Sudan hükümeti, Filisitin’e destek gösterisine sert müdahale 

Köklü Değişim,Sudan'dan Filistin Eylemine Sert Müdahale.jpeg

Sudan’ın Gadarif kentinde güvenlik güçleri, işgalci Yahudi varlığına karşı Filistinli Müslümanları desteklemek için etkinlik düzenleyen Hizb-ut Tahrir gençlerini gözaltına aldı. 

Kuveyt yönetiminin ardından 7 Ekim Aksa Tufanı’ndan bu yana ümmetin ordularının Gazze ve Filistin için göreve çağıran Hizb-ut Tahrir’e bir operasyon da Sudan yönetiminden geldi. 

Hizb-ut Tahrir üyesi gençler, Perşembe günü Gadarif şehrinde bulunan diş hastanesinin yanında basın açıklaması düzenledi.  Programdaki konuşmada Hizb-ut Tahrir üyesi Avad Muhacir, Yahudi varlığı ile süren savaşı değerlendirdi. Konuşmasında, Müslümanların bu varlığa karşı yürütülen saldırılardan duyduğu memnuniyeti ve işgal altındaki kutsal toprakların kurtuluşunun arzusunun altını çizdi.

Ayrıca, bu özgürlüğün ancak Peygamber’in yolunu izleyen Raşidi Hilafet’in kurulmasıyla mümkün olacağını ifade etti. Konuşmayı dinleyen halk bu ifadelere olumlu tepki gösterdi ve destek verdi.

Konuşmanın hemen ardından henüz kalabalık dağılmadan, güvenlik güçlerine ait üç araç alana gelerek, Hizb-ut Tahrir üyesi olan Mahi Abidin, Meysera Yahya ve Muhammed Yahya isimli üç kişi ile katılımcılardan bir kişiyi gözaltına alındı. Gözaltına alınma esnasında mukavemet olmamasına rağmen gençler darp edilerek gözleri bağlandı ve bilinmeyen bir yere götürüldüler. 

Olay yerinde bu çirkin müdahaleye şahit olan insanlar şaşkınlıkla tepki gösterdi. 

Bu müdahalenin ardından Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti, bugün (20 Haziran 2025) bir basın açıklaması yayımlayarak üç maddede bu olayın arka yüzüne dair detaylar verdi: 

**“Birincisi:** Gözaltına alınan kardeşlerimizin sağlığından hükümeti sorumlu tutuyoruz. Hükümeti ve onun baskı araçlarını, **İslam ve Müslümanlarla bağdaşmayan, Yahudilere ve onların destekçilerine hizmet eden bu tür uygulamaların sonuçları konusunda uyarıyoruz.**

**İkincisi:** Bu garip ve şüpheli davranış, yani Filistin’deki kardeşlerine destek olmaları gerekenlerin aksine destek verenleri engellemesi, **bu tür rejimlerin – Sudan’daki de dahil olmak üzere – ümmetin düşmanları olduğunu ve Yahudi varlığını korumakla görevlendirildiklerini göstermektedir.** Sudan'da süren yıkıcı savaş da, Amerika’nın (Yahudi varlığının hamisi ve İslam’ın düşmanı) planlarının bir sonucudur.

**Üçüncüsü:** Yahudileri, Batılı kafir rejimleri ve onların İslam ülkelerindeki uzantılarını korkutan Raşidi Hilafet mutlaka yeniden kurulacaktır. Bu Hilafet zamanı gelmiş ve Allah'ın izniyle yakındır. O zaman, ümmete karşı suç işleyen herkesin hesabı sorulacaktır.

Son olarak, Sudan’daki yönetime ve bu çirkin eylemi gerçekleştiren güvenlik güçlerine sesleniyoruz: 

Hakkın davetçilerini derhal serbest bırakın! Allah’tan korkun ve bilin ki Allah, fesatçıların işlerini düzeltmez. İslam’a ve onun davetçilerine düşmanlık etmek için kullanılan bir araç olmayın; aksi takdirde dünyada aşağılanma ve ahirette şiddetli bir azap sizi bekler.”

ABD’nin nüfuzunu korumak ve yönetimin İngiltere ve Avrupa eksenli sivil partilere geçmemesi için Sudan’da 2023 Nisan ayında başlatılan iç savaş Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Daglu (Hamideti) arasında bölünmeye doğru giden çatışmaların gölgesinde şiddetli bir şekilde sürüyor. 

Washington nüfuzunun kuvvetli olduğu bu ülkede yönetim işgalci ‘İsrail’e karşı yapılan eylemlere sert bir şekilde müdahale ediyor. Müslüman ülkelerinin ordularını mübarek Aksa topraklarını ve masum Müslümanları için harekete geçmeye çağıran Hizb-ut Tahrir’e karşı özellikle İslam beldelerindeki yönetimler sert bir tutum sergiliyor.


Sudan’da, Filistin’e Destek Veren Hizb-ut Tahrir Gençleri Gözaltında 

Tahran yönetiminden ‘İsrail’ ile süren savaş hakkında açıklama 

Köklü-Değişim,Arakçi,-“‘İsrail’-Saldırıları-Devam-Ederse-Görüşme-Olmayacak”.jpg

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Cenevre'de Avrupalı mevkidaşlarıyla yapacağı toplantı öncesinde İran devlet televizyonuna verdiği demeçte, ‘İsrail’ saldırıları devam ederken İran'ın kimseyle görüşmeye hazır olmadığını söyledi.

ABD’nin müzakerelere dönme açıklamalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Arakçi, saldırılar sürdüğü müddetçe masaya dönmeyeceğini ifade ederken, nükleer çalışmaları müzakere etmek için kapıyı kapatmıyor. Üst düzey 20 komutanını kaybetmesine rağmen Tahran, 'İsrail'in baş destekçisi Washington ile halen müzakere masasına oturmaya hazır olduğuna işaret ediyor. 

Arakçi, İran'ın nükleer programı konusundaki anlaşmazlığı azaltmak için diplomasiye geri dönüş yolu kapsamında çaba sarf eden Fransa, Almanya ve İngiltere dışişleri bakanlarıyla görüşmek üzere İsviçre'nin Cenevre kentinde. 

Arakçi’nin açıklaması, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, 'İsrail' rejiminin İran’a yönelik saldırılarını ele alacağı ikinci oturumunun arifesinde geldi.

Arakçi, uluslararası kuruluşlardan ‘İsrail’e karşı bir adım beklemediklerini belirtti. Buna rağmen Müslüman ülkeleri ve bölge devletleri arasında ‘İsrail’in saldırılarına yönelik güçlü bir kınama dalgası oluştuğunu söyledi. Arakçi, uluslararası hukuk ve insanlık vicdanı açısından İran’ın üstün konumda olduğunu da vurguladı.

**İran’dan “Savaşın Sona Erdirilmesi” Talep Ediliyor**

Abbas Irakçi, ülkesine karşı yürütülen savaşın sona erdirilmesine yönelik taleplerin gelmeye başladığını belirterek, bu taleplerin önümüzdeki dönemde daha da artacağını iddia etti.

Arakçi, yaptığı açıklamada, ABD’yi ‘İsrail’ rejimiyle birlikte hareket eden bir aktör olarak nitelendirerek, bölgede Amerikan güçlerinin ‘İsrail’ ile iş birliği yaptığına dair çok sayıda kanıt olduğunu ifade etti. 

Arakçİ, özellikle ABD Başkanı’nın yaptığı röportajlarda ve paylaştığı sosyal medya mesajlarında “biz” ifadesini kullanmasını bu iş birliğinin açık göstergesi olarak değerlendirdi.

Silahlı kuvvetlerin gösterdiği direnişi öven Arakçİ, **“Hamdolsun, kahraman ordumuzun gösterdiği kararlı direniş giderek ortaya koyuyor ki, İran milletini teslim alma hayali boş bir hayalden ibarettir”** dedi.

Arakçı, savaşın sonlandırılmasına yönelik taleplerin başlamış olmasının, İran halkının direnişinin ne denli etkili olduğunu gösterdiğini vurguladı. 

Arakçi ayrıca İran’ın balistik füze çalışmalarının müzakere edilmesinin söz konusu olamayacağının da altını çizdi. 

Sekizinci gününe giren İran-‘İsrail’ savaşında iki taraf da bombardımana devam ediyor. 


Arakçi: “‘İsrail’ Saldırıları Devam Ederse Görüşme Olmayacak”

Gazze'de şafak vaktinden bu yana 75 Müslüman katledildi

Köklü-Değişim,Gazze’de-Katliam,-Batı-Şeria’da-İşgal-ve-Yağmalama-.jpg

Gazze'de dün 75 Müslüman katledilirken, Batı Şeria’daki bir çok şehirde sokağa çıkma yasağı ilan edilip, baskınlar yapılıyor. 

İşgalci ‘İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği topçu saldırılarında dün (Perşembe) sabahtan bu yana aralarında çocukların da bulunduğu 75'ten fazla Müslümanı şehit etti.

Saldırılarda onlarca kişi yaralandı. Ağır yaralıları kurtarmak için gelen yardım görevlileri de işgalci ‘İsrail’in düzenlediği saldırılarda yaralandı.

[Köklü Değişim,Gazze'de Katliam.mp4](https://api.kokludegisim.net/uploads/Koeklue_Degisim_Gazze_de_Katliam_1d369cce3b.mp4)

**Batı Şeria’da Sokağa Çıkma Yasağı**

El Cezire'nin aktardığına göre, ‘İsrail’ yönetimi Batı Şeria'daki birçok kentte sokağa çıkma yasağı ilan etti. 

Bölgeden gelen haberlere göre, ‘İsrail’ güçleri işgal altındaki Batı Şeria'da dün şafak vaktinden itibaren baskınlar ve saldırılar düzenliyor. Bu baskınlarda çok sayıda Filistinli Müslüman yaralandı. Evlerde yapılan aramalarda para ve altın ziynetler de çalındı.

![Köklü Değişim,İşgalci Batı Şeria'da Baskınlar DÜzenliyor.jpeg](https://api.kokludegisim.net/uploads/Koeklue_Degisim_Isgalci_Bati_Seria_da_Baskinlar_D_Uezenliyor_a8271d1b23.jpeg)

Batı Şeria'da bazı evler, sahiplerinin zorla tahliye edilmesinin ardından askeri karakola dönüştürülmüş durumda. 


Gazze’de Katliam, Batı Şeria’da İşgal ve Yağmalama 

Hizb-ut Tahrir Türkiye Haftalık Gündem Değerlendirme Toplantısı

İran “İsrail”i Yok Etmeye Odaklanmalıdır.jpeg

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 17 Haziran 2025 Salı günü düzenlediği Gündem Değerlendirme Toplantısı’nda, İran-“İsrail” savaşı, Gazze’de süregelen katliamlar ve İslam beldelerindeki rejimlerin Yahudi varlığına verdiği doğrudan ve dolaylı destek ele alındı.

Toplantıda konuşan **Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar**, “İsrail”in 13 Haziran sabahı Tahran’a düzenlediği hava saldırısında İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları komutanları ve neredeyse tüm kuvvet komutanlarının öldürüldüğünü hatırlatarak, saldırının büyük bir istihbarat desteğiyle yapıldığını ve İran’ın adeta Yahudiler için ajan yurdu hâline gelmiş olduğunu söyledi.

_“Yahudi varlığı İslam’a ve Müslümanlara savaş ilan etmişken, Filistin’den Lübnan’a, Suriye’den Yemen’e kadar kuduz köpek gibi her yere saldırırken, burada uzun uzun İran rejiminin içine düştüğü zillet hâlini değerlendirecek değiliz.”_ ifadelerini kullanan Kar, sözlerini şöyle sürdürdü:

_“Sadece ibret alınması ve ders çıkarılması adına bazı önemli noktaların altını çizmek istiyorum. Özellikle sömürgeci kâfirlere güvenmenin devletleri ve halkları ne tür felaketlere sürüklediğini vurgulamak istiyorum.”_

“Bu saldırı göz göre göre gelmiştir” diyen Mahmut Kar, ABD’nin nükleer müzakereler yoluyla İran’ı oyaladığını, bölgedeki üslerini tahliye ederek İsrail’in saldırısını adeta haber verdiğini ve İran’ın buna rağmen hiçbir hazırlık yapmadığını ifade etti. _“Peki neden? Çünkü İran, ABD’ye güvendi. Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da ABD’ye yaptığı hizmetlerin kendisini koruyacağını düşündü. Küstah Trump’ın barış ve müzakere yalanlarına aldandı. Ya da tüm bunlara kendisini kandırmak pahasına inanmak istedi. Bugün ortada duran gerçek şu: Trump ve Netanyahu tam bir koordinasyon içinde İran’ı vuruyor.”_

Kar, saldırının sadece ABD ve Batı’nın desteğiyle değil, İran’a komşu ülkelerin yardımıyla gerçekleştiğine dikkat çekerek şunları söyledi:

_“Uçaklar onların hava sahaları üzerinden geçerek, yakıt ikmali yaparak, radar sistemlerinden destek alarak İran’ı vurdular. Hatta Ürdün ve Suud, İran füzelerini İsrail’e ulaşmaması için kendi topraklarından geçerken imha etti. Yani **komşuları İran’a ihanet ettiler; tıpkı İran’ın defalarca onlara ihanet ettiği gibi. Bu ihanetin sebebi ister mezhepçilik ister milliyetçilik ister menfaatçilik olsun, temelde kâfirlerin fikirlerini benimsemektir.** Bu fikirlere göre devlet yönetenler, sömürgecilere yem olmaktan, birbirlerine ve halklarına ihanet etmekten kurtulamazlar.”_

**“İran İslam Devrimi bozuk ve çürük temeller üzerine bina edilmiştir”** diyen Kar, İran rejiminin İslam’ı sadece bir ırk ve toprak parçasına hasrederek çöküşünün zeminini hazırladığını vurguladı:

_“Sadece kendine Müslüman olmayı seçerek bugünlere kadar geldi ama rolü bittiğinde, menfaatler değiştiğinde ABD tarafından aşağılanmaktan kurtulamadı. Çünkü İslam’ı tatbik edermiş gibi yapanların sonu hezimettir.”_

Konuşmasının sonunda İran’ın atması gereken adımları sıralayan Kar, sözlerini şöyle tamamladı:

_“İran bugün Yahudi varlığına karşılık vererek doğru olanı yapıyor. Fakat bu karşılık asla yeterli değildir. Bütün askerî gücünü kullanarak Yahudi varlığını yok etmeye odaklanmalıdır. Tıpkı Yahudi varlığı gibi, bu savaşı varlık-yokluk meselesi olarak görmelidir. **İran Dışişleri Bakanı’nın İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerine yaptığı destek ve birleşme çağrısının samimiyetini ispat etmelidir. Allah’a tevbe ederek İslam ümmetinden af dilemelidir. Tüm Müslümanları ‘Lâ ilâhe illallah Muhammedun Rasûlullah’ bayrağı altında birleştirecek olan, gerçek bir İslam Devleti’nin – Raşidî Hilafet Devleti’nin – kurulması için Müslümanlarla müzakere etmelidir.** İşte o zaman ordular birleşecek, Gazze ve Filistin zulümden kurtulacak, Aksa ve ümmet özgürleşecek; Yahudi varlığı haritadan silinecek ve büyük şeytan ABD coğrafyamızdan defolup gidecektir. Aksi hâlde İran ve diğerleri için değişen bir şey olmayacak; tüm yozlaşmış rejimler işleri bittikten sonra tarihin çöplüğüne gömüleceklerdir.”_

Konuşmanın tamamını toplantı videosundan izleyebilirsiniz.

<div style="position:relative;padding-bottom:56.25%;height:0;overflow:hidden;">
  <iframe src="https://geo.dailymotion.com/player.html?video=x9ljhb4"
    style="width:100%; height:100%; position:absolute; left:0px; top:0px; overflow:hidden; border:none;"
    allowfullscreen
    title="Dailymotion Video Player"
    allow="web-share">
  </iframe>
</div> 



İran “İsrail”i Yok Etmeye Odaklanmalıdır!

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “‘İsrail’ kendi varlığını ve geleceğini riske atıyor”

Köklü-Değişim,Erdoğan,-‘İsrail’in-Geleceğinden-Endişeli.jpg

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, ‘İsrail'in İran'a saldırısına tepki göstererek, **"Kabadayılık taslayan ‘İsrail’ aslında ne yaptığının farkında değil. Kendi varlığını ve geleceğini riske atıyor"** ifadelerini kullandı. 

Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde saat 15.40'da başlayan toplantı yaklaşık 2,5 saat sürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, toplantının ardından yaptığı basın açıklamasından satır başları şöyle: 

"Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere Filistin topraklarında İsrail'in alçakça saldırıları altında türlü imkansızlıklar içinde Kurban Bayramı'nı idrak etmeye çalışan Filistinli kardeşlerimize muhabbetlerimi iletiyorum. Dernek, vakıf, hayırseverlerimizi de bu bayramda Filistin halkını yalnız bırakmadığı için tebrik ediyorum.

Bölgemizde bir süredir çok ciddi gerilim, çatışma, savaşlar yaşanıyor.

Rusya-Ukrayna savaşı her iki tarafı da yıpratan ağır sonuçlarıyla sürüyor. ‘İsrail'in Gazze'deki soykırımı ile Lübnan ve Suriye'de gerçekleştirdiği pervasız eylemler hepimizin yüreğini kanatıyor.

**Saldırının Sinsi Amaçları Anlaşılıyor**

Aynı ‘İsrail’ şimdi de komşumuz İran'a karşı saldırı başlattı. Saldırının aslında çok kapsamlı, sinsi amaçları olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. En başından beri İran'ın nükleer programıyla ilgili müzakere masasında yürütülmesi gerektiğini savunduk bugün de aynı noktadayız.

Şimdiye kadar Amerikan Başkanı sayın Trump, Pezeşkiyan, Putin, Sisi, II. Abdullah, Muhammed bin Selman, Şerif, Şara, Heysen bin Tamık, El Sabah, Sudani'nin de aralarında olduğu birçok liderle görüşmem oldu. Görüşmelerde ‘İsrail'in artık haydutluğa varan saldırganlığının bölgemiz için oluşturduğu tehdit ve tehlikelere dikkat çektik. Türkiye olarak kolaylaştırıcılık dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu tüm muhataplarımıza açık açık aktardık.

Masada çözebilecek meseleleri silahla, kaosla, önüne gelen her şeyi bombalamayla halletmeye çalışmanın ileride nelere yol açacağını kimse tahmin edemez.

**“Korkarız İş İşten Geçmiş Olacak”**

**Batı'nın sınırsız desteğiyle İran'a saldıran, Gazze'yi yerle bir eden bölgedeki her ülkeye kabadayılık taslayan ‘İsrail’ aslında ne yaptığının farkında değil. Belki ileride yaptığı hatanın farkına varacak ama korkarız iş işten geçmiş olacak.**

Hiçbir ülke kendi sınırlarından ibaret değildir. Bölgedeki her hadise tüm toplumları yakından ilgilendirir, etkiler, orta ve uzun vadeli sonuçlar doğurur. Filistin halkına ve topraklarına saldırmak sadece oradaki birkaç milyonla sınırlı hadise değildir. İran'a saldırmak da sadece İran'ı ilgilendiren vaka da değildir. Aynı tespitleri Hindistan, Pakistan, Türk Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika'yla ilgili yapabiliriz.

Tarih bu tür şımarıklıkların beklenmedik sonuçları olduğunu ortaya koyan örneklerle doludur. 

**“Tüm İnsanlığı Kucaklamak İçin Samimi Gayret İçindeyiz”**

Bölgemizde hakikatler gözetilmeden atılan her adım ileride yaşanacak başka felaketlere davetiye çıkartır. Bu felaketler de zalimlerin bertaraf olmasıyla sonuçlanır. ‘İsrail’ yaptığı her zulümle, döktüğü her kanla, işlediği insanlık suçuyla adım adım kendi varlığını ve toplumun geleceğini riske etmektedir. Zulümle abad olunmaz.

Zulmün sonu derin bir pişmanlıktır. Türkiye ve Türk milleti olarak medeniyet mirasımızın bize vazettiği adalet, hakkaniyet, vicdan çerçevesinde önce kendi vatandaşlarımızı, kardeş ve dost toplulukları ve en nihayetinde tüm insanlığı kucaklamak için samimi gayret içindeyiz.

**“Güçlü Değilseniz İşiniz Zordur”**

Yakın zamanda Balkanlar'da, Karabağ'da, Libya'da, Suriye'de bu yaklaşımın neticelerini hep birlikte takip ettik.

İnşallah bundan sonra da sadece kendi içimizde birliği, beraberliği, kardeşliği yüceltmekle kalmayacak aynı iklimin bölgede sağlayacak girişimlerimize devam edeceğiz.

**Siyasi, sosyal, ekonomik, askeri olarak güçlü değilseniz, kendinize yeterli değilseniz, caydırıcılık seviyesine ulaşamamışsanız işiniz çok zordur.** Her an kendisini sizden güçlü gören birisi tepenize yumruğu indirebilir. Haraca bağlayabilir, zelil bir duruma düşürebilir. Millet olarak böyle utançla yaşamaksa ölmeyi tercih edecek karaktere sahibiz. Toprağın üstünde onursuzca yaşamaktansa toprağın altında şerefli yatmayı yeğleriz. Bu duruma düşmemek kimilerinin yaptığı gibi öyle lafla, edebiyatla mangalda kül bırakmayan afaki söylemlerle olmuyor. Bunun için çalışacaksınız, geliştireceksiniz, üreteceksiniz, ter dökeceksiniz. Rüştünüzü tüm dünyaya ispat edeceksiniz.

**Savunma Sanayisine Övgü**

İktidara geldiğimizde ülkemizde savunma sanayi alanında gerçek anlamda dişe dokunur caydırıcılık gücünün altını dolduracak kayda değer birikim yoktu.

Yenilikçilik adına ortada hiçbir çaba, faaliyet yoktu. Hemen kolları sıvadık. Acil ihtiyaçlar dışındaki hazır alım siparişlerini iptal ettik. Bu kaynağı üzerine ilaveler de yaparak büyüttük ve savunma sanayimizin emrine verdik. 23 yılda bu noktaya ulaşmak öyle kolay olmadı.

Geldiğimiz noktada bilhassa İHA konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girdik. Zırhlı kara araçları konusunda adeta küresel bir markaya dönüştük. Kendi füze, radar, deniz araçları, haberleşme sistemlerimizi geliştiriyor, üretiyoruz. En zoru artık atık olarak geride kalmıştır. Tasarım, yazılım, donanım ve diğer unsurlarıyla üretim aşamasına getirmenin ne demek olduğunu en iyi biz biliriz. Envanterimize giren bu ürünleri caydırıcılığımızı destekleyecek şekilde imal etme safhasına geldik. Milli savaş uçağımız KAAN bunun örneklerinden biridir.

Türkiye safralarından kurtuldukça her alanda geleceğine umutla bakmaktadır. İktidarımız ve ittifakımız bölgemizin içinde bulunduğu bu sancılı dönemde Türkiye'nin istiklal ve istikbalinin temelidir ve teminatıdır. 86 milyonun emaneti emin ve ehil ellerde güvendedir. Türkiye Yüzyılı'nın inşasına Allah'ın izniyle kimse mani olamayacaktır.”

Muhalefetin Gazze hususunda hangi kararı alacaklarsa arkasında olacağız çağrısına istinaden Erdoğan, 

“Ülkemizin politik ve sosyal kutuplaşma yoluyla sokak ve gerilim siyasetiyle içi boş hamasi söylemlerle zaafa uğratılması bu ülkede kimsenin hayrına değildir. Muhalefetin tribünlere oynama uğruna Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcında yaptığı yanlışa tekrar düşmemelerini arzu ediyoruz. Gün özellikle sorumlu siyaset yapma günüdür” açıklamasıyla yanıt verdi. 

‘İsrail’e karşı somut adımlar atılması çağrılarına karşı Erdoğan, diplomasi ile çalışmalar yürüttüğünü ifade ediyor. Ancak diplomasinin bir işe yaramadığı, 620 gündür Gazze’de süren işgal ve katliamı durdurmadığı da birçok kez itiraf edilmişti. Bu hususta liderler muhatabı olmayan çağrılarda bulunuyor ve uluslararası toplumu harekete geçmesini istiyor. Öte yandan halen ‘İsrail’in stratejik ihtiyaçlarının karşılayan gölge ticareti de devam ettiriyorlar. 

 


Erdoğan, ‘İsrail’in Geleceğinden Endişeli

Van’da kurtarma ekiplerinin üzerine çığ düştü en az 23 kişi hayatını kaybetti

1580909427.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Van'da 5 kişinin hayatını kaybettiği çığ felaketinde kaybolan 2 kişiyi arayan ekiplerin üzerine de çığ düştü. 30'dan fazla kişi kurtarılırken; 23 kişinin cesedine ulaşıldı. Kurtarma çalışmaları bölgeye sevk edilen takviye ekipler eşliğinde devam ediyor. Çığ altında olduğu değerlendirilen 10-15 kişi için kurtarılması için çalışmalar sürüyor.

Bahçesaray ilçesinde dün gece çığ altında kalan minibüsteki iki kişiyi arama çalışmalarını yürüten ekiplerin üzerine de çığ düştü. Çalışmalarda 30'dan fazla kişi sağ kurtarılırken; 23 cansız bedene ulaşıldı.

![](<a href="https://resmim.net/preview/McoDUT.jpg"><img src="https://resmim.net/f/McoDUT.jpg"></a>)

Van Valisi Mehmet Emin Bilmez verdi. Bilmez, olayda 8 jandarma, 3 güvenlik korucusu, 3 itfaiyeci ile 9 sivilin hayatını kaybettiğini söyledi. Vali Bilmez çığ altında kalan kişi sayısıyla ilgili net bir bilgi vermekten kaçındı.

Çığ altında olduğu değerlendirilen 10-15 kişiyi kurtarma çalışmaları devam ediyor.

**İçişleri Bakanlığı'ndan Açıklama**

Konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "*Devam eden arama kurtarma çalışmaları sırasında bölgede tekrar bir çığ düşme hadisesi yaşanmıştır. Yaşanan bu çığ düşmesi olayında şu ana kadar 30 kişiye ulaşılmış olup, çığ altında olanlar için arama kurtarma çalışmaları devam etmektedir*" bilgisi paylaştı.

Olayın ardından bölgeye Van, Hakkari, Şırnak, Bitlis, Siirt, Erzurum ve Ankara illerinden JAK dahil arama kurtarma ekipleri sevk edildiği belirtilerek şöyle devam edildi:

"*Ayrıca arama kurtarma faaliyetlerini koordine ettiği sırada çığ altında kalan Van AFAD İl Müdürü'nün yerine Muş İl AFAD müdürü bölgeye sevk edilmiştir. Diğer iller teyakkuza geçirilmiş olup arama kurtarma çalışmaları için hazır bekletilmektedir. Ayrıca Ankara’dan yürütülen çalışmaları sevk etmek üzere AFAD Müdahale Daire Başkanı bölgeye gönderilmiştir. Gelişmelerle ilgili bilgi verilecektir*."

**İlk Çığda 5 Ölü**

Van-Bahçesaray karayolunun 33. kilometresinde dün bir minibüsün üzerine çığ düşmüştü. Başlatılan çalışmalarda 7 kişi sağ kurtarılırken 5 cansız bedene ulaşılmıştı. Arama kurtarma çalışmaları bugün saat 07.00 sıralarında tekrar başlamıştı.

Van’da İkinci Çığ Faciası: En Az 23 Ölü

LGBT yönetmeliğini kabul eden Eyyubiye belediyesi, kararından vazgeçti

1582712018.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Urfa'nın **Eyyübiye Belediyesi,** eşcinsel sapkınlığın önünü açan **LGBTİ** yönetmeliğini önce kabul edip, daha sonra iptal etti. Eşcinsel sapkınlığın önünü açan ve bu çirkinliğin görünür olmasını, kamuda ve özel sektörde istihdam önceliği verilmesini hedefleyen yönetmelik bazı belediyeler tarafından kabul edilip uygulanmaya başlandı. Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda bu sapkınlığın topluma kabul ettirilmesi için **İstanbul Sözleşmesi** kapsamında başlattığı **ETCEP’i** (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi) devreye sokmuş, gelen yoğun eleştiriler üzerine projeyi askıya almıştı.

Belediye Meclisi'ne sunulmak üzere Eyyubiye Belediyesi’nin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan tarafından hazırlanan yönetmelik, önce Yazı İşleri Müdürü İsmail Kaya'ya ardından da Başkan Mehmet Kuş'un onayıyla meclise sunuldu.

Meclise gönderilen çirkin yönetmelik oylamaya sunuldu ve kabul edildi.

Ancak Meclis'te oylamaya sunulan yönetmelikte, "***Toplumda dezavantajlı konumda bulunan LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks bireyler), etnik ve dini azınlıklar, sığınmacı ve mülteciler gibi çeşitli sosyal gruplara yönelik veri toplama, hizmet üretme ve belediye politikalarını yurtdışı ve yurtiçindeki STK'larla işbirliği içinde hazırlamak***" ifadelerinin yer aldığı görüldü.

Ajans Urfa'da yer alan habere göre kabul edilen yönetmelik yürürlüğe girerken, Eyyübiye Belediyesi yetkilileri durumu bir gün sonra fark edip, değişikliğe gidildi ve iptal edildi.

Haberde, çirkin yönetmeliği Belediyenin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan'ın internet üzerinden indirdiği ve CHP'li ya da HDP'li bir belediyeden "kopyala-yapıştır" usulüyle aldığı ifade edildi.

**İmza Kampanyası**

Batı aşığı ve oradan gelen her kanuna ve sözleşmeye sahip çıkan iktidar ve muhalefet partileri “İstanbul Sözleşmesi”ne sımsıkı bağlı. Eşcinselliği yaygınlaştırmak, namus mefhumunu ortadan kaldırmak, aileyi yok edip, gençliği ifsat etmek için planlanarak yürürlüğe koyulan İstanbul Sözleşmesi, kamuoyundan tepki almaya devam ediyor.

Bu kapsamda başlattığımız imza kampanyasına siz kıymetli okuyucularımızdan da destek bekliyoruz.

**İmza linki aşağıdadır**

[https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&amp;utm\_source=share\_petition&amp;utm\_medium=facebook&amp;utm\_campaign=share\_petition&amp;utm\_term=psf\_combo\_share\_initial&amp;recruited\_by\_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&amp;utm\_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2](https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&utm_source=share_petition&utm_medium=facebook&utm_campaign=share_petition&utm_term=psf_combo_share_initial&recruited_by_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&utm_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2)

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Suriye’de donan bebeğin görünütüsü vicdanları sızlattı

1578733886.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Suriye’den gelen son görüntü insanlık defterine utanç olarak yazıldı. Katillerle el sıkışan taş kalpli yöneticilerin hanesi bu cürümlere sessiz desteklerle doldu. Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları arşa ulaşırken, bu canilerle el sıkışanlar, donarak can veren körpe bedenlerin katili Esed’i yeniden meşru yönetici olarak tanımak için birbiriyle yarışıyor.

**Suriye’de Bir Körpe Donarak Can Verdi**

Acı olay Hama’nın kuzeyinde meydana geldi. Aktivistlerin ulaştırdığı bilgiye göre Rus ve rejimin hava saldırılarında anne babasını kaybeden ve kendisinden haber alınamayan küçük Erva Afrin-Mabatlı'nın cansız bedeni, 25 gün sonra bir zeytin ağacının altında donmuş halde bulundu.

Aylan bebeğin Akdeniz’de boğularak can vermesinden sonra çekilen görüntüleri gibi Erva bebeğin görüntüleri de sosyal medyada kısa sürede yayıldı.

![](https://resmim.net/f/N6Swv8.jpg)

İran’ın yanlışlıkla vurduğu Ukrayna uçağı gündemin zirvesinde yer alırken, 9 yıldır masum Müslümanları bilerek ve isteyerek katleden Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları görmezden geliniyor. Astana ve Cenevre masalarında katil rejim ile oturulup müzakere ediliyor.

Kardeşleri can verirken Suriye muhalefeti kuzeye çekilmiş ya katliamları izliyor ya icad edilen operasyonlarda vakit geçiriyor ya da daha fazla maaş için Libya’nın yolunu tutuyor.

Astana Üçlüsü Rusya, Türkiye ve İran masada aldıkları kararlar ve sahadaki operasyonlarla kendi halkını katleden cani Esed’in saltanatını korumaya devam ediyor. Körpeler donarken, taş kalpler de üşümüyor.

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

1546098328.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

Son günlerde sosyal medya gündeminde, nehirde düşerek donarak ölen Doğu Türkistanlı bir çocuğun buz kesmiş kahredici fotoğrafı var.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre; donarak ölen bu çocuğun anne-babası Çin Toplama Kamplarında tutuluyor ve kendisi de 78 yaşındaki yalnız yaşayan dedesi ile kalıyordu.

**Çin zulmü altında yaşayan Müslümanların yaşadıkları trajediye her gün bir yenisi ekleniyor**

Nehirde donarak ölen bu fotoğraf, özelde Müslümanlara genelde ise tüm insanlığa kahredici Komünist Çin zulmünün geldiği noktayı; Doğu Türkistanlı Müslümanların çaresizliklerini ve terkedilmişliklerini adeta haykırıyor!

![](https://www.google.com/url?sa=i&source=images&cd=&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwi00PunrcXfAhVMTBoKHT_FCZ0QjRx6BAgBEAU&url=https%3A%2F%2Fforum.donanimhaber.com%2Fdonarak-olen-uygur-turk-cocugu--136473606&psig=AOvVaw3Qnmgr3bnWHnpiMcBHHy0g&ust=1546183679301957)![](https://img.donanimhaber.com/upfiles/2600066/25912903-9092-48a4-8313-ba00b0a14c02.png)

**Çin toplama kamplarına aldığı Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere yerleştiriyor**

Yine geçtiğimiz aylarda da ajanslara yansıyan haberlerde, sistematik insan hakları ihlalleriyle gündeme gelen Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Müslüman Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere gönderdiği de ifade edilmişti.

Haberlerde; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yayımladığı son rapora göre, Çin’de 1 milyondan fazla Uygur Türkü ve diğer Müslüman azınlık toplama kamplarında tutuluyor.

Hükümetin, kamplarda tutulanların çocuklarını evlerinden alarak ülke genelinde çok sayıdaki yetimhaneye gönderdiği bildiriliyor.

Van’da İkinci Çığ Faciası: En Az 23 Ölü

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

Sudan’da, Filistin’e Destek Veren Hizb-ut Tahrir Gençleri Gözaltında

Arakçi: “‘İsrail’ Saldırıları Devam Ederse Görüşme Olmayacak”

Gazze’de Katliam, Batı Şeria’da İşgal ve Yağmalama

Hakkımızda

Linkler

İletişim Bilgilerimiz

Van’da İkinci Çığ Faciası: En Az 23 Ölü

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

Sudan’da, Filistin’e Destek Veren Hizb-ut Tahrir Gençleri Gözaltında

Arakçi: “‘İsrail’ Saldırıları Devam Ederse Görüşme Olmayacak”

Gazze’de Katliam, Batı Şeria’da İşgal ve Yağmalama

Sosyal Medya