Çavuşoğlu, Esed’in Can Simidi Astana ve Cenevre’nin Hedefini Alenen Beyan Ediyor
17 Ağustos 2022

Çavuşoğlu, Esed’in Can Simidi Astana ve Cenevre’nin Hedefini Alenen Beyan Ediyor

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Esed’e meşruiyet kazandırma çabalarını yaptığı son açıklamayla sürdürdü. Çavuşoğlu, BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapan 2254 No’lu kararına atıf yaparak, “Tüm bunlar için ne gerekiyor? Rejim ve muhalefetin uzlaşması gerekiyor. Öyle değil mi?” ifadeleriyle yıkılmaya yüz tutmuş Esed rejimini ayağa kaldıran Türkiye’nin de içinde bulunduğu Astana ve Cenevre sürecinin başından beri hedefinin değişmediğini beyan etmiş oldu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Letonya Dışişleri Bakanı Edgars Rinkevics ile Ankara’da düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Suriye’ye ilişkin değerlendirmelerinin, Suriye’nin yanı sıra Türkiye içerisinde de çarpıtmaya çalışıldığını söyleyen Çavuşoğlu, ifadelerinin Türkiye tarafından en başından bu yana dile getirildiğini belirtti.

Çavuşoğlu, değerlendirmenin, Suriye’deki iç savaş başladıktan söz konusu savaşın sonlandırılması için Türkiye’nin yürüttüğü çabaların bir yansıması olduğunu vurguladı.

“Muhalefet Türkiye’ye Güveniyor”

Çavuşoğlu, Uluslararası Suriye Destek Grubu ve Fikirdaş Ülkeler Grubu kurulduğuna ancak buna rağmen bu sürecin başarısız olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

Sonuç çıkmamasının temel sebebi, rejimin ayak diremesi yüzündendi. Çünkü rejim, siyasi çözüme inanmıyor, askeri çözüme inanıyor ama kalıcı bir çözüm, siyasi çözümdür. Bunu hep başından beri söylüyoruz. Üstelik yine BMGK’nin 2254 No’lu kararı, Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğüne de vurgu yapıyor, tıpkı her açıklamamızda vurguladığımız gibi. Suriye’nin toprak bütünlüğünü önemsiyoruz.” BMGK’nin 2254 sayılı kararı ışığında atılacak adımlara işaret eden Çavuşoğlu*, “Tüm bunlar için ne gerekiyor? Rejim ve muhalefetin uzlaşması gerekiyor. Öyle değil mi? Benim söylediğim buydu, farklı bir şey söyledim mi?”* ifadesini kullandı*.*

Çavuşoğlu, Büyükelçiler Konferansı’nın ardından yaptığı basın toplantısında, yeni anayasa komisyonuna da vurgu yaptığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Peki, muhalefetin müzakere heyeti kurmasının amacı neydi? Yine bu kanun çerçevesinde muhalefetin, bizim de desteklediğimiz bir müzakere heyeti var. Bu müzakere heyetinin amacı ne? İşte bu geçiş sürecini ve anayasa dahil tüm bunları rejimle müzakere etmek*. Yani ilk defa rejimle muhalefeti biz bir araya getirmiyoruz ki bu gelişmeler çerçevesinde.** Ama biz buna çok önemli katkı sağladık. Niye? Muhalefet çünkü bize güveniyor, Türkiye’ye güveniyor. Hiçbir zaman da yarı yolda bırakmadık*.

Ama Suriye’de kalıcı bir istikrar ve barış için bu uzlaşının şart olduğunu söyledik, söylüyoruz. Bunu çarpıtmak isteyenler çarpıtabilir. Çarpıtanların da kim olduğunu biliyoruz. Bayrağımıza el uzatanların eli de kırılır. Zaten bununla ilgili geçici hükümet dahil, gerekli açıklamaları Suriyelilerin kendileri yaptı. Bu provokatörleri onlar da biliyor. Tutuklananlar oldu.” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Şam ile ilişkilerin düzelmesine destek vermesini de değerlendiren Çavuşoğlu, “Sayın Bahçeli’ye teşekkür ederiz

“Libya’ya Desteğimiz Sürecek”

Bakan Çavuşoğlu, Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid el-Meşri ile de Dışişleri Bakanlığında bir araya geldi. Bakan Çavuşoğlu, Meşri ile yaptıkları görüşmede, Libya’daki gelişmeleri ve seçim sürecini değerlendirdiklerini belirtti. Çavuşoğlu, “Kardeş Libya’ya bugüne dek olduğu gibi güçlü desteğimizi sürdürecek, iş birliğimizi her alanda ilerleteceğiz.” açıklamasında bulundu.

Astana’dan Cenevre’ye Esed’i Koruma Mücadelesi

Suriye halkını başlattığı devrim 11 yılına girerken ABD’nin himayesindeki Cenevre görüşmelerinin alt yapısı Astana ile başlayan yıkılmaya yüz tutmuş zorba Esed rejimini kaldırma süreci artık aşikar ediliyor. 2015 yılında neredeyse tüm büyük kentlerin rejimden alındığı bir anda ABD’nin bazı menfaatler vadederek sahaya davet ettiği Rusya ve İran’ın yanı sıra Türkiye’nin olduğu “Astana Üçlüsü” koordineli olarak göreve başlamıştı.

Halep Dönüm Noktası

Halep’in de nerdeyse devrimcilerin eline geçeceği anda Türkiye’nin başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı’na devrimcileri çağırması üzerine Halep cephesi zayıflamış, Rusya’nın yoğun bombardımanı ve İran’ın karadan yürüttüğü katliamlarla şehir Esed rejimine teslim edilmişti. Daha sonra Putin ile masaya oturan Türkiye, muhalefetin İdlib’e sıkıştırılma planını devreye sokmuş oldu. Muhalifleri de ılımlı ve radikal olarak ikiye bölen Ankara, kuzeye çektiği muhalifleri üst üste gerçekleştirdiği operasyonlar sayesinde Esed ile savaşmaktan alıkoydu.

Esed’e Meşruiyet Kazandırma Süreci

Bugün ise Ankara, Suriye’nin toprak bütünlüğü BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapan 2254 No’lu kararına atıf yaparak Esed rejimine meşruiyet kazandırma sürecine hız vermiş gözüküyor. Soçi’den kısa süre önce dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından sırayla Çavuşoğlu, Hayati Yazıcı ve Metin Külünk’ün benzer açıklamaları öteden beri hazır olan Cenevre ajandasının artık açık bir şekilde savunulması sürecine girildiğini belgeliyor. ABD’nin baba Esed’den beri bölgedeki menfaatlerini ve “İsrail”in güvenliğini sağlayan rejimin bekasını, 1 milyon Müslümanın katledilmesi, 13 milyonun yerinden edilip, mülteci konumuna düşürülmesine rağmen koruma çalışmaları artık alenen savunuluyor.