Köklü Değişim Medya
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Eskişehir'de Atatürk Spor Salonu'nda yapılan Ak Parti Tepebaşı İlçe Teşkilatı 4. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, her dönemde eğitimde değişiklikler olabileceğini söyledi.
"Eğitimin ekmek, su" gibi olduğunu belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
"Yapılan değişimin her dönemde olabildiğini göstermek için bir örnek vereyim. Ortaokul öğretmenleri ilkokuldan gelen öğrencilerin zayıf olduğunu söylüyor. Liseler de aynı durumdan şikâyetçi. Üniversite de öyle. En son hayat üniversiteliden şikâyetçi oluyor. Mevcut öğretim bünyesini nasıl kuralım ki sistem işleyebilsin? Yıl kaç? 1939. Ne yapalım diyor, 'Müfredatı gözden geçirelim' diyor dönemin Milli Eğitim Bakanı. Eğitimin amacı toplumun refah süresine katkıda bulunmaktır. Türkiye, milli geliriyle dünyada 16. sırada. Bizim doğalgazımız, petrolümüz, Elmas madenimiz yok ama elmastan değerli bir eğitim sistemimiz var. Biz Nabi Avcı Bey'e çok şey borçluyuz. Milli geliri 3 kat artırdık bu hükumetimiz sayesinde. Türkiye’nin yarını çok daha güzel olacaktır."
İlkokul, ortaokul ve lise eğitimi gördüğü dönemlerde 70 kişilik sınıflarda okuduğunu anlatan Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
"Kaliteli eğitimin birçok unsuru var. Bu kardeşiniz gerek ilkokulda gerek lisede 70 kişilik sınıflarda okudu. 45 dakikalık derste bir öğretmen bir öğrenciye 1 dakika ayırabilir mi? Biz geldik kaliteli eğitimi sağlamak için derslik başına düşen öğrenci sayısı, Türkiye genelinde 36'ydı, 24'e düşürdük. 645 binin üzerinde derslik var, 270 bin derslik yaptık bizim dönemimizde. Daha kaliteli bir eğitimi evlatlarımıza vermek için. Bir başka kaliteli eğitim unsuru öğretmen başına düşen öğrenci sayısının da az olması lazım. Biz geldiğimizde 28'di, şimdi 17'ye düştü. Biz biliyoruz ki iddiamız da o, en fazla yatırımı öğretmene yaptık, 580 bini üzerinde öğretmen ataması yaptık ve Cumhuriyet tarihinde kendi döneminde en fazla öğretmen ataması yapan bakanımız da Nabi Avcı Bey'dir. Bugün her gördüğünüz üç öğretmenden ikisi bizim dönemimizde atandı. Geçen yıl Nabi ağabey Şubat'ta 30 bin kişi almıştı, biz sözleşmeli 20 bin öğretmen aldık, bir yılda 50 bin atadık, bu yıl 20 bin atadık. Allah nasip ederse bu yıla yakın, tabii daha sonra Başbakanımızın, Maliye Bakanımızın, Çalışma Bakanımızın ortak çalışmasıyla belirlenecek ancak 20 binin yakın bir rakamını da inşallah önümüzdeki yıl atayacağız. Niçin? Evlatlarımıza daha kaliteli bir eğitim verelim diye."
"Öğretmenlerin Özlük Haklarını İyileştirdik"
Öğretmenleri atamakla kalmayıp özlük haklarını da iyileştirdiklerini aktaran Yılmaz, "2002'de iktidara geldiğimizde yeni başlamış bir öğretmenimiz dokuzuncu kademenin birinci kademesi... Haftada 15 saat ek ders alıyor. Aldığı toplam para 635 lira. Dolayısıyla bu o zamanki dolara vurduğunda 378 dolar gibi bir şey, 400 doların altında. Şimdi yeni başlayan bir öğretmen 15 saat ek dersi ile birlikte 360 liranın üzerinde, dolar karşılığı bin 58 dolar. Birisi 400 doların altında, birisi bin doların üstünde. Biz 'Öğretmenimize önem verdik, en büyük yatırımı öğretmene yaptık' deyince bunun dayanağı var." değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, Türkiye büyüdükçe milli gelirini artırdıkça öğretmene milli gelirden verdikleri payı daha da artıracaklarına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Çünkü biz biliyoruz ki eğitimin kilit taşı öğretmendir. Her şeyiniz olsun öğretmen yoksa ders yapılmaz. Hiçbir şeyiniz yok, öğretmeniniz varsa ders yapılır. Dolayısıyla öğretmenlerimizin değerini bilerek, her dönemde elleri öpülesi öğretmenlerimize değer vererek, yine Sayın Bakanımızın çok güzel bir sözü var, diyor ki 'Herkes kendi döneminin milli eğitim bakanı kimdir bilmez, adını söyleyemez ama herkese sorun ilkokul öğretmeni kimdir, herkes onun adını verir.' İşte öğretmen statüsü, diyorlar ya daha bundan büyük statü olur mu? Yine İstanbul Üniversitesi bir araştırma yapmış, diyor ki, 'Öğretmenin toplumdaki algısı nasıl' diye. İlk dört arasında çıkıyor. Bir doktorlar, iki öğretim üyeleri, üç hakim, dört öğretmen. Diğer meslekler bundan sonra geliyor, dolayısıyla öğretmenin toplumdaki algısı da her geçen gün artmaktadır."
Öğretmenin maaşını artırırken Avrupa'nın ücretleri indirdiğini dile getiren Yılmaz, "Çok net söyleyeyim. OECD'nin 2017 Eğitime Bakış raporu var. Her söylediğimin bir hukukçu olarak dayanağı var. Bu söylediğim rakamdan ya o Eğitime Bakış raporundan... Ya da Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın İnsani Gelişmişlik raporu var, 2016 yeni yayınlandı. O Eğitime Bakış raporunda diyor ki, '2000 ila 2015 yılları arasında öğretmen maaşlarında İngiltere'de yüzde 5, Fransa'da yüzde 10, Yunanistan'da yüzde 18 indirim yapıldı, Portekiz'de, Danimarka'da, İtalya'da indirim yapıldı. Başka ülkelerde indirim yapılırken biz bırakın indirim yapmayı, bırakın enflasyon karşısında korumayı, bırakın refah payı oranında artırmayı, öğretmenimizin maaşını üç kat arttırdık. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bazı alanlarda yaptığımız hizmetler 80 yılda yapılanlardan kat kat daha fazla." değerlendirmesinde bulundu.
"Evlatlarımızın Bilgi Otoyoluna Çıkabilmesi İçin Mutlaka Fatih Projesini De Tamamlamamız Lazım"
Bakan Yılmaz, yine kaliteli eğitim verme adına eğitimi teknoloji ile buluşturduklarını, Fatih projesini başlattıklarını dile getirerek, "Sınıfları liselerden başlamak üzere akıllı tahtalarla donatıyoruz, öğretmenlerimize ve öğrencilerimize tablet bilgisayarı dağıtıyoruz ücretsiz olarak. Allah nasip ederse yasal eksiklikler vardı, süreç içinde bu eksiklikleri giderdik, yönetmeliğini çıkardık inşallah bir yıllık süre içinde bu ana kadar alınan mesafeden çok daha fazlasını alacağız. Bizim değişmez hedefimiz eğitimin kalitesini artırmak. Evlatlarımızın bilgi otoyoluna çıkabilmesi için mutlaka Fatih projesini de tamamlamamız lazım, önemli bir mesafe almamız lazım." ifadesini kullandı.
Eğitimin kalitesini artırmak için yaptıkları arasında ücretsiz Kitap uygulaması başlattıklarını anımsatan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bunu da bizim dönemimizde başlattık. Bazı hizmetleri yapıyoruz sanki doğalmış gibi geliyor ama herkes kendi çocukluğundakini hatırlasın. Okullar açıldığında ilk gün ders yapılmaz ama her öğrenci ilk gün okula gitmek ister. Onun en büyük gerekçesi nedir biliyor musunuz? Öğretmen kara tahtaya yazar, hangi ders hangi hocanın kitabından takip edilecek, hangi müfredat üzerinden eğitim yapılacak, kara tahtaya yazardı. Sizler de giderdiniz kırtasiyeye 'Bu kitapları almamız gerekiyor' derdiniz. Kırtasiyeci 'Şu kitap gelmedi önümüzdeki hafta gelecek, bu kitaplar 15 gün sonra' derdi ama bazen dediği de olmazdı. Ben ilk yarı tamamlanana kadar kitapların tamamlandığını... Şimdi içimizdeki kardeşlerim evlatlarının Türkçeyi veya tarihi veya coğrafyayı hangi yazarın kitabı üzerinden takip ettiğini bilen var mı? Yok. Gerek de yok, gerçi olsa olur ama Cenab-ı Allah'a hamdolsun 18 milyona yakın da öğrencimiz var 16 milyon 500 bin bizim devlet okullarında, 1 milyon 200 bin özel okullarda 17 milyon 700 bin gibi öğrencimiz var. Bu öğrencilerimize kitap temin ediyoruz ve bütün vatandaşlarımız bunu normal olarak kabul ediyor. Bazı belediyelerimiz diyor ki, bunu gördüm Sultanbeyli'de 'Efendim ben de öğrencilerimizin defterini temin ediyorum' diyor. Siz yeter ki doğru bir yol açın. Güzel bir söz var ya 'Doğru yol budur' diye. 'Sen bir yürü de bak ne koşanlar göreceksin' dediği gibi, biz hayırlı bir işlem başlattık, Ondan sonra bu yolu takip eden çok olacak."
"37 İldeki Okul Öncesi Eğitimin Masraflarını Bakanlık Olarak Biz Karşılayacağız"
Yılmaz, Başbakan Binali Yıldırım'ın da özellikle önem verdiği eğitimde kaliteyi artırmak için okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Nabi Bey döneminde 2015-2019 Strateji Planı yayınlandı Milli Eğitim Bakanlığının. Nabi Bey diyor ki, '2019'da okul öncesi eğitimde yüzde 90'ı yakalayacağız.' 2010'da ne kadardı? Yüzde 10'du. Yüzde 10'dan aldık, geçen yıl sadece 5 yaş için okul öncesi eğitime giden öğrenci oranı yüzde 74. Yüzde 10'dan aldık şimdi yüzde 74. İnşallah Nabi Bey'in 2019 için koyduğu hedefleri biz yakalayacağız. Neden önemli diyoruz, okul öncesi eğitimde genel kural şu; diyorlar ki verin 7 yılı bize 70 yıl sizin olsun. Nedir 7 yıl dedikleri? 3 yıl okul öncesi eğitim, 4 yıl da ilköğretimin ilkokul kesimi. 'Esas eğitimin temel değerleri, becerileri bu dönemde kazandırılır' diyor. Bilimsel araştırmalar ispatlamıştır ki bir yıl okul öncesi eğitim alan hiç almayandan daha başarılı, iki yıl alan bir yılından daha, üç yıl da ikiden başarılı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının İnsani Gelişmişlik raporunda diyor ki, okul öncesi eğitime harcadığınız her 1 doların karşılığı 6-7 dolar olarak geri alınır, dolayısıyla en büyük getirisi olan yatırım nedir? İnsana yapılan yatırımdır. İnsana yapılan en önemli yatırım nedir? O da eğitimdir. Cenab-ı Allah'a hamdolsun bu alanda çok büyük bir başarı kaydettik. İnşallah 37 tane pilot il seçtik, ilk defa bu yıl uygulamaya geçeceğiz. Eğitimlerin materyalini hazırladık. 37 ildeki okul öncesi eğitimin masraflarını bakanlık olarak biz karşılayacağız. Hedefimiz hedefi yakalayabilmek, yapar mıyız? Hiç şüpheniz olmasın."
Siyasi Bakışlar’da TEOG Üzerinden Eğitim Sistemi Konuşuldu
Siyasi Bakışlar programında program konukları Araştırmacı-Yazar Yasin Babayiğit ve Araştırmacı-Yazar Muhammet Hanefi Yağmur tarafından Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın öve öve bitiremediği eğitim sistemi, TEOG üzerinden değerlendirildi.
Geçtiğimiz Cuma günü yayımlanan programın ilgili bölümünü yayınlıyoruz.
Programın tamamı için: