Akit Gazetesi, Hizb-ut Tahrirli Müslümanların bu bayramı da haksız bir şekilde hükümlü olarak cezaevinde geçirmelerini sayfalarına taşıdı.

Göksel Çağlav'ın haberinde şu ifadelere yer verildi:

"Anayasa Mahkemesi’nin Hizb-ut Tahrir hakkında verdiği ‘terör örgütü değildir’ kararına rağmen yerel mahkemenin ‘ileride suç işleyebilir’ gerekçesiyle ceza verdiği İbrahim Er, bir Ramazan Bayramı’nı daha ailesinden ayrı geçirdi.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Hizb-ut Tahrir hakkında verdiği, 'Terör örgütü değildir' kararı, masumların tahliyesine yetmediği gibi mazlumların inançlarından dolayı tutuklanmaları devam ediyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün AYM’ye gönderdiği raporda, 'Hizb-ut Tahrir, 1967 yılından 2017 yılına kadar herhangi bir cebir ve şiddet eylemine başvurmadı' ifadeleri üzerine AYM, Hizb-ut Tahrir’in terör örgütü olmadığı kararını vererek mağduriyetlerin giderilmesini istedi. Ancak yerel mahkemeler AYM’nin verdiği bu karara uymayarak tutukluları tahliye etmek yerine tutuksuz olanları da tutuklayarak mağdur etmeye devam ediyor. Evlerinde sevdikleriyle beraber olması gereken onlarca mağdur, sadece inançlarından dolayı bu Ramazan Bayramında da zindanlarda ailelerinden ve sevdiklerinden ayrı, haksız yere mağduriyet yaşamaya devam ediyor."

Haberde; cezaevinde hükümlü olarak tutulan Hizb-ut Tahrirli İbrahim Er'in eşi İlknur Er'in Akit'e yaptığı açıklamalar da yer aldı.

“Bu bayram da olmadı ama bir gün mutlaka kavuşacağız”

"Bursa H Tipi kapalı cezaevinde olan İbrahim Er’in eşi İlknur Er, eşinin 2 yıl 1 aydır tutuklu bulunduğunu belirterek, 'Eşim, Hizb-ut Tahrir üyeliğinden dolayı 6 yıl 3 ay ceza aldı. Ortada hiçbir suç olmamasına rağmen yerel mahkeme, Yargıtay içtihadını gerekçe göstererek ceza verdi. Yargıtay olmayan suçtan, zorlama bir içtihatla ileride suç işleyebilir diye ceza verdi. Ve bizler bu hukuksuz muameleden dolayı yıllardır bir yargı zulmü ile karşı karşıyayız. Eşim kesinlikle şiddet içeren bir faaliyette bulunmamış olmasına rağmen sözde ‘terör’ kapsamında yargılanıyor. Tek derdi İslam’ı insanlara anlatmaktı. Allah’ın dinini yeryüzünde hâkim kılmak isteyen insanların ‘terörist’ olarak damgalanması ve cezaevine atılması, bu inançlı insanlara da biz ailelerine büyük bir zulümdür. Bu bayramı da ben ve çocuklarım, babamızdan ayrı geçiriyoruz. Bayramda herkesin evleri misafirlerle dolup taşıyor. Biz ise kendi kendimize buruk bir bayram yaşıyoruz. Ama inanıyoruz ki, bu günler de geçecek ve bu zulümleri yapanlar bunun hesabını Rabbimize verecek. Bu bayram kavuşamasak da bir gün mutlaka kavuşacağız. Sesimizi duyurduğu, duygularımıza tercüman olduğu için Akit gazetesine teşekkür ederim. Allah razı olsun' dedi."

___

#YargıZulmüneDurDe