Köklü Değişim Medya
Hizb-ut Tahrir’e yönelik “FETÖ” kumpasının nasıl tezgâhlandığına yönelik bir bilgiye daha ulaşıldı. Hizb-ut Tahrir’in sindirilmesi talimatının bizzat Fetullah Gülen tarafından verildiği tespit edildi.
Akit Gazetesi, FETÖ’nün Hizb-ut Tahrir kumpasını nasıl tezgâhlandığına yönelik şok bir bilgiye daha ulaştı. FETÖ’nün dinlerarası diyalog fitnesine karşı çıktığı için hedef haline getirilen Hizb-ut Tahrir’in sindirilmesi talimatının bizzat Fetullah Gülen tarafından verildiği tespit edildi.
Gizli ve karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mubah gören, dini ve dinî duyguları istismar eden “FETÖ”nün İslami bir fikir hareketi olan Hizb-ut Tahrir’e kumpas kurduğu belgelendi. “FETÖ”nün dinlerarası diyalog fitnesine karşı çıktığı için hedef haline getirilen Hizb-ut Tahrir’in etkisiz hale getirilmesi talimatının bizzat “FETÖ” elebaşı Fetullah Gülen tarafından verildiği ortaya çıktı. Gülen’in bir konuşmasında, “Türkiye’de istihbarat yok mu ki Hizb-ut Tahrir’e engel olmuyor!” dediği kısa bir süre sonra Samanyolu TV’de yayımlanan dizilerde “FETÖ” üyelerine şifreli mesajlar gönderdiği belirlendi.
Hizb-ut Tahrir’in 2005 yılında Hilafetin kaldırılmasının yıldönümü münasebetiyle Fatih’te düzenlendiği basın açıklamasının ardından Gülen, bir konuşmasında; “Birileri var, bir yerden düğmeye basınca harekete geçiyor bunlar. Bunlar sokaklarda kargaşa çıkarıyorlar. Cumhuriyet elden gidiyor adına da olsa kargaşayı çıkaran bunlar... Hizb-ut Tahrir adına da olsa kargaşayı çıkaran bunlar... Bunlara karşı çıkan da yine aynı başıbozuk insanlar... Türkiye’de kargaşayı çıkaranlar da aynı ekip, onlara karşı çıkanlarda aynı ekip” ifadelerini kullanıyor. Gülen, bir başka videosunda, “Türkiye’de istihbarat yok mu ki Hizb-ut Tahrir’e engel olmuyorlar!” sözleriyle operasyonun düğmesine basılmasını ifade ediyor.
Uydurma İsnatlarla İçeri Attılar
Gülen’in emrini vazife edinen “FETÖ” mensupları ise çok geçmeden Hizb-ut Tahrir’e kumpas senaryosunu harekete geçiriyor. “FETÖ”ye ait Samanyolu TV’de yayınlanan “Şubat Soğuğu” isimli dizide, Hizb-ut Tahrir ve Hilâfet’i konu edinen algı operasyonlarının işlendiği belirlendi. 2005’in Ekim ayında yayınlanan ve Müslümanları çirkin ifadelerle aşağılandığı dizinin 40. ve 41. bölümlerinde, Hizb-ut Tahrir’in Türkiye dâhil tam 17 ülkede Cuma namazı sonrasında yapılan “Hizb-ut Tahrir’den İslam Ümmetine Çağrı” başlıklı basın açıklamasını kaotik bir eylem gibi sunduğu tespit edildi.
Adım adım gerçekleşen Hizb-ut Tahrir kumpası ile “FETÖ”cü olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen ve tutuklanan yargı mensupları, İslami hassasiyetlere sahip kişileri sudan sebeplerle mahkûm etti.
Kumpasçılar Ya Hapiste Ya da Kaçak
İslami camiaya yönelik kurulan en büyük kumpaslardan biri olan Hizb-ut Tahrir davalarında, bu zamana kadar imzası olan 50 hakim ve savcının “FETÖ” üyeliğinden tutuklandığını, 6 kişinin de yurtdışına kaçtığını ortaya çıkarmıştık. Akit, Hizb-ut Tahrir’i hedef alan yargı mensuplarının arasında, 17/25 Aralık darbe girişiminde rol alan Zekeriya Öz, “Paralel Yapı” soruşturmaları kapsamındaki tutukluların tahliyesini kararlaştıran Mustafa Başer, MİT gözetiminde Suriye’ye yardım götüren bir TIR’ı durduran ve Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki katliama göz yuman Savcı Özcan Şişman gibi isimlerin yer aldığını deşifre etmişti.