Köklü Değişim Medya

Ankara’nın “dost ve müttefik” olarak nitelediği ABD, Suriye’ye operasyon sinyalleri verilirken terör örgütü YPG ile bir görüşme gerçekleştirdi.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) Komutanı Michael Corella ve beraberindeki heyet, ABD’nin sonradan verdiği isimle “Demokratik Suriye Güçleri” (DSG) Genel Komutanı Mazlum Kobani ile görüştü. Daha önce YPG ismini kullanan yapı ABD’nin telkinleriyle ismini DSG olarak değiştirmişti. ABD, PKK terör örgütünün Suriye kolu olarak da bilinen YPG'yi binlerce tır silah göndermiş ve siyasi alanda da defalarca müttefik olarak nitelendirmişti.

Kamışlı’da gerçekleşen görüşmeye ilişkin DSG’nin resmi internet sitesinde açıklamaya yapıldı.

Görüşmede askeri operasyonların ve IŞİD’e karşı Uluslararası Koalisyon’un iş birliği görüşüldüğü bildirildi.

Öte yandan tarafların, Hol Kampı ve IŞİD üyelerinin bulunduğu cezaevlerinde artan tehlikelerin bertaraf edilmesi ve bu anlamda bölgesel ve uluslararası girişimlerin arttırılmasını ele aldığı söylendi.

Ayrıca görüşmede, Kobani’nin Türkiye’nin Rojava ve Suriye’ye yönelik olası operasyonuna dair endişelerini ilettiği kaydedildi.

Corella’nın da “söz konusu bir operasyona ABD’nin de karşı olduğunu” belirttiği aktarıldı.

ABD her ne kadar operasyona karşı olduğunu ifade etse de tıpkı Zeytin Dalı operasyonu gibi 2023 seçimler öncesi kapsamlı bir operasyona göz yumacağı düşünülüyor. Bu görüşmenin de operasyonun kapsamına dair bir bilgi alışverişi olduğu yapılan yorumlar arasında yer alıyor. Başka bir ihtimal olarak ise, operasyon gerçekleşmeden 32 km genişliğindeki güvenli bölgenin oluşturulması olduğu konuşuluyor.

Suriye’nin Kuzeyine Operasyon

Ankara, bir süredir Suriye’nin kuzeyine bir operasyon yapacağını söylüyor. Verilen detaylar ışığında operasyonun YPG’ye yönelik olmaktan çok 30 km’lik güvenli bölgeyi oluşturma amacı taşıdığı anlaşılıyor. 2023 seçimleri yaklaşırken yapılacak bu operasyon öncesi milliyetçi duygular kabartılıyor. Oluşturulacak bölgelere az da olsa Suriyeli muhacirlerin yerleştirilmesi ve muhalefet partilerinin Suriyelilere karşı oluşturduğu ırkçı kamuoyunun zayıflatılması ve oy kaybının önlenmesi planlandığı düşünülüyor. Ayrıca muhalefet partilerinin gerçeklikle bir alakası olmaması rağmen ekonomik krizin sebebi olarak Suriyeli muhacirleri gösterdiği biliniyor.

Bilindiği üzere muhalefet partileri de milliyetçi duyguları hareket geçirip oy alabilmek için Suriyeli mazlum Müslümanları yalan haberlerle hedef göstererek oy almaya çalışıyor. Bu provokatif propagandalar sebebiyle mazlum Müslümanlar ırkçı saldırıların hedefi oluyor.