Köklü Değişim Kadın Kolları - Bursa tarafindan düzenlenen "Kapitalist Sistemde Anne Olmak" konferansı gerçekleştirdi.
08 Aralık 2018

Köklü Değişim Kadın Kolları - Bursa tarafindan düzenlenen "Kapitalist Sistemde Anne Olmak" konferansı gerçekleştirdi.

Köklü Değişim Medya

Konferans, Remziye Yılmaz'ın sunumuyla başladı. Ardından Tuğba Sivrikaya'nın Kuran-ı Kerim tilavetiyle devam etti. Kısa bir sinevizyon gösteriminin ardından konuşmacı Rabia Göker, Kapitalist sistemin anne olmaya bakışını ve İslam'ın anne olmaya bakışını ele alarak şu konulara değindi; "Kapitalist sistem insanların hayata bakışını oldukça fazla etkilemektedir. Erkeğinden kadınına, ebeveyninden çocuğuna toplumun tüm fertleri bu etkilenmeden payını alıyor maalesef. Öyle ki, bu etkilenme neticesinde duygular alt üst oluyor. Özellikle toplumun yapıtaşı ailenin baş aktörlerinden olan annede görülen bu duygu karmaşası, tamiri imkansız bir takım durumlar oluşturuyor. Dolayısıyla da annelik olması gerektiği gibi yapılamıyor ve bu durum çoğunlukla korkunç hadiselerin yaşanmasına vesile oluyor. Bu hadiselerin en trajik olanı belki de annelerce işlenen çocuk cinayetleridir. Sömürgeciler hilafeti ilga ettikten sonra toplumu İslami bir toplumdan gayri İslami bir topluma dönüştürme çabasına giriştiler. Bunun için de ilk iş olarak kadını ele aldılar. Çünkü annelik ferdi bir mesele değildir. Kadın Annedir. Toplumun geleceği olan gençleri yetiştirir. O nasıl düşünürse toplum o şekilde şekillenir ve bu yüzden toplumsal dönüşüm de ilk hedef kadındır. "Beşik sallayan eller dünyayı yerinden oynatacak gücü simgeler." Bundan dolayı batı, gelecek nesilleri yetiştirecek olan kadını ele aldı. Kadın hakları adına İslam'a saldırdı. Çok eşlilik, erken evlenme gibi mefhumlara saldırdı, kadını kariyer adı altına iş hayatına attı. Bir taşla iki kuş vurdu, hem kadının iş gücünden hem de onun yetiştireceği nesilden yararlandı. Batı, İslam'a saldırıp kötülerken çözüm olarak da yine batı kanunlarını gösterdi. Avrupa Konseyi ile Türkiye arasında kadın haklarında iyileştirme adına sözleşme yapıldı. İstanbul sözleşmesinden sonra batı, Türkiye'de ki şiddet olaylarının artmasından endişe ettiğini bildirip, buna İslam'ın kadına bakışının sebep olduğunu öne sürdü. Buna mukabil yöneticiler yeni kanunlar yürürlüğe koydular.

Çalışma alanına yönelik kanunlar şunlardır:

  1. Gece çalışma yasağı kaldırıldı.
  2. Doğumdan önce 8 hafta, sonra 8 hafta ücretli izin.
  3. Doğum sonrası 6 ay Ücretsiz izin.
  4. 1 yaşına kadar, günde 1 buçuk saat emzirme hakkı.

Aile hayatına yönelik kanunlar:

  1. Çocuk gelinler adı altında 4000 erkek hapse atıldı. Üstelik bu erkekler evlendikten 8 -10 sene sonra tutuklanıyor. Bunların aralarında 3 -4 çocuğu olanlar var ve bu erkekler tecavüz damgası yiyerek tutuklanıyor.
  2. Kadının beyanı yeterlidir. 2012'de bu kanuna göre erkek delil, belge, tanık gerektirmeden 6 ay uzaklaştırma alabiliyor. Bu kanunlar çıkmasına rağmen 2003 ve 2014 arası kadına karşı şiddet 100'de 1400 artı her on kadından dördü aile içi şiddet görmektedir. Peki batıdaki durum nedir? Avrupa'da 20 kadından bir kadına tecavüz edilmekte, üç kadından biri de şiddet görmektedir. Danimarka'da %52, Fransa'da %40, İngiltere'de %40 şiddet vardır. Bize akıl veren batının durumu budur. Peki İslam'ın anneliğe bakışı nasıldır? İslam kadına korunması gereken bir namus olarak görür. İslam'da anne olmak günahlardan arınmaktır. "Kadın hamile olduğunda gündüz Saim gece Kaim ve Allah korkusu kendisinde Galip olan bir Mücahit sevabı hak eder." Anne cennet kapılarının ortasındadır. (İbn-i Hanbel ,v198 ) Cennet annelerin ayakları altındadır. (Nesai cihad,6 ) Biliyoruz ki; Müslüman anne ve babalar kız ve erkek çocuklarının üzerine bütün hassasiyetleri ile titrerler, çocuklarını hem sıhhatli hem de İslam ahlakı üzerine yetiştirmek onların biricik arzularıdır. İslam aile mefhumuna değer verir. Herkesin yeri bellidir, kadın evinin çobanıdır, yetiştireceği çocuklarından, evinden sorumludur. Anne farkında olsun ya da olmasın liderdir. İslam ile yetişen Sümeyye'ler, Ümmü Süleym'ler, Afra Hatun'lar dünyayı yerinden oynatacak Fatih'ler, Selahattin'ler,Tarık Bin Ziyad'ler, Muaz'lar, Enes Bin Malik'ler yetiştirdi ve 4 kıtaya yaydı. O yüzden silkelenip misyonumuzun farkına varalım. O halde gelin hep birlikte sağlıklı bir anne olmak ve sağlıklı annelerden oluşan bir toplum oluşturmak için dinimizin hükümlerinin uygulandığı Hilafet için çalışalım. Evet kolay değil fakat imkansız da değil. Tevfik bizden başarı Allah'tandır. "Çalışanlar işte böyle bir kurtuluş için çalışsınlar." [Saffat 61] Anne ve anne adaylarımızı bütün kalbimizle Rabbimize emanet ediyoruz. Konferans, Rabia Göker'in kıyamda yaptığı duayla son buldu. Katılan ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun.