ABD: “Suriye'nin Kuzeyine Operasyon Düzenlenmesini İstemiyoruz”
08 Aralık 2022

ABD: “Suriye'nin Kuzeyine Operasyon Düzenlenmesini İstemiyoruz”

Köklü Değişim Medya

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby, Türkiye'nin kendini savunma hakkı olduğunu ancak Suriye'nin kuzeyine bir askeri harekata karşı olduklarını söyledi.

John Kirby yaptığı açıklamada, "Suriye'nin kuzeybatısında, sivilleri şu ankinden daha fazla risk altına sokacak, Suriye'deki birliklerimizi ve personelimizi ya da IŞİD'le mücadele misyonumuzu tehlikeye atacak askeri operasyonlar görmek istemiyoruz" ifadelerini kullandı.

ABD'nin Türkiye'nin terörizme karşı kendini savunma hakkı olduğunu kabul ettiğini de vurgulayan Kirby, "Türk halkının karşı karşıya olduğu tehdidin farkındayız ancak Suriye'nin kuzeybatısında askeri operasyonlar düzenleme fikrinin bu tehdidi bertaraf etmenin en iyi yolu olduğuna inanmıyoruz" açıklamasında bulundu.

Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü PYD/PKK’yı destekleyen ABD, sık sık bu tip açıklamalarda bulunuyor. Bu tip açıklamalar, PYD’nin Washington’dan ‘Türkiye’nin operasyon yapmasına izin vermemesi’ çağrısının bir karşılığı olduğu düşünülüyor. Omurgasını PYD/PKK’nın oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Türkiye'nin havadan bombardımanları nedeniyle ABD ile yürüttüğü ortak operasyonları durdurmuş, daha sonra ortak devriyelere yeniden başlandığını duyurmuştu. ABD, bu açıklamalarda bulunsa da seçim öncesi dar kapsamlı bir operasyona göz yumacağı tahmin ediliyor. Son olarak 2019 yılında yapılan Barış Pınarı Harekatı, ABD ve Rusya’nın araya girmesiyle sadece 9 gün sürmüştü. ABD'nin binlerce tır silahla teçhiz ettiği PYD'nin IŞİD ile savaşmaktan çok Esed'e cansuyu olarak elde tutulduğu düşünülüyor.

Bu bölgelerin Esed rejmine teslim edilmesini isteyen Ankara'nın ABD ve Rusya'ya YPG güçlerinin kuzeydeki bölgelerden çekilmesi için 2 hafta süre tanıdığını ilettiği iddia ediliyor. Türk yetkili tarafından salı günü yaptığı belirtilen açıklamada, Türkiye'nin Moskova ve Washington'un YPG güçlerine Tel Rıfat, Münbiç ve Ayn el Arab (Kobani) bölgelerinden iki hafta içinde çekilmesi için baskı yapmasının talep edildiği belirtildi.

Arkasında halkı ve ordusu olmayan Esed rejiminin ayakta tutulması için ve ABD’nin himayesinde sürdürülen Cenevre’deki siyasi sürecin altyapısını oluşturan “Astana Üçlüsü” içinde yer alan Ankara, Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunduğunu ve “meşru yönetim” olarak Suriye halkının katili Esed rejimini gördüğünü açıklıyor. Ankara’nın Esed rejimi ile yakınlaşmak ve el sıkışmak için fırsatları değerlendirdiği de gözlemleniyor. Ayrıca Esed rejimine bağlı birliklerin bahsedilen bölgelere doğru asker kaydırdığı da bölgeden gelen haberler arasında yer alıyor.

Cenevre ve altyapısı Astana ile son olarak İdlib’e sıkıştırılan Suriye halkının devriminin sonlandırılması ve Esed rejiminin yeniden halka dayatılmasını öngören süreç BM’nin 2254 nolu kararı ile üstü örtülü işletiliyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Rejim ile muhalefeti uzlaştırmamamız gerekiyor” açıklaması da bu sürece paralel bir açıklama olarak hafızalara kazınmıştı. Çavuşoğlu’nun açıklamaları sonrası Suriye halkı gösteriler düzenlemiş ve Ankara’yı protesto etmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Seçim sonrası Esed ile sil baştan yapabiliriz” diyerek el sıkışmayı ertelemişti.

Ayrıca Esed’e meşruiyet kazandırılması ve yeniden Suriye halkına dayatılmasını istemeyen bölgedeki gruplara karşı HTŞ’nin (Heyet-i TahriruşŞam) kısa süre önce düzenlediği gövde gösterisi de dikkat çekmişti. HTŞ, Ankara ile Astana’da alınan kararlar çerçevesinde İdlib’deki sürecin şekillenmesinde ortak hareket ettiği biliniyor. ÖSO/MSO da (Özgür Suriye Ordusu/Yani ismi Milli Suriye Ordusu) bu sürece paralel adımlar atarken içindeki bazı gruplar bu gelişmelere karşı çıkıyor. Ayrıca 11 yıldır Suriye’nin dört bir yanında Esed rejimi ve destekçisi Rusya ve İran’ın katliamlarına maruz kalan Suriye halkı callatları Esed rejiminin yeniden dayatılmasına karşı çıkıyor.