Ayşe Barım, Tutuklandı: Gezi Olayları Gündemde
28 Ocak 2025

Ayşe Barım, Tutuklandı: Gezi Olayları Gündemde

Köklü Değişim Medya

Gezi Parkı olaylarının planlayıcılarından olma suçlamasıyla gözaltına alınan ünlülülerin menajeri Ayşe Barım, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" suçlamasıyla dün çıkarıldığı mahkemenin kararıyla tutuklandı.

2013 yılında laik Kemalist fikirlerle motive edilen Gezi Parkı olayları tüm Türkiye’de ayaklanmaya dönüşmüştü.

Taksim Gezi Parkı için hazırlanan kentsel gelişim planına karşı çıkma iddiasıyla 28 Mayıs 2013 tarihinde, ilk olarak İstanbul'daki Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve yayılan olaylarda, Anadolu Ajansı'nın raporuna göre, protestocular tarafından 46 kamu binası, 231 polis aracı ve 44 ambulans kullanılmaz hâle getirilmiştir. 326 iş yeri ve 201 araç tahrip edildi, 80 belediye otobüsü ve 85 otobüs durağı yakılmıştı. 8 sivil, 2 polis memurunun hayatını kaybettiği olaylarda 9 bin 63 kişi de yaralanmıştı.

AK Parti hükümetine karşı başlatılan ayaklanmanın karşı tarafı ve Gezi olaylarına destek veren siyasi odak ise CHP (Cumhuriyet Halka Partisi) olmuştu. Dünyanın birçok ülkesinde ABD-İngiltere (Avrupa) hegemonya savaşı karakterli bu ayaklanmaya ünlü isimler de destek vermiş ve bu ünlülerine menajeri sıfatıyla Ayşe Barım da olayların ilk günlerinde objektiflere yansımıştı.

Ayşe Barım, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırma” suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 311. Maddesi kapsamında tutuklandı.

ID İletişim’in sahibi olan Barım, Gezi Olayları’nı düzenlediği iddia edilen Memet Ali Alabora, Osman Kavala ve Çiğdem Mater’e yardımcı olmakla da suçlanıyor.

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanacak olan Barım, Silivri Cezaevi’ne gönderilecek.

Savcılığın Gerekçesi: “Etki Gücünü Kullanarak Gezi’yi Kitleselleştirme”

İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili ve bir Cumhuriyet Savcısı’nın imzaladığı tutukluluğa sevk yazısında Barım’ın Mehmet Ali Alabora ve Çiğdem Mater Utku ile doğrudan irtibatlı olmasının yanında kendisinin irade gösteren, danışılan ve onayı alınan kişi olarak tespit edildiği, bu şekilde olayları planlayan, örgütleyen ve yönlendiren, iradesi sorularak bu yönde kendisinin karar bildirerek yön verici ve belirleyici olduğunun açıkça anlaşıldığı, kendi şirketine bağlı toplumda tanınan oyuncuları eylemlere yönlendirerek oyuncuların toplumdaki tanınırlığını ve etki gücünü de kullanarak daha fazla kitleselleşmesini amaçladığı ileri sürüldü.

Sevk yazısında HTS kayıtlarına göre Barım’ın Bergüzar Korel, Ceyda Düvenci, Dolunay Soysert, Halit Ergenç, Hümeyra Akbay, Mehmet Günsür, Nehir Erdoğan, Selma Ergeç, Nejat İşler, Rıza Kocaoğlu ile toplam 52 kez görüşme yaptığı belirtilerek, “Gezi Parkı’nda bir bildiri yayınlanması konusunda fikir alışverişi olduğu, Gezi Parkı’na ilişkin bildirinin kendilerine zarar verebileceği, eylemlerı̇n daha aktı̇f bı̇r şekı̇lde gerçekleştı̇ğı̇ zaman yayınlanması gerektı̇ğı̇ kanaatı̇ oluşturularak netı̇celendı̇rı̇ldı̇ğı̇, bu şekı̇lde şı̇ddete evrı̇len eylemler sürecı̇nde daha fazla kı̇tleselllı̇k arayışı ı̇çerı̇sı̇nde oldukları açıkça anlaşılmıştır” ifadeleri yer alıyor.

Ayşe Barım, İfadesinde Ne Söyledi?

Savcılık ifadesinde suçlamaları reddeden Barım, şunları söyledi:

“Gezi Parkı eylemlerinin başlarında bu konuyla ilgili beni kimse aramadı. Kimse benden birlik kurmak adına finansal destek ya da ismimle katkı sunmamı talep etmedi. Gezi Parkı’na bir ya da iki kere gitmişimdir. İkinci kez gittiğimde sanatçılarla beraberdim diye hatırlıyorum. Bahse konu sanatçılara benim talimat vermem söz konusu değildir. Görüntülerde Halit Ergenç’in yanında görülen kişi benim. Orada telefonla kiminle görüştüğümü hatırlamıyorum. Oyuncular Sendikası Başkanı olarak Alabora, oyuncularımı korumakla yükümlüydü. Bildirinin içeriğini hatırlamıyorum. Benim fikrim, bildirinin yayınlanmaması yönündeydi. Kim tarafından yazıldığını bilmiyorum. İş hayatım boyunca herhangi bir tarafın adamı olmadım. Sadece en iyi şekilde işimi yapmaya çalıştım. Üzgünüm, sağlığım çok kötü etkilendi”

Halit Ergenç Ve Rıza Kocaoğlu’na Soruşturma

Öte yandan Barım’a yönelik soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulan oyunculardan Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu hakkında “yalancı tanıklık” soruşturması başlatıldığı öğrenildi.

Savcılık makamı, Ayşe Barım için yazdığı sevk yazısında Ergenç ve Kocaoğlu’nun “tanık ifadelerinde olayların faillerinden Memet Ali Alabora ile olaylar sürecinde irtibatları ve birlikte eylem görüntüleri bulunmalarına rağmen bu irtibatı” reddettikleri için yalancı tanıklık soruşturmasının başlatıldığını belirtti.

Sevk yazısında diğer oyuncuların Barım’la yaptıkları yoğun görüşmeleri hayatın olağan akışına uygun olarak açıklayamadıkları ve kaçamak yanıtlarla şüpheliyi kayırmaya çalıştıkları beyan edildi.

Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu dışında Bergüzar Korel, Mehmet Günsür, Ceyda Düvenci, Nejat İşler, Dolunay Soysert Çağlayan Adliyesi’nde Cumhuriyet Savcısı’na tanık olarak daha önce ifade vermişti.

Medya Sektöründe Tekelleşme Suçlamasıyla Soruşturma Açılmıştı

TV100 yazarı Fuat Uğur'un 26 Eylül 2024 kaleme aldığı bir makale ile başlayan süreçte 10 Ocak'ta Barım hakkında piyasada tekelleşme ve şantaj iddialarıyla ilgili soruşturma başlatıldı.

Ayşe Barım, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sektörde tekelleşme iddiasıyla başlattığı soruşturma kapsamında 10 Ocak’ta gözaltına alındıktan sonra 13 Ocak’ta yurtdışı yasağı da içeren adli kontrol kararıyla serbest bırakılmıştı.

Tutukluluğa sevk yazısında Barım hakkında “Haksız Rekabet, Şantaj, İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali ve Vergi Usul Kanunu'na Muhalefet” suçlarından soruşturmanın sürdüğü de ifade edildi.

Erdoğan’dan Gezi Sürecine İlişkin Açıklama

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dün AK Parti Gençlik Kolları 7. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada isim vermeden Gezi sürecini yönelik eleştirilerde bublundu.

Erdoğan, “Gençlerimizi sokağa çağıranlardan olmadık. Gençlerimizin tamamına sahip çıkmaya çalıştık. Kılık kıyafet yasağı vardı, katsayı adaletsizliği vardı kaldırdık. İkna odalarını yıkıp attık. Kamuda başörtüsüyle çalışmak yasaktı. Önünü açtık. Seçilme yaşını önce 30'dan 25'e devamında ise 18'e indirerek siyasetin gençleşmesini sağladık. Bu gençlik, üç beş ağacın yeri değiştirildi diye sokakları yakıp yıkan, esnafın malını mülkünü yağmalayan vandal bir gençlik değildir. Bu gençlik, askere kurşun, polise molotof atan, taş atan, şişe atan, kandırılmış bir gençlik değildir” ifadesi ile 2013’te yaşanan olaylara tepki gösterdi.

Hamza Dağ: “Zaman Aşımı Olmayacak”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ da Gezi davaları için zaman aşımı olmayacağını dile getirdi.

Önceki gün AK Parti İzmir Kadın Kolları Kongresi’nde konuşan Dağ, "Bugün Gezi olaylarından dolayı hesap sorulmasından birileri rahatsız oluyormuş. CHP Genel Başkanı, İzmir'de Gezi olaylarından dolayı rahatsızlıklarını dile getirip, ‘Sürecin takipçisiyiz’ demiş. O gün vandallık yapanlar, yakıp yıkanlar yanına kar kalacağını mı zannetti? Hukuk, zamanı geldiğinde tabii hesabını soracak. Bunu organize edenler, bugün deliller ortaya çıktıkça nasıl yargılanıyorsa, zaman aşımı süresi içinde bu işi organize edenler her zaman yargılanma ile karşı karşıya kalacaktır” ifadeleriyle yargı sürecine işaret etti.

CHP’den Karşı Atak

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, menajer Ayşe Barım’ın gözaltına alınması ve bazı sanatçıların ifadeye çağrılmasının ardından, İstanbul’daki Gezi Parkı soruşturmasıyla ilgili bir heyet oluşturdu.

CHP’den yapılan açıklamaya göre, Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır başkanlığındaki heyette, Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı ve İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, Muğla Milletvekili Gizem Özcan ve Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal bulunuyor.

Suriye’de geçiş süreci, Türkiye’de Öcalan açılımı, Kalkınma Projesi kapsamına Irak’ta terörle mücadele ile 2028 seçimlerine giden yolu şekillendiren AK Parti, bu süreci sabote etme olasılığı bulunan odaklara yönelik tam kontrolü sağlamak için çalışmalar yürütüyor.

Bu kapsamda iş adamı Osman Kavala "cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Fakat Avrupa Kavala’nın serbest bırakılması için sürekli siyasi baskılarını sürdürüyor.

Diğer sanıklardan Can Atalay, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi ise "hükümeti ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmeye yardım etmek" suçlamasından 18'er yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Kavala ve diğer yedi sanığa verilen hapis cezalarının ardından, yurt dışında bulunan diğer sanıklar Memet Ali Alabora, Henri Jack Berkey, Pınar Öğün, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dosyaları ayrılmıştı.

Memet Ali Alabora, 2013 yılından beri Birleşik Krallık’a bağlı Galler’de yaşıyor.