Arap Baharının Yıl Dönümünde “Yeni Protestolar”
31 Aralık 2018

Arap Baharının Yıl Dönümünde “Yeni Protestolar”

Ajanslar-Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Krallık ve diktatörlük sistemiyle yönetilen Arap ülkelerinin daha önce dikta yönetimlere karşı "hürriyet, hak ve adalet" sloganlarıyla çınlayan sokakları, bunlara ilave edilen "ekonomik durum ve yaşam şartları" protestolarına sahne oluyor.

Arap ülkelerindeki halkların, yönetimlerin değişmesi talebiyle yola çıktıkları “Arap Baharı” olarak isimlendirilen sürecin başlamasının üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen gelinen nokta daha vahim bir görüntü veriyor.

Arap ülkelerinin o yıllarda "hürriyet, hak ve adalet" sloganlarıyla çınlayan sokakları, ekonomik durum, yaşam şartları, yetkililerin ihmalkârlığı gibi gerekçelerin de eklendiği yeni protestolara sahne oluyor.

Tunus'ta seyyar satıcı Muhammed Buazizi'nin güvenlik güçlerinden gördüğü aşağılayıcı müdahaleyi protesto etmek için kendini yakarak Arap devrimlerinin fitilini ateşlemesinin 8'inci yılında, Sudan, Tunus, Fas, Libya, Lübnan, Irak, Ürdün ve Cezayir'de halk yine sokaklarda.

Lübnan ve Tunus'ta olduğu gibi Sudan'da da her geçen gün tansiyon biraz daha yükseliyor. Ürdün'de ise ekonomik gerekçelerle başlayan eylemler hükümet karşıtı gösterilere dönüşmüş durumda.

Sudan: "Önce Ekmek, Sonra Beşir"

Sudan'da 19 Aralık'ta başlayan gösteriler, başkent Hartum dâhil ülkedeki 18 vilayetin 14'üne sıçradı. Ekmek fiyatlarının 3 katına çıkması, yakıt, tüp gibi ürünlerde aşırı fiyat artışı ve ekonomik krizi protesto için düzenlenen eylemlerde daha sonra "Halk rejimin düşmesini istiyor" sloganları atılmaya başlandı.

Eylemler nedeniyle Beyaz Nil, Dangola, Gadarif, Kuzey Kordofan ve Atbara kentlerinde olağanüstü hal ilan edildi.

Tunus: Yeni Bir Buazizi Vakası mı?

Yaklaşık 25 yıllık iktidarın sahibi Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin bin Ali'nin devrilmesiyle sonuçlanan halk devrimini yaşayan Tunus, 2018'de sosyal taleplerin ifade edildiği çeşitli gösterilere sahne oldu.

Ülkedeki ekonomik şartları protesto etmek için kendisini yakan kameraman Abdurrezzak Zerki'nin hayatını kaybetmesinin ardından güvenlik güçleri ile eylemciler arasında arbede yaşandı. Bu olay, yaklaşık 8 yıl önce Tunuslu seyyar satıcı Muhammed Buazizi'nin, Sidi Buzeyd kentinde kendisini yakmasıyla ülkede patlak veren devrim ateşinin fitilini tutuşturduğu günleri hatırlattı.

Tunus'ta ayrıca farklı sınıfların katılımıyla gösteriler de düzenlendi. Başkent Tunus'taki Habib Burgiba Caddesi aralık ayında binlerce öğretmenin düzenlediği gösterilere tanıklık etti. Ülkedeki en büyük işçi sendikası Tunus Genel İşçi Sendikası'nın (UGTT) desteğiyle düzenlenen eylemde öğretmenler, maaşlarının artırılması talebinde bulundu.

Fas'ta "Sarı Yelek" Dalgası

Fransa'daki protestoların simgesi olan sarı yelek dalgası Fas'a da ulaştı. Ülkede sarı yelek giyen bir grup kamu ve özel sektör çalışanı, 17 Aralık'ta "maaşlarının ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi" talebiyle eylem düzenledi. Eylemlerin "Arap Baharı" sürecini tetikleyen Tunus'taki halk devriminin yıl dönümünde gerçekleştirilmesi dikkatleri çekti.

Bu gösterilerden bir gün önce başkent Rabat, ülkenin kuzeyindeki Jerada ve Huseyma kentlerinde düzenlenen eylemlerde gözaltına alınanların serbest bırakılmasının istendiği gösterilere sahne oldu. Göstericiler, "gazeteci ve insan hakları aktivistlerine yönelik ihlallerin son bulması"nı istedi.

Halk, bölgesel kalkınma için vadedilen projelerin hayata geçirilmediği gerekçesiyle ülkenin kuzeyindeki Huseyma ve Rif bölgesindeki pek çok kent ve köyde, protestolar düzenledi. Resmi açıklamalara göre, gösterilerde aralarında yerel medya mensuplarının da bulunduğu çok sayıda eylemci gözaltına alınarak haklarında hukuki işlem yapıldı.

Libya'nın Güneyinde Öfke

Libya'da ise gösteriler, ülkenin güney bölgesinde yoğunlaştı.

Halk ülkenin güneyine yönelik, bölgenin kalkındırılması, iş fırsatı tanınması ve yakıt sağlanması taleplerini dile getirmek için 8 Aralık'ta Ubari kenti yakınlarındaki Eş-Şerara Petrol Sahası'nı kapatarak eylem yaptı. Gösteriler, güneydeki 12 bölgeye yayıldı.

Lübnan'daki Gösteriler "Siyasi Anlaşmazlıklar"In Gölgesinde

Fransa'daki "sarı yelekliler" eyleminden esinlenen bir başka ülke de Lübnan oldu. Lübnanlılar, ülkedeki yaşam şartları ve ekonomik durumu protesto için sokaklara döküldü.

Sosyal medyada "Sokağa iniyorum" hashtagiyle başlatılan davetin ardından başkent Beyrut'ta 23 Aralık'ta gösteri düzenlendi. Göstericiler, ana yolları trafiğe kapayınca güvenlik güçleri eylemlere müdahale etti.

Her pazar günü düzenlenmesi kararlaştırılan gösteriler de, "yakıt vergisinin düşürülmesi, kapsamlı bir sağlık planı oluşturulmasına yönelik talepler dile getirildi.

Bu gösteriler, Lübnan'da yeni hükümetin kurulmasını engelleyen siyasi anlaşmazlıkların yanı sıra zor ekonomik şartların gölgesinde gerçekleşti.

Irak: Hizmet Eksikliği ve Yolsuzluk

Irak'ın güney ve orta kentlerinde iş olanaklarının sağlanması, başta elektrik ve su olmak üzere temel hizmetlerin iyileştirilmesi ve hükümet içinde yolsuzluğa son verilmesi talebiyle eylemler yapıldı. 9 Temmuz'dan bu yana devam eden gösteriler, en fazla güneydeki Basra kentinde yoğunlaştı.

Eylül ayında Basra'daki Haşdi Şabi ve diğer bazı Şii parti binalarının yakılması ve İran Başkonsolosluğunun ateşe verilmesi sonucu gerginlik tırmandı. Hükümet, eylemlerin yapıldığı kentler için bazı çözüm projeleri sundu.

Söz konusu adımlar göstericilerin öfkesini bir süre hafifletse de eylemler aralıklı şekilde devam ediyor. En son 21 Aralık'ta, Basra'daki protestocular, valinin görevden alınması talebiyle valilik binasına giden yolları kapatmıştı.

Ürdün: Gelir Vergisi Protestoları

Ürdün de son bir yılda ekmek, yakıt ve elektrik gibi temel ihtiyaçların fiyatlarında yaşanan artış ve gelir vergisi yasası protestolarına tanık oldu.

Kamuoyunda IMF'nin diktesi olarak görülen gelir vergisi yasa tasarısı ilk olarak Mayıs ayında önceki hükümet tarafından Temsilciler Meclisi'ne gönderildi.

Ancak tepkilerin artması ve geniş çaplı protestolar üzerine Başbakan Hani el-Mulki istifa etti. Ömer er-Rezzaz'ın yeni hükümeti kurmasının ardından da tasarı geri çekildi. Tasarı yapılan değişikliklerin ardından 2 Aralık'ta Resmi Gazetede yayımlanarak yasalaştı.

Gelir vergisi yasasının, resmi gazetede yayınlanmasının ardından, sosyal medya üzerinden gösteri çağrıları yapıldı. Binlerce kişinin sokaklara çıktığı gösteriler, hükümet karşıtı eylemlere dönüştü. Söz konusu gösteriler, yönetimin istifası talebiyle düzenlenmeye devam ediyor.

Cezayir: "Kuyudaki Genç"

Cezayir ise Mesile kentine bağlı Havamid beldesinde Ayaş Mahcubi (31) isimli gencin, on gün önce 40 santimetre çapı, 30 metre boyundaki artezyen kuyusuna düşmesinin ardından başlayan gösterilere tanık oldu.

Düştüğü kuyuda 6 gün mahsur kalan genci kurtarmak isteyen çok sayıda gönüllü, kullanabilecekleri aletleri alıp başka şehirlerden Havamid'e geldi. Gönüllüler şiddetli soğuğa rağmen gecelerini kuyunun yanında geçirdi. Ancak sivil savunma ekipleri pazar günü yaptıkları açıklamada Mahcubi'nin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Sosyal medya hesaplarından Cezayir makamlarına sert eleştiriler yönelten Cezayirliler, yetkilileri, Mahcubi'yi kurtarmak için yardım gönderme konusunda geç kalmakla suçluyor.

Bu kapsamda salı günü Havamid'de protestolar düzenlendi. Belde sakinleri taş atarak tepki gösterdiği hükümet heyetinin, kuyuya ulaşmasını engelledi.

İran'da Protesto Olayları

İran'da da zaman zaman ekonomik sorunların protesto edildiği gösteriler yaşandı. İsfahan'da patlak veren ve Tahran ve Elburz eyaletlerine sıçrayan ekonomik sorunların protesto edildiği gösteriler, çatışmalara neden oldu. Protesto gösterilerinde onlarca kişi yaşamını yitirdi.

İran'daki protestolara, özellikle gençlik kesiminde artan işsizlik, petrol-dışı ekonominin yavaşlaması, aşırı yükselen döviz kuru, halkın alım gücündeki azalma, velhasıl dayanılmaz hale gelen geçim sıkıntısı neden olarak gösterilmektedir.