Irak Dışişleri Bakanı Hüseyin yaptığı açıklamada, Türkiye ve Suriye ile iki ülke yetkilileri arasında Bağdat'ta bir toplantı yapılması konusunda ön anlaşmaya varıldığını açıkladı.

Hüseyin, Irak'ın 'Ankara ve Şam arasında arabuluculuk yapmak için inisiyatif aldığını' ve iki taraf arasındaki iletişimin devam ettiğini belirterek görüşmeyi ayarlamak için Çarşamba günü Washington'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya geldiğini de sözlerine ekledi.

Dışişleri Bakanı Hüseyin, görüşmelerde arabuluculuk yapma kararının Irak'a ait olduğunu ve Irak'ın iç ya da dış politikasında başkalarından icazet almadığını belirtmesi dikkat çekti.

Bilindiği üzere Türkiye, Irak ve Baba Esed’den beri Suriye rejimi ABD siyasetini ekseninde hareket ediyor.

Hüseyin, açıklamasında ayrıca, arabuluculuk konusunda başarıya ulaşılmasının 'iki tarafın önemli sonuçlara ulaşması ve sorunları askeri çözümlerle değil barışçıl yollarla ve müzakerelerle çözmesi halinde Irak üzerinde olumlu bir etki yaratacağını' da sözlerine ekledi.

Erdoğan: “Görevi Hakan Fidan’a Verdim”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO zirvesinden dönüşünde uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, Beşar Esad yönetimiyle yakınlaşmaya yönelik açıklamalarını sürdürerek şunları söylemişti:

“Görevi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a verdim. Dışişleri Bakanım da şu anda muhataplarıyla görüşmek suretiyle işin bütün yol haritasını belirleyecekler. Ona göre de inşallah adımı atacağız. Biz Suriye'de adil bir barışın mümkün olduğunu düşünüyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğünün bizim de çıkarımıza olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz. Suriye'de inşa edilecek hakkaniyetli bir barış, en çok bize fayda sağlayacak. Bu inşa sürecinin en önemli adımı da Suriye ile yeni bir dönem başlatmaktan geçtiğini söylüyoruz. Şu ana kadar bu süreç olumlu istikamette gelişti. Temenni ediyorum ki yakın bir zamanda somut adımları da atarız.”

Astana Üçlüsü ve Esed Rejimi

Rusya ve İran ile birlikte “Astana Üçlüsü” içinde yer alan Türkiye, masada alınan kararlar ve sahadaki operasyonlarla Esed rejiminin ayağa kaldırılmasında büyük rol oynamıştı. Bu kapsamda muhalefetin İdlib’e sıkıştırılması ve Kuzey Suriye’deki operasyonlarla oyalanıp Esed rejimi ile çatışmalardan uzaklaştırılması sağlanmıştı. Son dönemeçte ise Esed rejiminin, Suriye’nin meşru yönetimi olarak kabul edilmesi ve ABD’nin himayesindeki Cenevre görüşmelerinin temeli olan 2254 sayılı karar ile yeniden Suriye halkına dayatılması yer alıyor.