ABD’nin Kudüs Kararı ‘Müslümanlara Karşı Açılmış Bir Savaştır’
26 Şubat 2018

ABD’nin Kudüs Kararı ‘Müslümanlara Karşı Açılmış Bir Savaştır’

Ajanslar

Köklü Değişim Medya

Dünya Müslüman Alimler Birliği, ABD’nin Tel Aviv Büyükelçiliğini Filistinlilerin Nekbe (Felaket) Gününü’ne ve “İsrail” in 70. yıldönümüne denk gelen 14 Mayıs’ta Kudüs’e taşıma planına karşılık İslam dünyasını topyekün ayaklanmaya çağırdı.

Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Karadaği, ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliğini Filistinlilerin Nekbe (Felaket) Günü'ne ve “İsrail”in kuruluşunun 70. yıl dönümüne denk gelen 14 Mayıs'ta Kudüs'e taşıma planıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, ABD'ye karşı Filistinlileri, İslam dünyasını, tüm insanları, halk ve resmi kurumları ayaklanmaya çağırıyoruz." ifadelerini kullandı.

İslam dünyasına “İsrail”in kuruluşunun 70. yıl dönümünde ABD'nin, Büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasına karşı dik durma çağrısı yapan Karadaği, "Kudüs, bütün ümmetin davası. Kudüs'ün kimliğini değiştirme çabalarına izin vermek büyük bir ayıptır. Bunu yapanları Allah da, tarih de, nesiller de affetmez." değerlendirmesinde bulundu.

Arap ve İslam ülkeleri liderlerine seslenen Karadaği, Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın onlara emanet olduğunu, diplomatik ve ekonomik olmak üzere ellerinden gelen tüm araçlarla ABD'nin bu planını sürdürmesine engel olmaları gerektiğini kaydetti.

'Müslümanlara Karşı Açılmış Bir Savaştır'

Karadaği açıklamasında, "Mayıs'ta Büyükelçiliğin Kudüs'e taşınması Müslümanlara karşı açılmış bir savaştır. Yasa dışı işgalcileri destekleyen bir adımdır." ifadesini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili önceki gün AA muhabirine yaptığı açıklamada, büyükelçiliğin taşınmasına ilişkin, "Mayıs ayında Kudüs'te yeni ABD Büyükelçiliği'nin açılmasını planlıyoruz. Büyükelçiliğin açılışı, “İsrail”in kuruluşunun 70. yıl dönümüne denk gelmektedir." görüşünü paylaşmıştı.

Konuyla ilgili haberlerin medyaya düşmesinin ardından ilk olarak ”İsrail” Ulaştırma ve İstihbarat Bakanı YisraelKatz, ABD yönetiminin büyükelçiliğini 14 Mayıs'ta Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma kararı aldığını açıklamıştı.

Kudüs'teki Yarım Asırlık İşgal

Filistin İslam topraklarında 1948’de kurulan Yahudi varlığı “İsrail”, 5 Haziran 1967'de Doğu Kudüs'ü işgalinin ardından 1980'de tek taraflı olarak kentin doğusunu ve batısını "birleşik başkenti" ilan etti.

BGMK, 1980'de kabul ettiği 478 sayılı kararla “İsrail”in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saydı.BMGK kararı çerçevesinde ABD dahil uluslararası toplum, Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğunu kabul ediyor. “İsrail” yönetimini tanıyan tüm ülkelerin büyükelçilikleri, Tel Aviv'de bulunuyor. Hiçbir ülke, Kudüs'ü ya da doğu ve batı bölümlerini başkent olarak kabul etmiyor.

ABD, 6 Aralık 2017'deki Donald Trump'ın hamlesiyle Kudüs'ü "İsrail”in başkenti" olarak tanıyan ilk ülke oldu.Uluslararası toplumun tepkisini çeken Trump yönetimi, bölgenin kaosa sürükleneceği ve “İsrail”-Arap ihtilafının daha da çözümsüz hale geleceği uyarılarını göz ardı etti. Türkiye'nin girişimleriyle hazırlanan ve Trump'ın Kudüs kararını eleştiren karar tasarısı, geçen aralık ayında BM Genel Kurulu'nda ABD'nin tehditlerine rağmen, 9'a karşı 128 oyla kabul edilmişti.

Ancak bu kınama kararının, hiçbir yaptırımı bulunmuyor.

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Ofisi ABD’nin Kudüs Kararı Üzerine “Basın Açıklaması” Yayımlamıştı

Ey Kınayıcılar Güruhu! Kudüs’ü İkiye Bölerek mi Çözüm Getirdiniz?

Kâfir ve küstah ABD Başkanı Trump'ın Kudüs’ü işgalci Yahudi varlığının sözde başkenti olarak tanıdığını açıklamasının ardından, gelişmeleri ele almak amacıyla dönem başkanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetiyle İslam İşbirliği Teşkilatı dün İstanbul’da olağanüstü toplandı. Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı’nda alınan kararların sonuç bildirisinde şunlar açıklandı: “Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın Kudüs’ü İşgalci Güç “İsrail”in sözde başkenti olarak tanıyan tek taraflı kararı en güçlü şekilde reddedilmiş ve kınanmıştır. Söz konusu karar hukuken hükümsüz ilan edilmiştir. Bu beyanın Filistin halkının tarihi, hukuki, doğal ve milli haklarına bir saldırı, bütün barış girişimlerine yönelik kasti bir baltalama, aşırılık ve terörizme ivme verecek bir tahrik unsuru ve uluslararası barış ve güvenliği hedef alan bir tehdit olarak görüldüğü belirtilmiştir.”

Yine yağmadan gürleyen kınayıcı liderler güruhu toplandı ve her zamanki gibi dağ fare doğurdu! Yine ellerinden bir şey gelmedi ve kınamaktan başka bir şey yapamadılar! Oysaki Müslümanlar olarak bizler, bir haftadır Türkiye başta olmak üzere tüm İslam beldelerinde meydanlara indik, liderlere ve komutanlara çağrı yaptık, ordularınızı Kudüs için harekete geçirin ve işgalci Yahudi varlığını kutsal topraklardan sökerek atın dedik. Onlar ise her zaman ki gibi Müslüman halkın sesini değil, efendilerinin sesini dinlediler. Hiç utanmadan da Amerikan çıkarlarını zedeleyeceği düşüncesiyle Trump’ın kararının aşırılık ve terörizme ivme vereceği uyarısını yaptılar. Yaşanan onca tecrübeden sonra bile barıştan ve uluslararası hukuktan söz ettiler. Hâlbuki ABD Başkanı Trump’ın istediği tamda bu idi. Çünkü ABD sinsi bir oyun kurgulayarak Filistin meselesinin bu şekilde gündeme gelmesini ve iki devletli çözümüne yönelik uluslararası zeminin hazırlanmasını istiyordu.

Sonuç bildirisinde ayrıca şöyle denildi: “İki devletli çözüm temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti’ne dayanan, uluslararası tanınmış referans hükümlerle ve 2005’te Mekke-i Mükerreme’de yapılan Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı’da stratejik bir tercih olarak kabul edilen 2002 Arap Barış Girişimi’yle uyumlu adil ve kapsamlı bir barışa bağlılık teyit edilmiştir.”

Ey Yöneticiler! Size soruyoruz; Trump’ın küstah kararından sonra Kudüs’ü ikiye bölerek mi Filistin’e çözüm getirdiniz? İşgalci dediğiniz Yahudi Varlığına karşı 1967 sınırlarını kabul ederek mi karşılık verdiniz? 57 devlet ve milyonlarca askere sahip iken Yahudi varlığını Filistin’den söküp atacak birkarar çıkaramadınız mı? Büyük bir şaşaa ile oluşturduğunuz “İslam Ordusu” kırmızıçizginizi savunamadı mı? İslam İşbirliği Teşkilatı olarak aldığınız bu kararlar, Amerika’nın iki devletli çözümüne bağlı olduğunuzun kanıtıdır. Dolayısıyla sizler Mescid-i Aksa’yı koruyacak muhafızlar olamazsınız! Kudüs’ü bu şekilde Yahudi varlığının işgalinden kurtaramazsınız! Sizler mukaddesatımıza saldıran Yahudi varlığı ve ABD ile ilişkilerinizi dahi kesemezsiniz!

Ey Müslümanlar! Bu kınayıcı liderler güruhundan Kudüs’e hiçbir fayda yoktur. Zira bunlar ancak ve ancak efendilerinin çıkarlarını koruyorlar. İşgal altındaki Filistin’i kurtarmak yerine hayâsızca Kudüs’ün batısını işgalciye peşkeş çekiyorlar! Gördüğünüz gibi bunların hepsi bir Abdülhamid dahi etmiyor! Bir kez daha açığa çıktı ki Filistin ve Kudüs’ün kurtuluşu RaşidiHilafet’ten başkası ile asla mümkün olmayacaktır. Öyle ise haydi, sizde bu dava için harekete geçin ve çalışın.