
Köklü Değişim Medya
Çin işgali altındaki Doğu Türkistan ile Kazakistan sınırında, devasa levhalarla Müslümanlara yönelik “başörtüsü ve sakal yasak” uyarıları bulunuyor.
Levhalardaki uyarılar Çin'in, Doğu Türkistan'daki Müslümanlara uyguladığı sert 'güvenlik' politikalarının sınırdan itibaren başladığı şeklinde değerlendiriliyor.
Çin 'güvenlik politikaları' Devlet Başkanı Şi Cinping'in öncülüğünü yaptığı Kuşak ve Yol Projesi için hayati önemde.
Doğu Türkistan, Çin ve müttefiki Pakistan için ticari anlamda Orta Asya üzerinden dünyaya açılan kapı olarak kilit konumda bulunuyor.
Kızıl Çin, Doğu Türkistan'da 'etnik temizliğe' yasal dayanak bulabilmek için provokatif eylemleri ve kavgaları bahane ederek bölgede geniş çaplı operasyonlar yürütüyor.
Uygurlar ise, iddia edilen saldırıların Doğu Türkistanlı Müslümanlara yönelik şiddet ve baskıları artırmak için Pekin yönetiminin kurguladığı bir plan olduğunu belirtiyor.
Uzmanlar: “Çin, Yol ve Kuşak Projesi İçin Doğu Türkistan'ı Pasifize Ediyor”
Doğu Türkistan konusunda uzman Alman bağımsız araştırmacı Adrian Zenz, "Çin'in bu bölgeyi tamamen kontrolü altına almak istemesinin ardındaki esas sebep, Kuşak ve Yol Projesidir" diyor.
Güvenlik önlemleri, Kazak ve Kırgızların da aralarında bulunduğu bir milyondan fazla Uygurlu’nun Pekin'in dünyaya "mesleki eğitim merkezleri" olarak lanse ettiği toplama kamplarına konulmasını da içeriyor. Diasporada bulunan Uygurlar, Çin'in Müslüman halkı toplama kamplarına göndermesini asimilasyon ve kültürel soykırım olarak yorumluyor.
Çok sayıda Pakistanlı tüccarın Uygur eşi yine Çin yönetimi tarafından toplama kamplarına gönderilmiş durumda. Pakistanlı eşler uzun süredir ailelerinden haber alamıyor.
Analistlere göre, Çin'in Müslüman azınlıklıklara yönelik baskısına verilen göstermelik tepki, Kuşak ve Yol Zirvesi kapsamında bu hafta Pekin'e gelen Pakistan ve Orta Asyalı liderleri zor duruma düşürdü.
Kuşak ve Yol projesinde aslan payını alan Orta Asyalı liderler, kendi ülkelerindeki rahatsızlıklara ve hoşnutsuzluklara rağmen, Çin'in Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerini kamuoyu önünde eleştirmekten kaçınıyor.
Pakistan Başbakanı İmran Han, Çin Ağzıyla Konuştu
Pakistan Başbakanı İmran Han, yaptığı açıklamalarda, "Doğrusu, Çin'in Uygurlara yaptığı ihlallerle ilgili herhangi bir bilgim yok" ifadelerini kullanmıştı.
Kazakistan da, Çin'deki etnik Kazakların refahının Pekin'le olan ilişkilerinde "önemli bir faktör" olduğunu belirtmekle birlikte Çin'in sözde 'terörizm, aşırılıkçılık ve ayrılıkçılıkla mücadelesine' destek verdiğini kaydediyor.
Kazak makamları, Doğu Türkistanlı aktivist Serikzhan Bilash'ı 'nefret söylemi' suçlamasıyla Almatı'da gözaltına almıştı.
Orta Asya ülkelerinin Çin'i eleştirmesinin hayli zor olduğunu belirten İngiliz savunma ve güvenlik düşünce kuruluşu Royal United Services Enstitüsü uluslararası güvenlik araştırmaları direktörü Raffaello Pantucci, "Türki cumhuriyetlerin güçlenerek büyüyen bu ekonomik ortağı (Çin) eleştirmeleri çok zor. Çünkü ilişkilerini idare etmeye çalışırken aynı zamanda kendi halklarını da bir dereceye kadar temsil ettiklerini göstermek durumundalar." diye konuştu.
Pantucci, "Çin, Orta Asya'daki yatırımlardan önce bölgedeki kalkınmanın anahtarı olarak Doğu Türkistan’ı pasifleştirmeyi görüyor." değerlendirmesinde bulundu. Raffaello Pantuççi'ye göre, Çin'in bakış açısından Doğu Türkistan'daki ayrılıkçı ve huzursuzluklara uzun vadeli cevap; ekonomik refahı sağlamakla mümkün.
Kazakistan ve Çin, Korgas'taki devasa ticaret merkezini paylaşıyor; tacirler, kontrol noktalarından vizesiz geçip tekstilden mutfak eşyasına ve diğer ürünlere kadar birçok farklı kalemde alışveriş yapabiliyor.
Korgas aynı zamanda Müslüman Kazak halkına, dini inançları konusundaki Çin'in katı yaklaşımını da anımsatıyor. Bu durum ortak serbest ticaret bölgesi düzenlemesine ilişkin yasanın açıkça ihlal edilmesi anlamına gelse de kimsenin sesini çıkaramadığı belirtiliyor.
Çin makamları, Korgas'ın Çin'in kontrolünde bulunan kısmında gazetecilerin örtünmenin yasak olduğunu gösteren levhaya yaklaşmasına izin vermedi.



