Köklü Değişim Medya

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Türkiye hiçbir ülkenin bekçisi değildir. Onların göçmen deposu değildir. Oluşturdukları krizlerin de faturasını ödeyecek ülke değildir'' dedi. “Astana Üçlüsü” içinde yer alıp, varılan anlaşmalarla Esed rejiminin yeniden dirilmesine yol açan gelişmelere imza atan Türkiye, bugün asıl sorunun zorba Esed rejimi olduğunu yüksek sesle dillendirmekten imtina ediyor. Katiller dururken, maktuller tartışılıyor.

Türkiye’nin İdlib’deki gözlem noktalarının gözlem yapmaktan başka bir işe yaramadığı, katliamların artarak devam ettiği biliniyor. Soçi’de Rusya ve Türkiye arasında imzalanan anlaşma ile İdlib’de silahsızlandırılan bölgelerde Rusya ve Esed rejiminin gözlem noktaları etrafında kıyıma girişmesi yeni bir göç dalgası oluşmasına neden oldu. Asıl sorun katiller iken, katillerden kaçanların bir sorunmuş gibi gösterilip, tehdit malzemesi haline getirilmeye devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün sığınmacılarla ilgili ''Kapılarımızı açarız'' açıklaması hakkında beyanatta bulundu.

Oktay, beyanatında şu ifadeleri kullandı:

"Bu ne bir tehdittir ne de bir blöftür. Bu bir gerçektir. Türkiye hiçbir ülkenin bekçisi değildir. Onların göçmen deposu değildir. Oluşturdukları krizlerin de faturasını ödeyecek ülke değildir. Nasıl olsa yeni göç akımı dalgası başlarsa Türkiye bunu göğüsleyecektir yaklaşımı ve rahatlığı, kesinlikle yanlış bir rahatlık ve yaklaşımdır.''

Fuat Oktay ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in G7 önerisiyle ilgili "Türkiye, olaya doğu-batı veya farklı bir blok boyutundan bakmaz, kendi çıkarları boyutundan bakar" değerlendirmesinde bulunarak Türkiye’nin bir eksen değişikliği içinde bulunmadığını, yüzünün Batı’ya dönük olduğunu vurgulamış oldu.

Tartışmalarla mülteci sorununu öne çıkaran yöneticiler, masum Müslümanları zorba yönetimleri altında katliama ve işkenceye tabii tutan zorba diktatörleri gölgeleyip bekalarını koruyorlar . Sömürgeci kafirler zorba rejimleri çıkarları için ayakta tutabilmek uğruna milyonlarca insanı katledip, yurtlarını terk ederek sınır boylarında mülteci konumuna düşmesine sebep oluyor. Zorba rejimleri ayakta tutabilmek için egemen ülkelerle hareket edip zulme ortak olan ülkeler ise bugün mültecilerin gelmesinden şikayet edip birbirlerini tehdit etmeye devam ediyor.