filonun tek hedefi, Gazze’deki hain kuşatmayı dünyaya duyurmak ve temel insani yardımları ulaştırmaktır. Buna rağmen böylesine sivil bir hareketin dahi hedef alınması, İsrail’in korkularını ve kaygılarını açıkça gözler önüne sermektedir. Çünkü Sumud Filosunun taşıdığı mesaj, en güçlü silahlardan daha tesirli bir hakikati haykırmaktadır. ‘Gazze’deki kuşatma insanlık dışıdır ve artık son bulmalıdır.’
Bu alçakça girişim, ‘İsrail’in ne kadar hukuksuz, ne kadar saldırgan ve ne kadar çaresiz bir tavır içinde olduğunu ortaya koymuştur. Eğer ‘İsrail’ böylesine insani ve silahsız bir girişimden dahi korkuyor ve rahatsız oluyorsa, bu durum Sumud Filosunun doğru bir yol izlediğini, adaletin sesini dünyaya duyurduğunu ve zalimin uykularını kaçırdığını göstermektedir.
Bu noktada bizlere düşen görev, daha güçlü, daha kararlı ve daha omuz omuza olmaktır. Bizler bu filonun taşıdığı değerlerin yanında dimdik duracağız. Bu sahiplenme yalnızca bir dayanışma tavrı değil, aynı zamanda insanlık onuruna ve mazlumların duasına sahip çıkma meselesidir.
Tarih boyunca zulüm hiçbir zaman baki olmamış, hakikat er ya da geç galip gelmiştir. İnancımız odur ki, bugün Gazze’de uygulanan kuşatma da mazlumların sabrı ve direnişiyle, dünyanın dört bir yanından vicdan sahibi insanların çabasıyla yıkılacaktır.
Vicdan sahiplerinin bedel ödemeyi göze alarak yapmış oldukları bu kutlu girişim, bölge yönetimlerine açık bir çağrıdır. Kınamaktan öte geçemeyen cılız tepkilerin çözüme hiçbir katkısının olmadığı aşikardır. Sumud Filosunda vatandaşı olan her bir devletin kendi vatandaşlarının güvenliğini sağlamak başta olmak üzere Gazze’de yaşanan insanlık dramına karşı net bir irade gösterme vakti çoktan gelmiştir. Aksi halde bugün Katar’da yaşanan pervasız eylemlerin benzerlerin sıklaşması kaçınılmazdır.
Gazze’de çocukların açlıktan öldüğü, ilaçsızlıktan bebeklerin can verdiği, masum sivillerin bombalar altında hayatını kaybettiği bir dönemde, bu filoya atılan her darbe insanlığın kalbine vurulmuştur. Bizler bu gerçeği asla unutturmayacağız ve unutturmamak için mücadele edeceğiz.
Allah’ın izniyle, Sumud Filosuna her şeyimizle sahip çıkacak, sesimizi daha gür çıkaracak mücadelemizi sağlam bir irade ile sürdüreceğiz. Çünkü biz inanıyoruz ki, mazlumun duası yerde kalmaz, zulmün karanlığı sonsuza kadar devam etmez."
Rıdvan Kaya: "Siyonist Çete Kudurgan Bir Köpek Gibi"
Eylemdeki bir diğer konuşmacı Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya, tam iki yıldır tüm dünyanın büyük bir vahşete, zulme şahitlik edildiğini hatırlattı. Kaya, Siyonist çetenin kudurgan bir köpek gibi azgınlığını her yere taşıdığını, bugün de Katar’da Hamas liderlerini hedef alan saldırganlığın bu durumun bir göstergesi olduğunu belirtti.
Kaya daha önce Lübnan’a, Yemen’e, İran’a, Suriye’ye, şimdi de Katar’a saldıran Siyonist azgınlığın tüm dünya da büyük bir nefret unsuruna dönüştüğünü vurguladı. Kaya, Siyonist çetenin bu saldırganlığının aslında bir yönüyle çaresizliğini yansıttığını, Gazze’de sürdürdüğü soykırıma rağmen ne Filistin halkını teslim alabilen, ne de insanlık vicdanını susturabilen Siyonist çetenin Sumud Filosuna yönelik saldırısının da tüm yeryüzünde bütün insanlık tarafından lanetlenmesine yol açacağını söyledi. Kaya siyonistlerin katlettiğinin ama kazanamadığını da ifade etti.
Siyonist çetenin bunca vahşete rağmen Gazze’de de Filistin coğrafyasının diğer kısımlarında da hakimiyet sağlayamadığını belirten Kaya, Kudüs’te dün gerçekleşen şehadet eyleminin Siyonistlere bu topraklarda asla huzur bulamayacaklarının bir delili olduğunu vurgulayarak Kudüs eylemini gerçekleştiren iki mücahidin şehadetini kutladı.
Kaya iç yakan, yürek burkan manzaralara rağmen Müslümanların asla hüzne kapılmamaları gerektiğini, asla ümitsizliğe düşmemeleri gerektiğini hatırlattı. ABD korkusu yüzünden bölge ülkelerinin Siyonist çetenin vahşetine tepkisiz kalmalarının tüm İslam dünyası için bir zillet görüntüsü teşkil ettiğini ifade eden Kaya, bununla beraber Müslümanların asla çaresiz olmadıklarını da vurguladı.
Gazze’de aslanlar gibi savaşan ve tüm gücüne rağmen Siyonistlere Filistin topraklarını dar eden Hamas mücahitlerinin ümmetin onurunu temsil ettiğini ifade eden Kaya Müslümanların ellerinden gelen her imkanla, her araçla Hamas’ı desteklemeleri gerektiğini hatırlattı. Sumud Filosuna yapılan saldırıyı protesto için bu eylemi düzenleyen kardeşleri ve Saraçhane Parkını dolduran topluluğu tebrik eden Kaya bu eylemin bir şahitlik olduğunu belirterek tüm yapılanların Rabbimiz katında mazeretimiz olması duasıyla sözlerini bitirdi.
Köklü Değişim’den Muhammed Emin Yıldırım: “Yöneticiler Orduları Harekete Geçirmedi”
Daha sonra söz alan Köklü Değişim yazarlarından Muhammed Emin Yıldırım, konuşmasında Gazze’de icra edilen Haçlı-Siyonist vahşetinin İslam coğrafyasının uzun bir zamandır içine düştüğü kuşatmanın bir sonucu olduğunu ifade etti.
Müslüman halkların ve yeryüzünde adaletten yana tüm insanların ‘İsrail’ adlı zulüm şebekesine karşı kesintisiz biçimde tepki gösterdiklerini, görevlerini yaptıklarını ama Müslüman halklara tahakküm eden rejimlerin ellerindeki askeri gücü Siyonist çeteye karşı harekete geçirmemekle bu zulme ortak olduklarını belirten Yıldırım, Siyonist çetenin ancak güçle durdurulabileceğini, bunun için de başta bölge ülkeleri olmak üzere İslam dünyasında mevcut bulunan statükonun yıkılması gerektiğini söyledi.
Yıldırım, Sumud Filosu'nun ortaya bir irade koyduğunu ifade ederek, diğer taraftan Yahudi varlığı İsrail'in hiçbir hukuk gözetmeden her yeri hedef aldığını hatırlattı.
Tunus’ta ‘İsrail'in egemenlik hakkını hiçe sayarak gemiyi vurduğunu belirten Yıldırım bunun da ötesinde katil rejimin Suriye'yi, Lübnan'ı, Katar'ı, Tunus'u, Filistin'i her yeri vurduğunu fakat hiçbir devletin ona devlet gibi cevap veremediğini vurguladı.
Yıldırım Yahudi varlığıyla savaşmadan Müslümanlar olarak yaşadığımız zilletin bitmeyeceğini, Yahudilerin güçsüz, korkak, başkalarının ipiyle yaşadığını, ve onlarla mutlaka savaşa girilmesi gerektiğini kaydetti.