Köklü Değişim Kadın Kolları İstanbul, 12 Nisan 2025, Cumartesi günü, “Küresel Saldırılar Altındaki Aile” başlığı altında, Köklü Değişim İstanbul Ofisi binasında konferans düzenledi. Konferansta eğitimci yazar Şeniz Yücel, Nesibe Hatun Derneği kurucularından ve eğitimci yazar Duygu Turan, eğitimci Ferhunde Özsoy Küçük ve Köklü Değişim yazarlarından ilahiyatçı yazar Esma Gül Yağmur hanımefendiler konuşmacı olarak yer aldılar. Konferans, Köklü Değişim yazarlarından Emine Duman hanımın Kur’an Tilaveti ile açıldı. İlk konuşmayı, “Mutluluk Allah’a İnanmaktır” ve birçok başka kitabıyla tanınmış eğitimci yazar Şeniz Yücel hanımefendi yaptı. “Aile Kurmayı ve Aile Olmayı Neden İstemeliyiz” başlığı altında bugün Müslüman ailelerde rollerin doğru anlaşılmaması, sorunlar karşısında doğru İslami tavrı ve çözüm yollarını bilmemekten kaynaklı temel sorunlardan ve bu sorunları çözmeye götürecek doğru İslami bakış açısından ve çözüm yollarından bahsetti. Kur’an kıssalarına değinerek Müslüman kadın ve erkekte bulunması gereken temel iki özelliğini vurguladı. “Güçsüz insan bağırır” diyerek yumuşaklığın ve hoş sesli olmanın imandan olduğunu, öfke anında bile olsa İslam’ın yumuşaklığı ve sabrı korumayı emrettiğini hatırlattı. Eşler bir sorunla karşılaştığında omuz omuza verip problemi karşılarına almaları gerekirken problemi unutup eşler birbirini karşılarına alıyor diyerek Ümmetin halini tasvir eden bir örneği ortaya koydu. “Karşımızda büyük bir sorun var ama Ümmet birbiriyle uğraşıyor… Problem kendi başına “özgürce” büyüyüp gelişiyor…” dedi. Ardından eğitimci Ferhunde Özsoy Küçük “Aile Kurumunu İfsat Eden Uluslararası Sözleşmeler ve Hukuki Düzenlemeler” başlığı altında, Anayasa’dan Medeni Hukuk’a, eğitime kadar uluslararası sözleşmelerin yerel kanunların, düzenlemelerin ve yönetimlerin üstünde bir hâkimiyete sahip olduğunu açıkladı. En başta kopyala yapıştır şeklinde uygulamaya geçirilen aile ve topluma dair hukuki düzenlemeler süreç içerisinde uluslararası sözleşmelerle İslam toplumunun sahip olduğu tüm değerleri, hayata bakış açılarını özellikle kullandıkları dil ile unutturduğunu, yerine yeni ifsat edici değerleri de bu şekilde topluma yerleştirdiğini anlattı. Sözde kadının haklarını, kadına yönelik şiddeti önlemek gibi isimlerle, İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve nice uluslararası sözleşme, dini ve kültürel değerlerin silinmesini, yerine cinsiyet eşitliği, LGBT ve cinsiyetsizleştirme projeleri olduğunu, 6284 Sayılı Kanun’u üreterek bu kanun üzerinden daha çok ailenin dağılmasına yol açıldığını tarif etti. “Basit bazı kelimeleri veya cümleleri aileyi, kadını, erkeği ifsat etmede ne kadar da etkili kullanıyorlar… İslam’da benzer gibi görünen kelimelerle süsleyerek, şer’i hükümlere benzeterek” aile yapısını ve dolayısıyla toplumu ifsat ediyorlar. “Bazı uygulamaları İslam’da da var diyerek uygulasalar bile, hatta bizzat şer’i hükmün birini de uygulayacak olsalar, uygulanan şey şer’i hüküm olmaz. Çünkü en başta en üstün kanun koyucu olarak Allah’ı değil uluslararası sözleşmeleri belirlemişler…” dedi. Kısa bir aranın ardından ikinci oturumda ilk olarak en çok “Zamanın Sayesinde” ve “Tevhidin İnşası” kitaplarıyla tanınan eğitimci yazar Duygu Turan hanımefendi söz alarak evliliğin, aile kurmanın fıtrattan ve Allah’ın bir emri olduğunu açıkladı. Bunda üç amacın olduğunu anlattı. “Birincisi, zaaf ve sevginin (içgüdünün) zapturapt alınması… Evlenenler dininin yarısını tamamlamış olur (hadis)… Evlilik Bakara suresi 229. ayetinde tarif edildiği gibi Allah’ın hudutlarının korunduğu yerdir…” Bu amaçlara odaklı aile hayatının insanın “mükemmel hayat isteğini” tatmin edeceğini ve gelecek nesillerin ihtiyaç duyduğu güven ortamının da ait olmayı hissetmeleriyle sağlanacağını anlattı. Son konuşmayı, Köklü Değişim yazarlarından ve ilahiyatçı Esma Gül Yağmur, “Ailenin Korunması için Zorunlu Adımlar ve İslami Çözümler” başlığı altında yaptı. Yağmur, “Biz Müslümanız…” diyerek söze girdi ve “Güçlü aileler oluşturmak için İslam üzerine kurulu bir devlet olmadan olmayacağını çünkü “İslam’ın çözümleri somuttur.” söyledi. İslam’ın aileyi koruyacak, İslami Toplumu ve Ümmeti ihya edecek, İslam Ümmetinin bariz bir özelliği olan sağlam yapılı ve ahenkli Müslüman aileyi geri getirecek somut çözümleri en başta siyasetten, eğitim sistemine, medyaya, iktisat nizamına ve devletin ve toplumun her alanına “takvayı yerleştirmek ve yaymakla” başlayacağını anlattı. Hilafetin siyasi ve hukuki nizamlarının ailenin güvenini, huzurunu, muhabbetini korumak ve desteklemek üzere işlediğine dair örnekler getirdi. Hilafet, erkeği üzerine farz olduğu şekilde ailesinin geçimini sağlamakta desteklemek için Rasulullah (sav)’in emrettiği gibi en başta erkeğe iş vererek, erkeğin buna rağmen yetersiz kaldığında ve gücü yetmediğinde Beyt-ül Mâl’den destekleyeceğini söyledi. Kadını da devlet koruyacaktır. Ailesinden kendisini destekleyecek, bakımını üstlenecek erkekler olmadığında, çocuklarına karşı annelik vazifesini ihmal etme pahasına çalışmak zorunda kalmaması için, devlet bizzat Beyt-ül Mâl’den geçimini sağlayacaktır. Dolu dolu geçen programı katılanlar pür dikkat dinlediler. Programın moderatörlüğünü yapan Köklü Değişim yazarlarından Gamze Gürsoy, konferansın açılışında herkesten programı zihinlerinin, kalplerinin bir köşesinde Gazze’yi bulundurarak dinlemelerini rica etti. Ve konferansın sonunda “Küfür sistemleri kendi hakimiyetleri karşısında gerçek ve tek engel olarak İslam’ı, Müslüman toplumu ve dolayısıyla Müslüman aileyi gördükleri için bilhassa Müslüman aileye karşı şiddetli ve kararlı planlar uygulamaktalar… Bugün Gazze’yi kurtarmak için Müslümanlar birleşemiyorsa, ailelerde bile bütünlük, huzur ve hedef birliği olmadığındandır… Müslüman erkeklerde cihat ruhu yoksa, ordularımızdaki askerler ve subaylar Gazze’yi ve tüm Müslümanları kurtarmak için cihada koşmuyorsa, onlara cihat aşkı yerine dünya sevgisi, dünya başarılarını sevdiren annelerin de payı vardır…” diyerek programı sonlandırdı. Konferansın sonunda dinleyenler Şeniz Yücel ve Duygu Turan’ın kitaplarından alıp imzalatma ve konuşmacılarla tanışma fırsatı da buldular.