Köklü Değişim Medya

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Katar ziyaretinin ardından Almanya’ya geçerek, ülkenin güneybatısında, Rheinland-Pfalz eyaletindeki Ramstein Hava Üssü'nde Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile görüştü. Buradaki görüşmede Blinken, “Taliban uluslararası alanda meşruluk kazanmak istiyorsa, bunu hak edecek şekilde hareket etmeli” şartını koştu. Uluslararası kapitalist statükonun lokomotifi ABD, Taliban’ın kurduğu hükümete istediği şekli verebilmek için siyasi tehditlerini sıralamaya devam ediyor. Bu zorba dayatmanın önüne geçebilmek için İslam ümmeti, dünya siyasetine etki edebilecek ve kapitalist dayatmayı bertaraf edecek olan yegane siyasi liderlik **Hilafet'**ten yoksun.

Deutsche Welle Ajansı'ndan yer alan habere göre, Blinken ve Maas, ABD ordusu tarafından Afganistan’dan tahliye edilen binlerce Afgan için sığınmacı merkezine dönüşen Ramstein Hava Üssü’nde geçici olarak barınan Afganlarla bir araya gelirken, burada bulunanların durumları ve yaşam koşulları hakkında yetkililerden brifing aldı.

Alman Dışişleri Bakanı Maas görüşme sonrasında, Afganistan’da bulunan Alman, Amerikan ve diğer ülke vatandaşlarının tahliyesini organize edebilmek için Taliban’la diyaloğun sürmesi gerektiğine inandıklarını açıkladı. Antony Blinken, Almanya ve ABD arasında Afganistan konusunda "dikkate değer bir koordinasyon" olduğunu söyleyerek, iki ülkenin bundan sonra da ortak hareket edeceğini beyan etti.

Blinken, Taliban konusunda, "Nasıl konuştukları değil, ne yaptıkları önemli. Söz verdikleri gibi terör saldırılarını engelleyeceklerini umut ediyoruz" diyerek öne sürdüğü şartların yerine getirilmesini hatırlattı.

Blinken, “Taliban’ın yeni geçici hükümeti kapsayıcı görünmüyor. Kabinedeki bazı kişiler hakkında kaygılıyız” açıklamasında bulundu.

Heyetlerden sızan haberlere göre, Blinken’ın Maas’la ikili görüşmesinin ana konularından biri, askeri tahliye operasyonların sona ermesinden sonra Afganistan'da bulunan ABD’li ve Alman vatandaşlarla, iki ülke için çalışan yerel personelin nasıl tahliye edilebileceği oldu.

Bu arada Maas’ın bir sözcüsü, Ramstein’daki hava üssünün 12 bin kişiyi barındırabilecek kapasiteye sahip olduğunu, Afganistan’dan tahliyelerin başlamasından bu yana 34 bin kişinin üsse getirildiğini, 20 bininin buradan ABD’ye götürüldüğünü ve şu anda Ramstein’de 14 bin Afgan bulunduğunu, 90’nın ise Almanya’ya iltica başvurusu yaptığı bilgisini paylaştı.

20’den Fazla Ülkenin Dışişleri Bakanlarıyla Video Konferans

Dışişleri Bakanı Maas ve ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Ramstein ziyareti sonrasında Taleban'a yönelik yaklaşımı değerlendirmek üzere 20'den fazla ülkenin dışişleri bakanlarının katıldığı çevrimiçi ve basına kapalı bir konferans düzenledi. Toplantıya NATO, AB ve BM temsilcileri de katıldı.

Konferans öncesinde bilgi veren Maas, Afganistan konusunda izlenecek stratejinin Talİban'ın davranışına bağlı olacağının altını çizdi ve “Diğer grupların katılımı olmadan geçiş hükümetinin ilan edilmesi, Kabil'de kadın göstericilere ve gazetecilere karşı şiddet olayları, iyimserlik için sebep veren işaretler değil" açıklamasında bulundu.

Blinken, “Taliban uluslararası alanda meşruluk kazanmak istiyorsa, bunu hakkedecek şekilde hareket etmeli” dedi.

Amerikan heyetinden yapılan açıklamada da, hükümette sadece Taliban üyelerinin bulunması eleştirildi ve birçok bakanın geçmişlerindeki bağlantıların kaygı verici olduğu dile getirildi. Konferansta, Afganistan'da temel insan haklarının korunması, insani yardım sevkiyatı, ülkeden ayrılmak isteyenlerin seyahat hakkının korunması, El Kaide ve IŞİD’e karşı mücadele gibi konuların ele alındığını aktaran Maas, "Afganistan halkı Taliban'ın yönetimi ele geçirmesinden sorumlu değil ve uluslararası toplumun şu anda yüz çevirmesini hak etmiyor" ifadesini kullandı. Blinken de, Taliban ile "önemli konularda" taahhüt kanallarını korumaya devam ettiklerini açıkladı.

Blinken ve Maas öncülüğünde yapılan toplantıya Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı. Çavuşoğlu, toplantıyla ilgili olarak, “Afganistan’daki siyasi gelişmelere ve giderek büyüyen insani krize dair görüşlerimizi paylaştık” diyerek kısıtlı bilgi paylaşımında bulunup detay vermekten kaçındı.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de Taliban’ın terörü önleme, insan hakları, ülkeden ayrılmak isteyenlere kolaylık sağlanması yolundaki taahhütlerine bağlı kalmasını istedi.

Doha’da Gizli Görüşmeler

Taliban’ın iktidarı ele geçirmesinden sonra önce sert bir tavır koyan Berlin‘in, askeri tahliye operasyonunun sona ermesinden sonra Afganistan'da çalışan yerel personeli tahliye etmek için Taliban ile Doha’da gizli görüşmelere başladığı ortaya çıkmıştı. Almanya, Afganistan’daki çatışmalar sürerken Taliban’ın Hilafeti kurması halinde Almanya’nın Afganistan’a verdiği insani ve ekonomik yardımı donduracağını açıklamış, geçen hafta Ankara’ya yaptığı ziyaretteyse, “Bölgedeki sorunlara karşı Almanya'nın yapıcı ve aktif bir katkıda bulunmaya hazır olduğunu, bu yüzden Taliban’la müzakerelere de olumlu baktığını" söyleyerek tavrını yumuşatmıştı.

Pazar günü Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid’in, bir Alman gazetesine verdiği demeçte, "Almanya’nın Afganistan’da hoş karşılanacağını ve Berlin‘le güçlü, resmi diplomatik, ekonomik ilişkiler istediklerini" ifade eden söylemlerini yorumlayan Maas, "Siyasi açıdan mümkün olursa ve güvenlik sağlanırsa, Kabil'deki Alman Büyükelçiliği tekrar açılabilir" bilgisini kamuoyu ile paylaştı.