Ankara, Katil Esed Rejimine Meşruiyet Kazandırmaya Devam Ediyor
19 Eylül 2022

Ankara, Katil Esed Rejimine Meşruiyet Kazandırmaya Devam Ediyor

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Ankara, Esed rejimi ile istihbarat örgütleri seviyesinde görüşmeler sürdürerek üst düzey görüşmelerin zeminini hazırlamaya ve katil rejime meşruiyet kazandırmaya devam ediyor.

Dış basında bir süredir istihbarat örgütleri seviyesinde görüşmeler olduğu servis edilirken, Sabah gazetesi de Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan ve Suriye İstihbarat Başkanı Ali Memlük arasındaki görüşmelerin ayrıntılarını kamuoyuna açıkladı.

Gazetede Cumartesi günü yer alan haberde, “Güvenlik ve istihbarat birimlerinin Suriye rejimi ile gerçekleştirdiği son görüşmede, iki tarafın öncelikli konuları, esneme marjları ve bundan sonra izlenecek yol haritasının ana başlıkları konuşuldu. Bir anlamda Suriyelilerin güvenli dönüşü konusundaki yol haritasının alt yapısı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu görüşmelerden somut bir sonuç alınması zaman alacak gibi görünüyor” ifadeleri yer aldı.

Esed rejiminin varlığı sürdüğü müddetçe geri dönüşlerin mümkün olmadığı muhaliflerce dile getirilse de Ankara, Esed rejiminin kontrolündeki Suriye’ye geri gönderme planları için altyapı oluşturduğu gözlemleniyor.

Abdulkadir Selvi, Şangay Zirvesi öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MKYK’da “Keşke Esed Özbekistan’a gelse, görüşürdüm” ifadesini Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesindeki yazısında paylaşmıştı.

Selvi’nin yazısında yer alan Erdoğan’ın sözleri şöyle:

Keşke Esed Özbekistan’a gelseydi, görüşürdüm. Ama o oralara gelemez. Onun yüzünden, onun tutumundan dolayı Suriye bölünmek üzere. O kendi iktidarını korumak için muhaliflerle savaşa tutuştu. Kendi iktidarını korumayı tercih etti. Kendi kontrol ettiği alanları korumayı düşündü. Ama büyük toprakları koruyamadı

Bu ifadeler üzerinden Selvi, Erdoğan’ın Esed ile barışmasının ve meşruiyet kazandırılmasına yönelik şu ifadeleri kullanıyor: “Erdoğan savaşmak gerekirse savaşan, barışmak gerekirse barışmayı bilen bir lider. Büyük liderlerin özellikleri budur. Yunan’ı denize döken Atatürk, Venizelos’la dostluk kurmadı mı?

Selvi, Suriye halkının katili ve vahşi toplu katliamlarının ortaya çıktığı Şam kasabı ile barışmanın diplomatik bir erdem olduğunu ileri sürüyor.

Sabah gazetesinin haberinde, Türk tarafının, isteyen tüm sığınmacıların güvenli dönüşünün teminat altına alınması, gayrimenkullerin iadesi, iş kurma ve istihdam şartlarının oluşturulması ve yargılanmama güvencesi konularını gündeme getirdiği ileri sürülüyor.

Türk heyeti ayrıca, Suriye rejiminin 2 Nisan 2018’de çıkardığı, savaşın harap ettiği bölgelerde bir veya daha fazla örgütsel bölge oluşturulmasına izin veren, 'yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde ülkelerine dönmeyenlerin tüm mallarının kamulaştırılacağını’ öngören 2018 tarihli 10 sayılı kanunun yürürlükten kaldırılmasını talep etti.

Haberde ayrıca şu ifadelere yer verildi;

Suriyelilerin, Türk askerinin çekilmesi ön şartına karşı Ankara’nın, Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik bağlayıcı sözleri hatırlatıldı. Ancak bu konunun anayasa sürecinin tamamlanması, hür seçimlerin yapılması ve terörle mücadele içerikli Adana mutabakatının yenilenmesi kaydı ile daha sonra değerlendirilebileceği mesajı verildi.”

Ülkeler arasında bakan veya cumhurbaşkanı düzeyinde bir görüşmenin yakın zamanda beklenmediği de belirtildi.

Reuters: “Fidan ve Memlük Son Haftalarda Birkaç Görüşme Yaptı”

Reuters’da Cuma günü yer alan, aralarında Türk yetkililerin de olduğu dört kaynağa dayandırdığı haberinde, Fidan ve Memlük’ün son haftalarda birkaç görüşme yaptığı iddia edilmişti.

Üst düzey bir Türk yetkili ve bir Türk güvenlik kaynağına göre, görüşmeler sırasında Fidan ve Memlük iki ülkenin dışişleri bakanlarının nasıl bir araya gelebileceğini değerlendirdi.

Türk yetkili, “Rusya, Suriye ve Türkiye’nin sorunlarını aşmasını ve herkesin çıkarına olan bazı anlaşmalara varmasını istiyor” dedi.

Yetkili, Türkiye’nin Suriye’deki muhalifleri Şam ile yapacağı herhangi bir görüşmeye dahil etme arzusunun büyük bir zorluk olduğunu da sözlerine ekledi.

AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu: “Erdoğan, Esed İle Görüşmeye Hazır”

AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, Erdoğan’ın Esed ile görüşmeye hazır ve onunla görüşme fikrini reddetmediğini söyledi. Miroğlu, Sputnik Arabic’e verdiği demeci sosyal medya hesabından da paylaştı.

Miroğlu Cuma günü Sputnik’le yaptığı röportajda, “ABD ve Avrupa Birliği, Suriye’de Esed’siz bir çözüm istedi. Esed ve Suriye Baas Partisi, ülkenin karşı karşıya olduğu savaşa ve krize rağmen Suriye’deki güçlerini bir ölçüde korudu. Ancak bugün ülkedeki krize çözüm, değişen koşullar nedeniyle artık geçerli değil” dedi.

Miroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu liderliğindeki Türk hükümetinin, Ankara ile Şam arasındaki ilişkilerin normalleşmesini ve Suriye tarafıyla görüşmelerin yapılmasını memnuniyetle karşıladığını söyledi.

Miroğlu, PKK tehdidi ışığında, Türk ordusunun Suriye topraklarından çekilmesinin şu anda söz konusu olmadığını vurgulayarak, Ankara’nın çabalarının, ulusal birliği ve toprak bütünlüğünü korumaya yönelik olduğunu ifade etti.

Türkiye’den PKK’ya bağlı SDG’nin bulunduğu yerlerden güçlerini çekmesini ve silahlı Suriye muhalefetine verdiği desteği kesmesini talep etmenin diyalog sürecine katkı sağlamayacağını ve gerçekçi olmadığını vurgulayan Miroğlu, “Tehdit ortadan kalktığında Türk ordusu Suriye topraklarından çekilebilir ve bu ancak PKK’nın ortadan kaldırılmasıyla olur” dedi.

Suriye Devrimi ve Astana Üçlüsü’nün Rolü

Suriye halkının başlattığı devrim 11 yılına girerken ABD’nin himayesindeki Cenevre görüşmelerinin alt yapısı Astana ile başlayan yıkılmaya yüz tutmuş zorba Esed rejimini ayağa kaldırma süreci artık aşikar ediliyor. 2015 yılında neredeyse tüm büyük kentlerin rejimden alındığı bir anda ABD’nin bazı menfaatler vadederek sahaya davet ettiği Rusya ve İran’ın yanı sıra Türkiye’nin olduğu “Astana Üçlüsü” koordineli olarak göreve başlamıştı.

Halep’in de nerdeyse devrimcilerin eline geçeceği anda Türkiye’nin başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı’na devrimcileri çağırması üzerine Halep cephesi zayıflamış, Rusya’nın yoğun bombardımanı ve İran’ın karadan yürüttüğü katliamlarla şehir Esed rejimine teslim edilmişti. Daha sonra Putin ile masaya oturan Türkiye, muhalefetin İdlib’e sıkıştırılma planını devreye sokmuş oldu. Muhalifleri de ılımlı ve radikal olarak ikiye bölen Ankara, kuzeye çektiği muhalifleri üst üste gerçekleştirdiği operasyonlar sayesinde Esed ile savaşmaktan alıkoymayı başarabilmişti.

Bugün bu planın alenen açık edilmesi üzerine Suriye halkı, birçok şehirde Erdoğan ve Çavuşoğlu’nun açıklamalarını, “Esed düşene kadar devrim sürecek” sloganlarıyla protesto etmişti.